Yeşil hem de! Ben bu rengi taşırım her zaman can köşemde. Yeşilde ne arar da bulamaz insanoğlu? Yeşil bu…varlık dolu,gök dolu,umman dolu. Bir ucu gözlerinde,bir ucu engindedir. Meyve veren ağaçlar bu çini rengindedir. Bu çini rengindedir bahar,deniz,kır,orman
1951 yılında Bingöl’de doğdu. Resmi kayıtlara göre gerçek isminden çok Ahmet Demir, Sakallı ve Yeşil kod adları ile tanınan Mahmut Yıldırım, 1973 yılında Bingöl'ün Genç ilçesi Jandarma Komutanlığı ile ve MİT Tatvan Bölge Müdürlüğü ile çalıştı.1975'de Milli Görüş hareketi içine giren ve Elazığ Etibank Ferrokrom tesislerinde çalışmaya başlayan Yıldırım'ın MİT ile ilişkisi 1989'da kesildi. Bu tarihten sonra Jandarma ile çalışan Yıldırım, çok sayıda faili meçhul cinayete karıştığı iddia edildi.MİT'e önce Şemdin Sakık'ı sonra da Abdullah Öcalan'ı öldürmek için operasyon düzenlemeyi teklif etti ve bu teklif Mehmet Eymür'e ulaştıktan sonra Eylül 1994'de Yıldırım ile ilişkiye geçildi.
1995 yılı Ocak ayında Ankara'da gözaltına alındı ve Orhan Taşanlar tarafından sorgudan geçirildi. Kırılan kaburga kemikleri Ankara’da tedavi ettirildi. 23 Kasım 1996'da MİT tarafından alınan Metin Atmaca adına düzenlenmiş pasaport ile Budapeşte'ye gitti.24 Kasım'da Mesut Yılmaz Budapeşte'de bir ülkücü tarafından yumruklandı. 28 Kasım'da aynı pasaport ile Türkiye'ye giriş yaptı. MİT ile ilişkisi 30 Kasım 1996'da kesildi. Yeni Ufuk gazetesinde Yeşil ile yapıldığı iddia edilen bir röportaj yayınlandı ancak fotoğrafların bir Özel Harekatçı polise ait olduğu ortaya çıktı. Mahmut Yıldırım'ın Abdullah Öcalan’a 6 Mayıs 1996 ve 23 Kasım 1996'da başarısız iki suikast girişiminde bulunduğu ve uçak yolculuğunu Beyrut'a yaptığı da iddia edildi.Öldürüldüğü ya da bir yerde gözaltında tutulduğu iddia edildiyse de akıbeti hakkında bir bilgi bulunmuyor.
hangi zihniyet bunun gözleri ile bağlantılı oldugunu düşünebilirki onların görevleri ile yada konumlari ile bir bağlantısı var basit şeyler degil
Ruhum... Mısra çekiyorum, haberin olsun. Çarşıların en küçük meyhanesi bu, Saçları yüzümde kardeş, çocuksu. Derimizin altında o ölüm namussuzu... Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor. İlktir dost elinin hançersizliği... Ağlıyor yeşil.
JİTEM hesabına çalıştığı öne sürülen ve adı fali meçhul cinayetlerle anılan, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın yaşadığı, ancak siroz hastası olduğu bildirildi.
Tempo Dergisi, bu haftaki kapağını Yeşil ve açık adı Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı olan JİTEM'e ayırdı.
Tempo'nun konuştuğu JİTEM'de çalışmış ikisi emekli 7 komutan, “işleri” ve Yeşil hakkında bilgi verdi.
Yeşil’in gerçek hikayesi dahil JİTEM tarihçesini anlatan 7 askerin rütbe ve unvanları ile isimlerinin baş harfleri şöyle:
1 NUMARA: General S, 2 NUMARA: Albay M, 3 NUMARA: Albay Z, 4 NUMARA: Albay K, 5 NUMARA: Albay A, 6 NUMARA: Binbaşı A ve 7 NUMARA: Binbaşı Z
YEŞİL YAŞIYOR
Birbirilerini teyid eden 7 ayrı komutanın verdiği bilgilerden derlenen bilgilerler şöyle:
Yeşil halen yaşıyor, ama son derece hasta; hastalığı siroz. Yeşil halen çeşitli Türki cumhuriyetlerde özel bakım altında tutuluyor. Özel bir ekip Yeşil’i “gerektiği ölçüde” hareket ettirerek Türkmenistan, Özbekistan gibi ülkelerde dolaştırıyor. Halen doktor kontrolünde ve büyük ölçüde yatağa bağlı yaşayıyor.
