sonbaharın kışa döndüğü bir sabah okula gitmek üzere beşiktaş vapurundayım...iskele verilir verilmez inmem gerek vapurdan zira otobüsü kaçırıp dakikalarca beklemek zorunda kalacağım... efendim rüzgara aldırış etmeden çıkmışım dışarıya, arkadan birisi beni itiyor ki dönüp bakıyorum adam tam boyumun iki katı ve ben de az kaldı düşeceğim boğazın serin sularına... 'düşürseydiniz yaa' diyorum sinirli ve şaşkın bir ses tonuyla.. el cevap: 'bi dahaki sefere' dumura uğruyorum bu hazır cevaplılık ve kabalık karşısında...
iyi günler ilerde annanne ile başlayıp biten marmara fm'de uzuuun yıllardan beri devam eden, ibrahim paşalı'nın sunduğu, çoğu zaman sonunu bekleyemeden uyuyakaldığım,sınırlı sayıdaki nitelikli radyo proğramlarından bir tanesi...
milyarlarca halin imkan dahilinde oluşunun gerçeğini kullanarak hemen her cümlenin önüne emniyet sübabı gibi yerleştirilen sözcük... haaa bu arada popüler versiyonu da var: kanımca
ilk gençliğimin Ramazan aylarının herhangi birisinde bir akşam üstü evde tatlı bir iftar telaşı varken, kanal 7 ekranlarında İstanbul manzaraları eşliğinde Özhan Eren'in güzel sesinden dimagmızda hoş bir tat bırakan, muhayyilemize Efendimiz'i konuk eden güzel mi güzel bir eser
oldukça akıcı, anlaşılır bir dile sahip, romanlarındaki olay örgüsü kuvvetli olan ve aynı zamanda tarihi gerçeklikleri eğip bükmeden anlatan yazar...
Ben, bizzat, şahsen, kendim yaniii
bir vakitler Recai Güllaptan
Dünyada en çok kullanılan isimmiş, galiba 1 milyonu aşkın kişinin adı Muhammed imiş...
güzel bir isim daha da güzeli Muhammed Mustafa
sonbaharın kışa döndüğü bir sabah okula gitmek üzere beşiktaş vapurundayım...iskele verilir verilmez inmem gerek vapurdan zira otobüsü kaçırıp dakikalarca beklemek zorunda kalacağım...
efendim rüzgara aldırış etmeden çıkmışım dışarıya, arkadan birisi beni itiyor ki dönüp bakıyorum adam tam boyumun iki katı ve ben de az kaldı düşeceğim boğazın serin sularına...
'düşürseydiniz yaa' diyorum sinirli ve şaşkın bir ses tonuyla..
el cevap: 'bi dahaki sefere'
dumura uğruyorum bu hazır cevaplılık ve kabalık karşısında...
bütün ağırlıkları, olmazsa olmazları bırakmak
iyi günler ilerde annanne ile başlayıp biten marmara fm'de uzuuun yıllardan beri devam eden, ibrahim paşalı'nın sunduğu, çoğu zaman sonunu bekleyemeden uyuyakaldığım,sınırlı sayıdaki nitelikli radyo proğramlarından bir tanesi...
milyarlarca halin imkan dahilinde oluşunun gerçeğini kullanarak hemen her cümlenin önüne emniyet sübabı gibi yerleştirilen sözcük...
haaa bu arada popüler versiyonu da var: kanımca
Abdurrahim Karakoç'un kitaplarından bir tanesinin adı...
aynı isimli şiir:
BEŞİNCİ MEVSİM
Düştü can evime dördüncü cemre
Dünyayı üçüncü gözümle gördüm.
Dört yüz seksen beş gün çekti bir sene
On altıncı aya takvimsiz girdim.
Aynalara baktım korku gösterdi
Saatler her sabah kırkı gösterdi
Namlular, nişanlar Türk'ü gösterdi
Hayatım boyunca hedefte durdum.
Gül sundum yediler, koklamadılar
Armağan can verdim saklamadılar
Gittim... gelir diye beklemediler
Kaybolan gölgemi yollara sordum.
Getirdim yanıma ay'ı bir karış
Ölçtüm ki dağların boyu bir karış
Şehiri bir adım, köyü bir karış
Damlada denizdir en küçük derdim.
Savurdum, eledim, seçtim zamanı
Yaprak yaprak, tel tel açtım zamanı
Haftada üç asır geçtim zamanı
Nereye gittimse zamansız vardım.
Yırtıldı ruhlara çizdiğim resim
Yazık, kulaklara sığmadı sesim
Yaşadığım şimdi beşinci mevsim
Çağın çilesini sırtıma sardım
ilk gençliğimin Ramazan aylarının herhangi birisinde bir akşam üstü evde tatlı bir iftar telaşı varken, kanal 7 ekranlarında İstanbul manzaraları eşliğinde Özhan Eren'in güzel sesinden dimagmızda hoş bir tat bırakan, muhayyilemize Efendimiz'i konuk eden güzel mi güzel bir eser
Fetih suresi'nin ilk ayetinin son kelimeleri
önemli, büyük fetih amlamında...
inna fetahna leke fethan mübina....