Mehmet Akif,1873 İstanbul ' da doğdu.27 Aralık 1936 ' da vefat etti.Benim üzerimde durmak istediğim nokta Mehmet Akif ' e farklı bir bakış açısı getirmek...Mehmet Akif ' in ümmetçi oluşu doğrultusunda onun dar kalıplara sokulmasının yanlış olduğunu belirtmek isterim.Mehmet Akif şair olmasının ötesinde kurtuluş savaşında ve osmanlının yıkılışını engelleme faaliyetlerinde bulunmuş bir insandır.Eşref Bey ekibinin kurmuş olduğu Teşkilat - ı Mahsusa ' da görev almıştır.Almanyaya gittiğinde ve garp cephesindeki faaliyetleri bunun birer parçasıdır.Teşkilat-ı Mahsusa OSMANLIYI yıkma çalışmalarında bulunan ingilizlere karşı faaliyet göstermekteydi: bunun için birçok yere elçilik vasıtasıyla görevli göndermiştir: Arap dünyasındaki parçalanmayı engellemek için hindistan, pakistan, endonezyaya gönderilen görevliler teşkilatı mahsusa bünyesinde bulunanlardır.Teşikaltı mahsusa ile mehmet akif lübnana gtmiş ve arap parçalanmasına karşı lübnanları kendilerine çekmiştir.Bunların başına ise Hasan el Abed getirilmiştir.Hsan el abede yapılan süikast girişimine yönelik faaliyetlere karşılık vermiştir teşkilat.Mehmet Akif Almanya 'da esir düşen müslüman türklerin hakkında araştırmalar yaptı....İzmir ' in işgali sonucu batı Anadolu 'da çeşitli vaazlar vererek halkın direniş gücünü arttırdı.Daha sonra konya isyanını engellemek için konya ya gönderildi...Kastamonu ' da verdiği vaaz özellikle sevr antlaşması ve milli mücadelenin önemiyle ilgiliydi ve bu vaaz 1921 de bütün cephelere gönderildi.Yaptığı bu çalışmalar o sırada görev yaptığı Darul Hikmet- i İslamiyye de ki görevine son verildi.Mehmet Akif ' in ümmetçiliğini isterseniz yeniden tartışabiliriz.Mehmet AKif şair olmasının ötesinde farklı çalışmalarda bulunmuş ve bunları birçoğunu bu yazdıklarımla birleştiriseniz ne anlatmak istediğim anlaşılır. ve onu sadece yazmış olduğu şiirlerle yargılamak yanlışlık olur.Mehmet Akif bugünün getirdiği şartlarla yorumlamak bir yanlışlık abidesi olarak karşımıza çıkar.Şiirlerinde hem dindaşını seven hemde milletini seven bir insan olarak ortaya çıkar.Bu bölünmez bir parçadır...fert, aile, sınıf, ırk, kavim, ümmet sürekli bir etkileşim içindedir ve bunu inkar edemeyiz.Mehmet AKif kurtuluş savaşında vermiş olduğu emeklerle bu millete mal olmuştur.Onun sadece ümmetçi olduğunu savunanlara bir örnek.Mısır'a gittği zaman orada KAhiredeki Camiul Mısıriye Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı profesörlüğü yapmıştır.1925- 1935 yılında yaptığı görevi hastalanınca ve yurt özlemiyle bırakıp geri dönmüştür. Dostça ve hoşça kalın...
Aşk, sevginin şiddetli hale gelmesi...Sevgi de sevdiğinin rızası için mücadele edersin.Onun sözü senin için daha bir geçerlilik taşır ve her zaman sevdiğinin yanında olmasını istersin.Aşkta ise yanında olmasına ve söz söylemesine bile gerek yoktur. Gerçek aşkta ne vefa vardır ne de cefa....(Mevlana) Dua ve Muhabbetle
Feminizm, kadının ruhsal yapısını kullanarak onu farklı kulvarlara çekmeye çalışan ve aslında savunnduğu düşünce kadının asil hareketlerine bir öirkinlik eklemekten başka birşey olmayan bir düşünce...Aile yapısını bozan evin içinde özgür ve medeni bir ortam kurduğunu sanıp aslında kadın ve erkeğin doğasından gelen birçok özelliği törpüleme çalışmasından başka birşey değil...Altında yatan ama bunu insanlara süslü kelimelerle anlatmasını zekice başaran bir fikri akım....Kısacası cinsel özgürlük, Duygu Asenanın kadında görmek istediği, kitaplarında yazdığı fakat ekrana çıktığında bunu açık açık anlatmadığı düşünce...Neden mi anlatmıyor... Koşullar oluşunca onu da anlatır kitaplarında olduğu gibi....
