Nuh Yıldız Şiirleri - Şair Nuh Yıldız

Mecnuna Leyla
Kereme Aslı
Ucubeyle avutuluyor Karslı
Garip bir ukala
Mübdezelliğe mübdela
Adama istismar edecek

Ya Allah, Ya Rahman, Ya Rahim
Evet, sen benim Rabbimsin ben senin Kulunum
Dedim inşallah kalubelada
İki kez secdeye varmışımdır inşallah İlahi divanda
Aslımı bilirim, Âdemin soyundan
Halk edildim, onun hamurundan

Bana şu zalim feleğin ettiği işe bak
Gözlerim görmüyor hele bir ışık yak
Kulağım sesde uykularım pek sak
Aylar yıllar geçtide yârim gelmiyor
Benim bu garip halimi kimse bilmiyor

Sen çok şanslısın yumurcak
Ağlamana gerek yok’ ki
Ne istersen iste, alınacak
Renkli patikler, bol bol oyuncak
Bekliyor seni, bahçeler, parklar
Park’ ta kay kay, salıncak

Aşk ile pişmek için, döndüm, döndüm
Pervane misali nur etrafında döndüm
Kibiri, gururu ayaklar altına gömdüm
Kalbimi arındırmak için sana döndüm

Ahu zar içerisinde, döndüm, döndüm

Kim demiş, bendeki sevginin bittiğini
Bu yüzden, tüm sevenlerimin gittiğini
Kim demiş, sevdiklerimi özlemediğimi
Asla, onların gelmelerini beklemediğimi

Sevgileri, özlemleri, yer eder bedenimde

Engin denizlere, sonsuz ummana dalsam
Canavarın ağzından, mahzunları alsam
Üzülüyorum, öksüz çocukların ağlamasına
Çocukları ağlatanları, can evinden vursam

İlahi güçle kanatlanıp, mavi göklere çıksam

Acemi kuş
Geldi kalemime kondu
Şimdi senin tüylerini yolmazmıyım
Yediğin darıların
Hesabını sormazmıyım
Yumurtaların pastörize mi

Milli değerlerimizi kendilerine simge edindiler
Kan içici kızıllıklarıyla hep aykırı düşündüler
Gizlemek için asıl niyetlerini, birden çark ettiler
Kimisi Atatürk’ cü, kimisi yeşile büründüler

Atatürk maskını yakaya takıp maske edindiler

Dün bağa gittim, anılarımız canlandı gözümde
Asmalar yere eğilmiş, gözüm sevdiğin üzümde
Neşe dolu halin, hayalime geldi hüzünlendim de
Gözyaşlarımla toprağa düştün, ah kara gözlüm

Bir bana, bir kendine, tattırırdın bu üzümden