Su ve toprak hayat verir
acı vermez aslında
neden ayaklarım acıyor anne?
duvarım yok
sokak lambalarım
şehir geçiyor gözümden
puslu, çıplak, kan şehir
ne yana dönsem ucuz pırlanta
her yanı acil servis
aşkım aceleye gelmez ki benim
yitiyor tılsımı
kırılıyor gözümde şafak
mucizeler düşlüyorum
kara haberin geliyor
bir masal yazıyor
bir çocuk çalışır şurda
yapıda
kızgın güneş altında iki büklüm
teri sümüğüne karışmış
yaşını çoktan aşmış
severim kırmızıyı
gün batarken ankara’da
ve doğarken...
yeşili, dalda, çimde severim
oynaşırken gölgeler üzerinde
Ben diyor şair şiirinde
ya ben!
alçaldı tavan
daraldı odalar masalar
ben’i bulamıyorum
Keyfine diyecek yok Mehmet Ağa'nın
Uzanmış seyrediyor köşkler içinden
Haline gülümsüyor tüm insanların
Dünyanın dertlerini atmış üstünden
Ne yorgunum, ne hastayım diyemez
gidiyor
demsiz çaylarından içip yaşamın
gidiyor, sesin kanarken canımın içlerinde
tenha bir gülüş kopuyor dudaklarımdan
usulca
karanlığına şafağın
Tanrıya nasıl da kızgınım bilsen
Henüz baharında kopardı benden
Ne olur dünyaya bir daha gelsen
Canım, nasıl mutlu ederdin beni
Bu aşk, bu dünyaya fazla mı geldi
Hani
bir an var
yüreğine sığmaz da duygular,
belleğine yükselir
birikir
dilden dökülmek ister de
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!