' Azm-i sefer ettin dîl-i nâçârı unutma Gittin güzel amma bu dilefkârı unutma Gâhice uyandıkça şebistan-ı safada Şol gece olan sohbet ü hemvârı unutma Ayinede gördükçe kaçan hasta nigâhın Lufteyle tabibâ men-i bîmârı unutma Ben sabredeyim derd ü gam-ı hecrine amma Sen de güzelim ettiğin ikrarı unutma Ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın Ol vadei tekrar be tekrarı unutma Hicranın ile çektiğimi sen de bilirsin Her veçhile didara sezavarı unutma
Yok takati hicranına lutfeyle Efendim Dilhaste-i aşkın olan Esrar'ı unutma..
' Aziz bir elin kımıldattığı bir perde.. Bilinen hayatın maverasına bakan bir pencerenin perdesi.. Cünbiş-i envâr.. Lâhûtî bir gulgule.. Misk-ü anber telâtümü.. Halvetine doyulmaz ve dayanılmaz nevâ.. Kâinâtı nâr-ı müzab haline getiren Cemâl.. İşte perdenin öte tarafında sezebildiklerim.. Bir elde kılıç, bir elde kefen, boynumu bükmüş bekliyorum, meded!
İşte gözyaşlarıma ruhsat verdin.Kapını açmayacak olsan, senden bu ruhsat gelmezdi.
her katre senden gelen bir müjdecidir..
Bu gözleri, bu kalbi al.Başka bir çift göz, başka bir kalb ver..
Tâ ki nefesinin hareketini sezip de görmediğim cânânın müşâhedesine erebileyim..
Bana öyle bir kulak ver ki, elest bezminde beni mest eden o tatlı sesi yeniden işitmek nasibim olsun..'
Ya/saklı hüzün..
..
Avuçlarında gördüğüm günden beri..
..
'Lâ'l olursun söylesem bir fıkra tâb-ı sîneden
Bir sahife açsam ağlarsın kitâb-ı sîneden..'
..
Siy/âh aşk..
..
'Sakın tığ-i ağyârden, yâreler birgün seni..'
..
Âşık'ın gönlünün eğlencesi..
..
Kalbimin dudakları siyâhını özledi.
..
Yârim Efendim..
Bakınız bir gönül adamı merhum Ahmed Remzi Dede Efendi Hazretlerine yazdığı bir yazıda,hissiyatını nasıl terennüm eylemiş:
'Aşk bazen beyan ve zeban oluyor.Bazan bî-savt-ü nevâ enîne inkılâb ediyor:
Gâh bir enîn-imüterennim.Gâh bir feryâd-ı ebkem.O'nun peşinde sürünüyor.O'nun tecelliyâtı hesaba sığmaz..
Aşk da her an bir libasa bürünüyor..'
İşte aşkın sükût hali Efendim..
Zenderûnem sad hâmûş-i hoşnefes
Dest ber mîzened yâni ki bes..
Ne mi diyor..? Hayal içre fehmediniz...
'İçimden sükut halinde bulunan güzel sözlü yüz kişi elini dudağına götürerek:sus! diyor..'
Sükutum Efendim Madem ki sus! diyor
..
Eyy 'ben' olan sen..Eyy 'sen' olduğum ben..
Sükut ile dinle..
Esrar Dede'ye gönül ver dinle..
' Azm-i sefer ettin dîl-i nâçârı unutma
Gittin güzel amma bu dilefkârı unutma
Gâhice uyandıkça şebistan-ı safada
Şol gece olan sohbet ü hemvârı unutma
Ayinede gördükçe kaçan hasta nigâhın
Lufteyle tabibâ men-i bîmârı unutma
Ben sabredeyim derd ü gam-ı hecrine amma
Sen de güzelim ettiğin ikrarı unutma
Ağlatmayacaktın yola baktırmayacaktın
Ol vadei tekrar be tekrarı unutma
Hicranın ile çektiğimi sen de bilirsin
Her veçhile didara sezavarı unutma
Yok takati hicranına lutfeyle Efendim
Dilhaste-i aşkın olan Esrar'ı unutma..
Unutma..
..
Biz susalım..Yaman Dede konuşsun..
' Aziz bir elin kımıldattığı bir perde..
Bilinen hayatın maverasına bakan bir pencerenin perdesi..
Cünbiş-i envâr..
Lâhûtî bir gulgule..
Misk-ü anber telâtümü..
Halvetine doyulmaz ve dayanılmaz nevâ..
Kâinâtı nâr-ı müzab haline getiren Cemâl..
İşte perdenin öte tarafında sezebildiklerim..
Bir elde kılıç, bir elde kefen, boynumu bükmüş bekliyorum, meded!
İşte gözyaşlarıma ruhsat verdin.Kapını açmayacak olsan, senden bu ruhsat gelmezdi.
her katre senden gelen bir müjdecidir..
Bu gözleri, bu kalbi al.Başka bir çift göz, başka bir kalb ver..
Tâ ki nefesinin hareketini sezip de görmediğim cânânın müşâhedesine erebileyim..
Bana öyle bir kulak ver ki, elest bezminde beni mest eden o tatlı sesi yeniden işitmek nasibim olsun..'
..