Affedici olmak güzeldir ama bir kişiyi sürekli affetmek kendine ihanetten öteye gitmez... Hem bir insan neden sürekli affedilmek zorunda kalır ki? Hiç mi dikkat etmez, hiç mi ders almaz? Yoksa 'zaten yine affeder' diye mi umursamaz? Bir gerçek varsa, kıymet veren kimse defalarca affedilecek pozisyonda kalmaz! Kaybetmekten falan değil, incitmekten korkar en çok. Zaten kim korkmaz ki önemsediği birini kırmaktan? Birini sürekli affetmek zorunda kalıyorsan; bil ki onun umrunda bile değilsin. Olsan olsan yan cebindesin demektir. Sen sevdiğinden affediyorsun, o kendini vazgeçilmez sanıyor. Kimsenin 'nasıl olsa var' ı olma, 'Olmazsa olmazı' ol ki kıymetin bilinsin. Bu yüzden bazen vazgeçmeyi, Bazen bitirmeyi, Bazen gitmeyi bil... Sadece affeden değil, sevilen de ol.. .
İnsanlar asla değişmez. Değişik görünürler, değişmiş gibi yaparlar, değişmeye çalışırlar ama asla değişmezler. Bir insanın kalbi kötüyse, o kalbi hiçbir bahar çiçeklendiremez. Bir insanın düşüncesi çirkinse, hiçbir nehir onu temizlemeye yetmez. İyi insandan da kötülük çıkmaz. Çünkü yaradan korkusu vardır, yaradandan ötürü yaratılana saygısı vardır. En önemlisi de vicdanı vardır. Sizi yarı yolda bırakan, kıran, yıpratan insanlar değil; size iyi gelen, iyileştiren insanlar olsun etrafınızda. Çünkü bugün ne veriyorlarsa bize, yarın da aynısı olacak. Kötülük de iyilik de...
Benim hiç sevindiğim bir kaybım olmadı. 'Oh be kurtuldum. Zaten değmezdi.' diyemedim kimsenin ardından. Her giden bir cenaze bıraktı içimde, bir yara açtı, bir parça çaldı... Bu benim mükemmelliğimden değil. Sadece kolay inanan, seven ama zor vazgeçen bir kalbim var. Hepsi bu...
Gece gördüğüm rüyayı hatırlamak için yorduğum kafayı ilime irfana yorsaydım şu an buraya değil uzaya yazı yazıyordum yemin ederim.
Sonra öğrendim ki, "Seni hayat'ta" bırakmam diyenler arasında doğru söyleyen bir tek Allah'tır. Allah bizi "hayatta" bırakmaz.
Sen konusunda beni benden daha iyi kandıran çıkmadı. Her seferinde de inanıyorum kendime. Üstelik inanılır gibi değilsin!
Affedici olmak güzeldir ama bir kişiyi sürekli affetmek kendine ihanetten öteye gitmez...
Hem bir insan neden sürekli affedilmek zorunda kalır ki? Hiç mi dikkat etmez, hiç mi ders almaz? Yoksa 'zaten yine affeder' diye mi umursamaz?
Bir gerçek varsa, kıymet veren kimse defalarca affedilecek pozisyonda kalmaz! Kaybetmekten falan değil, incitmekten korkar en çok. Zaten kim korkmaz ki önemsediği birini kırmaktan?
Birini sürekli affetmek zorunda kalıyorsan; bil ki onun umrunda bile değilsin. Olsan olsan yan cebindesin demektir.
Sen sevdiğinden affediyorsun, o kendini vazgeçilmez sanıyor.
Kimsenin 'nasıl olsa var' ı olma,
'Olmazsa olmazı' ol ki kıymetin bilinsin.
Bu yüzden bazen vazgeçmeyi,
Bazen bitirmeyi,
Bazen gitmeyi bil...
Sadece affeden değil, sevilen de ol.. .
İnsanlar asla değişmez. Değişik görünürler, değişmiş gibi yaparlar, değişmeye çalışırlar ama asla değişmezler.
Bir insanın kalbi kötüyse, o kalbi hiçbir bahar çiçeklendiremez. Bir insanın düşüncesi çirkinse, hiçbir nehir onu temizlemeye yetmez.
İyi insandan da kötülük çıkmaz. Çünkü yaradan korkusu vardır, yaradandan ötürü yaratılana saygısı vardır. En önemlisi de vicdanı vardır.
Sizi yarı yolda bırakan, kıran, yıpratan insanlar değil; size iyi gelen, iyileştiren insanlar olsun etrafınızda.
Çünkü bugün ne veriyorlarsa bize, yarın da aynısı olacak.
Kötülük de iyilik de...
“Seni ayağımın altına alırım” sözüdür Cennet’in en kestirme yolu.
Anneler günü kutlu olsun...
Benim hiç sevindiğim bir kaybım olmadı. 'Oh be kurtuldum. Zaten değmezdi.' diyemedim kimsenin ardından. Her giden bir cenaze bıraktı içimde, bir yara açtı, bir parça çaldı...
Bu benim mükemmelliğimden değil. Sadece kolay inanan, seven ama zor vazgeçen bir kalbim var.
Hepsi bu...
Ey kendim! Hazırlan!
Kendime geliyorum!!!