Bir cana yazık.
Her cana yazık.
Her can masum doğar.
Azdıran cana yazık.
Hilal kaşlarında keman çaldığım,
Gül dudağını büzdün mü yoksa?
Düşünce deryasında dibe saldığım,
Mühür gözlerini süzdün mü yoksa?
Akmasın diyerek bentler yaptığım,
mutlu olduğuna inanmaktan geçer,
mutluluğa giden yol.
Bir kez inandın mı mutlu olduğuna,
mutluyum dedin mi biryol,
mutlu olacaksın kesinlikle.
mutlusundur emin ol.
Gidişler sancılı olur derler!
Duyardım başka ağızlardan.
Böylesine hazır değildim be gülüm.
Gök gürlemeyi kesti,
Hıçkırıklarımın nidasından.
Yalnızdım, kimsesizdim, ağladım tuluğa kadar.
İçinde kaybolduğum sonsuzluk mu?
Ya da hiç içinde yer alamadığım korkusuzluk mu?
Yok, yoook, bunların hiçbiri değil.
Umman, içinden çıkamadığım keşmekeş,
Uyanamadığım sensiz düş.
Muhtaç olduğum sessizlik,
Anlamıyorum!
Çok şey mi istiyorum ben,
Evrenin vitrininden?
Köşk mü istiyorum?
“Süzülerek raks edeyim ”diye,
Paşanın hareminden?
Ne zıkkımmışsın ki sen,
Pes ettim karşında ben.
Yıktın talan ettin yuvamı,
Sahraya çevirdin ovamı.
Gücüm yetmedi sana, kurtulamadım senden.
Yüreğim,hokkası olunca kalemin,
Elbet kanayacaktı mürekkebin!
Hasret yazarken,
Dertler azarken,
Aşka mezar kazarken şair,
Ben Alper Tunga,
Hani şu konuştuğu anlaşılmayan oğlun var ya,
İşte o baba.
“Emes” teşhisi konuğunda bana,
Annemin ellerine sımsıkı kenetlendiğinde,
Gözlerini gözlerime dikerek, yüreğinle,
Ayakları yere basmayan biriyim ben,
Hala Kaf Dağının arkasında ki zümrüd-ü anka kuşunu bekliyorum.
Hayallerimle süslediğim bir ülkeye doğru uçur diyorum.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!