Ben mi ? antik çağlardan kalma bir ağıt derin nefesie çekilen bir iç ya da sevgilerden geriye kalmış bir tortu ne bileyim işte belki sevgi dilencisi ne sayarsan say
ben mi ? kuşun kanadındaki sevda lokman hekimin ilacındaki şifa bazen bir esir kadar hakir bazen karun kadar zengin bazen Musa kadar fakir ne sayarsan say
ben mi ? fırtınadan geriye kalan enkaz kuraklıktan hayatı solduran yaz telleri kırılmış bir saz ne sayarsan say
ben mi ? sonu bahar olmayan zemheri kutupta işe yaramaz deniz feneri sıfırla sıfırın toplamı kadar değeri ne sayarsan say....
sen benim limanımsın gemim yanaştı artık tek başıma sefere çıkmayacağım çaresizlik günlerimde bitmek bilmeyen bir yalnızlık vardı... şimdi her şey geçti sen benim limanımsın keşfedilmemiş yeni dünya gecikmiş mutluluğumsun... dünyayı kaç defa dolaştım bilemezsin seni keşfetmek için yolculuğum bitti yorgun başımı dizlerine koyacağım sen benim limanımsın başka nereye gidebilirim ? sende demir attım sonsuza kadar... sahilde oturalım omuz omuza ve tekrar yola çıkmak gerekirse meydan okumayı kabul edelim artık ikimiz varız... fırtına hangi yönden eserse essin " Aganta burina burinata " rotamızı birlikte çizelim kötü hava veya fırtına her ne olursa olsun bir tek şey var aklımda sen benim limanımsın benim evimsin biliyorum...
bütün gece kar yağdı...fırtına sırasında uçuşan kar taneleri Yere düşmek istemedi... Penceremde daireler çiziyorlar...ağaçların dalları uykulu bir şekilde Dans ediyorlar kar taneleriyle.... Gölgeler duvarda titreşiyor... Gece yarısı penceremde kar fırtınası.. Garip ve parlaktı... Bir şeyler söylüyorlardı....bana başka bir alemden mesaj veriyor gibiydi bütün gece penceremde bir mum yanıyor Birisi için parlıyor, sıcak... Kim için Bilmiyorum.. ışığa doğru koşan kelebekler gibi, Pencereden beyaz kar uçtu... Ve eridi... mum yanıyor Ve hayretler içinde gözlerimi kapattım Çıplak ayakla pencerenin yanında duruyorum.... şimdi başka bir alemdeyim .. zamanın olmadığı yerde gözlerim kapalı ama görebiliyorum....
QQQQQQQQQQQQQQQQQQQQQQQ
kal-u beladan yeryüzüne inip ete kemiğe büründüğümde sen vardın içimde ezelden gönlüme kazınmış.... Adem'le Havva'dan banane onlar birbirine yazılmış.. ben seni aradım asırlar boyu yeryüzünde tufan herşeyi yutup yokettiğinde bir ümitle Nuh'un gemisine bindim tüm mahlükat tüm nebat oradaydı sen yoktun..... kavimlere gazap olan Attila bendim tüm şehirleri senin için fethettim binlerce şehirde seni aradım sen yoktun... deli dedikleri neron bendim roma'yı yaktım tepeden lir çalarak seyrettim.. olmadığın şehir neye yarardı ki ? okyanusları aştım Kristof'tan önce keşfedilmemiş topraklarda seni aradım.. sen yoktun.... seni bulmak atomu parçalamaktan daha zordu.... yılmadım... Yunus oldum şiirler yazdım Rumi oldum sema döndüm sen bilmezsin kaç bin defa ölümden döndüm.. baharı yazı sana feda ettim sonbaharlarda yaprak döktüm
QQQQQQQQQQQQQQQQQQQQ
Kar fırtınası giderek daha güçlü esiyor...Hayatta herşeyin bir zamanı var....Ve her şey mutlaka geçecek... herşey değişecek...şimdi kar fırtınasının esmesine izin verdim Ama biliyorum ki zamanı gelecek Kar fırtınası geçecek.. Sabah, şafak vakti, Beyaz dallarda kuşların şarkı söylemesini izledim...yine tuhaf ve parlak..sanki geceler büyülü Tanıdık bir çizgiydi Kar taneleri eriyor...Mum yanıyor... Mum yanıyor..sıcak hissediyorum...ve ben bir kar tanesiyim Muma koşuyorum... hafif bir iz bırakıyorum yanan bir güve gibi... Aşk ateşinde eriyorum...