Yani bunlar ayetlerle diledikleri gibi oynarlar.....Bir ayete ayetle karşılık verebilirsin.....bizde ise bu iş Türkçe mealle yapılıyor yani birçok akımın ve insanların birçok dini anlayışı sahip olmasının nedeni insanların bilip bilmeden bir iki ayet öğrenip size bunu söylemesi.....Örnek verelim Kafir ayetelri ve münafık ayetleri vardır kuranda.....Bunları kullanmak bait değildir ama birçok dini kitapta bunları kullanarak insanları töhmet altında bırakabilirsiniz....Kur ' nı kerimde geçen münafık ayetleri genelde itikadi kısım içindir. Yani kelben inanmayıp diliyle inanan insanalr için...Bir de ameli münafıklık vardır İslamiyette o da inanıpta fazrları yerine getirme de tenmbellik göstermek...Birincisi en kötüsüdür ve riyaya girer...İnsanlar ilk kısımdaki münafık ayetlerini alıp herkesi münafık ilan ediyor.PEki Yaşar Nuri ' nin buradaki konumu nedir? Şudur: Yaşar Nuri bazı ayetleri kullanabiliyor bu şekilde...Örnek: Müzemmil Süresinin 20 ayeti...Peygamber Efendimiz gecleri sürekli ibadet ederdi.....SAhabede aynısını yapmaya çalışınca dünya işleri aksamaya başladı....Allah - u Teala 20. ayeti indirerek onların Peygamber gibi ibadet edemiyeceklerini (Kur ' an okuma) onun için Kur an dan kendilerini kolay geleni okumalarını istemiştir....Bu ayetin iniş sebebini öğrendik peki sorun ne? Sorun şu Yaşar Nuri bu ayeti Rülçe İbadete destek kabul ediyor.....Diyorki Bu ayette geçen kurandan size kolay okuyun kısmı Türkçe ibadetin yapılabileceğini gösterir....ama ayetin tamamını almaştır....Sadece ayetin Kur andan size kolay geleni okuyun kısmını almıştır......Yani ayeti parçaladı......Şuna benziyor namaza yaklaşmayın ayatiyle ilgili bir olay vardır....Şahsın tekinin ki doğru değildir.....Namaza yaklaşmayın ayetini alıp namaz kılmadığına kurandan ayet söylemsi gibi...Ayetin tamamı nedir? Sarhoşken namaza yaklaşmayın....Benim Türkçe Meal okunmasın diye bir karşıtlığım yok....Benim karşı olduğum Türlçe mealin dini parçalayacak şekilde Araplardaki haricilik gibi kullanılması.....Buna bir örnekte bazen Kaplan cemaati diyebileceğimiz bir cemaaat bazen onlarda bu hataya düşüyorlar....Ayetle doğru olabilir... Ama kullanılış tarzı yanlış! Yaşar Nuriye sorsak Kaplan cemaatine söylemediğini bırakmaz...Ama kendiside aynı işi yapmakta....Sorunu çözümü nedir diye b, ir soru sorarsanız....Hz. ALi Haricilere karşı ayetle micadele edilmemesini sünneti de kullanmanın gerekliliğini söyler....Ama bir sorun var.... Yaşar Nuri birçok hadis ve sünneti kabul etmemekte....Bu da onu dokunulmaz kılmaktadır.Onun hesabına göre gidersek Kur an da namazın nasıl kılınacağı veya kurbanın nasıl kesileceği de yoktur....Sizce bu tutarszılık değil mi? Madem bu kadar akılcığız.....Peygamberimiz insanların tuvalet ihtiyaçlarını kerşılarken ayakta değil oturarak yapmalarını istemiştir....o zamanın insanları şimdiki gibi bilimle haşır neş, ir değildi...Yaşlı insanlarımızda görülen prostatın nedeni genelde ayakta tuvalet ihtiyacını karşılamaktır.....Oturarak yapıldığında İdrar torbasında hiçbirşey kalmamakta ve insana zarar verici herşey dışarı atılmaktadır......Yaşar Nuri kuranın 6236 ayetten oluştuğunu 6666 ayetten oluışmadığını söylüyor bir eserinde....sanki yeni birşey bulmuş gibi bir edayla biçok insana dil de uzatmaktan geri durmuyor.....Ki çözüm şu: Kur ' anda ayetlerin sonunda duraklar bazen durmadan okumaya müsaidtir.Bu yüzden bazı kısa ayetler uzunca yazılınca ayet sayısı düşmüştür......açıklaması bu kadar basitdir bu işin.......Bir de Tarikatlar konusunda açıklamarına gelince.....Kur ' an da böyle birşeyin olmadığını ve bunun yanlış olduğunu söylemekte.....Yani Kur ' an da vesile arama diye birşeyin olmayacağını tarikat şeyhlerinin silsilesininde doğru olmadığını kabul eder......Bakın bu konuda size ayet yazmayacağım.....Ama şunu bilin....Kurbanın manası Allahın rızasını kazanmada vesiledir...Yani ayette açıkça ifade ettiği gibi bizim kesitiğimiz kurbanların ne kanları ne de etleri ona oluşaır...Sadce ulaşan niyetimizdir....Kurban kelimesininde arapça açılımına dil açısından baktığımızda bunu açıkça görürüz....Allah ulaşmada vesile anlamına gelir.....Şimdi kurbanıda ortadan kaldırmalıyız bu akli yaklaşımla....Bir parantezde var işin içinde her işi istismar eden olduğu gibi tarikatları da istismar edende vardır...Ve bu Yaşar Nuriye prim sağlıyor....Artık bazıları öküzün altında buzağı aramıyor....Buzağıyı koyup işte bakın herşey ortada diyor....... Şimdi birde yaşar nurini hakkını vermeye gelelim.....Yaşar Nuri ' nin yazdıklarının % 90 doğrudur....Bunu kabul ediyorum.... ama % 10 luk kısımın zararı fazladır...Çünkü bu kısım İslamın temeline zarar vermek noktasında birçok insanın itikadi yani imani noktasında tahribat meydana getiriyor....Siz ne kadar bilimden zekiliğinden bahsettsenizde sadece onun yzaıkları kadar ve size yapacakaları suşlamalarıda eserlerine çatal bir dille yazmasıyla kurtulduğunuzu ve cevaplarınızı aldığınızı sanıyorsunuz.Ben size yukarda Hz.Aişeden başladım birçok konuda açıklama yaptım......Bunun nedeni dini bilgilerin eksik olmasında kaynaklanıyor....Allah herkese doğru yolu nasip eylesin....Dua ve Muhabbetle....
