Çanakkale Savaşlarının galibi Osmanlıdır.Gerçi çok değil beş yıl sonra aynı donanma tek engelle karşılaşmadan İstanbul önlerine gidecek ve tarihten silinen Osmanlı olacaktır.Ne gam...Bize de yapılan o savaşların oyküleri kalacaktır.
İsa,boynyndaki dikenli çelenkle Golgota Tepesini yüyüyerek çarmıha gerildi.'Her dindenim,hiçbir dinden değilim'diyn ışık bahçelerinin hakikat arayıcısı,Mani işkenceyle katledildi. 'Ben hakkım diyen(en-el hak) Hallacı Mansur idam edildi. Nesimi'nin derisi yüzüldü.Özgürlüğün uzun soluklu kavgasını veren Babak Hürremi işkenceyle idam edildi. Filozof ve doğacı coşkunluğun düşnürü Giardabo Bruno engizizyon mahkemecesince diri diri yakıldı.Jan Dar'c,ölümünden beş yüzyil sonra azise ilan edilip heykeli dikildi.Her karanlığın üstüne çöken bir şafak vardı.Bu şafakta son sözü elbete direnenler söyleyecekti.
'On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan' ifadesinde,o zamanlar onbeş milyon olan nüfusumuzun tamamını rasmi ideolojiye göre yaniden üretme üniform (tek tip) hale getirme niyetinin başarısı vurgulanmakta idi.
Mahmut Makal, 1950 öncesindeki Türkiye'nin yaygın gerçeğini,'Bizim Köy'de anlatmıştı.(sonra da hapishaneyi boylamıştı) . 'Bizim Köy'de hasat öncesinin son üç ayında,katıksız ekmek bulamadıklarından,'cacık' toplayıp,kaynatıp yerlerdi,açıkçası,otlarlardı insanlar,düşüncemizin ulaşabileceği en son noktadaki yoksulluğu,alın yazızı gibi yaşayanlar.
19. yüzyıl,(antiemperyalist-özgürlükçü) liberal milliyetçilik dönemidir.Milliyetçilik,20. yüzyılda,libral ilkelerden uzaklaşmış,milli-birlikçi veya faşist nitelik kazanmıştır.Avrupa tarihinde liberalizm,karanlık çağlara karşı,modern çağın aydınlığına doğru kararlı bir gelişmeyi temsil eder.
Saddam'ı yaratan ve Kürtler üzerindeki katlıamların adeta suç ortaklığı yapan güçler,Haleoçe Katliam'ından sonra da uzun süre sessiz kalmayı tercih ettiler. Halepçe Katliamı bu anlamıyla da Krt gerçeğinide dünya devletlerinin iki yüzlülüğünü bir kez daha somut bir şekilde ortaya koydu.
Çanakkale Savaşlarının galibi Osmanlıdır.Gerçi çok değil beş yıl sonra aynı donanma tek engelle karşılaşmadan İstanbul önlerine gidecek ve tarihten silinen Osmanlı olacaktır.Ne gam...Bize de yapılan o savaşların oyküleri kalacaktır.
Bazı önemli sahsiyetlerin yaşarken heykellerinin dikilmesi.
İsa,boynyndaki dikenli çelenkle Golgota Tepesini yüyüyerek çarmıha gerildi.'Her dindenim,hiçbir dinden değilim'diyn ışık bahçelerinin hakikat arayıcısı,Mani işkenceyle katledildi.
'Ben hakkım diyen(en-el hak) Hallacı Mansur idam edildi. Nesimi'nin derisi yüzüldü.Özgürlüğün uzun soluklu kavgasını veren Babak Hürremi işkenceyle idam edildi.
Filozof ve doğacı coşkunluğun düşnürü Giardabo Bruno engizizyon mahkemecesince diri diri yakıldı.Jan Dar'c,ölümünden beş yüzyil sonra azise ilan edilip heykeli dikildi.Her karanlığın üstüne çöken bir şafak vardı.Bu şafakta son sözü elbete direnenler söyleyecekti.
'On yılda onbeş milyon genç yarattık her yaştan' ifadesinde,o zamanlar onbeş milyon olan nüfusumuzun tamamını rasmi ideolojiye göre yaniden üretme üniform (tek tip) hale getirme niyetinin başarısı vurgulanmakta idi.
Hayat yolu çok dardır
Tetik bas önü yardır
Sakın hakkım var deme
Hak yok vazife vardır.
Ziya Gökalp
Mahmut Makal, 1950 öncesindeki Türkiye'nin yaygın gerçeğini,'Bizim Köy'de anlatmıştı.(sonra da hapishaneyi boylamıştı) . 'Bizim Köy'de hasat öncesinin son üç ayında,katıksız ekmek bulamadıklarından,'cacık' toplayıp,kaynatıp yerlerdi,açıkçası,otlarlardı insanlar,düşüncemizin ulaşabileceği en son noktadaki yoksulluğu,alın yazızı gibi yaşayanlar.
19. yüzyıl,(antiemperyalist-özgürlükçü) liberal milliyetçilik dönemidir.Milliyetçilik,20. yüzyılda,libral ilkelerden uzaklaşmış,milli-birlikçi veya faşist nitelik kazanmıştır.Avrupa tarihinde liberalizm,karanlık çağlara karşı,modern çağın aydınlığına doğru kararlı bir gelişmeyi temsil eder.
Kadın özgürleşmeden, kandini gerçekleştirmeden, ne erkek kendini özgür addedebilir,ne de insanlık onuru başını göğe yükseltebilir...
'Her köyde öğretmen denen yanan bir ateş var; ve yine her köyde papaz denen ve bu ateşi söndüren biri var' Victor hugo
Saddam'ı yaratan ve Kürtler üzerindeki katlıamların adeta suç ortaklığı yapan güçler,Haleoçe Katliam'ından sonra da uzun süre sessiz kalmayı tercih ettiler. Halepçe Katliamı bu anlamıyla da Krt gerçeğinide dünya devletlerinin iki yüzlülüğünü bir kez daha somut bir şekilde ortaya koydu.