Şair ve yazar.. En anlamlı yemin söz vermektir, En büyük intikam affetmektir, En adi söz hiç sevmedim demek; Ve en güzel cevap gülüp geçmektir. Victor Hugo
“ Tanrı'ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir.'
diyerek 22 Mayıs 1885 yılında hayata gözlerini yummuştur.
yalnız kendi ülkesinin edebiyatını değil,dünya edebiyatını da kişiliği ve yapıtlarıyla etkilemiş,kendinden sonraki kuşakları da etkisi altına almış,toplumun vicdanı olmayı üstlenmiş olan verimli yazar.
zamanında gelen bir karar karşısında ordular bile durmaz
söylesem ah söyleyebilsem derdimi mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi göreceksin seninle dolu desem, diyebilsem ki seviyorum seni çilginca asigim sana ama demem, diyemem çünkü aramizda daglar, denizler ve benim o kahrolasi gururum var bu böyle sürüp gidecek sen, seni sevdigimi bilmeyecek, ögrenmeyeceksin ben her gece yildizlara seni sevdigimi söyleyecegim sana asla... çünkü aramizda daglar denizler ve benim o kahrolasi gururum var. Victor Hugo
herkes onu sefiller ile tanıdı ama deniz işçileri ile kariyerinin en üst noktasına çıktı deniz işçileri öyle bir yapıt ki bir insan deniz ve deniz hakkında hiç bir şey bilmezse bile kitabı okuduktan sonra anlamaya başlıyor.Ve romancıların daha doğrusu fransızşların roman dalındaki filozofu.Tam bir beyin makinesi.
fransız romantizmin en ünlü sanatçılarındandır.roman tiyatro şiir türlerinde eserler vermiştir.cromwell adlı dramının önsözünde romantizm kurallarını belirtmiştir. sefiller,notre dame de paris,hernani,kral eğleniyor,cromwell...
herkes onu sefillerle tanıdı.. sefillerin bir başyapıt olduğuna katılıyorum.. notre de moseun kanburu sefillerden geri kalmıyacak bir yapıt.. şiirini takdir etmiyorum nedense? belki de fransızca bilmediğimdendir.. hey gidi victor diyorum
Ne kadar değişmişsin görmeyeli, Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan, Hüzün rengi almış saçlarının her teli Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan, Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli
Böyle mahzun kederli değildin eskiden Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi Baygın kokusuna anılarla beraber giden Böyle mahzun kederli değildin eskiden
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar Ağlamaktan mı karardı gözlerin Bir zamanlar gözyaşını sevmezdin Şimdi nerden yaşardı gözlerin Hasta mısın, yorgun musun nen var Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz Keder sana yakışmıyor gül biraz Arzular vardır bilirsin anlatılamaz.
Julieti 50 yil beklemis ama yindede gelmemis juliet.. Neden? Juliet baskasiyla evlenmis..
Dilenci..
Sen, hergün köşe başlarında Yırtık urbanla kirli ellerinle Avuç açan, sefil insan.
İnan yok farkımız birbirimizden. Sen belki tüm yaşamınca dilenecek; Beklediğin beş kuruşu biri vermezse, Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben, tüm yaşamım boyunca Tek bir kez dilendim, Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim. Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim, Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
SEFİLLER'İN SONUNDA BİR ŞİİR VARDIR, OKUYAN HERKEZ HATIRLAR O ŞİİRİ: SONSUZ OYKUDADIR O, KADER BİR YIĞIN İŞ AÇTI BAŞINA, YENİLMEZ, YAŞARDI.AMA; EN SEVDİĞİ MELEĞİNDEN AYRILINCA, DAYANAMAYIP ÖLDÜ. GECE GELİNCE GÜNDÜZÜN GİDİŞİ GİBİ,SESSİZ, SEDASIZ BİR ÖLÜMDÜ BU....
Hugo’nun ilk romanı ise “Notre Dame’ın Kamburu”dur(1831) . Bugün okunduğunda, yazarın en yüzeysel ürünü olarak değerlendirebileceğimiz bu romanın nispi başarısızlığı, Hugo’nun maddi nedenlerle yayınevinin ısrarına boyun eğerek metnini çok kısa bir sürede tamamlamak zorunda kalmasındandır. Yine de, Hugo’nun yükselen ünü, Fransa’da bu kitabının da sevilerek okunmasını sağlamıştır.
“Sefiller” romanı, roman kahramanları; kürek mahkumu Jan Valjean ve polis müfettişi Javert arasında sürüp giden bir kovalamacanın hikayesi üzerine kuruludur.
Sefiller” romanında anlatılan gerçekler yalnızca toplumsal yaşantı ve onunla ilişkili mekanlarla sınırlı değildir. Roman kahramanlarının önemli bir kısmı, Hugo’nun yaşam öyküsünde ya da Fransa tarihinde yaşamış kişilerden oluşur. Hatta, gururlu, isyankar ve devrimci Marius tipi, yazarın kendi gençliğinin idealize edilmiş biçimidir
Fransız şair ve yazar Victor Hugo, Fransa tarihinin en çalkantılı günlerinde, 1802’de dünyaya geldi. Napolyon ordusunda general olan babası, imparatorun parlak döneminde önemli görevlerde bulundu, bir çok dış ülkeye seyahat etti ve Madrid’te valilik yaptı. Hugo, anne ve babası arasındaki geçimsizlikler nedeniyle genellikle annesinden uzak kaldı ve babası ile yaşadı.
