Abidin yapmamıştı mutluluğun resmini...
ama ben onu kocaman bir adamın,
kapkara, sıcacık
çocuk gözlerinde yakaladım
masum, mahzun bakışlarında...
Kirpiklerinden öptüm usulca, korkup kaçtı..
Görmezlikten geliyorum sahte tabelaları
ya şaşırıp sapıverirsem bir dönemeçten
ya çıkmaz sokaklara dalıverirsem,
aşılmaz duvarlar çıkarsa ya karşıma.
Tırmanma yaşımı da geçtim,
aynı yolu gerisingeri tepmek kolay mı?
Şimdi gökyüzünü çiziyorum
avuçlarına çocuk,
Göremediğin gökyüzünü...
Güneşi, bulutları çiziyorum,
Uçan kuşları göremediğin...
Çaktırmadan “ birilerini” yazarsın,
vaayy "O" sen misin aptallığı,
üstlerine alınmıyor havaları
aslında pek de güzel anlarlar onları yazdığını.
Kendini yazarsın olduğun gibi,
gördüler ya bir iki meziyetini
Bilseydim,
kim kimden daha iyi
Bilseydik,
Hiç zaman harcar mıydık lüzumsuzlarla.
Abur cuburla doldurur muyduk,
Gönlümüzü tıka basa...
Bencil ve yosma
Bir zamansızlıkta,
Aralara sıkıştırılmış
Yasak savmak gibi,
Öpüşüp sevişmelerle
Aşk'MIŞ gibi yaparak
Mırıl mırıl mırıldaşmalarla bakışıp,
köşeyi dönüp kayboldular...
Sonrası birkaç mırıltı daha
ve nefessiz kalıp
gözleri yarı aralık,
mutlu mesut sarılıp
Bıraktım yahu
kendi içine kaçmış insanları
bi naz, bi poz
trip-mirip
afra-tafra
bana ne yaaa…
"Dua etmek en kolayı dedi,
niye ki dedim."
Şimdiiii; en iyi tohumu bulacak
ekecek verimli bir toprak bulacak
sulayacak, çapalayacaksın
Bağırabildiğin kadar bağır..!
Kimseler duymayana kadar bağır.
Taa ki kendi sesini duyana kadar,
Bütün öfken geçene kadar bağır...!
Kim demiş; acıların sessiz kalınca küllenir diye?
İçinde ki yangının bitmeden,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!