Kadınlar konusunda yazıklarına birkaç ekleme....KAdının neden erkekelrin arasında namaz kılamayacağı....Kadın ve erkek birbirine sürekli meyillidir...bundan dolayı tenlerinin bir şekilde birbirlerine değmesi namaz içinde dikkati dağıtır....Bir düşünün namaz klıyorsunuz ve önünüzde bir bayan var....Şimdi diyeceksiniz insanın içi temiz olmalı....Sİzin burada hesaba katmadığınız birşey var....Sadece Allah ' a mahsustur insanlarn gözlerinin arkasındaki düşüncelerin ne odluğunu bilmek...bu ayetle belirtilmiştir.Kimse Peygamber değil ve Allahın korumasına alınıp Şeytanın kötülüğünden kurtulmuş değil..... Birde işin içinde kalbe vesvese veren şeytan var......Afedersiniz belki Şeytan bilimsel olmadı....! ! ! ! ! ! Bazı kurallar siz istiyorsunuz diye ve sizin bazı konularda törpülenmiş olan duygularınız var diye değiştirilmez....bir erkek kadından etkileniş farkı vardır....Bazıları sesinden etkilenir bazıları da giyinim şeklinden... Bazıları saçlarından bazıları farklımşeylerden vs....Allah insanı yaradan olduğu için herbirine ayrı ayrı özellikle hitap eden ayet gönderecek değildi....Bütüne hitap edip ayrıntıları ortadan kaldırcak mükemmel bir nizam getirmiştir......Örnek mi istiyorsunuz alın size bir örnek daha: Peygamber efendimiz 10 yaşında sonra çoçukların yataklarının ayrılmasını istemekte bir hadiste....Şimdi Yaşar Nuri hadisleri kabul etmediği için bu onu bağlamıyor...Bunun bilimsel açıklaması anca bu zmanalrda yapıldı....günümüzde çıkan breyin kendi cinsine ilgi duyup onunla ilişkiye girmek istemesinin bir nedeni de bu yaka mevzuu.... Ve küçük yaşta yatakalrı büyüklerinden ve kardeşlerinden ayrılmayan bireylerin bu özelliğin olma olasılığının daha yüksek olduğu söyleniyor....Ve Birçok ispatı da var Avrupa da yapılan çalışmalarda...... Buna da cevap verecesiniz bende size yaşar Nuri usulü açık kapı bırakmayayım....dişlerinizi fırçalamayın ve ne olacağını bekleyin...Belki birilerinin çürümez diye dişleri diğerlerine sizde diş macunu kullanmayın bakın benimki çürümedi gibi bir savla diş temizliğine önem vermemesi doğru mu?
Yaşar Nuri hakkında özellikle olumlu yazanlar hakkında cevap verme düşüncesindeyim.Birincisi Yaşar Nuri ' nin sanki İslamda olmayan bazı şeyleri keşfetmiş gibi bir edayla yazması ve bilimle dini örtüştürmesi gibi bir tarzda oluşu bence sandığınız kadar doğru değil...Ki Yaşar Nuri 'nin eserlerini incelediğinizde şunun farkına varmanızı istiyorum....Ben Yaşar Nuri ' yi 5 senedir takip eden bir insanım....Her yönüyle eserlerini incelemeye çalıştım....Birincisi şu Yaşar Nuri 'nin 28 Şubat süreci öncesindeki yazdıklarının yerine neden birden değişiklik oldu? İkincisi Yaşar Nuri özellikle kadınlar konusunda ve diğer namaz konusunda sürekli ifadelerde bulunuyor....Şunu aklınızda bulundurun İslam hiçbir zaman kadını eve hapsetmemiştir.Cemaatle namaz kılmasına da karşı değildir.Madem bu kadar bilimle uğraşıyor....Bazı şeyleri de göz önüne alması gerekiyor.İslamiyet kadının adet kanaması halini de göz önüne alıp onun evde ibadetini daha rahat yapacağını bildirmiş ve zorunlu durum olmadıkça çalışmasına izin vermemiştir.Çünkü adet kanaması geçiren kadının namazlarını kaza etmesi için zamaan ihtiyacı vardır ve bu zaman dilimi evde oluşuyla rahatlıkla karşılanır....Faiz konusunda vermiş olduğu fetvaya gelince sanki Peygamber efendimiz zamanında bahsettiği faiz anlayışı yokmuş gibi tek taraflı bir yaklaşım tarzı var....Ki İslamiyette kişi isterse enflasyon farkı verilebilir İmam _ ı Azamın bu konuda fetvası vardır ama faiz konusunu men etmektedir.Türkiye deki faiz kavramının bankalar ve devlet arasında işleyişini ve bunların piyasaya yansımasını gayet iyi bilmekteyiz.Yaşar Nuri Türkçe İbadet konusunda yazıklarını incelediğimizde göstermiş olduğu kaynakalr İslama sürekli zarar vermeye çalışan yahudilerin çalışmaları neticesinde ortaya çıkan eserler....Ki iki büyük din aliminin bu konudaki fetvasının devamını yazmaması en büyük iftira alimlere....İki büyük alim İmam - ı Azam ve Şafii insanın kendi diliyle kuran okumasıyla ilgili fetva vermiş fakat daha sonra bu fetvadan vazgeçmiştir....Ve eserinde yazdıklarına bakılırsa sürekli kendisine karşı olanların Arap emperyalizmini isteyenler olduğunu söylüyor....Kendisi ise eserlerinde sürekli vahhabilik etkisinde kalmış olan fikirlerle vahhabilik yapmakta.....Ve eserlerinde yazıkları gerçekten zekice çünkü eserlerini okuyanlara yapılacak olan isnadları da yazmış ve açık kapı bırakmamış kendini okuyanlarda şüpheye neden olacak kapı.... Ama yeterince ilmi bilgiye sahip olanlar bunu rahatlıkla kavrayabilir.