Hugo ilkokula İspanya’da başladı ancak İspanyol aristokratlarının çocuklarını kabul eden bu okulda, sonradan soyluluk ünvanı almış bir burjuva generalin oğlu olması, alay konusu edilerek dışlanmasına yol açtı. Yazarların ürünleri ile yaşam öyküleri arasında ilişki kurmak eğilimindeki araştırmacılar, İspanyol okulunda geçen günlerin, Hugo’nun aristokrasiye bir yandan hayranlık duyup bir yandan da nefret etmesi gibi gerilimli bir duyguya kapılarak liberal-demokratik ilkeleri seçmesinde büyük rol oynadığını iddia etmişlerdir.
"Yarınlar hep güzel olacak denir; oysa bugünler, dünün yarınları değil midir?"
Tozan Akkan tarafından çevirisi yapılan Aklından sonsuz yazgı çıkmayan adlı şiirin orijinali nedir?
Şair ve yazar..
En anlamlı yemin söz vermektir,
En büyük intikam affetmektir,
En adi söz hiç sevmedim demek;
Ve en güzel cevap gülüp geçmektir.
Victor Hugo
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
1885 yılında ölüm döşeğinde iken;
“ Tanrı'ya inanıyorum, ahirete inanıyorum; fakat hiçbir kilise papazını başımda istemiyorum. Beni seven bütün dünya insanlarının gönülden dualarını bekliyorum. Bu benim için kafidir.'
diyerek 22 Mayıs 1885 yılında hayata gözlerini yummuştur.
yalnız kendi ülkesinin edebiyatını değil,dünya edebiyatını da kişiliği ve yapıtlarıyla etkilemiş,kendinden sonraki kuşakları da etkisi altına almış,toplumun vicdanı olmayı üstlenmiş olan verimli yazar.
zamanında gelen bir karar karşısında ordular bile durmaz
'Hiç bir ordu, vakti gelmiş bir fikir kadar güçlü değildir.'
söylesem ah söyleyebilsem derdimi
mehtap bir gecede açabilsem sana kalbimi
göreceksin seninle dolu
desem, diyebilsem ki seviyorum seni
çilginca asigim sana
ama demem, diyemem
çünkü aramizda daglar, denizler
ve benim o kahrolasi gururum var
bu böyle sürüp gidecek
sen, seni sevdigimi bilmeyecek, ögrenmeyeceksin
ben her gece yildizlara seni sevdigimi söyleyecegim
sana asla...
çünkü aramizda daglar denizler
ve benim o kahrolasi gururum var.
Victor Hugo
herkes onu sefiller ile tanıdı ama deniz işçileri ile kariyerinin en üst noktasına çıktı deniz işçileri öyle bir yapıt ki bir insan deniz ve deniz hakkında hiç bir şey bilmezse bile kitabı okuduktan sonra anlamaya başlıyor.Ve romancıların daha doğrusu fransızşların roman dalındaki filozofu.Tam bir beyin makinesi.
fransız romantizmin en ünlü sanatçılarındandır.roman tiyatro şiir türlerinde eserler vermiştir.cromwell adlı dramının önsözünde romantizm kurallarını belirtmiştir.
sefiller,notre dame de paris,hernani,kral eğleniyor,cromwell...
herkes onu sefillerle tanıdı.. sefillerin bir başyapıt olduğuna katılıyorum..
notre de moseun kanburu sefillerden geri kalmıyacak bir yapıt..
şiirini takdir etmiyorum nedense? belki de fransızca bilmediğimdendir..
hey gidi victor diyorum
Notre Dame’ın Kamburu....
ahhh esmeralda.... (şarkı için teşekkürler)
Ağlamak için gözden yaş mı akmalı?
Dudaklar gülerken, insan ağlayamaz mı?
Sevmek için güzele mi bakmalı?
Çirkin bir tende güzel bir ruh, kalbi bağlayamaz mı?
Hasret; özlenenden uzak mı kalmaktır?
Özlenen yakındayken hicran duyulamaz mı?
Hırsızlık; para, malmı çalmaktır?
Saadet çalmak, hırsızlık olamaz mı?
Solması için gülü dalından mı koparmalı?
Pembe bir gonca iken gül dalında solmaz mı?
Öldürmek için silah, hançer mı olmalı?
Saçlar bağ, gözler silah, gülüş, kurşun olamaz mı?
Victor Hugo
gemi o kadar mı doludur ki, bir insanı daha alamıyor..
kan kan ile temizlenmez, göz yaşı ile temizlenir ancak...
İdam en planlı cinayettir...
Ey şair;
Bana yağmurdan bahsetme
Yağdır...
