-nedir bu... -içinde yaramın kabuğu var... -yaranın kabuğu mu? -düşündüm kü fotoğraf vermekten iyidir, fotoğrafa bakar bakar alışırsın...ama yara öyle değildir,etimden bir parçadır, ne zaman baksan acırsın... -insan sevdiğine yarasını verir mi? (insan sevdiğine en çok yarasını verir) 'Vizontele,Rıfat ve Asiye'
Kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür. Ama ipe her dokunuşunuzda, canınızı acıtan tek nokta, yine o düğümdür. yara gibidir kapansa bile izlerini herzaman taşır insan ve hep tazeymiş gibi acıtır sızlatır...
tazeyken,henüz kabuk tutmaya başlamışken dokunulmaması ve dokundurulmaması gereken anılardan oluşur.bir kaç hatrı sayılır arkadaş tarafından çoğu zaman kanatılır...ilacının zaman olduğu söylenir.önce zamana bırakmalı,sonra zamanı da bırakmalı...
kimi yaralar vardır ki içeri doğru kanar, kimseye gösteremezsin, kimseye anlatamazsın. olması gereken odur sadece. kendi kanın süzülür kalbinin içine doğru, göz yaşlarınının refakatinde.
bu kelımenın bırden fazla anlamları olabılır. mesela vucutta herhangı bı acılma ornegın elıon kesılmesı bırde mecazı anşamda dılylem kı bır ınsanın dıgerıne her hangı nedenle nedenle uzmesı halıonde işte denır sen benım yuregımde yaralar actın denır yanı acı verılır macazı anlamda
Yara, fiziksel olarak vücutta darbe veya hastalık sonucu oluşan bir olaydır. ancak soyut yara da var ruhun yara alması psikolojik olarak insanın çöküntüye uğraması da bir yara alma şeklidir
...... çünkü hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez çünkü en hızlı hatırlanandır en eski unutulan ondan gelen ıtırlar olur yellerde her esinti bir acılı kokuyu taşır hassas burunlara savrulur gidersin çok eski çok acıtan bir ağustosa nasıl kıyısında kalmıştık yapış yapış bir yazın daha başkaydı hani yüzünde herkese aynı oranda bulaşan tuz yolların açmazıydı enginlikle kabaran ve bütün yanlışları dalga dalga saklayan şarkılıktan usanmış deniz ve denizi herşeye benzeten şiirler ve kıstırılmış istridyelerde kullanılmış inci taneleri...
çünkü bilirsin hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez!
“nedir bu? ... -içinde yaramın kabuğu var... -yaranın kabuğu mu? -düşündüm ki fotoğraf vermekten iyidir, fotoğrafa bakar bakar alışırsın...ama yara öyle değildir,etimden bir parçadır, ne zaman baksan acırsın... -insan sevdiğine yarasını verir mi? ”
Bu sözler miydi beni bu kadar etkileyen yoksa, ben miydim sözlere fazladan mana yükleyen bilemiyorum... İnsan sevdiğine yarasını verir miydi, onu hiç bilmiyorum... Sadece ağlamaklı bir ruh, hüzün taşıyan bir çift göz taşıyorum küçücük bedenimde... Aklımda binlerce fotoğraf karesi taşıyorum, içlerine girdiğimde yolumu kaybettiren! Susa durduğum binlerce fotoğraf karesi... Yüzleşemediğim anılarım var kalbimin her köşe başında... İnsan kalbinden kaçar mı? Evet, kaçar! Onunla yüzleşemediği anlar da, yaralarını görmek istemediği anlar da kaçar... Her yolun en keskin virajında eli bırakılan bir çocuksan eğer, kalpten de kaçarsın bu diyarlardan da…
pişmanlıklar söylenmemesi gerekip söylenenler.. özür dileyemeyişler perdeler gururlar.. içte olup dışarıya çıkmaya cesareti olmayan ve sürekli kanayan yaralar... tedavisi bir pişmanlık ifade eden cümleye bakıyor.. heyhat! pişmanlığın önünde gurur 24 saat nöbet tutuyor...
