Boşuna değil Hayyam sevgimiz,
Bizler söz dinler, şarab içeriz.
Alemin dediği değil umrum da,
Ne olduğumuzu bilenlerdeniz....
nursen ateş
günlerin dili susmuş,
sağırlaşmıştı geceler...
deldi geçti her yeri,
senden gelen acı haber...
kırmızı karanfil
benim gibi yalnızmısın
yarin uzaklarda
sen buradamısın
üzülme
boynunu bükme
doğan güne açarken gözünü,
' ağlamayacağım ' dedi, kendi kendine, ağlamayacağım,
' değmiyor bu kısacak yaşam da, gözyaşı dökmeye '...
kalktı, buruk bir gülümsemeyle,
baktı aynada ki yüzüne...
kaç saat olmuştu, kaç dakika,
alabildiğine yağıyor yağmur
camlara vuruyor damlalar,
gözyaşlarıma eşlik edercesine...
yüreğime söylüyorlar seni,
hece, hece...
yüksek bir tepede,
ormanın içinden seyrediyorum zamanı.
sevda rüzgarları esiyor açık denizlerden,
dolduruyorum içime,
rengini, sesini, kokusunu...
yeşile kesmiş her yer,
Bilemiyorum,
daha kaç ay,
daha kaç günüm var yaşanacak …
kaç gün batımı,
kaç mehtap göreceğim,
denizi ışıklarıyla gümüşe boyayacak…
bir gün mutlaka gelecek
mutlaka esecek açık denizlerden aşk rüzgarı
saracak yaralarımı gülümseyerek...
'korkma'
'ben benzemem başkalarına,
kirlenmemiş bir martıyım ben,
bir varmış bir yokmuş,
uzak diyarların birinde,
bir masal ülkesinde,
yaşayan iki martı varmış..
kanat çırparlarken,
sonsuz maviliklerde
Hazanda açtı çiçeklerim,
Dilimde aşk türkülerim,
Yüreğim dolu dizgin,
Sevdaya yelken açtı...
Antolojide ilk yorumum bu ve soyad daşıma özel oldu...
Soyad daşım şiirlerinizi okuyorum kurduğunuz cümleler yazın ortasında yağan yağmurlar kadar serinletici.....
Yüreğinize sağlık....