Abiyogenez Aristo'nun ortaya attığı bir kavramdır ve anlamı şudur: 'Cansız bir madde bellli bir süre belli şartlarda bekletildiğinde canlıya dönüşür! ' Aristo bu teorisini ispatlamak için kirli çamaşırları kullanmış ve belli bir süre açık havada bekletilen çamaşırların içinden sinekler ürediğini gözlemleyerek teorisini ispata çalışmıştır. Demiştir ki 'bu sinekler çamaşırdaki kirden meydana geldi! ' Halbuki bu düşünce yanlıştı ve bu yanlışlığı Pasteur bir deneyle ispatladı. kapalı bir kaba koydu çamaşırları ve bakteri girişine izin vermeyen eğri bir hava borusuyla da hava almasını sağladı. Ve sonuçta sinek oluşmadı. İşte biyogenez teorisi yani canlıdan canlı oluşması teorisi böylece ortaya çıktı.
Geleceğimize yapılan en güzel yatırım! 'Birgün yaşlı bir dede elindeki zeytin fidanını bahçesine dikiyormuş. Tam o sırada padişah adamlarıyla oradan geçiyormuş ve yaşlıyı ağaç dikerken görmüş ve yanına yaklaşıp sormuş: 'Sen bu ağacı dikiyorsun ama bu ağaç 20 yıldan önce meyve vermez ve senin de ömrün yetmez meyvasını yemeye, peki o zaman ne diye bu yaşlı halinle kendini yorup ağaç dikiyorsun? ' Yaşlı cevap vermiş:'Babalarımız, dedelerimiz dikti biz yedik, biz dikeceğizki torunlarımız yesin meyvesini! ' Cevabı çok beğenen padişah 'Aferin! ' demiş. Hemen bir kese altın vermişler yaşlıya! BUnun üzerine yaşlı: 'Bakın padişahım, ağacım daha şimdiden meyvesini verdi! ' Padişah yine 'aferin! ' demiş ve 1 kese altın daha almış. Uyanık yaşlı bu sefer de 'Padişahım, bu ne güzel bir ağaçmışki diğer ağaçlar senede 1 meyva verirken bu ağaç senede iki meyva birden veriyor! ' demiş ve padişah yine 'Aferin' dediği için bir kese daha almış! Vezir bakmışki yaşlı hazineyi boşaltacak, bir bahaneyle padişahı oradan uzaklaştırmış.
ABD, filmleriyle beyinleri, ordusuyla ülkeleri, hamburgeriyle ve colasıyla mideleri, Malborosuyla da ciğerleri işgal ediyor ve kirletiyor. ABD=Allah'ın Belası Devlet
Zulüm, vahşet, şiddet, ahlaksızlık, siyonizm ve şeytanın bütün sıfatları geliyor aklıma! ABD, filmleriyle beyinleri, ordusuyla ülkeleri, hamburgeriyle ve colasıyla mideleri, Malborosuyla da ciğerleri işgal ediyor ve kirletiyor.
'Babam mert adamdı, mangal gibi yüreği, yufka gibi kalbi vardı... Bir dikili ağacı olmadı belki ama kendisi onuruyla yaşayan koskoca bir çınardı...' Fatih Kısaparmak
Soran, sorgulayan, merak eden insanların çoğaldığı bir toplum gelişir, tekamül eder.? işareti olmayan kafalar boş kafalardır! ? işaretinden ve sormaktan korkmayalım. Cevap vermekten de...
ABD'nin harita uygulamasında yeni bir adım: İŞÇİ PARTİSİ İNTERNET SİTESİNE SALDIRI!
İşçi Partisi'nin, ABD'nin Türkiyemizi parçalamaya yönelik BOP haritasına karşı Ankara'da görkemli bir mitingle başlattığı mücadele, ABD ve uşaklarının yüreklerine korku salmaya devam ediyor.
