her kasli erkek gördügünde arka kisim kasinanlar, onu da oglancilikla suclasalar da, tarihi gerceklerle uyusmayan bir sacmalik...
cimaa kadir olmayan pir (sexe gücü yetmeyen ihtiyar) lafini cimaa kadir olmayan pire diye anlayip osmanlilar lüzumsuuz islerle ugrasiyormus diyen ciddi tarihcilerin tan gazetesinde foto muhabiri biri olamayacak ucuz versiyonlari atiyor hep bu camurlari.. camur, temizleyen temizlesin, temizleseler de izi cikmaz ayse teyze hikayesi...
mahpeyker kösem sultan, onun genclik caglarinda yönetimi avucuna almisti, 4. murati da hamam sefalarina mahkum etmek istemisti, ama o kendisi tek basina bu cemberikirmayi basardi ve osmanlinin en dirayetli padisahlarinda ibiri oldu.. ama mahpeyker yediyle erken göctü bu alemden.. tipki büyük dedesi yavuz gibi...
erkek adam, 150 kiloluk gürzüyle ortaya cikinca, gözlerininn önünde vezir parcalayan yeniceri zibidilerinden kimsecikler kalmadi ortalikta.. tek basina elindeki 150 kiloluk gürzün verdigi dehset ile tüm istanbulu ve osmanliyi düzeltti...
osmali iki halis erkek padisah gördü: biri yavuz, öbürü 4. murat... ikisi de bagdat fatihi...
Serimizin bu günkü seyinde, arastirmaci gazetecilik bombasini patlatacagiz, nerede patlamasi kismetse… Ispritizma vs. gizli teknikler sag olsun, dehset bir belge ele gecirdik simdi ayaga düsürüyoruz.. okuyun bakalim…
Sene: besbin küsur… yer: am Arsch der Welt (word’da, dogru yazma korrektörü bunu yazinca ilk defa hata alarmi vermedi, bu bilgisayar böyle laflari seviyor herhalde.. at sahibine göre hirliyor) O bicim afilli bir oda, ve birbirine girmis koltuklarin üzerine rastgele kaykilmis bir kac erkek... Kimisi sisman, bir ikisi de normale yakin.. Iclerinde her halinden (bazi halleri karisik olmakla birlikte) ortamin sefi oldugu anlasilan birisinin yaninda tuhaf görünümlü bir köpek, agzinda salyalari akiyor ve arada bir hirlayip duruyor.. Ihtimal ev köpegi diye sahibi olarak gözüken adama kakalanmis.. Ha bir de, bir kadin olarak bir p..’a yaramayacagi anlasildigi icin politikaci kontenjanindan degerlendirelim bari düsüncesiyle, ortama dahil edilmis pasli demir renginde bir kadin…
Flash belgemizin oynayan sanatcilarini hafif yollu seydtikten sonra gelelim efsane belgenin icerigini sisirecek konusmalara:::
Odadakilerin hepsi, salt cogunluk halinden ortamin chefi oldugu anlasilan adama, ]]yine ne var? [[ der gibi bakiyor ve o da (kelimeleri agir agir, bastira bastira, kullanma geregi duymadan, kibariyen’nin annesi gibi gayet sere serpe kullanarak) konusmaya basliyor:
- domald! - Donald sayin baskan… - Her ne isen iste, bu is olmuyor kardesim... Senin yüzünden rezil oluyorruz... El attigimiz zamankinden daha kötüye giidiyor... Zaten son zamanlarda el attigimiz her sey elimizde kaliyor.. - O da mi elinizde kaldi yoksa sayin baskan? - Gerzeklik yapma lan paul... iti salarim üstüne simdi... Sonracima, rezil oluyoruz yani kisaca... bu, alir üstümüze geciririz diye isgal ettigimiz yerde, eskiden hic olmazsa, arada bir kullanabilecegimiz bir diktatör vardi, onu abraka dabra ettik, simdi dinci fanatikler aldi yürüdü ortaligi.. Becerecegiz dedigin sey bu muydu domald? ? ? - Efendim don.. pard.. nasil isterseniz öyle… Her halükarda