ZAMAN Sinsi bir hırsızdır belki; ya da zavallı bir gardiyan. Herkesten bir şeyler çalıp götürendir: çocukluk hatıralarını, bayram heyecanlarını, ilk aşkını ya da en sevdiklerini… Bu, ona verilmiş bir görevdir aslında. Çünkü zaman, hayata biçilmiş tek kıyafettır.
somut ve objektif idrake göre duyumlara gelen dış oluşlara yahut şuura bağlı oluşlara ve değişikliklere ait idraklerden ibaret olmak üzere iki çeşittir,sanılmaktadır... birincisine göre bizim dışımız da biribirine eşit objektif anlardan mürekkeptir. ikincisine göre bizim şuurumuzda cereyan eden değişikliklerin idrakini ifade eden izafi anlardan ibarettir.halbuki,oluşun ancak astronomik sayılarla ifade edilebilecek kadar uzun gözüken ve kesik kesik idrak ettiğimiz gelişimini yani idrak ettiğimiz objektif ve subjektif zamanı bir anlık ve yek pare bir ''ol''emri içinde idrak etmek de doğru olur...işte yaratıcı bu ''mutlak an''ile beraber zihnimize kendisini tasdik ettirir...
eskiden şimdi ve gelecek olan o zaman hep hep heryerde var olmadığı an yokolduğu hiç bir an olmamıştır ki...zman gelecek ve bir gün bizde olmayacağız o zamanda peki o zaman ne olacak? ? ? işte o zaman da aman ne iyi insandı veya iyiki gitti de kurtulduk diyecekler emme ne çare bunlara şimdiki gibi geldde cevap ver ben gidince arkamdan konuşmayın sakın o ZAMAN....
merhemmiş zaman, öyle derlermiş yaşanmış hikayelerde. masallarda ise hiç yer yokmuş zamanlara, çünkü merheme gerek duyacak yaralar hiç açılmazmış, iyiler hep kazanır, kötüler cezalarını bulur, sevenler kavuşur ve sonsuza kadar mutlu yaşarlarmış. gökten elmalar düşer, kerevetlere çıkar da yermişiz o elmaları.. oysa zamanın içine girildiği ve üstelik ilaç olarak görüldüğü bu diyarlarda ne bir kerevet var üzerine kurulmalık, ne de elmaların tadı.. bir trenin camından, uzakta görünenlerde kalmış o kutlu resim. bu kompartımanda ayaktayız biz, şaşkınız hala, ayakta duramayacak gibi olduğumuzda birbirimize tutunuyoruz çaresizce.. onların hep yanımızda kalarak bizi ayakta tutabileceğine inanıyoruz sonra aynı saflıkla, çocuklukla.. fakat gidiyorlar, biz düşüyoruz ve zaman uzatıyor yukarıdan mekanik çubuk kollarını, kaldırıyor bizi ayağa yeniden yavaşça..merhem diyorlar adına işte bizi kaldıran bu akrebe, yelkovana..
en değerli varlık kaybettiğin de asla geriye getiremeyeceğin tek şey gitti gelmez artık kaybettiğin o zaman... hatta ben bunları buraya yazdım yazdıkça da elimden gidiyor zaman... tut hadi tutabilirsen...
Zaman; hem yara hem ilaç...
...
her şeyi yazarım da
zamanı yazamam
o yazar çünkü
beni.
...
oruç aruoba
1- nakitten bile değerli olduğu halde fazla kıymetini bilemediğimiz sahip olduğumuz en değerlimiz.
2- Türkiyede tirajı en yüksek olan gazete.
Hava ısınıyor ya,
binadan sıkılma zamanı geldi demektir bu.
Zaman
vaha zamanı artık.
Tabi burada anılan “vaha”,
yer altı edebiyatının öğrettiği vaha değil,
aksine ağaçlarla haşır neşir bir çalışma sürecini anlatmak için.
Gözümü kapatıp,
tüm bedenimle
dünyayı
dinleyebilmek için;
güneşe,
ağaçlara,
nereden geldiği anlaşılmayan,
kendi başına buyruk
bir rüzgâra
ihtiyacım var artık.
güneş, rüzgâr ve ruhuma asılı bir çiftle dolaşmalıyım
dolaşmalı..
...
ZAMAN
Sinsi bir hırsızdır belki; ya da zavallı bir gardiyan. Herkesten bir şeyler çalıp götürendir: çocukluk hatıralarını, bayram heyecanlarını, ilk aşkını ya da en sevdiklerini… Bu, ona verilmiş bir görevdir aslında. Çünkü zaman, hayata biçilmiş tek kıyafettır.
..........alıntı...........
Aslında,
Ne kadar uzun ve sensiz bir kelimeymiş 'Zaman'..
Özlediğimi zaman'la anladım en sonunda...
somut ve objektif idrake göre duyumlara gelen dış oluşlara yahut şuura bağlı oluşlara ve değişikliklere ait idraklerden ibaret olmak üzere iki çeşittir,sanılmaktadır...
birincisine göre bizim dışımız da biribirine eşit objektif anlardan mürekkeptir.
ikincisine göre bizim şuurumuzda cereyan eden değişikliklerin idrakini ifade eden izafi anlardan ibarettir.halbuki,oluşun ancak astronomik sayılarla ifade edilebilecek kadar uzun gözüken ve kesik kesik idrak ettiğimiz gelişimini yani idrak ettiğimiz objektif ve subjektif zamanı bir anlık ve yek pare bir ''ol''emri içinde idrak etmek de doğru olur...işte yaratıcı bu ''mutlak an''ile beraber zihnimize kendisini tasdik ettirir...
gariptir,alıştırır usul usul inkar ettiklerine,
Yazarken zmn diye kısalttığım, yaşarken de ne çabuk geçiyor dediğim an..(zaman) ;)
Eylem yoksa zaman yoktur.
