Yürü hele yürek yüklü
Bu kurtuluş reha sende
Aldık Ata'mızdan aklı
Şimdi fırsat aha sende
Yok ki bunda kötü niyet
Anladım yaşlandıkça, herkes herşey biliyor
Dışlayıp dışlandıkça, birbirini siliyor
Serçe sanki akbaba; tavşan, tilki kovalar
Dalaşıyor akraba, açılıyor davalar
Kızmak işin kolayı, hoşgörünün izi yok
Aklına gelince çıkmaz efendim
Dostlara bir kelam etmeli şimdi
Dere tepe gezen bıkmaz efendim
Toplanıp köylere gitmeli şimdi
Bulutlar bembeyaz gökyüzü derin
T O P U K
Ege atlasında bir yiğit Zeyrek
Var oldu bir zaman kırıldı topuk
Pazubent kuşanan sahte bir zeybek
Yoruldu velakin kırıldı topuk
İşte yavru işte torun
Tomurcukta gül bellidir
Vallahi çok tatlı sorun
Dedee diyen dil bellidir
Ağzın açar atar çırmık
Hürdemi
Orta Asyalardan gelen
Anadolu’ya nam salan
Göktürk’ü atası bilen
Türk oğlu Türk’üz ulan biz!
Çıkınca kürsüye Abdullah dayı
Meydana şöyle bir baktı gürledi
Uzattı kolunu gerdi de yayı
Hedefe ortadan çaktı gürledi
Biz çiftçiyiz dedi yetmiyo para
Ankara ayazında
Ocak'ta alev titrer
Yolun kar beyazında
Bir yiğit aslan kükrer
Ocak'ın yirmi dördü
Ankara'nın karasında
Kanar durur yarasında
Soğuk ciğerlere vurmuş
Taş duvarlar arasında
Ulucanlar Ulucanlar
Dizler tutmaz kollar titrer
Yürüdüğün yol utanır
Ciğer korkar yürek kükrer
Sağ sallanır sol utanır
Ferhat kalır masallarda




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!