kaybimiz aslinda yok, eski durumu yine yerine getirmek, bir baska medyatik abraka dabrakaya bakiyor… Yalniz, biraz disinizi sikiniz, cok büyük demokratik kazanimlarimiz olacak… (Bu arada telefon calar ve donald kalkar disarida görüstükten sonra tekrar odaya girer) - Efendim babaniz aradi, konu hakkindaki görüslerinizi ilettim… Kisaca, ]]söyle ogulcuguma, daha fazla miz miz edip durmasin, sonra basin danismanlari bogaza kacan kraker sendromu hakkinda kamuoyunu bilgilendirecegiz diye bir kac hafta daha ugrasmak zorunda kalirlar, gecen seferde dünya halklari konu hakkinda yeterince bilgilenmemisti zaten… O anlar ne demek istedigimi[[ dedi… - Ulan bu baba olacak adam da, kendi beceremedigini bana becerttirmeye kalkar, onun da havasini atar… Burada bu is yürümüyor kardesim… Daha fazla kimseyi ikna edemeyecegiz… Dis sikmakla dünya uygarlik ve medeniyete kavusacak olsaydi, yarim saattir senin popona dogru dislerini SIKIP durmaktan su bizim it, georg washington olurdu annadin mi? Istersen itimi de hürriyetine kavusturayim sana dogru.. Sonra da senin basin danismanlarin köpegin bogazina kacan kirakeri almaya calisirken kafayi itin bogazina sokmanin tehlikeleri konusunda dünya kamuoyunu uyarmaya baslarlar… Hic olmazsa basbasa dünya sagligina hizmet etmis oluruz… - Efendim bu is ciddi… - Ciddi tabi… niye benim basima yikildi ki bu is? … Diger kardeslerimin basina niye sarmadi da benim basima sardi bunu peder bey? ? Ben ne güzel hayatimi yasiyordum... Hayatin ve sehirlerin tadini cikartiyordum.. Sehirlerden en ruhuma huzur vereni hangisiydi bilir misin domald? - Hangisiydi? ? - E tabii ki öncelik Kudüs.. Onun yeri ayri da.. Ikinci olarak Las Vegas idi be… Her gün kafayi demleyip, hasan sabbah’in cennetleri gibi, etrafinda birbirinden sarisin, mavisin, kahverengisin, menevisin huriler… Ah ulan ah… Babam sardi simdi bu isleri basima da… Simdi gün boyu hatun diye su camyonezza’yi görmek zorunda kaliyoruz… Bak domalld, babama da sana da baslarim... Isyan ediyorum kardesim.. Ben bu strese dayanamam.. Bir gün elime siseyi alip cikarim aha su caddeye… Dönerim eski günlerime, siz de kendinize baska bir kamuflaj malzemesi ararsiniz… Bu bir tehdiddir.. - Ama baskanim.. - Amasi mamasi yok ulan.. Salarim iti simdi üzerine… zaten su iti elime ne diye tutusturdular onu da anlamis diyilim… Benden önce kicini bu koltuga koyan herif,sabahlari kosuya cikardi halk bunu severdi diye, bu yastan sonra otlarin arasinda seyirtmeye basladik.. Neymis itiyle adam sempati toplamis diye elimize tutusturdular bir it.. Itin sagini solunu öptürüp fotograflarimizi da mutlu aile tablosu gibi yayinlayip duruyorlar... Ulan it dedigin öpülüp koklanmak icin degil, onun bunun kicini gevisletmek icindir... Asli görevlerini hatirlattiririm simdi su itin... Yapiyor musunuz yapmiyor musunuz... - Ne yapalim baskanim? ? ? - Son yapilan islemi geri al komutudur bu... Compüterde öyle bisey yapinca bütün poh etigin seyleri yine eski haline getirtebiliyorsun... Herseyi eski haline getirin... - Diktatörü de mi? - Evet - Ama ogullarini aynen geri getirmemiz zor, öbür taraftalar.. - Bir kac ufak tefek detay farkli olsa bir sey cikmaz... Bir an evvel baslayin... - Basüstüne...
