Şiir sever, biraz da yazar... Kamu çalışanı... 3 çocuk annesi...
Sen gelince aklıma
İnceden bir sızı düşer ta şurama
Acır yüreğim, yanar da yanar
Hoyrat esen sonbahar rüzgarında
Kuru bir yaprak gibi savrulur
Nazlı nazlı, döne döne uçar da uçar
İMKANSIZ AŞK…
Yazmak gelmez içimden, yazsam bile ne fayda.
Seni tanıyalı ki olmuşum sanki Leyla.
Avare oldu gönül, kalamam ki Dünya’da
Kıymet nedir bilmez bir yar elinden
Çekmeyince bilinmiyor sevdiğim
Çağıl çağıl akan sevda selinden
Verilmezse dolunmuyor sevdiğim
Görmez ise seni bir gün gözlerim
Kadın olmak zor bu Dünya'da azizim... Cinsel bir obje olarak bakılır genelde kadına çünkü... Kendi hür idaresi olduğu, insan olduğu, ana olduğu, eş olduğu, bacı olduğu, evlat olduğu hep ikinci plana itilir bu memlekette...
Günümüzde yaygın olarak kullanılan sosyal medyada gezinirken dahi "niye erkek olarak doğmamışım" diye kendi kendine hayıflanır çoğu zaman kadın...
En basit bir örneği verelim isterseniz... Şiir yazarsın.... Yazdıklarından önce kaşın-gözün ne renk diye bakarlar resmine... Güzelmişsin diye özelden yollanan mesajlarla dolup taşar posta kutun bir anda... Hele bir de çevrimiçi görünüyorsan eğer, vay haline... Arkadaşlık istekleri, telefon numaranı veya e-posta adresini almaya çalışmak için türlü türlü taklalar atmalar başlar....
Seni sevdim.. Nasıl mı?
Seni, savaş ortasında kalan masum bir çocuğun korku dolu bakışlarıyla sevdim.. Suya hasret, ekmeğe hasret, özgürlüğe hasret günlerinde, bir çocuk kalbiyle sevdim.
Seni sevdim.. Nasıl mı?
Kış bitimlerinde, bahar gelişlerinde açmaya çalışan tomurcuk çiçeklerde sevdim.. Yapraklarım henüz oluşmamışken, beyaz, pembe, kırmızı çiçeklerimle sevdim.
Aşk'ı özümsemek lazım azizim... Kimin kime ne dediği önemli değil, yüreğin ne hissediyor ona bakacaksın... Sen yazılanları başkasına yazılmış gibi okurken, cümleler intihar ediyordur belkide vurdumduymazlığında...
Kaç yıl oldu ki seni tanıyalı, bilemem
Gözleri kahverengi, ağlasada silemem
Gönül bu gör desede, yollar uzak, göremem
Ruhum fırtınalarda, gönlümse meltem yeri
Karşımdaki güzel kalp, sanki ben gibi çarpar
Halet-i ruhiyeyle dalmışım bir rüyaya
Huriler sarmış beni, tutmuş elim gidiyor
Renkler solmuş bir anda, her yer zifir karanlık
Uzakta tek bir ışık gözlerimi alıyor
Adımlıyorum sanki fezayı milim milim
Koşturmaca ile geçen zamanı
Ah! ile küle dönen kalb-i viranı
Göz pınarlarımdan akan yaşları
Geri ver bana desem, verecek misin?
Ömrümün kalan ahir gününde
Çileli bülbül gibi inim inim inlersin
Yakarsın ağıtları yine kendin dinlersin
Muzip bir kahkahayla için için gülersin
Dallarıma konup da kırma beni ey bülbül
Diyecek sözlerim var dinle beni sen bülbül
Daha sağlıklı, huzurlu... Daha güvenli ve insancıl günler dileğimle..
Anneler Gününüz kutlu olsun...