MEKTUPLAR GENELKURMAY'DAN GEÇİYOR
Yeşil ortalama 3 aylık süreler içinde eşine mektup yazıyor. Genelkurmay Başkanlığı üzerinden iletilen mektuplar önce Jandarma’nın kriminal laboratuvarlarında inceleniyor. Her defasında yazının Yeşil’e ait olup olmadığı tespit ediliyor. Bu tespitin ardından mektuplar özel seçilmiş bir rütbeli asker tarafından aileye ulaştırılıyor. Mektup Yeşil’in eşi tarafından okunuyor ve yerinde imha ediliyor.
YEŞİL 2008'DE DÖNECEK
Eğer olağanüstü bir durum olmazsa - 2008 yılında Türkiye’ye dönmesi planlanıyor. Yeşil 1998 yılında Türkiye’den ayrılırken geride 7 kişisel kimlik ve hayat hikayesinin yer aldığı klasörler bıraktı. Halen gizlediği klasörlerde Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da PKK’ya karşı yürütülen pek çok operasyonun bilgisinin de yer alıyor. Yeşil Türkiye’ye döndüğünde kimlik ve klasörler kendisine iade edilecek. Yeşil bu belgeler için “hayatta kalma güvencem” diyor ve Türkiye’den ayrılırken bir yakınına hitaben şöyle konuşuyor:
“(Parmaklarıyla hesap ederek) Ben 10 yıl sonra döneceğim (10 yıllık süre 2008’e tekabül ediyor) . Eğer ecelimizle ölmezsek yine hep bir araya geleceğiz. Çocuklara ve eşime iyi bakın. Hakkımda pek çok olumsuz şey söylenebilir, yazılabilir moralinizi bozmayın. Ben geri döneceğim.”
YEŞİL ASKER DEĞİL İMAM HATİPLİYDİ
Yeşil, askeri okullardan mezun olan bir kişi değil, aksine sivil hayattan devşirilen bir görevlidir. Sakallı ve Hacı gibi isimlerle de anılan Yeşil’in gerçek adı Mahmut Yıldırım. Baba adı Salih, ana adı Derdi olan Yeşil’in doğum tarihi 1953. Doğum yeri Bingöl – Solhan Dincik Köyü. İmam Hatip Lisesi’nden mezunu olan Yeşil, Keban Barajı’nın yapımında ve Elazığ Ferro-Krom tesislerinde puantör olarak çalıştı.
Yeşil, MİT'le çalışmaya başlamasından 6-7 ay sonra vatani görevini ifa etmek için askere gitti. Dönüşünde MİT elemanı olarak görevine devam etti. Yeşil'in MİT'le ilişkisi 1989 yılı Mayıs ayında koptu. Kontrolu güç bir eleman olması, kendi başına hareket etmesi ve talimatlara uymaması, güvenlik güçleri arasında sürtüşmelere neden oluyordu. MİT'in ilişkisini kesmesi üzerine Jandarma onu sahiplendi.
Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı'nın emriyle, anılan komutanlık adına, Nazimiye ve Ovacık bölgelerinde istihbari bilgiler toplamaya, güvenlik kuvvetleriyle birlikte uygulamalara katılmaya başladı. Bu çalışmalar sırasında Tunceli bölgesinde deşifre olması üzerine Jandarma Asayiş Komutanı tarafından Diyarbakır'a çekildi ve Jandarma Asayiş Komutanlığına bağlı olarak kırsal alanda, çalışmaya başladı. Yeşil, bu çalışmalar sırasında önemli operasyonlarda yer aldı, Asayiş ve İl Emniyet Komisyonu toplantılarına katıldı, Polis'in İstihbarat ve Özel Harekat birimleriyle koordine etti, kendisine, silah, hüviyet, ve telsiz verildi.
Yani, Yeşil artık resmen, devletin bir güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. Halktan bazıları onu Türk ordusunun bir subayı, bazıları da 'emekli albay' olarak biliyordu.
