Tirilye, Mudanya’ya 10 Km kadar uzaklıktaki eski bir rum köyü. Köye girince, deniz ve ormanın iç içe olması işte budur dedirtiyor. Üstelik köyün egzotik havasına kolaylıkla kapılıyor insan. Tarihi dokusunun ve insan mozayiğinin çok da bozulmamış olması sevindiriciydi. Yüzlerce yıllık ve kerpiçten yapılmış orijinal evleri uzun uzun seyredilmeğe değerdi. Ve evlerdeki, sanırım sadece o yöreye özgü envai çeşit çiçekler dikkat çekiciydi. Köyün labirent gibi daracık toprak yollarında yürürken, tarihe yolculuk yapıyorum hissi baskın geliyordu. Asırlık çınarın altındaki tarihi kahvede, yaşlı insanlarla sohbet etmek doyumsuz güzellikteydi. Özetle gidilesi, görülesi bir yer tirilye.
Tabi ki 70'lerin sonu, 80'lerin ilk döneminde olmak isterdim.. Her ne kadar o yıllarda sokaklarda anarşi ve terör kol gezse de, 12 Eylül ihtilali gibi bir trajedi yaşansa da...
yazmakla bitmezki bu gezi..HZ. ISA ILE BERABER OLMAK ISTERDIM...HZ MUHAMMED efendimizle omuz omuza cihad etmek isterdim..FATIH SULTAN MEHMET HANIN ordusunda olmak ve istanbulun fethinde savasmak isterdim..ATATURK un yaninda olmak kurtulus savasinda cenk etmek isterdim...yaz yaz bitmez..
ilişmek isterdim ürkek olan yüreğimle asr-ı saadete...usulca sokulsam RASUL'un suffe ashabına verdiği huzur dolu sohbetlerin kıyısında dolaşsam.....takılsam Ebubekr hz. lerinin arkasına ulaştırsa beni rasul ile paylaştığı anlara....
Tirilye, Mudanya’ya 10 Km kadar uzaklıktaki eski bir rum köyü.
Köye girince, deniz ve ormanın iç içe olması işte budur dedirtiyor. Üstelik köyün egzotik havasına kolaylıkla kapılıyor insan.
Tarihi dokusunun ve insan mozayiğinin çok da bozulmamış olması sevindiriciydi.
Yüzlerce yıllık ve kerpiçten yapılmış orijinal evleri uzun uzun seyredilmeğe değerdi. Ve evlerdeki, sanırım sadece o yöreye özgü envai çeşit çiçekler dikkat çekiciydi.
Köyün labirent gibi daracık toprak yollarında yürürken, tarihe yolculuk yapıyorum hissi baskın geliyordu.
Asırlık çınarın altındaki tarihi kahvede, yaşlı insanlarla sohbet etmek doyumsuz güzellikteydi.
Özetle gidilesi, görülesi bir yer tirilye.
Tabi ki 70'lerin sonu, 80'lerin ilk döneminde olmak isterdim.. Her ne kadar o yıllarda sokaklarda anarşi ve terör kol gezse de, 12 Eylül ihtilali gibi bir trajedi yaşansa da...
yazmakla bitmezki bu gezi..HZ. ISA ILE BERABER OLMAK ISTERDIM...HZ MUHAMMED efendimizle omuz omuza cihad etmek isterdim..FATIH SULTAN MEHMET HANIN ordusunda olmak ve istanbulun fethinde savasmak isterdim..ATATURK un yaninda olmak kurtulus savasinda cenk etmek isterdim...yaz yaz bitmez..
Kadeş Antlaşması*nın yapıldığı dönem ya da Mısır ve Hitit Uygarlığı dönemine bir gezi müthiş olurdu.ya da İnka-maya-aztek uygarlıkları.
ilişmek isterdim ürkek olan yüreğimle asr-ı saadete...usulca sokulsam RASUL'un suffe ashabına verdiği huzur dolu sohbetlerin kıyısında dolaşsam.....takılsam Ebubekr hz. lerinin arkasına ulaştırsa beni rasul ile paylaştığı anlara....
Osmanlıda lale dönemini ve Atatürk'lü yılları isterdim...
Yinede en komik olanı
Dedemin babamın kulaklarını çektiği; sopa attığı her hangi bir kesit olurdu..
Bende babama anlatır anlatır kızdırırdım..
Aslında Amerikalı yerlilerin Kolomb'u karşılarında gördükleri zaman ki
yüz ifâdeleri de ilginç olmalı..
16. Yüzyılda
İstanbul surlarında nöbet tutan iki askerin muhebbetine;
konularının ne olduğuna şahit olmak isterdim..