Örnek istiyorsanız şunu verebilirim: Miraç konusunda yazdıklarında Miracın rüya olduğunu ve Hz. Aişe validemizin peygamberimizi o akşam yatapında yatar vaziyette gördüğünü söylüyor ve böylece Peygamberimizin bahsedildiği gibi cismani olarak yatağından kalkıp gitmediğini söylemekte....Tamam bunu kabul edelim ama şunu da unutmayalım....Peygamber Efendimiz Miraçtan sonra Hz. Aişe Validemizle evlenmiştir...Yani Miraç hadisesi gerçekleştiğinde Hz. Aişeyle evli olmadığı için aynı yatağı paylaşmalarına imkan yok....bu birincisi ikincisi Allah ' ın kudreti herşeye yeter ister cismani ister ruhani bunun tartışmasını yapıp kendine prim sağlamak ve bu konuda bilgisi olmayanalrı yönlendirmek ne kadar doğru...Biz Allah 'ın gücünümü tartışıyoruz dileiği gibi yapmıştır.....Bana birşey mi kazandırdı....türkçe ibadet konusunda şunu yazarsam bazı konulara açıklık kazandıracağım....Yaşar Nuri eserinde kendisine karşı olanalrın Kuranın arapça olduğunu ve arap emperyalizmi düşüncesinde olanalrın kendisine karşı olduğunu bu yüzden sürekli hakaret ettiklerini söylüyor...Kur An Allah kelamıdır diyorlar diyor.....Evet Kur ' an Allah kelamıdır bunu mu tartışacağım.......Doğru olan birşeyi neden tartışalım değil mi....Ki Namazda okuduğunu anlamak önemli ama asıl itikatta geçerli olan kalbin ne hissetiğidir.Yani sen anlamını da bilsen tefsirini de bilsen Allahın huzuruna çıkmış gibi bir his yoksa içinde namazın bir ehemmiyeti pek yok gibi...Şöyle düşünün saygı duyduğunuz bir insanın karşısına makamından dolayı ceketinizi ilikleyerek çıkarsınız...Ama saygı duymadığınız bir insandır ama adap gereği önünüzü iliklemeniz sadece görünüşte saygı olur....Devamı şu....Türkçe Mealin karşı olduğum noktalarını da yazayım size....İslamiyette Haricilik denen bir akım vardır...
Ebced Hesabı bildiğim kadarıyla Cifr İlmi latında bir şifreleme işlemi.İlk olarak Yahudilikte başlayan, Hristiyanlarda devam eden ve sayılarla ifade edilen bir sistem...İslamiyetle beraber bu işlem özellikle Şii ve Batini çevrelerde yaygınlanmış ve bunun Hz. ALi! den öğrenildiği söylenmiştir.Fakat Hz. Ali bunun için eğer okunan Kurandan başka kitapta farklı birşeyler olduğunu iddia edenlerin yalan söylemiş olacağını ifade ediyor....Ki Cifr İlmi ne yönelik İmam - ı Gazali ' nin Batıniyye adlı eserinde s.66 - 67 bölümünde buna yönelik açıklamalar ve bu iddiaları çürütücü örnekler vardır. Dua ve Muhabbetle
Kadın, Hz.Adem ' in kaburgasından yaratılan ve ona eş kılınan bir varlık.Bu eş kılınış Hz. Ademden bir parça oluşu iki cinside birbirine iştiyak halinde ve birbirine muhtaç konumda bırakmıştır.Kadınlar ve erkekler hakkında günümüzde sürekli yozlaştırılan ve sadece birbirlerine ihtiyacı cinsel bakış açısıyla yorumlanan bir varlık oluşu onun yaradılıştan gelen birçok özelliğine uygunsuzdur.....Ben kadınları olduğu gibi kabullenme düşüncesindeyim....Kadına hürmet gereklidir...Ama kadın olana...Erkek içinde aynı durum söz konusu....Bence her iki cinsinde bugün kalplerinden gelip dillerinden dışa yansıyan düşünceler onların kendine ait düşünceler dışında çevresinde öğredikleri, şartlandırılmalar sonucunda bilinç altına yerleştirilen ve insan olmak düşüncesinde sıyrılmaya doğru yol almakta olan karanlık bir yobazlık örneğidir.Yobaz sadece din adına geçerli olan anlamında değildir.Yobaz, belli düşünceler etrafında saplanıp kalan ve karşısına yeni bir durum çıktığında ne yapacağını şaşıran ve değerlerinde ani değişimler yapmak zorunda olandır hoşuna gitmesede....Kitabına uydurmak diyelim buna sokak diliyle... Muhabbetle kalın....
Din, bezmi elestte insanların verdiği söze karşılık dünyadaki yaşamalarını düzenleyen tutarlı kurallar bütünü diyebilirim.sonuç olarak değişen din değil, onu anlamlandırmaya çalışan insanlarda sorun var gibi bir düşünce taşıyorum...Varolduğumuzdan beri değişen bir din olmadı dinin hükümlerine uymakta zorlanan ve dini algılamakta zorluık çektiği için ve yobaz diyeceğim insanaların dinde belli bir noktada saplanıp kalmalarından dine sonradan girme hileli diyebileceğiz bir çok çözümler getirmesiyle değişen bir insan topluluğu suçlu bence.Din ile kendi aklı arasında bir bağ kurmaya çalışan ve aklının kavrayamadığı şeylerde din adına akıl yürüten insanların düştüğü konumu tekrar hatırlamasını sağlayabilecek bir kılavuz....Eğer sizin din diye algıladığınız kavram sizi hayatınızda belli bir çıkmazlara sürüklüyorsa, ya sizde bir sorun vardır ya da öğrendiğimizi sandığımız dini anlatışta....Bence sorgulayacağımız şeyler farklı olmalı...Dinin kıyamete kadar ayet açıklamasıyla korunmaya alındığı Kur ' anı Kerimde geçiyorsa, sorun, bozulan ve yozlaşan bizdedir.
Hamıs'in ağlama yeri...................... Olabilir.