Yeşil, Diyarbakır döneminde Cem ERSEVER ile yakınlaştı ve birlikte bir çok operasyona girdiler.Yeşil'in bu bölgedede deşifre olması ve taraflı basın organlarında adının bir çok failimeçhul ve haraç alma olayına karıştırılması üzerine Jandarma 1994 yılında, kendisini ailesi ile birlikte batıya, Ankara'ya yolladı. Okuyalım,öğrenelim...Yeşil kimin için çalışmış? Onu bu hayatta en iyi tanıyan isim Mehmet Eymürdür..Mit müsteşarı...Bu yazılanlarda ona aittir...Mehmet Eymür'e.... ;)
Çatlı ve Yeşil'i karıştırmamak gerekir..Gladio,nato için çalışan Yeşil değil,Çatlı'dır..Yeşil iki teşkilatta görev yapmıştır..Biri Jitem,diğeri Mit...Bir çok operasyona katılmıştır..Apo için yapılan meşhur mercedes suikastini duymuşsunuzdur..O ekip içinde Yeşil de mevcuttur..Zira köstebek çıkmasaydı Apo çoktan geberecekti..Yeşil hakkında daha fazla bilgi edinilmelidir..Zira bilmeden konuşmak,cahillerin işidir.. ;)
Bazı kitaplarda,dergilerde ve basın organlarında gerçek adının Mahmut Yıldırım olduğu öne sürülmesine rağmen adı sır gibi saklanan bir ajan..Fakat sanıldığı gibi Yeşil Jitem bünyesinde görev yapmamıştır..Çünkü Yeşil Jitem'in faaliyetlerini yürütebilecek çapta birisi değildir..Ne bağlantı olarak nede güç olarak..Yeşil dediğiniz adam tecavüzcü bir katildir..Yeşil'in bu kadar sansasyonel bir kişilik haline gelmesinin ana nedeni ise kendisine emir veren güç odaklarının sahip olduğu prestijdir..Yeşil sadece Gladıo'nun tetikçilerinden birisidir..Gladıo soğuk savaş yıllarında komunizm tehlikesine karşı savunması zayıf olan ülkelerin kendilerini korumaları için CIA tarafından kurulup tüm dünyaya kirli işleri ile bir örümcek ağı gibi yayılan kontr-gerilla grubudur..Yeşil ise Gladıo ve Jitem'in arasındaki bağlantıyı sağlayan birisidir..Yeşil anlatıldığı gibi bir halk kahramanı falan değil sadece bir tetikçidir..Yeşil Jitem'in faaliyetlerini sabote eden kişidir..Gladıo'nun Jitem bünyesine sızmasını istemeyen kişileri ve ordu mensuplarını ise kendi elleriyle aldığı emirler doğrultusunda öldürmüştür..Şimdi soruyorum size Yeşil CIA için mi çalışan biri yoksa Türk birimleri için mi?
Bu adamın hataları tabiiki olmuştur.Fakat hiç bir hatası devletin zararına olmamıştır.Neymiş haraç toplamıiYahu adama bakıyorsunuz kimlerden haraç toplamıi hepsi mafya..Banane kardeşim mafyadan haraç topluyorsa.Bir de bu adamın sadece kod adlerını bilmekle tanıyamazsınız.Sallamak kolay.Mesela polis yeşili sorguluyor.Eğer bizim isediklerimi yapmaz isen meçhul cinayetlerde senin boş kovanlarını kullanırız diyor..Yani bilip bilmeden sallamayn.Onun zamanında istanbul mafyası çökmüştü,onun öldürdüğü pkk sayısını usta matematikçiler bile sayamaz..İş bitiren adamlar sevilmez tabii bu memlekette..
Acımasızca yok ettiğimiz doğal güzelliklerimiz....
içindeymişik
yeşilmişik
sazmışık
yine yeşillendi fındık dalları.......................dinlenesi türkü...............
Gözlerim yeşildir çözülmez andığı
Sözlerim yeşildir duyulmaz kandığı
Közlerim yeşildir görülmez yandığı
Yaşam kaynağı.... :)
Hayvanlar pek anlamaz kıymetini, yok etmek eğilimindedirler her zaman... :)
inekler pek bi sever..: :)))
Vadi...=0)
yol..
ot....: :))
Derin devlet adamlarından olan; sonradan devletin onu ortaya çıkarıp bütün suçu üslendirdiği şahıs...! ! !
ot.....: :)))
Yeşil hem de!
Ben bu rengi taşırım her zaman can köşemde.
Yeşilde ne arar da bulamaz insanoğlu?
Yeşil bu…varlık dolu,gök dolu,umman dolu.
Bir ucu gözlerinde,bir ucu engindedir.
Meyve veren ağaçlar bu çini rengindedir.
Bu çini rengindedir bahar,deniz,kır,orman
Bana Tanrım gözükür yeşil dediğim zaman.