Rivayete göre ünlü dogu seferini yapmadan önce, daha baska seyler düsünüyormus. Peygamberimiz bir gece rüyasina girerek, oralara ne zaman geleceksin diye sitemde bulunup, zimninda cagrida bulununca, büyük dogu seferine cikmis... Sefer esnasinda bir cölden gecmeleri gerekir, cölü gecmenin imkani olmadigi söylenir... Vezirler aralarinda eceli gelmis birini gönderirler, tarfihten örnekler vererek Yavuz'u ikna etmek ister cölün gecilemeyecegine... Kendisini Peygamberimizin (s.a.v.) davet ettigine inanan Yavuz, bu gecis gerceklesecektir der, hazirlik emir verir.. Gece yillarca olmayan bir sey olur ve kac yilda bir yagan yagmurun o gece yagacagi tutar ve cöl kumlari beton haline gelir... Yagmur serinliginde vurarlar cöle... Sonlara dogru herkes yorgun ve susuzdur... Bir an evvel cöl bitsin diye beklenir... Tam bu esnada da Yavuz atindan iner ve yaya yürümeye baslar, hükümdar yaya yürürken digerleri at üzerinde gidemeyeceginden tüm ordu attan iner, bir süre sonra hasan can veya ibn-i kemla'i gönderirler, 'efendim, asker kullariniz zati alinizin yaya yürüdügü bir vakitte at üzerinde gidemezler, cöl icnde kirilmaktadirlar' der ve cevabini alir: 'Görmez misin ki, Peygamberimiz de yaya oolarak önümüzden yürümektedir, onun yaya yürüdügü bir vakitte ben nasil ata binerim?)
Asirlardir âli osmanin hasretini cektigi mübarek beldeler feth olunmustur... Savas bitib Istanbula dönerler, sehrin girisine uzak bir mevkide askere dur emri verir... Konaklanir... Sehirdekiler sabirsizlik icinde adam gönderirler: 'Efendimiz, sehirde tüm ahali karsilama merasimleri icin yolunuz üzetindeki tüm caddeleri doldurmustur, gelisini gözleriz, kullarinizi bu meserretten daha fazla mahrum etmeseniz' 'Hayri der, beklenecek..' Gece olur, kimseler kalmaz ve askerleriyle sessizce girerler sehre ve herkesi evlerine sessizce gönderir, kendisi de bir hirsiz sesssizligi ile sarayina girer ve yerlersir.. Hikmeti soruldugunda, 'Bu kadar tantana ile, muzaffer kumandan muamelesi ile nefsimizi mi azdiralim? '
ŞAMPİYONLAR Ligi'nde Real Madrid'le eşleşen Bayern Münih'in Türk asıllı futbolcusu Mehmet Scholl, Beckham'a yüklendi. Scholl, 'Zidane'a, Ronaldo'ya, Figo'ya, Raul'a ve Roberto Carlos'a saygı duyuyorum. Ancak Beckham saygı duyulacak bir futbolcu değil. Bayern'de olsa ilk 11'de oynaması zor' dedi.
erkekligin kitabini elindeki gürzle yazan adam...
her kasli erkek gördügünde arka kisim kasinanlar, onu da oglancilikla suclasalar da,
tarihi gerceklerle uyusmayan bir sacmalik...
cimaa kadir olmayan pir (sexe gücü yetmeyen ihtiyar)
lafini
cimaa kadir olmayan pire diye anlayip osmanlilar lüzumsuuz islerle ugrasiyormus diyen ciddi tarihcilerin tan gazetesinde foto muhabiri biri olamayacak ucuz versiyonlari atiyor hep bu camurlari.. camur, temizleyen temizlesin, temizleseler de izi cikmaz ayse teyze hikayesi...
