Savruldumu güllerin?
Çılgınlığı seven rüzgarla perişan..
Gördünmü asma yapraklarında salınan tırtılı son kez
Yaşadınmı özgür aşkı coşkuyla hiç?
Çocuk düşlerine can verdin mi?
Durma! ...Güneşin bir daha açası yok
Zenginse dost dediğin para kesesi elinde
Fakirse dost dediğin canını serer önünde
Öyle bir hikaye ki bu hepimiz baş kahraman
Demek okunmaz oldu ne gündüz ne gecelerde.
Uzaktaysa mutluluğun onun selametiyle
Bitmişliğinin şaşkın dansını ediyor cansız..
Son akşamın çırpınarak batan güneşinde saçların
Gözyaşların soruyor çılgın dilber;
Yanakların beni taşıyacak kadar güçlümü? ..
Ahh...Seni sevgi taşkını..
Bu çöken omuzlar bu pınarı taşımaz yaa..
hiç kimse sana şarkı söyleyemez
dağlarda yankılanan
rüzgarlarla nağmelenen seslerde
bulamaz kimse seni
dünyanın duruşudur alın yazısı
ağırlığından dilim dönmüyor
dudaklarımda bir kilit
yalnız yüreğime ait
onun bildiğini biliyorum
ve hapsettiğini
Hüzünler sevinçler nasıl başka kokardı
Nasıl gerçek tebessüm kucaklardı hayatı
Herkes bir başka güzel bir başka sahiciydi
Çocuğun çocuk olduğu ah! ....o....70'li yıllar
Evcilik dedikleri masum bir oyun vardı
durur aniden fırtına
batar güneşle çoğalttıkların
hayallerinin sırdaşı göçmen kuşlar
sağlam kalmış bir dal arar
gözyaşları benliğinin
boşaltmıştır kederleri çoktan
hayat buymuş meğer
kıvamını koyu tutturmak
içtiğinde yakalayabilmekmiş saatleri
aşkınla sarhoşluğa düşmek
uzatabilmekmiş mevsimleri
Dostlarım oldu benim gözyaşımdan tuz yapan
Düşmanlarım da oldu kahkahama saz çalan
Kim dosttur kim düşmandır bilmeye akıl ister
Bakarsın tuzu biten sazı kırmaya gider....
yalnızlığın en kuytu kahvehanesinde
ne haz alıyorum ıssız düşünürken
nefesini hissedebilmek özgürce
bilemezsin ne güzel
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!