Ey çöllerin kavruk çiçeği
göğsümün kanayan pınarından
bengisu tadında al bir tas su sana
yudumla, iç kana kana..
Ilık bir düş vakti,
Dostluk günü için Refika Doğan Ve tüm dostlara sevgiyle
“Güller, laleler, karanfiller bütün çiçekler solar. Çelik ve demir kırılır. Ama gerçek dostluk ne solar, ne kırılır” Nietzsche
Bir gün evinizden çıkıp bir gül bahçesine girin, dokunun ellerinizle bir güle. Ama koparmayın sakın, yalnızca dokunun ve okşayın. Sevin, sadece sevin ve sevgisini tutup koyun gönlünüze. Dalında duran bir gülün nasıl buram buram hasret, aşk en önemlisi de dostluk koktuğunu göreceksiniz....
Bir dünyam olsun isterdim
kötülükleri kirli sularda boğulmuş
yalnız iyiliklerle yoğrulmuş
barışa uzatılmış elleri
dostluğa kanat çırpan güvercinleri
kardeşliğe meyve veren ağaçlarıyla...
“Öyle bir hayat yaşıyorum ki, cenneti de gördüm,cehennemi de öyle bir aşk yaşadım ki,tutkuyu da gördüm,pes etmeyi de. bazıları seyrederken hayatı en önden, kendime bir sahne buldum oynadım. öyle bir rol vermişler ki,okudum okudum anlamadım. kendi kendime konuştum bazen evimde, hem kızdım hem güldüm halime, sonra dedim ki ' söz ver kendine ' denizleri seviyorsan,dalgaları da seveceksin,sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin,uçmayı seviyorsan,düşmeyi de bileceksin. korkarak yaşıyorsan,yalnızca hayatı seyredersin. öyle bir hayat yaşadım ki,son yolculukları erken tanıdım öyle çok değerliymiş ki zaman, hep acele etmem bundan,anladım..”
Nietzsche...
Bence önce insan olmalı insan, egosunu, içindeki kötülükleri aşmalı, yani hayatı sevmeyle yakalamalı. Sürü gibi olmak, sürü gibi yaşamak yada sürü gibi davranış biçimi göstermek hayatı anlamaya, sevmeye, anlamlandırmaya yetmiyor. Sevdayı, sevgiyi, sevinci, hüznü anlamaya, anlatmaya yetmiyor… Çağının yükümlülüğünü, bilimselliği, teknolojiyi, birey hakkını, demokrasiyi, insanlığın önemini anlamaya, anlatmaya yetmiyor…
Toplumsal kimlikten çok, insan önce kendi bireysel kimliğini, kişiliğini kazanmalı (elde etmeli) ve bu mival üzre kimliğini oluşturmalı, kurmalı ki insan asıl kendisi olabilsin… İnsanın toplumsal olabilmesi için zaten öncelikli kendi mantığını, düşünsel mekanizmasını devreye sokmasıyla mümkün, sürüden ayrılmasıyla…
Sen bir ulu ağaçsın
her şeyi ile ihtiyarlamış
altında ise bir ihtiyar
saçları ağarmış
sen yapraklarını dökmüşsün
Mavi gözlerin
derin bir nehirdir her gece
kalbimin üzerinden geçer
Dudakta mühür
mühürde giz
Gel…
üşüyorum
buralar çok soğuk
seni düşünüyorum
penceremde mehtabın yanakları ıslak
mevsim kışa dönüşmeden
Yapraklar uçuşuyor sokaklarda
gönlümün gülü uykuda
mevsim hazan, elde hüzün
Gülsüm anamın hali hal değil
gözü yaşlı, dili lal
yüzünde cam kırığı
Munzur’da yağan kar oldum
uzakta bir diyar oldum
seni sevmekten suçlu
en büyük günahkâr oldum...
her kasırgada bir tufan
Ne zaman, bir anadolu köyüne düşse yolum
yüreğim burkulur
susuk kumullu alnımdan öper bir anne
bilmediğim ayetler çizer elleri gökyüzüne
anlamadığım dualar kanar dudaklarında
DEĞERLİ HOCAM İNAN BAŞOL YÖRÜKCÜ ŞAİR MAVİ YEŞİL İSİM ALTINDA ŞİİR KİTABI ÇIKMIŞ BU ŞAHIS BENİM VE SENİN BİR ÇOK ŞİİRLERİNİ ÇALIP KENDİ İSİM ALTINDA ŞİİR KİTABI ÇIKARMIŞ SİZİ BİLGİLENDİREYİM DEDİM BİLGİNİZ OLSUN SELAMLAR..BİLAKİS IŞIL IŞIL ŞİİRİNİ OKUYUN...
Affınıza sığınarak bu zamana kadar (1. agızdan izin alma fırsatımız olmadığı için bu konudaki tedirginliğimizi ve üzüntümüzüde belirterek) sosyal medyada şiirlerinizi paylaşmakta bulunduk.
Sizden bu konuda izin ve helallik talep ediyoruz.
Sevgi ve Saygılarımla
Muhtesem bir siir Ustadim buyuk bir keyifle okuyorum siirlerinizi yureginize saglik Allahaemanet olun saygilar *** Tam puan *** Antolojim