Mehmet Akif,1873 İstanbul ' da doğdu.27 Aralık 1936 ' da vefat etti.Benim üzerimde durmak istediğim nokta Mehmet Akif ' e farklı bir bakış açısı getirmek...Mehmet Akif ' in ümmetçi oluşu doğrultusunda onun dar kalıplara sokulmasının yanlış olduğunu belirtmek isterim.Mehmet Akif şair olmasının ötesinde kurtuluş savaşında ve osmanlının yıkılışını engelleme faaliyetlerinde bulunmuş bir insandır.Eşref Bey ekibinin kurmuş olduğu Teşkilat - ı Mahsusa ' da görev almıştır.Almanyaya gittiğinde ve garp cephesindeki faaliyetleri bunun birer parçasıdır.Teşkilat-ı Mahsusa OSMANLIYI yıkma çalışmalarında bulunan ingilizlere karşı faaliyet göstermekteydi: bunun için birçok yere elçilik vasıtasıyla görevli göndermiştir: Arap dünyasındaki parçalanmayı engellemek için hindistan, pakistan, endonezyaya gönderilen görevliler teşkilatı mahsusa bünyesinde bulunanlardır.Teşikaltı mahsusa ile mehmet akif lübnana gtmiş ve arap parçalanmasına karşı lübnanları kendilerine çekmiştir.Bunların başına ise Hasan el Abed getirilmiştir.Hsan el abede yapılan süikast girişimine yönelik faaliyetlere karşılık vermiştir teşkilat.Mehmet Akif Almanya 'da esir düşen müslüman türklerin hakkında araştırmalar yaptı....İzmir ' in işgali sonucu batı Anadolu 'da çeşitli vaazlar vererek halkın direniş gücünü arttırdı.Daha sonra konya isyanını engellemek için konya ya gönderildi...Kastamonu ' da verdiği vaaz özellikle sevr antlaşması ve milli mücadelenin önemiyle ilgiliydi ve bu vaaz 1921 de bütün cephelere gönderildi.Yaptığı bu çalışmalar o sırada görev yaptığı Darul Hikmet- i İslamiyye de ki görevine son verildi.Mehmet Akif ' in ümmetçiliğini isterseniz yeniden tartışabiliriz.Mehmet AKif şair olmasının ötesinde farklı çalışmalarda bulunmuş ve bunları birçoğunu bu yazdıklarımla birleştiriseniz ne anlatmak istediğim anlaşılır. ve onu sadece yazmış olduğu şiirlerle yargılamak yanlışlık olur.Mehmet Akif bugünün getirdiği şartlarla yorumlamak bir yanlışlık abidesi olarak karşımıza çıkar.Şiirlerinde hem dindaşını seven hemde milletini seven bir insan olarak ortaya çıkar.Bu bölünmez bir parçadır...fert, aile, sınıf, ırk, kavim, ümmet sürekli bir etkileşim içindedir ve bunu inkar edemeyiz.Mehmet AKif kurtuluş savaşında vermiş olduğu emeklerle bu millete mal olmuştur.Onun sadece ümmetçi olduğunu savunanlara bir örnek.Mısır'a gittği zaman orada KAhiredeki Camiul Mısıriye Üniversitesinde Türk Dili ve Edebiyatı profesörlüğü yapmıştır.1925- 1935 yılında yaptığı görevi hastalanınca ve yurt özlemiyle bırakıp geri dönmüştür.
Dostça ve hoşça kalın...
Aşk, sevginin şiddetli hale gelmesi...Sevgi de sevdiğinin rızası için mücadele edersin.Onun sözü senin için daha bir geçerlilik taşır ve her zaman sevdiğinin yanında olmasını istersin.Aşkta ise yanında olmasına ve söz söylemesine bile gerek yoktur. Gerçek aşkta ne vefa vardır ne de cefa....(Mevlana)
Dua ve Muhabbetle
Feminizm, kadının ruhsal yapısını kullanarak onu farklı kulvarlara çekmeye çalışan ve aslında savunnduğu düşünce kadının asil hareketlerine bir öirkinlik eklemekten başka birşey olmayan bir düşünce...Aile yapısını bozan evin içinde özgür ve medeni bir ortam kurduğunu sanıp aslında kadın ve erkeğin doğasından gelen birçok özelliği törpüleme çalışmasından başka birşey değil...Altında yatan ama bunu insanlara süslü kelimelerle anlatmasını zekice başaran bir fikri akım....Kısacası cinsel özgürlük, Duygu Asenanın kadında görmek istediği, kitaplarında yazdığı fakat ekrana çıktığında bunu açık açık anlatmadığı düşünce...Neden mi anlatmıyor... Koşullar oluşunca onu da anlatır kitaplarında olduğu gibi....