seni yazdım hep seni şiirlere yazdım kal-u beladan kalma hasretle çığlık çığlığa bağırdım asırlar boyu evrende yankılandı sayha sayha seni yazdım senden sonrasını yazdım ama hep seni yazdım.... ... ..... .......
sevgi yüklü gemileri artık çıkardım limandan yelkenleri boyadım siyaha içimde bir daha sevgi tohumları büyütemem yine delice sevdiğim günlere dönemem..... ... ..... ....... geceler var ya seni gecelere yazdım seni aklımdan çıkaramadığım gecelere seni çılgınca arzuladığım dokunduğumda parmak uçlarımın yandığı geceler kokunla sarhoş olduğum gecelere veda ettim ... ..... ........ arzu dolu geceleri artık unuttum ben erkenden yatağa giriyorum artık rüyalarımda bile seni görmek istemem yine delice sevdiğim günlere dönemem... ... ..... ........ notalarında seni hissettiğim şarkılara küstüm zerrrin özer diyordu ya herşey seninle güzel yolda yürümek bile olmayacak düşlerin peşinde koşmak bile... ha bir de mithat körler vardı güneşimi kaybettim gözlerini görmem gerek yaşamaya dönmem için hasretini silmem gerek..
işte o şarkıları bile dinlemiyorum artık... seninle birlikte şarkılara da veda ettim... ... ..... ....... o tatlı aşk şarkıları yerini hüzünlü melodilere bıraktı mateme büründü herşey gidişinle tekrar geri döneyim deme istemem yine delice sevdiğim günlere dönemem....
anlamsızdı herşey sensiz günler hazan yaprakları gibi sayrulurken hoyrat rüzgarlarda kışa hazırlanan ömrüme bahar gelsin diye seni bekledim...... sayısız kentlerin sokaklarında sayısız adım attım olmadığını bile bile bulutların gözyaşı yağdı üzerime hissetmedim... ben zaten sırılsıklamdım senin özleminle buz tutmuş kışların içinde bile çiçek çiçek açan baharı bekler gibi seni bekledim..... ümitsizliğe ümit ekerek bekledim dile kolay 40 sene hissedilense asırlar..... her telefon çalışında her kapı zilinde sen sanarak açtım hayalkırıklığıım cümlelerle anlatılamazdı yine de yenilmedim seni bekledim......... gözlerimde biriken yağmurları ziyan etmedim kimseye anlatmadım acılarımı sana aitti yağmurlarım omzuna başımı koyduğumda yağmalıydı sağanaklarım kasırgalarda savrulsa da batmadı gemim dalgakıranına ulaşmak içindi hayatla mücadelem.... herşeye meydan okudum seni bekledim......... ... ...... ........... .................
birgün gelirsen eğer yaşım 100 olsa da ayaklarım bedenimi taşımıyor olsa da kalbim hala ilk gün seni bekliyor olacak... sen içimdeki en hayati organsın ölmeme izin vermeyen..... yaşamın zalimliğine rağmen seni özlemek güzel daha güzel olan olan şey nedir biliyor musun ? seni beklemek.....
Ne varsa hepsi uçtu geriye kalan biraz sen biraz hican
herşeyin bir zamanı varmış dün geri gelmiyor gelecek sadece bir ipucu hepsi bu zamanın bize oyunu...... boş bir evde boş yere üzülmek geçmişi düşünmek neden hatırladım ki bilmiyorum... hepsi geldi geçti gönlüm kabul et..... şimdi rafa koydum hatıra defterimi elim uzanmasın diye en yükseğe geçmişi düzeltemem hatalarımı silemem şimdi evi temizliyorum herşeyi unutacağım...... geçip giden günleri rahatsız etmek istemiyorum geçmişe dokunmayacağım çöpleri karıştırmayacağım ruhum fısıldadı : değiştiremeyeceğin şeylere dokunma.... ... ..... bugün şafağa gülümsedim herşey yerli yerinde geçmişi hatırlama geçmişte yaşama.. anladım ve öğrendim hayat dersini.....