Gözlerimin rengi... :)
1951 yılında Bingöl’de doğdu. Resmi kayıtlara göre gerçek isminden çok Ahmet Demir, Sakallı ve Yeşil kod adları ile tanınan Mahmut Yıldırım, 1973 yılında Bingöl'ün Genç ilçesi Jandarma Komutanlığı ile ve MİT Tatvan Bölge Müdürlüğü ile çalıştı.1975'de Milli Görüş hareketi içine giren ve Elazığ Etibank Ferrokrom tesislerinde çalışmaya başlayan Yıldırım'ın MİT ile ilişkisi 1989'da kesildi. Bu tarihten sonra Jandarma ile çalışan Yıldırım, çok sayıda faili meçhul cinayete karıştığı iddia edildi.MİT'e önce Şemdin Sakık'ı sonra da Abdullah Öcalan'ı öldürmek için operasyon düzenlemeyi teklif etti ve bu teklif Mehmet Eymür'e ulaştıktan sonra Eylül 1994'de Yıldırım ile ilişkiye geçildi.
1995 yılı Ocak ayında Ankara'da gözaltına alındı ve Orhan Taşanlar tarafından sorgudan geçirildi. Kırılan kaburga kemikleri Ankara’da tedavi ettirildi. 23 Kasım 1996'da MİT tarafından alınan Metin Atmaca adına düzenlenmiş pasaport ile Budapeşte'ye gitti.24 Kasım'da Mesut Yılmaz Budapeşte'de bir ülkücü tarafından yumruklandı. 28 Kasım'da aynı pasaport ile Türkiye'ye giriş yaptı. MİT ile ilişkisi 30 Kasım 1996'da kesildi. Yeni Ufuk gazetesinde Yeşil ile yapıldığı iddia edilen bir röportaj yayınlandı ancak fotoğrafların bir Özel Harekatçı polise ait olduğu ortaya çıktı. Mahmut Yıldırım'ın Abdullah Öcalan’a 6 Mayıs 1996 ve 23 Kasım 1996'da başarısız iki suikast girişiminde bulunduğu ve uçak yolculuğunu Beyrut'a yaptığı da iddia edildi.Öldürüldüğü ya da bir yerde gözaltında tutulduğu iddia edildiyse de akıbeti hakkında bir bilgi bulunmuyor.
hangi zihniyet bunun gözleri ile bağlantılı oldugunu düşünebilirki onların görevleri ile yada konumlari ile bir bağlantısı var basit şeyler degil
En komik olan da şu.
Yazıyor,gözlerinin rengi sebebiyle 'Yeşil' kod adını alan Mahmut Yıldırım...
Adamın gözlerine bakıyorsun,kahverengi. :)
yeşil demek doğa demek ama yeşile demek şifre de demek sen nasıl düşünürsen öyle gider hayat ayrıntıda gizlidir
Ruhum...
Mısra çekiyorum, haberin olsun.
Çarşıların en küçük meyhanesi bu,
Saçları yüzümde kardeş, çocuksu.
Derimizin altında o ölüm namussuzu...
Ve Ahmedin işi ilk rasgidiyor.
İlktir dost elinin hançersizliği...
Ağlıyor yeşil.
kiminsin sennnnnn? 'olmaz ki böyle de güzel bakılmaz ki unutmak mümkün mü o bakışları yaf nerden çıktın karşıma':(((
türkçe de 'yaş' kelimesinden türemiş bir renk ismi.
'yaş' ve 'yeşil' kelimelerinin
ortak manası ise
'diri' dir.
kod isim
ya bende renk körlügü var
yeşil değilmiydi onun rengi ya
YEŞİL yaşıyor klasik lafı birde ben söyleyim şimdiki kod adı CELAL halen bazı ihalelere giriyor herzaman o heryerde...!
JİTEM hesabına çalıştığı öne sürülen ve adı fali meçhul cinayetlerle anılan, 'Yeşil' kod adlı Mahmut Yıldırım'ın yaşadığı, ancak siroz hastası olduğu bildirildi.
Tempo Dergisi, bu haftaki kapağını Yeşil ve açık adı Jandarma İstihbarat ve Terörle Mücadele Grup Komutanlığı olan JİTEM'e ayırdı.
Tempo'nun konuştuğu JİTEM'de çalışmış ikisi emekli 7 komutan, “işleri” ve Yeşil hakkında bilgi verdi.
