Nefretli Sükûn Şiiri - Ahmet Eren Erdoğmuş

Ahmet Eren Erdoğmuş
12

ŞİİR


0

TAKİPÇİ

Nefretli Sükûn

İçimdeki nefretin insanlığa yansımasıdır,
Bu çaresizlik içinde kıvranan mısralar.
Vermedim dizelerime şefkatin rengini.
Her geçen gün biraz daha ölürken,
Anladım asi ruhumun derinliklerini.
Ve manaya saldıran,
Aç kalmış kuduz köpekler gibi.
Doğmadan ölmek;
Yahut,
Yaşamadan sevmek.
Sırtımdaki çıbanlar, her biri dert ortağım.
Ama yaşamanın verdiği yorgunluk ile.
Hayır, hayır!
Göz torbalarının verdiği olgunluk dile.
Kolay?
Artık ölüme daha da alışkınım.
Yokluk ve varlık arasındaki hudutların,
Surlar örerek müdafaa mecburiyetinin,
Münhasır olmadığını.
Zincir çekerek zamanın beline vurmanın,
Müdafaa olmadığını.
Ateşli silahların icadıyla anladım.
Ama mesele değildi ki ateşli silahlar.
Ya da zincirlerin kopardığı kafalar?
Kumdan kalelerin surları,
Bir sözünle elem ve keder.
Hayır, hayır!
İhanet ve keramet,
Aynasıdır rüyaların.
Hayır, hayır!
Yağmurun yağması için,
Gerekirmiş suyun da ölmesi.
Sert kayalıkların kapattığı,
Falezlerin tırnaklarında okyanusların kabardığı,
Hırçın denizlerde boğulan,
Yer küreye sığmayan suların isyanı,
Ama arasından çiçeklerin açtığı,
Bir hülya nehrinde yüzen;
Tahta parçaların kıvrandığı,
Ey sert kayaları dövüp ondan uçurumlar kıran derya!
Ey ölü toprağa merhamet edip yaşam filizlendiren!
Tezatlıkların dengesinde,
Pembe bir gökyüzüyle yaşar insan.
Ve,
Nefrettir soluduğumuz nefesin ismi.
Kibirdir içtiğimiz hayatın cismi.

Ahmet Eren Erdoğmuş
Kayıt Tarihi : 14.5.2024 18:34:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!