Yani bunlar ayetlerle diledikleri gibi oynarlar.....Bir ayete ayetle karşılık verebilirsin.....bizde ise bu iş Türkçe mealle yapılıyor yani birçok akımın ve insanların birçok dini anlayışı sahip olmasının nedeni insanların bilip bilmeden bir iki ayet öğrenip size bunu söylemesi.....Örnek verelim Kafir ayetelri ve münafık ayetleri vardır kuranda.....Bunları kullanmak bait değildir ama birçok dini kitapta bunları kullanarak insanları töhmet altında bırakabilirsiniz....Kur ' nı kerimde geçen münafık ayetleri genelde itikadi kısım içindir. Yani kelben inanmayıp diliyle inanan insanalr için...Bir de ameli münafıklık vardır İslamiyette o da inanıpta fazrları yerine getirme de tenmbellik göstermek...Birincisi en kötüsüdür ve riyaya girer...İnsanlar ilk kısımdaki münafık ayetlerini alıp herkesi münafık ilan ediyor.PEki Yaşar Nuri ' nin buradaki konumu nedir? Şudur: Yaşar Nuri bazı ayetleri kullanabiliyor bu şekilde...Örnek: Müzemmil Süresinin 20 ayeti...Peygamber Efendimiz gecleri sürekli ibadet ederdi.....SAhabede aynısını yapmaya çalışınca dünya işleri aksamaya başladı....Allah - u Teala 20. ayeti indirerek onların Peygamber gibi ibadet edemiyeceklerini (Kur ' an okuma) onun için Kur an dan kendilerini kolay geleni okumalarını istemiştir....Bu ayetin iniş sebebini öğrendik peki sorun ne? Sorun şu Yaşar Nuri bu ayeti Rülçe İbadete destek kabul ediyor.....Diyorki Bu ayette geçen kurandan size kolay okuyun kısmı Türkçe ibadetin yapılabileceğini gösterir....ama ayetin tamamını almaştır....Sadece ayetin Kur andan size kolay geleni okuyun kısmını almıştır......Yani ayeti parçaladı......Şuna benziyor namaza yaklaşmayın ayatiyle ilgili bir olay vardır....Şahsın tekinin ki doğru değildir.....Namaza yaklaşmayın ayetini alıp namaz kılmadığına kurandan ayet söylemsi gibi...Ayetin tamamı nedir? Sarhoşken namaza yaklaşmayın....Benim Türkçe Meal okunmasın diye bir karşıtlığım yok....Benim karşı olduğum Türlçe mealin dini parçalayacak şekilde Araplardaki haricilik gibi kullanılması.....Buna bir örnekte bazen Kaplan cemaati diyebileceğimiz bir cemaaat bazen onlarda bu hataya düşüyorlar....Ayetle doğru olabilir... Ama kullanılış tarzı yanlış! Yaşar Nuriye sorsak Kaplan cemaatine söylemediğini bırakmaz...Ama kendiside aynı işi yapmakta....Sorunu çözümü nedir diye b, ir soru sorarsanız....Hz. ALi Haricilere karşı ayetle micadele edilmemesini sünneti de kullanmanın gerekliliğini söyler....Ama bir sorun var.... Yaşar Nuri birçok hadis ve sünneti kabul etmemekte....Bu da onu dokunulmaz kılmaktadır.Onun hesabına göre gidersek Kur an da namazın nasıl kılınacağı veya kurbanın nasıl kesileceği de yoktur....Sizce bu tutarszılık değil mi? Madem bu kadar akılcığız.....Peygamberimiz insanların tuvalet ihtiyaçlarını kerşılarken ayakta değil oturarak yapmalarını istemiştir....o zamanın insanları şimdiki gibi bilimle haşır neş, ir değildi...Yaşlı insanlarımızda görülen prostatın nedeni genelde ayakta tuvalet ihtiyacını karşılamaktır.....Oturarak yapıldığında İdrar torbasında hiçbirşey kalmamakta ve insana zarar verici herşey dışarı atılmaktadır......Yaşar Nuri kuranın 6236 ayetten oluştuğunu 6666 ayetten oluışmadığını söylüyor bir eserinde....sanki yeni birşey bulmuş gibi bir edayla biçok insana dil de uzatmaktan geri durmuyor.....Ki çözüm şu: Kur ' anda ayetlerin sonunda duraklar bazen durmadan okumaya müsaidtir.Bu yüzden bazı kısa ayetler uzunca yazılınca ayet sayısı düşmüştür......açıklaması bu kadar basitdir bu işin.......Bir de Tarikatlar konusunda açıklamarına gelince.....Kur ' an da böyle birşeyin olmadığını ve bunun yanlış olduğunu söylemekte.....Yani Kur ' an da vesile arama diye birşeyin olmayacağını tarikat şeyhlerinin silsilesininde doğru olmadığını kabul eder......Bakın bu konuda size ayet yazmayacağım.....Ama şunu bilin....Kurbanın manası Allahın rızasını kazanmada vesiledir...Yani ayette açıkça ifade ettiği gibi bizim kesitiğimiz kurbanların ne kanları ne de etleri ona oluşaır...Sadce ulaşan niyetimizdir....Kurban kelimesininde arapça açılımına dil açısından baktığımızda bunu açıkça görürüz....Allah ulaşmada vesile anlamına gelir.....Şimdi kurbanıda ortadan kaldırmalıyız bu akli yaklaşımla....Bir parantezde var işin içinde her işi istismar eden olduğu gibi tarikatları da istismar edende vardır...Ve bu Yaşar Nuriye prim sağlıyor....Artık bazıları öküzün altında buzağı aramıyor....Buzağıyı koyup işte bakın herşey ortada diyor.......
Şimdi birde yaşar nurini hakkını vermeye gelelim.....Yaşar Nuri ' nin yazdıklarının % 90 doğrudur....Bunu kabul ediyorum.... ama % 10 luk kısımın zararı fazladır...Çünkü bu kısım İslamın temeline zarar vermek noktasında birçok insanın itikadi yani imani noktasında tahribat meydana getiriyor....Siz ne kadar bilimden zekiliğinden bahsettsenizde sadece onun yzaıkları kadar ve size yapacakaları suşlamalarıda eserlerine çatal bir dille yazmasıyla kurtulduğunuzu ve cevaplarınızı aldığınızı sanıyorsunuz.Ben size yukarda Hz.Aişeden başladım birçok konuda açıklama yaptım......Bunun nedeni dini bilgilerin eksik olmasında kaynaklanıyor....Allah herkese doğru yolu nasip eylesin....Dua ve Muhabbetle....
