Hiç bir şey olmamış gibi
dinerse denizlerim...
solarsa koklamadan
gül yüzlü çiçeklerim...
ben buruk bir gülüşle ağlarsam
-ki mümkündür-
İrşat Çavuş
O gün O da gelmişti Bilbilan yaylasına
Kısa boyluydu ve çevikti
Atlılardan ve arabalardan çabuk gelmişti;
O köhne
Gece soğuktu ve sönüktü yıldızlar...
Sabah, bakkalın plastik sandığından çaldığım ekmek zulamda
soğuk işliyor içime, yırtık paltomdan
bir yıkık barakanın gölgesindeyim
bir aç inilti yanıbaşımda...
-ekmeğimi bir köpekle bölüştüm-
Ağa;
Rolls roys una kurularak gittiğin lüks restoranda
Sırıtarak,
Genç ve güzel orospunun pürüzsüz ve yumuşak ellerine dadanırken
Yudumladığın kızıl şarap
İnşaattan kafasına beton blok düşerek ölen işçinin kanından….
Dillerini bilmediğim
kardeşlerim olsun isterim
güz tarlalarında umarsız
sarı rüzgarlarım olsun isterim
isterim baharları çiçekli
halaylı
Bir bakışta görebilmelisin şehrin tümünü
Tüm evlerini
Ve sokaklarını
Kenar mahallelerini
Ve akıl almaz bir hışımla geçen
Tüm zamanı
Dışarıda tehlikeli bir bahar
Aksaray’dan Laleli’ye her renkten
Bir akın var..
Havada ağır parfüm konusu
Havada motor uğultusu
Havada sigara dumanı..
Bir esmer adam kederlenmiş
gülümsemiş
ağlamış..
bir esmer adam ölü resimlerine sarılmış dostunun
Bir esmer adam serpmiş ağıtlarını...................
Sahi, nasıl becerdin ölmeyi
Soğuktu... yıldızlar kara bulutların arkasında sessiz...
ateşe baktı.. uzandı..nemliydi toprak
kolunu yastık yaptı
kardı... rüzgardı... hamdı.
sevgide acemi olmak lazımdı.
geceydi... türkü soylemek yasaktı.. gülmek ayıp.
Bu topraklar sizin;
serbestçe susarsınız
serbestçe ölür
serbestçe gömülürsünüz.....
bizim! diyemezsiniz...
yüklü başaklara gülemezsiniz
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!