efendim elbette uzaktaki özlenmektedir.lakin aşk ve edebiyat ehli insanlar daha ayrılmadan maşukunu özler.bu bir gönül terbiyesidir ruh inceliğidir.yok illa uzak olsun benden diyorsanız ne ala! yalnız bendenizin şahsi fikri 'gözden ırak olan gönülden de ıraktır'özlenemeyeck kadar ıraktır vesselam... zira bizim düsturumuzun 'ben güzele güzel demem; güzel benim olmayınca' izahat ilen...
efendim OHA çuha bitki çiçeğinin tohumuna verilen addır.bu tohumu saksıya ektiğinizde az karanlık,su,ılık bir ortamın neticesinde başını topraktan çıkarır yapraklarını bütün güzelliğiyle gösterir allı morlu pembeli turunculu öyle ebemgümeci gibim bir çiçektir.anladığınız üzre lotustan sonra ikinci sıklıkta görülen bir çiçektir.cümle içerisinde kullanımı da bu ender görünümle örtüşür şöyle ki'oha falan oldum'mealen; 'oha çuha falan vız gelir o kadder ender bulunurum ki,bir işve bir cilve eşim benzerim falan yok benim' izahat ilen...
efendim bir kaç anlamı haizdir 1-esrarla açılan kapı...esrarlı bir şekilde açılan kapı ve yahudda esrar vererek bodyguarda açtırabildiğiniz kapı 2-içerde esrar çekilen odaya açılan kapı... ikinci anlam ekseriyyetlen kullanılmaktadır.
Oğul, aşk hem nâr gibi oddur, hem buz gibi âbdır. El vurursan, vurulursun. Bil ki ey oğul; âfitâb, habbdır. Gönülde iltihâba sebebiyet verir.Bu iltihâbi yaranın tesiri büyüktür, eseri ölümdür. Anlamadıysan tekrar vü tekrar anlatayım: âh oğul, hâb-gâh ebediyete kadar seni esir alır.
efendim nietsche ağladığında adamcağız hıçkırıklara boğulurdu.öyle ağlar öğle ağlardı ki anlatamam göz yaşları kitaplara harf olurdu o derece yani.bi gün hiç unutmam ağlamıştı yine hıçkırmaktan migreni azmıştı malum kafa içi basıncı artı adamın yazık...derken sonra açıldı içi rahatladı...hepimize öğütledi 'ağlamak ruha kalbe iyi göze kafa içi basıncına iyi gelir,tecrübeylen sabit! ' dedi... rahmetle uyusun...
efendim kolaydır izah edelim...malumunuz halay kalabalık ilen oynanan oyunudur.üç adım beş adım derkene ayaklar bacaklar birbire karışır biri diğerinin ayağına basar tahminiz üzre 'ayakbastı havası' olur.kollar birbirine geçip -ki bilhassa uzun boylu ilen kısa boylu arasında olur bu-kısa kol altta kalır 'kolbastı' olur.bir de külbastı havası vardır ki o bunlardan epey farklıdır.halaylanan yer küllük olunca külbastı olur.takdiriniz üzre hepisi kolaydır eywallah... saygı ilen...
efendim elbette uzaktaki özlenmektedir.lakin aşk ve edebiyat ehli insanlar daha ayrılmadan maşukunu özler.bu bir gönül terbiyesidir ruh inceliğidir.yok illa uzak olsun benden diyorsanız ne ala! yalnız bendenizin şahsi fikri 'gözden ırak olan gönülden de ıraktır'özlenemeyeck kadar ıraktır vesselam...
zira bizim düsturumuzun 'ben güzele güzel demem; güzel benim olmayınca'
izahat ilen...
efendim OHA çuha bitki çiçeğinin tohumuna verilen addır.bu tohumu saksıya ektiğinizde az karanlık,su,ılık bir ortamın neticesinde başını topraktan çıkarır yapraklarını bütün güzelliğiyle gösterir allı morlu pembeli turunculu öyle ebemgümeci gibim bir çiçektir.anladığınız üzre lotustan sonra ikinci sıklıkta görülen bir çiçektir.cümle içerisinde kullanımı da bu ender görünümle örtüşür şöyle ki'oha falan oldum'mealen; 'oha çuha falan vız gelir o kadder ender bulunurum ki,bir işve bir cilve eşim benzerim falan yok benim'
izahat ilen...
Et Rose elle a vecu ce que vivent les roses
(Gül, bir gül olduğu içün güller kadar az yaşadı)
niçe olmayan nice insan utanmadan gülüyordu.
efendim bir kaç anlamı haizdir
1-esrarla açılan kapı...esrarlı bir şekilde açılan kapı ve yahudda esrar vererek bodyguarda açtırabildiğiniz kapı
2-içerde esrar çekilen odaya açılan kapı...
ikinci anlam ekseriyyetlen kullanılmaktadır.
Oğul, aşk hem nâr gibi oddur, hem buz gibi âbdır. El vurursan, vurulursun. Bil ki ey oğul; âfitâb, habbdır. Gönülde iltihâba sebebiyet verir.Bu iltihâbi yaranın tesiri büyüktür, eseri ölümdür. Anlamadıysan tekrar vü tekrar anlatayım: âh oğul, hâb-gâh ebediyete kadar seni esir alır.
lugatçe:
habb: hilekâr
hâb-gâh: yatak odası
efendim ekstıra bir şey daha söyleyeyim amme hizmetidir: bu oyun zamanında nefeslenmeyi bilmeyenlerin kulaklarında korbastı ya neden olur...
efendim nietsche ağladığında adamcağız hıçkırıklara boğulurdu.öyle ağlar öğle ağlardı ki anlatamam göz yaşları kitaplara harf olurdu o derece yani.bi gün hiç unutmam ağlamıştı yine hıçkırmaktan migreni azmıştı malum kafa içi basıncı artı adamın yazık...derken sonra açıldı içi rahatladı...hepimize öğütledi 'ağlamak ruha kalbe iyi göze kafa içi basıncına iyi gelir,tecrübeylen sabit! ' dedi...
rahmetle uyusun...
Bölümlerden bir bölüm...
efendim kolaydır izah edelim...malumunuz halay kalabalık ilen oynanan oyunudur.üç adım beş adım derkene ayaklar bacaklar birbire karışır biri diğerinin ayağına basar tahminiz üzre 'ayakbastı havası' olur.kollar birbirine geçip -ki bilhassa uzun boylu ilen kısa boylu arasında olur bu-kısa kol altta kalır 'kolbastı' olur.bir de külbastı havası vardır ki o bunlardan epey farklıdır.halaylanan yer küllük olunca külbastı olur.takdiriniz üzre hepisi kolaydır eywallah...
saygı ilen...