Kadınlar konusunda yazıklarına birkaç ekleme....KAdının neden erkekelrin arasında namaz kılamayacağı....Kadın ve erkek birbirine sürekli meyillidir...bundan dolayı tenlerinin bir şekilde birbirlerine değmesi namaz içinde dikkati dağıtır....Bir düşünün namaz klıyorsunuz ve önünüzde bir bayan var....Şimdi diyeceksiniz insanın içi temiz olmalı....Sİzin burada hesaba katmadığınız birşey var....Sadece Allah ' a mahsustur insanlarn gözlerinin arkasındaki düşüncelerin ne odluğunu bilmek...bu ayetle belirtilmiştir.Kimse Peygamber değil ve Allahın korumasına alınıp Şeytanın kötülüğünden kurtulmuş değil..... Birde işin içinde kalbe vesvese veren şeytan var......Afedersiniz belki Şeytan bilimsel olmadı....! ! ! ! ! ! Bazı kurallar siz istiyorsunuz diye ve sizin bazı konularda törpülenmiş olan duygularınız var diye değiştirilmez....bir erkek kadından etkileniş farkı vardır....Bazıları sesinden etkilenir bazıları da giyinim şeklinden... Bazıları saçlarından bazıları farklımşeylerden vs....Allah insanı yaradan olduğu için herbirine ayrı ayrı özellikle hitap eden ayet gönderecek değildi....Bütüne hitap edip ayrıntıları ortadan kaldırcak mükemmel bir nizam getirmiştir......Örnek mi istiyorsunuz alın size bir örnek daha: Peygamber efendimiz 10 yaşında sonra çoçukların yataklarının ayrılmasını istemekte bir hadiste....Şimdi Yaşar Nuri hadisleri kabul etmediği için bu onu bağlamıyor...Bunun bilimsel açıklaması anca bu zmanalrda yapıldı....günümüzde çıkan breyin kendi cinsine ilgi duyup onunla ilişkiye girmek istemesinin bir nedeni de bu yaka mevzuu.... Ve küçük yaşta yatakalrı büyüklerinden ve kardeşlerinden ayrılmayan bireylerin bu özelliğin olma olasılığının daha yüksek olduğu söyleniyor....Ve Birçok ispatı da var Avrupa da yapılan çalışmalarda...... Buna da cevap verecesiniz bende size yaşar Nuri usulü açık kapı bırakmayayım....dişlerinizi fırçalamayın ve ne olacağını bekleyin...Belki birilerinin çürümez diye dişleri diğerlerine sizde diş macunu kullanmayın bakın benimki çürümedi gibi bir savla diş temizliğine önem vermemesi doğru mu?
Yaşar Nuri hakkında özellikle olumlu yazanlar hakkında cevap verme düşüncesindeyim.Birincisi Yaşar Nuri ' nin sanki İslamda olmayan bazı şeyleri keşfetmiş gibi bir edayla yazması ve bilimle dini örtüştürmesi gibi bir tarzda oluşu bence sandığınız kadar doğru değil...Ki Yaşar Nuri 'nin eserlerini incelediğinizde şunun farkına varmanızı istiyorum....Ben Yaşar Nuri ' yi 5 senedir takip eden bir insanım....Her yönüyle eserlerini incelemeye çalıştım....Birincisi şu Yaşar Nuri 'nin 28 Şubat süreci öncesindeki yazdıklarının yerine neden birden değişiklik oldu? İkincisi Yaşar Nuri özellikle kadınlar konusunda ve diğer namaz konusunda sürekli ifadelerde bulunuyor....Şunu aklınızda bulundurun İslam hiçbir zaman kadını eve hapsetmemiştir.Cemaatle namaz kılmasına da karşı değildir.Madem bu kadar bilimle uğraşıyor....Bazı şeyleri de göz önüne alması gerekiyor.İslamiyet kadının adet kanaması halini de göz önüne alıp onun evde ibadetini daha rahat yapacağını bildirmiş ve zorunlu durum olmadıkça çalışmasına izin vermemiştir.Çünkü adet kanaması geçiren kadının namazlarını kaza etmesi için zamaan ihtiyacı vardır ve bu zaman dilimi evde oluşuyla rahatlıkla karşılanır....Faiz konusunda vermiş olduğu fetvaya gelince sanki Peygamber efendimiz zamanında bahsettiği faiz anlayışı yokmuş gibi tek taraflı bir yaklaşım tarzı var....Ki İslamiyette kişi isterse enflasyon farkı verilebilir İmam _ ı Azamın bu konuda fetvası vardır ama faiz konusunu men etmektedir.Türkiye deki faiz kavramının bankalar ve devlet arasında işleyişini ve bunların piyasaya yansımasını gayet iyi bilmekteyiz.Yaşar Nuri Türkçe İbadet konusunda yazıklarını incelediğimizde göstermiş olduğu kaynakalr İslama sürekli zarar vermeye çalışan yahudilerin çalışmaları neticesinde ortaya çıkan eserler....Ki iki büyük din aliminin bu konudaki fetvasının devamını yazmaması en büyük iftira alimlere....İki büyük alim İmam - ı Azam ve Şafii insanın kendi diliyle kuran okumasıyla ilgili fetva vermiş fakat daha sonra bu fetvadan vazgeçmiştir....Ve eserinde yazdıklarına bakılırsa sürekli kendisine karşı olanların Arap emperyalizmini isteyenler olduğunu söylüyor....Kendisi ise eserlerinde sürekli vahhabilik etkisinde kalmış olan fikirlerle vahhabilik yapmakta.....Ve eserlerinde yazıkları gerçekten zekice çünkü eserlerini okuyanlara yapılacak olan isnadları da yazmış ve açık kapı bırakmamış kendini okuyanlarda şüpheye neden olacak kapı.... Ama yeterince ilmi bilgiye sahip olanlar bunu rahatlıkla kavrayabilir.