Dallarım kurumaya başladı sensizlikten
Şimdi yaşamak daha uzak bana ölmekten
Ne olur bir yudum olsun ver de senden
Yeniden hayata tutunsun bu kuru beden
Bilemedim kime sorsam, nasıl bulsam seni ben
Ben sana bir ilk baharda aşık oldum
İkindi yağmurlarının yağdığı günlerde
Kar altından çiğdemler çıkarken
Dereler bentlerini yıkıp taşarken
Beyazın yerini yeşilin aldığı günlerde
Ben sana bir ilk baharda aşık oldum
Ne Mecnun'a özenirim,
Ne Leyla'sında gözüm var.
Benim bin geceye bedel,
Nur saçan bir sabahım var.
Ne Ferhat'a bir söz derim,
Ne dağlarla bir derdim var.
Deniz gözlerin aklına gelince kâinatın
Yakıcı bir ayaz kaplar Ankara sokaklarını
Ve soğuk çatlatır asfaltın dudaklarını
Kar taneleri senden bahsedince düşerken
Hava aniden buz kesilir
Artık kimse kimseyle konuşmaz
Bir yer olmalı..
Senin sadece benim olduğun
Mesela hiç keşfedilmemiş bir ada…
Artık hiç bir geminin uğramadığı
Güzel günleri eskide bırakmış
Kuytu bir liman, ya da
Sen özgürlüğü aşka tercih edip
Çekip gittiğin günden beri
Ben tek başıma bekliyorum
Sahipsiz bıraktığın sevda ülkeni
Sen ey özgürlük çiçeği!
Derdin özgürlükse eğer,
Asırlardır aranan simya mısın?
Zamanın kalbindeki kimya mısın?
Başka bir âlem, dünya mısın?
Bambaşka bir düş, hülya var sen de
Sadaka taşındaki hicap duygusu
Bir mezar taşının hayat vurgusu
Ben hala perişanım
Peki sen nasıl aştın
Mahremdi yalnızlığımız,
Söyle kimle paylaştın
Benim kalbim çorak hala,
Sen nasıl gümrahlaştın
Dünya denen bu okyanusun ortasında
Su alıyor yorgun gemimiz,
Bizse ne gamda ne telaştayız
Hasret çekenlerin viran kamarasında
Yokluğunla ikimiz yine baş başayız
Bir kızıl ölüm gelir
Esir alır ufukları
Kafamda deli sorular
Kavuşmak için bazen
Öldürmeli eski sevgiliyi
Katili olmadan bi aşkın
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!