I.
Ben bir bulutum
Maraş semalarında…
Akşamüstü ufuklar yandığında
İçimden geçer hatıralar
Adım Cahit…
Yaşlı Bizans’ın namlı Kostantinapol’u,
Fatih’in İstanbul’u, iki gözümün nuru
Şehirlerin en güzeli, çiçeklerin en nazlısı
En güzel bestelerin hiç bitmeyen yankısı
Ben bu eski gemide
Her rolde oldum
Tayfa da oldum
Kaptan da oldum
Yeri geldi koştum
Yeri geldi durdum
Oysa sen bilmiyorsun...
Küsünce kızıla boyanan
Bir çocukluk var içimde
Kaçayım diye sessizce
Kalp atışlarıma karışan,
O tekinsiz hüzünden…
Bir gürültü kopar derinden
Açılır demir kapılar, aniden
Tenden içeri girer bir yabancı,
Oysa ne kervan vardır ortada
Ne de haber veren bir kervancı
Sessizce batan güneş gibi öyle
Sen geldin
Sanki
Bir yıldız buldum tavan arasında
Unutulmuş, tozlanmış
Kurumuş yüreğimdin
Bir düş gördüm sanki
Ve coşar ruhum bazen
İsterim ki bir gün
Uzaya çıkayım
Yıldızlara çiçekler asayım
Sonra semazenler gibi
Döneyim etrafında senin dünyanın
I.
Kızın al yanaklarından
Yıldızlara sıçrayınca kan
Yerinden kalktı tüm cihan
Öptü onu üç kez alnından
Geçerken tam yanlarından
Gördüm İstanbul’a kar yağıyor
Şimdi sen çocuklar gibi
Şen şakrak olmuşsundur
Bir kardan adamın ardında sessiz
Küçük bir çocuk gibi masum
Tatlı pusular kurmuşsundur
Kırılmış bir nar gibi
Saçılmışsın dört yana
Her tanen bir başka
Bir insanda filizlenmiş
Gözlerin bir iç denizin
Dalgasında gizlenmiş




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!