mahpeyker kösem sultan,
onun genclik caglarinda yönetimi avucuna almisti, 4. murati da hamam sefalarina mahkum etmek istemisti,
ama o kendisi tek basina bu cemberikirmayi basardi ve osmanlinin en dirayetli padisahlarinda ibiri oldu..
ama mahpeyker yediyle erken göctü bu alemden..
tipki büyük dedesi yavuz gibi...
hizli yasa genc öl,
cesedin yakisikli olsun...
iranda namli pehliv nlarin kilicla delemedigi bir özel yapim kalkani mizragini uzaktan atarak deldigi rivayet edilir...
erkek adam,
150 kiloluk gürzüyle ortaya cikinca, gözlerininn önünde vezir parcalayan yeniceri zibidilerinden kimsecikler kalmadi ortalikta..
tek basina elindeki 150 kiloluk gürzün verdigi dehset ile tüm istanbulu ve osmanliyi düzeltti...
osmali iki halis erkek padisah gördü:
biri yavuz,
öbürü 4. murat...
ikisi de bagdat fatihi...
Diktatör Niye Yakalandi? ? ? ? ? ? ? ?
Serimizin bu günkü seyinde, arastirmaci gazetecilik bombasini patlatacagiz, nerede patlamasi kismetse…
Ispritizma vs. gizli teknikler sag olsun, dehset bir belge ele gecirdik simdi ayaga düsürüyoruz.. okuyun bakalim…
Sene: besbin küsur… yer: am Arsch der Welt (word’da, dogru yazma korrektörü bunu yazinca ilk defa hata alarmi vermedi, bu bilgisayar böyle laflari seviyor herhalde.. at sahibine göre hirliyor)
O bicim afilli bir oda, ve birbirine girmis koltuklarin üzerine rastgele kaykilmis bir kac erkek... Kimisi sisman, bir ikisi de normale yakin.. Iclerinde her halinden (bazi halleri karisik olmakla birlikte) ortamin sefi oldugu anlasilan birisinin yaninda tuhaf görünümlü bir köpek, agzinda salyalari akiyor ve arada bir hirlayip duruyor.. Ihtimal ev köpegi diye sahibi olarak gözüken adama kakalanmis..
Ha bir de, bir kadin olarak bir p..’a yaramayacagi anlasildigi icin politikaci kontenjanindan degerlendirelim bari düsüncesiyle, ortama dahil edilmis pasli demir renginde bir kadin…
Flash belgemizin oynayan sanatcilarini hafif yollu seydtikten sonra gelelim efsane belgenin icerigini sisirecek konusmalara:::
Odadakilerin hepsi, salt cogunluk halinden ortamin chefi oldugu anlasilan adama, ]]yine ne var? [[ der gibi bakiyor ve o da (kelimeleri agir agir, bastira bastira, kullanma geregi duymadan, kibariyen’nin annesi gibi gayet sere serpe kullanarak) konusmaya basliyor:
- domald!
- Donald sayin baskan…
- Her ne isen iste, bu is olmuyor kardesim... Senin yüzünden rezil oluyorruz... El attigimiz zamankinden daha kötüye giidiyor... Zaten son zamanlarda el attigimiz her sey elimizde kaliyor..
- O da mi elinizde kaldi yoksa sayin baskan?
- Gerzeklik yapma lan paul... iti salarim üstüne simdi... Sonracima, rezil oluyoruz yani kisaca... bu, alir üstümüze geciririz diye isgal ettigimiz yerde, eskiden hic olmazsa, arada bir kullanabilecegimiz bir diktatör vardi, onu abraka dabra ettik, simdi dinci fanatikler aldi yürüdü ortaligi.. Becerecegiz dedigin sey bu muydu domald? ? ?