çizikler, kesikler.. kopanlar sığmayıp kabını çatlatan ve kanatanlar.. kanlar, irinler hava ve zaman karışımıyla bağlanan kabuklar.. ve kabukların -görevin bitti denilerek vücuttan atılmaları... geriye kalan sadece ve sadece izler... bakınca hatırlamak için hayatın attığı imzalar...
er veya geç, kapanacak problemmm diyorsun hıı? ? haklısın be dost.! ? bekliyelim.. :)) ama; zor beee.! ! . sen......... boş ver beee dost..! ! ! hadeee bekliyelimmm..:((
Yaraydın gönül yaraydın Her yer karanlık yaraydın Hem ilaçdın hem yaraydın Sırrımı deşip yaraydın Yaraydın gönül yaraydın Azığım zehir bineğim gamdır Yaram yarimdir,Yarim yaramdır...
eski yar eski yara
sızlıyor eski yara
.......................
söz: k.iskender
seslendiren: s.erener
-nedir bu...
-içinde yaramın kabuğu var...
-yaranın kabuğu mu?
-düşündüm kü fotoğraf vermekten iyidir, fotoğrafa bakar bakar alışırsın...ama yara öyle değildir,etimden bir parçadır, ne zaman baksan acırsın...
-insan sevdiğine yarasını verir mi?
(insan sevdiğine en çok yarasını verir) 'Vizontele,Rıfat ve Asiye'
Yarlandım,yaralandım.'Yardan düştüm,yaralarım yardan armağandı...'
izi kalıyo..
Kopan bir ipe, sımsıkı bir düğüm atarsanız, ipin en sağlam yeri artık bu düğümdür.
Ama ipe her dokunuşunuzda, canınızı acıtan tek nokta, yine o düğümdür.
yara gibidir kapansa bile izlerini herzaman taşır insan ve hep tazeymiş gibi acıtır sızlatır...
eski yara, eski yara, çekilmez eski yara yenisinden fayda yok, varıp gidem eski yara....
tazeyken,henüz kabuk tutmaya başlamışken dokunulmaması ve dokundurulmaması gereken anılardan oluşur.bir kaç hatrı sayılır arkadaş tarafından çoğu zaman kanatılır...ilacının zaman olduğu söylenir.önce zamana bırakmalı,sonra zamanı da bırakmalı...
yaran kabuk tutmasın her an deş tazelensin!
sen ağla gafil gülsün,nadan yelpazelensin!
necip fazıl kısakürek
kimi yaralar vardır ki içeri doğru kanar, kimseye gösteremezsin, kimseye anlatamazsın. olması gereken odur sadece. kendi kanın süzülür kalbinin içine doğru, göz yaşlarınının refakatinde.
bazen kabuk tutması zor, sürekli kanayan, üstü kapansa da içe akıtan yaşanmışlıklardır.
yara sızlar
ok değmiş yara sızlar
yaralının hâlinden
ne bilsin yarasızlar
bu kelımenın bırden fazla anlamları olabılır. mesela vucutta herhangı bı acılma ornegın elıon kesılmesı bırde mecazı anşamda dılylem kı bır ınsanın dıgerıne her hangı nedenle nedenle uzmesı halıonde işte denır sen benım yuregımde yaralar actın denır yanı acı verılır macazı anlamda
yaramın derinliği senin adındadır
Yara, fiziksel olarak vücutta darbe veya hastalık sonucu oluşan bir olaydır. ancak soyut yara da var ruhun yara alması psikolojik olarak insanın çöküntüye uğraması da bir yara alma şeklidir
gece ne kadar yara alırsak alalım sabahları birbirimize karışarak uyanıyoruz yüzüm beyaz bir bulut oluyor.
......
