Yooo bitmem öyle kolayına,
Küllerimden yeniden doğarım ben.
Sen başka yerde, ben başka yerde;
İkimize dar gelmeyen şehirlerde yaşarken
Ve hiç dokunamamışken ellerimiz bile birbirine,
Ne çıkardı beraber olsaydık da dar gelseydi şehir
Bir zamanlar çocukken,
gökkuşağının altından
geçme hayalim vardı.
Hatta koşardım da bazen,
sanki geçebilecekmişim gibi.
Çocukluk işte, eğlenceliydi...
Tam anlamadan birbirinizi,
tamamlanamazsınız ki.
“Ben” derken,
“Sen” de varsın diyebilmeli.
Değerliyim derken,
senin değerini de bilmeli.
Kırdık;
Kalemlerimizi
Sevdiklerimizi,
Ve kırdılar bizi de,
Kandırıldık, kırıldık.
Ne geçti ki elimize, ellerine?
Hani elmaya aşık
minicik, masum
pembe kurtçuk var ya
evet işte “O”
Ne diye ısırıp onu
dünyasını yıktın,
Sevgili;
Diyorsun ki, anlat bana kimsin sen?
...
" İçimdeki o mutlu çocuk;
Günebakan çiçeğim,
kırmızı gelinciğim.
Herkese sonuna kadar güvenmem.
Açık veya aralık bıraktığım bir kapım vardır her zaman, ne olur ne olmaz kapısı… (Anneannem, mülahazat hanesini açık bırak derdi)
Ansızın kapanıverdiğinde kapı ve ben o kapının arkasında kalakaldığımda tek başıma, dimdik ayakta durabilmek, yıkılmamak içindir.
Güvendiğim dağlara kar yağdığında, çığ altında kalmamak içindir bu. Kendimi koruma önlemimdir.
Aşk, yaşanır ve biter bir gün
Sonunda; kimi koşarak kaçar
Kimi sürünerek...
Kalanlar mecnun.
Zaman, bizim yarattığımız kavram
Yok aslında zaman filan
Bir boşluk o, doldurulmaya çalışılan
O kaçan biz kovalayan….
Saatlermiş
Uzun ömürmüş
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!