- Efendim don.. pard.. nasil isterseniz öyle… Her halükarda kaybimiz aslinda yok, eski durumu yine yerine getirmek, bir baska medyatik abraka dabrakaya bakiyor… Yalniz, biraz disinizi sikiniz, cok büyük demokratik kazanimlarimiz olacak… (Bu arada telefon calar ve donald kalkar disarida görüstükten sonra tekrar odaya girer)
- Efendim babaniz aradi, konu hakkindaki görüslerinizi ilettim… Kisaca, ]]söyle ogulcuguma, daha fazla miz miz edip durmasin, sonra basin danismanlari bogaza kacan kraker sendromu hakkinda kamuoyunu bilgilendirecegiz diye bir kac hafta daha ugrasmak zorunda kalirlar, gecen seferde dünya halklari konu hakkinda yeterince bilgilenmemisti zaten… O anlar ne demek istedigimi[[ dedi…
- Ulan bu baba olacak adam da, kendi beceremedigini bana becerttirmeye kalkar, onun da havasini atar… Burada bu is yürümüyor kardesim… Daha fazla kimseyi ikna edemeyecegiz… Dis sikmakla dünya uygarlik ve medeniyete kavusacak olsaydi, yarim saattir senin popona dogru dislerini SIKIP durmaktan su bizim it, georg washington olurdu annadin mi? Istersen itimi de hürriyetine kavusturayim sana dogru.. Sonra da senin basin danismanlarin köpegin bogazina kacan kirakeri almaya calisirken kafayi itin bogazina sokmanin tehlikeleri konusunda dünya kamuoyunu uyarmaya baslarlar… Hic olmazsa basbasa dünya sagligina hizmet etmis oluruz…
- Efendim bu is ciddi…
- Ciddi tabi… niye benim basima yikildi ki bu is? … Diger kardeslerimin basina niye sarmadi da benim basima sardi bunu peder bey? ? Ben ne güzel hayatimi yasiyordum... Hayatin ve sehirlerin tadini cikartiyordum.. Sehirlerden en ruhuma huzur vereni hangisiydi bilir misin domald?
- Hangisiydi? ?
- E tabii ki öncelik Kudüs.. Onun yeri ayri da.. Ikinci olarak Las Vegas idi be… Her gün kafayi demleyip, hasan sabbah’in cennetleri gibi, etrafinda birbirinden sarisin, mavisin, kahverengisin, menevisin huriler… Ah ulan ah… Babam sardi simdi bu isleri basima da… Simdi gün boyu hatun diye su camyonezza’yi görmek zorunda kaliyoruz… Bak domalld, babama da sana da baslarim... Isyan ediyorum kardesim.. Ben bu strese dayanamam.. Bir gün elime siseyi alip cikarim aha su caddeye… Dönerim eski günlerime, siz de kendinize baska bir kamuflaj malzemesi ararsiniz… Bu bir tehdiddir..
- Ama baskanim..
- Amasi mamasi yok ulan.. Salarim iti simdi üzerine… zaten su iti elime ne diye tutusturdular onu da anlamis diyilim… Benden önce kicini bu koltuga koyan herif,sabahlari kosuya cikardi halk bunu severdi diye, bu yastan sonra otlarin arasinda seyirtmeye basladik.. Neymis itiyle adam sempati toplamis diye elimize tutusturdular bir it.. Itin sagini solunu öptürüp fotograflarimizi da mutlu aile tablosu gibi yayinlayip duruyorlar... Ulan it dedigin öpülüp koklanmak icin degil, onun bunun kicini gevisletmek icindir... Asli görevlerini hatirlattiririm simdi su itin... Yapiyor musunuz yapmiyor musunuz...
- Ne yapalim baskanim? ? ?
- Son yapilan islemi geri al komutudur bu... Compüterde öyle bisey yapinca bütün poh etigin seyleri yine eski haline getirtebiliyorsun... Herseyi eski haline getirin...
- Diktatörü de mi?