" Anlamını yitiren yerlere, Veda etmek gerek... Hatır gönül bilmeyenleri, Hatırdan silmek gerek... Ruhu ve Şahsiyeti incitenleri, Terk etmek gerek. Sabır da yorulursa eğer, Sonunda ki selamete yürümek gerek Nahifliği eziklik sananları Zanlarınıda ezip geçmek gerek.....
Ben mi ?
antik çağlardan kalma bir ağıt
derin nefesie çekilen bir iç
ya da
sevgilerden geriye kalmış bir tortu
ne bileyim işte
belki sevgi dilencisi
ne sayarsan say
ben mi ?
kuşun kanadındaki sevda
lokman hekimin ilacındaki şifa
bazen bir esir kadar hakir
bazen karun kadar zengin
bazen Musa kadar fakir
ne sayarsan say
ben mi ?
fırtınadan geriye kalan enkaz
kuraklıktan hayatı solduran yaz
telleri kırılmış bir saz
ne sayarsan say
ben mi ?
sonu bahar olmayan zemheri
kutupta işe yaramaz deniz feneri
sıfırla sıfırın toplamı kadar değeri
ne sayarsan say....
sen benim limanımsın
gemim yanaştı
artık tek başıma sefere çıkmayacağım
çaresizlik günlerimde
bitmek bilmeyen bir yalnızlık vardı...
şimdi her şey geçti
sen benim limanımsın
keşfedilmemiş yeni dünya
gecikmiş mutluluğumsun...
dünyayı kaç defa dolaştım bilemezsin
seni keşfetmek için
yolculuğum bitti
yorgun başımı dizlerine koyacağım
sen benim limanımsın
başka nereye gidebilirim ?
sende demir attım
sonsuza kadar...
sahilde oturalım
omuz omuza
ve
tekrar yola çıkmak gerekirse
meydan okumayı kabul edelim
artık ikimiz varız...
fırtına hangi yönden eserse essin
" Aganta burina burinata "
rotamızı birlikte çizelim
kötü hava veya fırtına
her ne olursa olsun
bir tek şey var aklımda
sen benim limanımsın
benim evimsin
biliyorum...
bütün gece kar yağdı...fırtına sırasında uçuşan kar taneleri Yere düşmek istemedi...
Penceremde daireler çiziyorlar...ağaçların dalları uykulu bir şekilde Dans ediyorlar kar taneleriyle....
Gölgeler duvarda titreşiyor...
Gece yarısı penceremde kar fırtınası..
Garip ve parlaktı...
Bir şeyler söylüyorlardı....bana başka bir alemden mesaj veriyor gibiydi
bütün gece penceremde bir mum yanıyor
Birisi için parlıyor, sıcak...
Kim için Bilmiyorum..
ışığa doğru koşan kelebekler gibi,
Pencereden beyaz kar uçtu...
Ve eridi...
mum yanıyor
Ve hayretler içinde gözlerimi kapattım
Çıplak ayakla pencerenin yanında duruyorum.... şimdi başka bir alemdeyim .. zamanın olmadığı yerde
gözlerim kapalı ama görebiliyorum....
QQQQQQQQQQQQQQQQQQQQQQQ
kal-u beladan yeryüzüne inip
ete kemiğe büründüğümde
sen vardın içimde
ezelden gönlüme kazınmış....
Adem'le Havva'dan banane
onlar birbirine yazılmış..
ben seni aradım asırlar boyu yeryüzünde
tufan herşeyi yutup yokettiğinde
bir ümitle Nuh'un gemisine bindim
tüm mahlükat tüm nebat oradaydı
sen yoktun.....
kavimlere gazap olan Attila bendim
tüm şehirleri senin için fethettim
binlerce şehirde seni aradım
sen yoktun...
deli dedikleri neron bendim
roma'yı yaktım tepeden lir çalarak seyrettim..
olmadığın şehir neye yarardı ki ?
okyanusları aştım Kristof'tan önce
keşfedilmemiş topraklarda seni aradım..
sen yoktun....
seni bulmak atomu parçalamaktan daha zordu....
yılmadım...
Yunus oldum şiirler yazdım
Rumi oldum sema döndüm
sen bilmezsin kaç bin defa ölümden döndüm..
baharı yazı sana feda ettim
sonbaharlarda yaprak döktüm
QQQQQQQQQQQQQQQQQQQQ
Kar fırtınası giderek daha güçlü esiyor...Hayatta herşeyin bir zamanı var....Ve her şey mutlaka geçecek...
herşey değişecek...şimdi kar fırtınasının esmesine izin verdim
Ama biliyorum ki zamanı gelecek
Kar fırtınası geçecek..