çünkü hiçbir yara hiçbir zaman tam olarak iyileşmez
çünkü en hızlı hatırlanandır
en eski unutulan
ondan gelen ıtırlar olur yellerde
her esinti bir acılı kokuyu taşır hassas burunlara
savrulur gidersin
çok eski çok acıtan bir ağustosa
nasıl kıyısında kalmıştık
yapış yapış bir yazın
daha başkaydı hani yüzünde
herkese aynı oranda bulaşan tuz
yolların açmazıydı enginlikle kabaran
ve bütün yanlışları dalga dalga saklayan
şarkılıktan usanmış deniz
ve denizi herşeye benzeten şiirler
ve kıstırılmış istridyelerde kullanılmış inci taneleri...
çünkü bilirsin
hiçbir yara hiçbir zaman
tam olarak iyileşmez!
deride oluşan zedelenmeler
yara insanı acımsı duruma düşüren iz bırakıcıdır...
“nedir bu? ...
-içinde yaramın kabuğu var...
-yaranın kabuğu mu?
-düşündüm ki fotoğraf vermekten iyidir, fotoğrafa bakar bakar alışırsın...ama yara öyle değildir,etimden bir parçadır, ne zaman baksan acırsın...
-insan sevdiğine yarasını verir mi? ”
Bu sözler miydi beni bu kadar etkileyen yoksa, ben miydim sözlere fazladan mana yükleyen bilemiyorum... İnsan sevdiğine yarasını verir miydi, onu hiç bilmiyorum... Sadece ağlamaklı bir ruh, hüzün taşıyan bir çift göz taşıyorum küçücük bedenimde... Aklımda binlerce fotoğraf karesi taşıyorum, içlerine girdiğimde yolumu kaybettiren! Susa durduğum binlerce fotoğraf karesi... Yüzleşemediğim anılarım var kalbimin her köşe başında... İnsan kalbinden kaçar mı? Evet, kaçar! Onunla yüzleşemediği anlar da, yaralarını görmek istemediği anlar da kaçar... Her yolun en keskin virajında eli bırakılan bir çocuksan eğer, kalpten de kaçarsın bu diyarlardan da…
Zavallı kedilerin bi yerlerini gördükten sonra zannettikleri Biyolojik durum...
kapanmaz özlemle olanı...
pişmanlıklar
söylenmemesi gerekip söylenenler..
özür dileyemeyişler
perdeler
gururlar..
içte olup dışarıya çıkmaya cesareti olmayan
ve sürekli kanayan yaralar...
tedavisi bir pişmanlık ifade eden cümleye bakıyor..
heyhat!
pişmanlığın önünde gurur
24 saat nöbet tutuyor...
çizikler, kesikler..
kopanlar
sığmayıp kabını çatlatan ve kanatanlar..
kanlar, irinler
hava ve zaman karışımıyla bağlanan kabuklar..
ve kabukların
-görevin bitti
denilerek vücuttan atılmaları...
geriye kalan
sadece ve sadece
izler...
bakınca hatırlamak için
hayatın attığı imzalar...
er veya geç,
kapanacak
problemmm diyorsun
hıı? ?
haklısın be dost.! ?
bekliyelim.. :))
ama;
zor beee.! ! .
sen.........
boş ver beee dost..! ! !
hadeee bekliyelimmm..:((
bir çizik daha attım takvime
gelmedin bugün
sende bir çizik at yaralı gönlüme
.....
kafiye uyduramadım..
Yaraydın gönül yaraydın
Her yer karanlık yaraydın
Hem ilaçdın hem yaraydın
Sırrımı deşip yaraydın
Yaraydın gönül yaraydın
Azığım zehir bineğim gamdır
Yaram yarimdir,Yarim yaramdır...
béNdé hicRan yaRasından da déRin biR yara waR..
bu yaralar senden kalma,
ele sardırma...........
bütünün parcalardan büyük olduğu düzende, aciların toplamından küçük ama daha derin olan şey.