Ne diyeyim incittin gönül yaprağımı titreyerek düştü yere
Bin ah içreyim sığmaz gözüm yaşı gönlümde çeşm-i bülbüle
Çok dokunur canım candan eritir ağrıtır ciğer parelerimi
Dilin bazen benzer çift tarafı keskin Zülfikare
Sıcaktı
Evin içinde kaynayan suyun buharı
Haziran gecesinde ağır nem
Televizyonun yeknesak sesi
Kadın ve erkeğin terleyen bedenleri
Şiir yazıyor adam
Yalnız akşamların sakin hüznünde
Sigaram yakın arkadaşım
Ardımda bıraktığım güzel anılar
Geldiğim gideceğim yollar nereye çıkar
Değiştin beni kimbilir neye
Elini uzatsan tutacaksın
Yapamazsın biliyorum
Bir gün ah edeceksin geriye bakıp
Çok şey değişmiş olacak
Su gibi geçiyor zaman
Dörtnala koşuyor akrep ve yelkovan
Yelkovan kuşlarıymış
Nesli tükeniyormuş
Durgun sulara düştü çocuklukları
Lümpen düşlerle geçti son gençlikleri
Etmeseler de ihanet yedi renkli kemer takmış güneş savaşçılarına
Ağladılar çok
Ve ne yazık ki sevdadan uzak kaldılar
Artık gözlerde yaş yok ancak direnç kaldı omuzlarında
Karanlık zamanlar yaşıyoruz
Faşizm düşman sanat eserlerine
Mollaları besliyorlar
Güzellikler kalmasın diye ileriye
Son tren sesini dinle dedi
Son çayı yudumla
Son bir nefes çek sigarandan
Nasıl da uğulduyor kulakların
Sol koluna da bir ağrı geldi çöktü
Tek bir cümle dans ediyor beyninde
Ay çekirdeği dondurma kremalı mantar
Bol dereotlu halis zeytinyağlı bakla
Yemek tariflerini kendine sakla
Kaç ramazan gerekir kaç iftar
İane istemez ki onlar
Şiir,
Yaşama bağlıdır
Ve hep hayatın önünden koşar
İnsan sesi soluğu
Savaşan militanın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!