Nâmertliğin mertliği yıkamadığı zamanlar da vardı...
...
eskiden şimdi ve gelecek olan o zaman hep hep heryerde var olmadığı an yokolduğu hiç bir an olmamıştır ki...zman gelecek ve bir gün bizde olmayacağız o zamanda peki o zaman ne olacak? ? ? işte o zaman da aman ne iyi insandı veya iyiki gitti de kurtulduk diyecekler emme ne çare bunlara şimdiki gibi geldde cevap ver ben gidince arkamdan konuşmayın sakın o ZAMAN....
ZAMAN
Nedir zaman, nedir?
Bir su mu, bir kuş mu?
Nedir zaman, nedir?
İniş mi, yokuş mu?
Bir sese benziyor;
Arkanız hep zifir!
Bir sese benziyor;
Önünüz tüm kabir!
Belki de bir hırsız;
İzi, lekesi var.
Belki de bir hırsız;
O yok, gölgesi var.
Annesi azabın,
Sonsuzluk, şarkısı.
Annesi azabın,
Cinnetin tıpkısı.
İçimde bir nokta;
Dönüyor aleve.
İçimde bir nokta;
Beynimde bir güve.
Akrep ve yelkovan,
Varlığın nabzında.
Akrep ve yelkovan,
Yokluğun ağzında.
Zamanın çarkları,
Sizi yürütüyor!
Zamanın çarkları,
Beni öğütüyor.
Zaman her yerde ve
Her şeyin içinde.
Zaman her yerde ve
Acem'de ve Çin'de.
Kime kaçsam ondan;
Ha yakın, ha ırak?
Kime kaçsam ondan;
Ya sema, ya toprak...
Necip Fazıl Kısakürek
Aman efendim aman!
Galiba âhir zaman!
Su gibi akıp geçerdi, hiç geçmeyecekmiş gibi duran ZAMAN..
Beklemeye değecek olan gelecekse sonunda eğer...
merhemmiş zaman, öyle derlermiş yaşanmış hikayelerde. masallarda ise hiç yer yokmuş zamanlara, çünkü merheme gerek duyacak yaralar hiç açılmazmış, iyiler hep kazanır, kötüler cezalarını bulur, sevenler kavuşur ve sonsuza kadar mutlu yaşarlarmış. gökten elmalar düşer, kerevetlere çıkar da yermişiz o elmaları.. oysa zamanın içine girildiği ve üstelik ilaç olarak görüldüğü bu diyarlarda ne bir kerevet var üzerine kurulmalık, ne de elmaların tadı.. bir trenin camından, uzakta görünenlerde kalmış o kutlu resim. bu kompartımanda ayaktayız biz, şaşkınız hala, ayakta duramayacak gibi olduğumuzda birbirimize tutunuyoruz çaresizce.. onların hep yanımızda kalarak bizi ayakta tutabileceğine inanıyoruz sonra aynı saflıkla, çocuklukla.. fakat gidiyorlar, biz düşüyoruz ve zaman uzatıyor yukarıdan mekanik çubuk kollarını, kaldırıyor bizi ayağa yeniden yavaşça..merhem diyorlar adına işte bizi kaldıran bu akrebe, yelkovana..
Buruşuk bir gözyaşıdır şimdi zaman..
Zaman çabuk geçmiş sanırım hepimiz için... :) Smiley smiley ley ley
zaman herşeyin 'kocakarı' ilacı...
işe yaramadığı söylenemez...
kimi zman herşey yada aslında hiç bir şeyyy
iyi kullanmak lazım :)
gelip burda nedir bölümüyle uğraşıyoz yaw :)
hızla akıp geçen ve durduralamayan bişey...
hem objektif hem de subjektif olan tek kavram olsa gerek. 1 saat her yerde 1 saattir ama yaşanan 1 saat her yerde aynı değildir..
Kimine göre göreceli bir kavram, kimine göre dördüncü boyut…İnsan hayatının iz düşümü,paraleli..Hayatın ta kendisi. zaman işte budur..
'Sadece şimdiki zaman vardır'
Chryssıppe
zaman yerinde sayarken, ben niye tükenmişim........
Zaman geçiyor,geçiyor zaman kadınım...
Yazık! zaman değil,biz geçip gidiyoruz!
Ronsard
Vel-asr...
Zamana yemin olsun ki..!
Sen ey Zamana maruz kalan insan..!
Zaman senin şahidindir unutma...
en değerli varlık kaybettiğin de asla geriye getiremeyeceğin tek şey gitti gelmez artık kaybettiğin o zaman... hatta ben bunları buraya yazdım yazdıkça da elimden gidiyor zaman... tut hadi tutabilirsen...
Adına hayat denilen bu illüzyonun bir başka yansıması.Sadece bizi içine alan esrarengiz bir boyut.Ve ne çok şeyin ilacı...