Yeşil’in gerçek hikayesi dahil JİTEM tarihçesini anlatan 7 askerin rütbe ve unvanları ile isimlerinin baş harfleri şöyle:
1 NUMARA: General S, 2 NUMARA: Albay M, 3 NUMARA: Albay Z, 4 NUMARA: Albay K, 5 NUMARA: Albay A, 6 NUMARA: Binbaşı A ve 7 NUMARA: Binbaşı Z
YEŞİL YAŞIYOR
Birbirilerini teyid eden 7 ayrı komutanın verdiği bilgilerden derlenen bilgilerler şöyle:
Yeşil halen yaşıyor, ama son derece hasta; hastalığı siroz. Yeşil halen çeşitli Türki cumhuriyetlerde özel bakım altında tutuluyor. Özel bir ekip Yeşil’i “gerektiği ölçüde” hareket ettirerek Türkmenistan, Özbekistan gibi ülkelerde dolaştırıyor. Halen doktor kontrolünde ve büyük ölçüde yatağa bağlı yaşayıyor.
MEKTUPLAR GENELKURMAY'DAN GEÇİYOR
Yeşil ortalama 3 aylık süreler içinde eşine mektup yazıyor. Genelkurmay Başkanlığı üzerinden iletilen mektuplar önce Jandarma’nın kriminal laboratuvarlarında inceleniyor. Her defasında yazının Yeşil’e ait olup olmadığı tespit ediliyor. Bu tespitin ardından mektuplar özel seçilmiş bir rütbeli asker tarafından aileye ulaştırılıyor. Mektup Yeşil’in eşi tarafından okunuyor ve yerinde imha ediliyor.
YEŞİL 2008'DE DÖNECEK
Eğer olağanüstü bir durum olmazsa - 2008 yılında Türkiye’ye dönmesi planlanıyor. Yeşil 1998 yılında Türkiye’den ayrılırken geride 7 kişisel kimlik ve hayat hikayesinin yer aldığı klasörler bıraktı. Halen gizlediği klasörlerde Güneydoğu ve Doğu Anadolu’da PKK’ya karşı yürütülen pek çok operasyonun bilgisinin de yer alıyor. Yeşil Türkiye’ye döndüğünde kimlik ve klasörler kendisine iade edilecek. Yeşil bu belgeler için “hayatta kalma güvencem” diyor ve Türkiye’den ayrılırken bir yakınına hitaben şöyle konuşuyor:
“(Parmaklarıyla hesap ederek) Ben 10 yıl sonra döneceğim (10 yıllık süre 2008’e tekabül ediyor) . Eğer ecelimizle ölmezsek yine hep bir araya geleceğiz. Çocuklara ve eşime iyi bakın. Hakkımda pek çok olumsuz şey söylenebilir, yazılabilir moralinizi bozmayın. Ben geri döneceğim.”
YEŞİL ASKER DEĞİL İMAM HATİPLİYDİ
Yeşil, askeri okullardan mezun olan bir kişi değil, aksine sivil hayattan devşirilen bir görevlidir. Sakallı ve Hacı gibi isimlerle de anılan Yeşil’in gerçek adı Mahmut Yıldırım. Baba adı Salih, ana adı Derdi olan Yeşil’in doğum tarihi 1953. Doğum yeri Bingöl – Solhan Dincik Köyü. İmam Hatip Lisesi’nden mezunu olan Yeşil, Keban Barajı’nın yapımında ve Elazığ Ferro-Krom tesislerinde puantör olarak çalıştı.
Tempo
Yeşil, MİT'le çalışmaya başlamasından 6-7 ay sonra vatani görevini ifa etmek için askere gitti. Dönüşünde MİT elemanı olarak görevine devam etti.
Yeşil'in MİT'le ilişkisi 1989 yılı Mayıs ayında koptu.
Kontrolu güç bir eleman olması, kendi başına hareket etmesi ve talimatlara uymaması, güvenlik güçleri arasında sürtüşmelere neden oluyordu.
MİT'in ilişkisini kesmesi üzerine Jandarma onu sahiplendi.
Tunceli Jandarma Bölge Komutanlığı'nın emriyle, anılan komutanlık adına, Nazimiye ve Ovacık bölgelerinde istihbari bilgiler toplamaya, güvenlik kuvvetleriyle birlikte uygulamalara katılmaya başladı.
Bu çalışmalar sırasında Tunceli bölgesinde deşifre olması üzerine Jandarma Asayiş Komutanı tarafından Diyarbakır'a çekildi ve Jandarma Asayiş Komutanlığına bağlı olarak kırsal alanda, çalışmaya başladı.
