Sanırım
Gittiğinin ikinci haftasıydı
Demiştim ya
“Senin Çıktığın Evde Oturuyorum”
Artık boğmaya başladı
Seviştiğimiz dört duvar
Bu eylül de sensiz geçecek
Ne penceremde uğuldayan lodos
Ne de dağın eteğine inen
Sarışın öğle saatleri...
Getirmeyecek gülüşünü akşamlarıma...
Bu gece yokluğunun dökümünü yapıyorum. Aylar önce sensizliğe yazdığım şiiri okudum, bir de dün gece yazdığımı... Hiç fark yok... Neden azalmıyorsun bende? Neden gidişin dün gibi? Neden sana yazdığım her yazı, hep aynı yerde tıkanıyor? Ben bugüne kadar kimseyi yokluğunda bu kadar önemsemedim... Kimseyi yokluğunda bu kadar özlemedim... ve şuna emin ol; hiç kimse, yok’ken bu kadar sevilmedi... Benim karşıma “aşk” diye bu sonucu çıkaran, yarım kalmış’lıktan başka bir şey değil, bunun farkındayım....
Ama iyi ama kötü, bitmeli her hikaye! Sen bitmedin..... Bitmeyensin... Ayrılığın adını koyamadık sevgilim. İşte bu yüzden kopamadık birbirimizden bir türlü...... Ben yarım kalan ve adı konmayan hiç birşeyi unutmam... unutamam..... içimde sızısı kalır. Ya herşey yaşanacağı yere kadar yaşanıp sona ermeli ya da ayrılık sözkonusu olduğunda bir daha kimsenin çıtı çıkmamalı! Biz bunu başaramadık, ayrılamadık! Sen yaşanıp da bitseydin eğer hatrıma gelmezdin. Seni bu kadar yazılası yapan, yarım kalmışlığındır.....
O gecenin sabahında, ayrılığın aklına nerden geldiğini biliyorum... Anlamıştın
benim soyut’ a tutkun olduğumu... O yüzden gittin kim bilir... Sevilmek için, güzel hatırlanmak için, kayıplara karışmayı tercih ettin... haklıydın belki de... Olağan hiç birşeyi sevemedim ben hayatım boyunca..... Herkesin, her an yaşadığı hiç birşeyi benimsemedim... Ben yaşadığım hiçbir aşkı hayatın akışına bırakmadım. Bunu
Yüzünde
İntihara gebe kalmış son bakışım
Asılırken kirpiğinde bir hiçlik gibi..
Gözlerimi kapamadım!
İsterdim oysa
Ey özüne kurban olup da
Yalan dünyasına sövdüğüm
Sen var git yoluna, aldırma...
Bu ilk yalan değil ki gördüğüm!
Şimdi şehre yağmurlar indi
simdi sen yoksun ya?
büyütüyor sonbahar,
adamın yalnızlıgını...
sanki suçlu bu yagmurlar
sanki onlar ıslattı da,
o yüzden kayıp gittin
Hiç özlemediğin kadar,
Özlüyorsun yaşamayı.
Umuda.. dostluğa uzanan,
Bir el bekliyorsun
Yıkıntıların arasında..
Geri çevirdiğin o mutluluk
Gel dost gel.. karadır gündüzüm
Bir ayrılık geldi, bin daha gelsin
Sustuklarım boğazımda düğüm
Baharın güneşi söner mi dersin?
Söndü gözlerde fer rakibim geceye
biz yine de
yaşamaya devam edeceğiz sevgilim...
ayrılığın ağrısına
ve zamanın geçici zulmüne katlanıp
öğreneceğiz
bir hüznü dimdik kucaklamayı da...
Oysa
Yetiyordu bir zaman
Onca kopuşa rağmen
Bir sinemanın bilet kuyruğunda sana rastlamak..
Ya da
Birbirimizden habersiz gittiğimiz
HELAL OLSUN SANA TÜM ŞİİRLERİNİ OKUDUM VE HAYATI KISMINI MERAK EDENLER İÇİN ŞİİRLERİN TAMAMINI OKUYAN HAYATINI ANLAR ZATEN..SENİ KISKANMADIM DESEM YALAN OLUR NASIL OLUYORDA BENDEN KUCUK BIRISI BENDEN ONCE BUNLARI YASIYOR,HAYATIN BIR KAC ADIM ÖTESİNDESİN TEBRIKLER
Merhaba Okan,
Şiirlerin gerçekten çok güzel. Aynı zamanda anlam yüklü ve yaşamdan kesitler olduğunu anlamak zor değil. Her birinde ayrı bir anın var sanki..
Unutamadığın..
ya da, unutmak isteyipte başaramadığın..
Seni tebrik ediyorum, şimdiye dek çoktan ünlü bir şair olman ger ...