Sabah, şafak vakti,
Beyaz dallarda kuşların şarkı söylemesini izledim...yine tuhaf ve parlak..sanki geceler büyülü
Tanıdık bir çizgiydi
Kar taneleri eriyor...Mum yanıyor...
Mum yanıyor..sıcak hissediyorum...ve ben bir kar tanesiyim
Muma koşuyorum... hafif bir iz bırakıyorum
yanan bir güve gibi...
Aşk ateşinde eriyorum...
seni yazdım hep
seni şiirlere yazdım kal-u beladan kalma hasretle
çığlık çığlığa bağırdım asırlar boyu
evrende yankılandı sayha sayha
seni yazdım
senden sonrasını yazdım
ama hep seni yazdım....
...
.....
.......
sevgi yüklü gemileri
artık çıkardım limandan
yelkenleri boyadım siyaha
içimde bir daha sevgi tohumları büyütemem
yine delice sevdiğim günlere dönemem.....
...
.....
.......
geceler var ya
seni gecelere yazdım
seni aklımdan çıkaramadığım gecelere
seni çılgınca arzuladığım
dokunduğumda parmak uçlarımın yandığı geceler
kokunla sarhoş olduğum gecelere veda ettim
...
.....
........
arzu dolu geceleri
artık unuttum ben
erkenden yatağa giriyorum artık
rüyalarımda bile seni görmek istemem
yine delice sevdiğim günlere dönemem...
...
.....
........
notalarında seni hissettiğim şarkılara küstüm
zerrrin özer diyordu ya
herşey seninle güzel
yolda yürümek bile
olmayacak düşlerin
peşinde koşmak bile...
ha bir de mithat körler vardı
güneşimi kaybettim
gözlerini görmem gerek
yaşamaya dönmem için
hasretini silmem gerek..
işte o şarkıları bile dinlemiyorum artık...
seninle birlikte şarkılara da veda ettim...
...
.....
.......
o tatlı aşk şarkıları
yerini hüzünlü melodilere bıraktı
mateme büründü herşey gidişinle
tekrar geri döneyim deme istemem
yine delice sevdiğim günlere dönemem....
anlamsızdı herşey sensiz
günler hazan yaprakları gibi
sayrulurken hoyrat rüzgarlarda
kışa hazırlanan ömrüme bahar gelsin diye
seni bekledim......
sayısız kentlerin sokaklarında
sayısız adım attım olmadığını bile bile
bulutların gözyaşı yağdı üzerime
hissetmedim...
ben zaten sırılsıklamdım senin özleminle
buz tutmuş kışların içinde bile
çiçek çiçek açan baharı bekler gibi
seni bekledim.....
ümitsizliğe ümit ekerek bekledim
dile kolay 40 sene
hissedilense asırlar.....
her telefon çalışında her kapı zilinde
sen sanarak açtım
hayalkırıklığıım cümlelerle anlatılamazdı
yine de yenilmedim
seni bekledim.........
gözlerimde biriken yağmurları ziyan etmedim
kimseye anlatmadım acılarımı
sana aitti yağmurlarım
omzuna başımı koyduğumda yağmalıydı sağanaklarım
kasırgalarda savrulsa da
batmadı gemim
dalgakıranına ulaşmak içindi
hayatla mücadelem....
herşeye meydan okudum
seni bekledim.........
...
......
...........
.................
birgün gelirsen eğer
yaşım 100 olsa da
ayaklarım bedenimi taşımıyor olsa da
kalbim hala ilk gün seni bekliyor olacak...
sen içimdeki en hayati organsın
ölmeme izin vermeyen.....
yaşamın zalimliğine rağmen seni özlemek güzel
daha güzel olan olan şey nedir biliyor musun ?
seni beklemek.....