Yeşil, bu çalışmalar sırasında önemli operasyonlarda yer aldı, Asayiş ve İl Emniyet Komisyonu toplantılarına katıldı, Polis'in İstihbarat ve Özel Harekat birimleriyle koordine etti, kendisine, silah, hüviyet, ve telsiz verildi.
Yani, Yeşil artık resmen, devletin bir güvenlik görevlisi olarak çalışıyordu. Halktan bazıları onu Türk ordusunun bir subayı, bazıları da 'emekli albay' olarak biliyordu.
Yeşil, Diyarbakır döneminde Cem ERSEVER ile yakınlaştı ve birlikte bir çok operasyona girdiler.Yeşil'in bu bölgedede deşifre olması ve taraflı basın organlarında adının bir çok failimeçhul ve haraç alma olayına karıştırılması üzerine Jandarma 1994 yılında, kendisini ailesi ile birlikte batıya, Ankara'ya yolladı. Okuyalım,öğrenelim...Yeşil kimin için çalışmış? Onu bu hayatta en iyi tanıyan isim Mehmet Eymürdür..Mit müsteşarı...Bu yazılanlarda ona aittir...Mehmet Eymür'e.... ;)
Çatlı ve Yeşil'i karıştırmamak gerekir..Gladio,nato için çalışan Yeşil değil,Çatlı'dır..Yeşil iki teşkilatta görev yapmıştır..Biri Jitem,diğeri Mit...Bir çok operasyona katılmıştır..Apo için yapılan meşhur mercedes suikastini duymuşsunuzdur..O ekip içinde Yeşil de mevcuttur..Zira köstebek çıkmasaydı Apo çoktan geberecekti..Yeşil hakkında daha fazla bilgi edinilmelidir..Zira bilmeden konuşmak,cahillerin işidir.. ;)
Bazı kitaplarda,dergilerde ve basın organlarında gerçek adının Mahmut Yıldırım olduğu öne sürülmesine rağmen adı sır gibi saklanan bir ajan..Fakat sanıldığı gibi Yeşil Jitem bünyesinde görev yapmamıştır..Çünkü Yeşil Jitem'in faaliyetlerini yürütebilecek çapta birisi değildir..Ne bağlantı olarak nede güç olarak..Yeşil dediğiniz adam tecavüzcü bir katildir..Yeşil'in bu kadar sansasyonel bir kişilik haline gelmesinin ana nedeni ise kendisine emir veren güç odaklarının sahip olduğu prestijdir..Yeşil sadece Gladıo'nun tetikçilerinden birisidir..Gladıo soğuk savaş yıllarında komunizm tehlikesine karşı savunması zayıf olan ülkelerin kendilerini korumaları için CIA tarafından kurulup tüm dünyaya kirli işleri ile bir örümcek ağı gibi yayılan kontr-gerilla grubudur..Yeşil ise Gladıo ve Jitem'in arasındaki bağlantıyı sağlayan birisidir..Yeşil anlatıldığı gibi bir halk kahramanı falan değil sadece bir tetikçidir..Yeşil Jitem'in faaliyetlerini sabote eden kişidir..Gladıo'nun Jitem bünyesine sızmasını istemeyen kişileri ve ordu mensuplarını ise kendi elleriyle aldığı emirler doğrultusunda öldürmüştür..Şimdi soruyorum size Yeşil CIA için mi çalışan biri yoksa Türk birimleri için mi?
bana huzuru çağrıştıran bir renk, ayrıca mavi ile de pek yakışıyorlar yan yana geldiklerinde :))
cennet renği diye bilinir.....
Bu adamın hataları tabiiki olmuştur.Fakat hiç bir hatası devletin zararına olmamıştır.Neymiş haraç toplamıiYahu adama bakıyorsunuz kimlerden haraç toplamıi hepsi mafya..Banane kardeşim mafyadan haraç topluyorsa.Bir de bu adamın sadece kod adlerını bilmekle tanıyamazsınız.Sallamak kolay.Mesela polis yeşili sorguluyor.Eğer bizim isediklerimi yapmaz isen meçhul cinayetlerde senin boş kovanlarını kullanırız diyor..Yani bilip bilmeden sallamayn.Onun zamanında istanbul mafyası çökmüştü,onun öldürdüğü pkk sayısını usta matematikçiler bile sayamaz..İş bitiren adamlar sevilmez tabii bu memlekette..