Örnek istiyorsanız şunu verebilirim: Miraç konusunda yazdıklarında Miracın rüya olduğunu ve Hz. Aişe validemizin peygamberimizi o akşam yatapında yatar vaziyette gördüğünü söylüyor ve böylece Peygamberimizin bahsedildiği gibi cismani olarak yatağından kalkıp gitmediğini söylemekte....Tamam bunu kabul edelim ama şunu da unutmayalım....Peygamber Efendimiz Miraçtan sonra Hz. Aişe Validemizle evlenmiştir...Yani Miraç hadisesi gerçekleştiğinde Hz. Aişeyle evli olmadığı için aynı yatağı paylaşmalarına imkan yok....bu birincisi ikincisi Allah ' ın kudreti herşeye yeter ister cismani ister ruhani bunun tartışmasını yapıp kendine prim sağlamak ve bu konuda bilgisi olmayanalrı yönlendirmek ne kadar doğru...Biz Allah 'ın gücünümü tartışıyoruz dileiği gibi yapmıştır.....Bana birşey mi kazandırdı....türkçe ibadet konusunda şunu yazarsam bazı konulara açıklık kazandıracağım....Yaşar Nuri eserinde kendisine karşı olanalrın Kuranın arapça olduğunu ve arap emperyalizmi düşüncesinde olanalrın kendisine karşı olduğunu bu yüzden sürekli hakaret ettiklerini söylüyor...Kur An Allah kelamıdır diyorlar diyor.....Evet Kur ' an Allah kelamıdır bunu mu tartışacağım.......Doğru olan birşeyi neden tartışalım değil mi....Ki Namazda okuduğunu anlamak önemli ama asıl itikatta geçerli olan kalbin ne hissetiğidir.Yani sen anlamını da bilsen tefsirini de bilsen Allahın huzuruna çıkmış gibi bir his yoksa içinde namazın bir ehemmiyeti pek yok gibi...Şöyle düşünün saygı duyduğunuz bir insanın karşısına makamından dolayı ceketinizi ilikleyerek çıkarsınız...Ama saygı duymadığınız bir insandır ama adap gereği önünüzü iliklemeniz sadece görünüşte saygı olur....Devamı şu....Türkçe Mealin karşı olduğum noktalarını da yazayım size....İslamiyette Haricilik denen bir akım vardır...
ne?
Ebced Hesabı bildiğim kadarıyla Cifr İlmi latında bir şifreleme işlemi.İlk olarak Yahudilikte başlayan, Hristiyanlarda devam eden ve sayılarla ifade edilen bir sistem...İslamiyetle beraber bu işlem özellikle Şii ve Batini çevrelerde yaygınlanmış ve bunun Hz. ALi! den öğrenildiği söylenmiştir.Fakat Hz. Ali bunun için eğer okunan Kurandan başka kitapta farklı birşeyler olduğunu iddia edenlerin yalan söylemiş olacağını ifade ediyor....Ki Cifr İlmi ne yönelik İmam - ı Gazali ' nin Batıniyye adlı eserinde s.66 - 67 bölümünde buna yönelik açıklamalar ve bu iddiaları çürütücü örnekler vardır.
Dua ve Muhabbetle
Kadın, Hz.Adem ' in kaburgasından yaratılan ve ona eş kılınan bir varlık.Bu eş kılınış Hz. Ademden bir parça oluşu iki cinside birbirine iştiyak halinde ve birbirine muhtaç konumda bırakmıştır.Kadınlar ve erkekler hakkında günümüzde sürekli yozlaştırılan ve sadece birbirlerine ihtiyacı cinsel bakış açısıyla yorumlanan bir varlık oluşu onun yaradılıştan gelen birçok özelliğine uygunsuzdur.....Ben kadınları olduğu gibi kabullenme düşüncesindeyim....Kadına hürmet gereklidir...Ama kadın olana...Erkek içinde aynı durum söz konusu....Bence her iki cinsinde bugün kalplerinden gelip dillerinden dışa yansıyan düşünceler onların kendine ait düşünceler dışında çevresinde öğredikleri, şartlandırılmalar sonucunda bilinç altına yerleştirilen ve insan olmak düşüncesinde sıyrılmaya doğru yol almakta olan karanlık bir yobazlık örneğidir.Yobaz sadece din adına geçerli olan anlamında değildir.Yobaz, belli düşünceler etrafında saplanıp kalan ve karşısına yeni bir durum çıktığında ne yapacağını şaşıran ve değerlerinde ani değişimler yapmak zorunda olandır hoşuna gitmesede....Kitabına uydurmak diyelim buna sokak diliyle... Muhabbetle kalın....
Din, bezmi elestte insanların verdiği söze karşılık dünyadaki yaşamalarını düzenleyen tutarlı kurallar bütünü diyebilirim.sonuç olarak değişen din değil, onu anlamlandırmaya çalışan insanlarda sorun var gibi bir düşünce taşıyorum...Varolduğumuzdan beri değişen bir din olmadı dinin hükümlerine uymakta zorlanan ve dini algılamakta zorluık çektiği için ve yobaz diyeceğim insanaların dinde belli bir noktada saplanıp kalmalarından dine sonradan girme hileli diyebileceğiz bir çok çözümler getirmesiyle değişen bir insan topluluğu suçlu bence.Din ile kendi aklı arasında bir bağ kurmaya çalışan ve aklının kavrayamadığı şeylerde din adına akıl yürüten insanların düştüğü konumu tekrar hatırlamasını sağlayabilecek bir kılavuz....Eğer sizin din diye algıladığınız kavram sizi hayatınızda belli bir çıkmazlara sürüklüyorsa, ya sizde bir sorun vardır ya da öğrendiğimizi sandığımız dini anlatışta....Bence sorgulayacağımız şeyler farklı olmalı...Dinin kıyamete kadar ayet açıklamasıyla korunmaya alındığı Kur ' anı Kerimde geçiyorsa, sorun, bozulan ve yozlaşan bizdedir.