Gel Diyorsun Gelirim
Gelecekten Umutlu
Bir Ömür Boyu Mutlu
Edeceksen Gelirim
Çiçeği Solmayacak
Sevgini Sıcak Sıcak
Aşkını Kucak Kucak
Vereceksen Gelirim
Sana Giden Salımı
Sevda Yüklü Dalımı
Oğul Veren Balımı
Dereceksen Gelirim
Saçlarım Ak Olunca
Yollar Irak Olunca
Kabir Durak Olunca
Seveceksen Gelirim
h. sezer
Ne varsa hepsi uçtu
geriye kalan
biraz sen biraz hican
herşeyin bir zamanı varmış
dün geri gelmiyor
gelecek sadece bir ipucu
hepsi bu
zamanın bize oyunu......
boş bir evde
boş yere üzülmek
geçmişi düşünmek
neden hatırladım ki
bilmiyorum...
hepsi geldi geçti gönlüm
kabul et.....
şimdi rafa koydum hatıra defterimi
elim uzanmasın diye en yükseğe
geçmişi düzeltemem
hatalarımı silemem
şimdi evi temizliyorum
herşeyi unutacağım......
geçip giden günleri
rahatsız etmek istemiyorum
geçmişe dokunmayacağım
çöpleri karıştırmayacağım
ruhum fısıldadı :
değiştiremeyeceğin şeylere dokunma....
...
.....
bugün şafağa gülümsedim
herşey yerli yerinde
geçmişi hatırlama
geçmişte yaşama..
anladım ve öğrendim hayat dersini.....
İyinin ve kötünün yüzü aynıdır.
herşey insanın yolunu açan ve kesen zamana (kader) bağlıdır......
“Artık hayatta yeteri kadar acı var,
insanlar bunu görmek için tiyatroya gitmezler artık.”
Öyle bir gel demelisin ki,
mesafeler anlamını yitirmeli...
Aşk; kelime değil bir cümledir.
Kurmak içinse, özneyle yüklem değil,
iki yürek gerekir.....
İnsanlığınızı hatırlayın
ve geri kalanını unutun.....
Bazen uzun uzun cümleler kurarsın..
Anlayan olmaz..
Tutar Bir nokta.koyarsın duymayan kalmaz ..
" Tek kelime yeter.
Ama ya insan o kelimeyi bulamazsa ? "
Woolf
sana ayna olacak insanı bul.....
Rumi
İnsan olabilmenin yolu :
yaratılmış herşeye sevgi ve merhamet duyabilmektir....
Gerçeği insanların ölçüsü ile değil
insanları gerçeğin ölçüsü ile tanı....
Hz Ali ( k v )
yara bantları yaralar iyileşsin diye değil,
gizlensin diye yapılıyormuş......
Kollarımı açıp tüm insanlığı kucaklıyorum.'' ... Oğuz Atay,
"Bütün insanlığı kucaklamak isterken, neredeyse bu dünyanın altında eziliyordum."
oğuz atay
Duragˆı Olmayan Bir Yolcudur "S¸iir"...
Kimi Yarasını Anlatır
Kimi Sevda'sını.....
Bir çay içimlik vakit kadar tanımak
istiyorum insanları,
Zira, fazlası çirkin . . .
Tenekeci
" Anlamını yitiren yerlere,
Veda etmek gerek...
Hatır gönül bilmeyenleri,
Hatırdan silmek gerek...
Ruhu ve Şahsiyeti incitenleri,
Terk etmek gerek.
Sabır da yorulursa eğer,
Sonunda ki selamete yürümek gerek
Nahifliği eziklik sananları
Zanlarınıda ezip geçmek gerek.....
Kaç güneş battı o gün bilmiyorum...
bir söz kaç güneş batırır ?
o zaman öğrendim.......
Kafka
İnsanların kalbi cennet değildir...
İçinde kalmak için kendinizi yormayın...
Hatırını sormaya niyet ediyorum
kaç zamandır
Sonra aklıma ,
Hatır gönül bilmezliğin geliyor
Susuyorum.........
Zarif davrananları, zayıf sanıyorsunuz
Sanmayın.......
Çocukluğum büyükler gibi geçti
Şimdi arada bir çocuklaşıyorsam hoş gör…
Maden
Suskunluğumu mazur gör
Zira kırıldım en ince yerimden
Yitirdim bam telimi......
insanı en çok yaralayan şey
fiziksel acı değil
haksızlığın mantıksızlığın verdiği ruhsal ızdıraptır..
Sevdiklerinizi yüreklerinden sımsıkı tutun.
Yarın, geç olmakla meşhurdur.
Pakdil