günaydın,
sardunyalarım.
günaydın,
menekşelerim.
günaydın,
terastaki martılar.
hayatın ta kendisi değilmidir,
duyguların dizelere dönüşü...
bazen ak,
bazen gri,
bazen de kara,
dizilirler ard arda.
neler görmüştür aynalar,
nice sırları saklarlar.
derdimize ortak olur,
sevincimizi yaşarlar.
yazdıklarıma şiir demedim ben,
kendime de şair, asla..
sevinçlerim,
acılarım,
kahkahalarım,
gözyaşlarımdır,
isimlendiremediğim,
bir duygu var içimde.
kirpiğimin ucunda,
her an akmaya hazır,
titriyor yaşlar...
oysa,
bakıyorum dört bir yana,
arıyorum,insan var mı,
kalmış mı acaba...? ? ?
gördüklerimse, insan değil,
insan görünümündeler,
bilirmisiniz,
nasıldır,
aşık olmak...
yeniden,
başlamak,
yaşamaya...
ey İstanbul,
milyonlarca aşk yaşanmıştır sende …
ama benimkisi,
görülmüşü
duyulmuşu değil,
sevmek,
gel artık,
çık gel,
o,
gittiğin uzaklardan...
sevda yollarında,
bir başıma bırakma beni,
döner dururum,
sensizliğin çemberinde.
bir fasit dairedir.
aynı yere gelir,
özlemin karşısına dikilir,
döner başım,
Antolojide ilk yorumum bu ve soyad daşıma özel oldu...
Soyad daşım şiirlerinizi okuyorum kurduğunuz cümleler yazın ortasında yağan yağmurlar kadar serinletici.....
Yüreğinize sağlık....