Şu anda sen yatağında ne tarafa döndün acaba,
Şu an bulunduğun alemde neler görüyorsun,
Ram uykusunda,
Bir kabusun ortasında,
Benim kaç arşın uzağımda duruyorsun.
Dağlar denizler aşacak yaşta,
Bu ne durgunluk başta,
Hadi kalk gel düşmeden taşa,
Koşalım bağlar bahçeler aşarcasına,
Geride kalmasın dert tasa,
Zamanın da sevmeli sevilmeli ama,
Aygın baygın hali belli ki henüz yeni uyanmış,
Kahve gözleri kim bilir nereye dalmış.
Kapı eşiğinde yüzüne soğuk çarpmış,
Bundan olsa gerek o gül yüzü kızarmış.
Seneler geçmiş köhne karanlıkta kalmış,
Çocuk yaşta koynunda bir hayvan sarmış.
Derin bir sessizlik yankılanır içimde,
Ufuk, kızıl bir perde ateşler içinde,
Son nefes alındı dün gece.
Tam seksen küsür yıl önce,
Bir bebek ağlaması duyuldu yeryüzünde,
Bir düş görüyorum önce,
Aklıma sen düşüyorsun sonra,
Düş uçup gidiyor da,
Sen kalıyorsun aklımda.
Senden bir adım öteye gittiğim gün,
Cıvıl cıvıl kuşlar göçtü bu şehirden,
Mas mavi gökyüzü karardı birden,
Sen mi verdin bana bu gözleri bilmem,
Senden sonra nereye baksam bir şey görmem,
Senden sonra yaşarım desem diyemem,
Seni hiç görmedim,
Yalnız delice bekledim,
Güneşin doğuşunu izledim,
Sana hasret yolları gözledim,
Ömrüm de nice yılları eyledim,
Seni gözlerim dolu bekledim,
Bir ömre kaç hayal sığar,
Bir insan kaç kez güler,
Bir ömür nasıl iki olur,
İki ömür nasıl bir,
Ben nasıl ederim,
Ne ederim,
Her doğan güneş ile birlikte
Sana gelmek isterim sessizce
Sessizce yanında olmak isterim
Sessizce saçlarını okşamak
Sessizce öpmek isterim gözlerinden
Sessizce yok olmak isterim sende
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!