- Evet
- Ama ogullarini aynen geri getirmemiz zor, öbür taraftalar..
- Bir kac ufak tefek detay farkli olsa bir sey cikmaz... Bir an evvel baslayin...
- Basüstüne...
Bir seyler anladiniz herhalde....
ŞADİ:
memnunluk, sevinclilik, gönül rahatligi..
(Şeda'dan) nagme ile siir okuyan, ilimden edebiyattan hissesi olan..
ŞADİYE:
Güzel sesle sarki okuyan, siir söyleyen kadin...
jakop,
Lakabi Israil
Abdullah demek, yani Allahin kulu...
Israiloğulları da (beni israil) yakubun ogullari demek oluyor...
Rivayete göre ünlü dogu seferini yapmadan önce, daha baska seyler düsünüyormus.
Peygamberimiz bir gece rüyasina girerek, oralara ne zaman geleceksin diye sitemde bulunup, zimninda cagrida bulununca, büyük dogu seferine cikmis...
Sefer esnasinda bir cölden gecmeleri gerekir, cölü gecmenin imkani olmadigi söylenir... Vezirler aralarinda eceli gelmis birini gönderirler, tarfihten örnekler vererek Yavuz'u ikna etmek ister cölün gecilemeyecegine...
Kendisini Peygamberimizin (s.a.v.) davet ettigine inanan Yavuz, bu gecis gerceklesecektir der, hazirlik emir verir..
Gece yillarca olmayan bir sey olur ve kac yilda bir yagan yagmurun o gece yagacagi tutar ve cöl kumlari beton haline gelir...
Yagmur serinliginde vurarlar cöle...
Sonlara dogru herkes yorgun ve susuzdur...
Bir an evvel cöl bitsin diye beklenir...
Tam bu esnada da Yavuz atindan iner ve yaya yürümeye baslar, hükümdar yaya yürürken digerleri at üzerinde gidemeyeceginden tüm ordu attan iner, bir süre sonra hasan can veya ibn-i kemla'i gönderirler, 'efendim, asker kullariniz zati alinizin yaya yürüdügü bir vakitte at üzerinde gidemezler, cöl icnde kirilmaktadirlar' der ve cevabini alir:
'Görmez misin ki, Peygamberimiz de yaya oolarak önümüzden yürümektedir, onun yaya yürüdügü bir vakitte ben nasil ata binerim?)
Asirlardir âli osmanin hasretini cektigi mübarek beldeler feth olunmustur...
Savas bitib Istanbula dönerler, sehrin girisine uzak bir mevkide askere dur emri verir...
Konaklanir...
Sehirdekiler sabirsizlik icinde adam gönderirler:
'Efendimiz, sehirde tüm ahali karsilama merasimleri icin yolunuz üzetindeki tüm caddeleri doldurmustur, gelisini gözleriz, kullarinizi bu meserretten daha fazla mahrum etmeseniz'
'Hayri der, beklenecek..'
Gece olur, kimseler kalmaz ve askerleriyle sessizce girerler sehre ve herkesi evlerine sessizce gönderir, kendisi de bir hirsiz sesssizligi ile sarayina girer ve yerlersir..
Hikmeti soruldugunda,
'Bu kadar tantana ile, muzaffer kumandan muamelesi ile nefsimizi mi azdiralim? '
Mehmet Scholl: Beckham'a saygı duymuyorum!
ŞAMPİYONLAR Ligi'nde Real Madrid'le eşleşen Bayern Münih'in Türk asıllı futbolcusu Mehmet Scholl, Beckham'a yüklendi. Scholl, 'Zidane'a, Ronaldo'ya, Figo'ya, Raul'a ve Roberto Carlos'a saygı duyuyorum. Ancak Beckham saygı duyulacak bir futbolcu değil. Bayern'de olsa ilk 11'de oynaması zor' dedi.
kahr etmekle ayni kelime kökünden...
hasmi, kendi gücünü ortaya koyarak ezmek..