Keder Sana Yakışıyor
Ne kadar değişmişsin görmeyeli,
Ellerin güzelliğini kaybetmiş nasırdan,
Hüzün rengi almış saçlarının her teli
Gözlerine gölgeler düşmüş kahırdan,
Gözlerin ki, gördüğüm gözlerin en güzeli
Ne kadar değişmişsin ben görmeyeli
Böyle mahzun kederli değildin eskiden
Fıkır fıkır gülerdi gözlerinin içi
Dudakların nemliydi sevgiden, arzudan
Yapraklarına çiğ düşmüş karanfiller gibi
Baygın kokusuna anılarla beraber giden
Böyle mahzun kederli değildin eskiden
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Ağlamaktan mı karardı gözlerin
Bir zamanlar gözyaşını sevmezdin
Şimdi nerden yaşardı gözlerin
Hasta mısın, yorgun musun nen var
Sevdiklerin vefasız mıydı bu kadar
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz
Eskisi gibi kalsaydın ne olurdu
Taptaze, ıpılık kar gibi beyaz
Keder sana yakışmıyor gül biraz
Arzular vardır bilirsin anlatılamaz.
Victor Hugo
'Gülmek için mutlu olmayı beklemeyin,
belki gülmeden ölürsünüz.'
Victor Hugo
karısı tarafından aldatıldığını bilen yazar.
Julieti 50 yil beklemis ama yindede gelmemis juliet..
Neden?
Juliet baskasiyla evlenmis..
Dilenci..
Sen, hergün köşe başlarında
Yırtık urbanla kirli ellerinle
Avuç açan, sefil insan.
İnan yok farkımız birbirimizden.
Sen belki tüm yaşamınca dilenecek;
Beklediğin beş kuruşu biri vermezse,
Ötekinden isteyeceksin.
Ama ben, tüm yaşamım boyunca
Tek bir kez dilendim,
Bir acımasız kalbin sevdası ile alevlendim.
Öylesine boş öylesine açık kaldıki elim,
Yemin ettim bir daha dilenmeyeceğim.
Victor HUGO
SEFİLLER'İN SONUNDA BİR ŞİİR VARDIR, OKUYAN HERKEZ HATIRLAR O ŞİİRİ:
SONSUZ OYKUDADIR O,
KADER BİR YIĞIN İŞ AÇTI BAŞINA,
YENİLMEZ, YAŞARDI.AMA;
EN SEVDİĞİ MELEĞİNDEN AYRILINCA,
DAYANAMAYIP ÖLDÜ.
GECE GELİNCE GÜNDÜZÜN GİDİŞİ GİBİ,SESSİZ,
SEDASIZ BİR ÖLÜMDÜ BU....
Ayrıca Tapınak Şövalyelerinin büyük üstadlarından biridir.
Hugo’nun ilk romanı ise “Notre Dame’ın Kamburu”dur(1831) . Bugün okunduğunda, yazarın en yüzeysel ürünü olarak değerlendirebileceğimiz bu romanın nispi başarısızlığı, Hugo’nun maddi nedenlerle yayınevinin ısrarına boyun eğerek metnini çok kısa bir sürede tamamlamak zorunda kalmasındandır. Yine de, Hugo’nun yükselen ünü, Fransa’da bu kitabının da sevilerek okunmasını sağlamıştır.
“Sefiller” romanı, roman kahramanları; kürek mahkumu Jan Valjean ve polis müfettişi Javert arasında sürüp giden bir kovalamacanın hikayesi üzerine kuruludur.
Sefiller” romanında anlatılan gerçekler yalnızca toplumsal yaşantı ve onunla ilişkili mekanlarla sınırlı değildir. Roman kahramanlarının önemli bir kısmı, Hugo’nun yaşam öyküsünde ya da Fransa tarihinde yaşamış kişilerden oluşur. Hatta, gururlu, isyankar ve devrimci Marius tipi, yazarın kendi gençliğinin idealize edilmiş biçimidir
Fransız şair ve yazar Victor Hugo, Fransa tarihinin en çalkantılı günlerinde, 1802’de dünyaya geldi. Napolyon ordusunda general olan babası, imparatorun parlak döneminde önemli görevlerde bulundu, bir çok dış ülkeye seyahat etti ve Madrid’te valilik yaptı. Hugo, anne ve babası arasındaki geçimsizlikler nedeniyle genellikle annesinden uzak kaldı ve babası ile yaşadı.
Hugo ilkokula İspanya’da başladı ancak İspanyol aristokratlarının çocuklarını kabul eden bu okulda, sonradan soyluluk ünvanı almış bir burjuva generalin oğlu olması, alay konusu edilerek dışlanmasına yol açtı. Yazarların ürünleri ile yaşam öyküleri arasında ilişki kurmak eğilimindeki araştırmacılar, İspanyol okulunda geçen günlerin, Hugo’nun aristokrasiye bir yandan hayranlık duyup bir yandan da nefret etmesi gibi gerilimli bir duyguya kapılarak liberal-demokratik ilkeleri seçmesinde büyük rol oynadığını iddia etmişlerdir.