Bu korku, Türkiye düşmanı güçlerde telaşa ve psikolojik savaşın paslı silahları ile karşı saldırı hezeyanına yol açtı. ABD'nin kanatları altında bulunan Fetullah Gülen'in gazetesi Zaman'da 31.07.2006 günü yer alan Hristiyan misyoneri, MİT ve CİA taşeronu Zekeriya Öztürk'ün iftiraları ile düğmeye basıldı. 10 yılı aşkın süredir, İşçi Partisi ve lideri Doğu Perinçek'e karşı tek karalama malzemesi yapabildikleri, Sayın Perinçek'in, Abdullah Öcalan ile röportajı üzerinden kirli kampanya yeniden başlatıldı.
Son olarak da bu akşam (06.08.2006) saat 21.30 sularında İşçi Partisi İnternet Sitesi'ne saldırıldı. Ancak vatan ve milleti savunma aşkı, saldırının 10 dakika içinde püskürtülmesini sağladı ve sitemiz yarım saat içinde normal yayınına yeniden başladı. Saldırgan böcekler, siteye aynı kirli malzemeleri koymuşlar ancak hevesleri kursaklarında kalmıştır.
İşçi Partisi ve Genel Başkanı Sayın Perinçek'e karşı yürütülen psikolojik savaşın zavallı malzemesi olan anılan röportaja ilişkin, yıllardır bilinen ve yayınladığımız bilgileri tekrar dikkatine sunuyoruz. Öncelikle ifade etmek isteriz ki; ABD'nin BOP haritasını uygulamaya geçtiği bu günlerde bu röportajın anlam, önem ve gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Perinçek Abdullah Öcalan ile niçin görüştü?
Görüşme ne zaman oldu?
Perinçek, 1989 Ekim ayında ve 1991 Nisan ayında Abdullah Öcalan ile iki kez görüştü. Perinçek, o zaman İP Genel Başkanı değil, 2000’e Doğru dergisinin Genel Yayın Yönetmeni idi. Türkiye’nin hemen hemen bütün önde gelen gazetecileri Apo ile görüşmeler yaptı. Ancak bir tek Doğu Perinçek’in görüşmesi, SüperNATO merkezli psikolojik savaşın sürekli görevi oluyor. Bu da anlamlı. Çünkü bir tek Perinçek’in görüşmesi, ABD ve Avrupa’nın Kürt sorununa müdahalesine çomak sokmuştur.
Perinçek, Apo ile niçin görüştü?
Perinçek’in amacı, Batı devletlerinin, özellikle ABD’nin Körfez Savaşı öncesi ve başlangıcında, Kürt sorununa müdahale zeminlerini daraltmaktı. Nitekim görüşme bu eksen üzerinde cereyan etmiştir. Görüşmeden sonra yayınlanan çeşitli yazılarda ‘Apo Perinçekçi olmuş’ yorumları yapıldı. Apo’nun bu görüşmelerdeki vurguları şöyleydi: Bende Kürtlük aşkı yok. Türkiye’nin Aydınlanma hareketinin bir parçasıyız. Başlangıçta TC düşmanlığı yok. Bulgaristan’ın Türklere baskısı. Eski Genelkurmay Başkanı Üruğ’a suikast. Mustafa Kemal’in Kürtlere müracaatı. Avrupa bana tapulansa da... Amerika gitsin okyanusun ötesine. Tıpış tıpış Sevr’e yürüyorlar, Amerika varsa özgürlük olamaz, Sevr’in hortlatılmasında AT, Özal ve diğerleri, Evet Keloğlan’la birleşeceğiz, Özgürlüğe sarılan Türkiye özlemi, Birliği devrimle gerçekleştirmek vb.
Özetle Perinçek, ABD’nin Yeni Dünya Düzeni projesiyle bölgemizde milliyetleri ve mezhepleri birbirine düşürmek istedikleri koşullarda, onların manevra alanını daraltmaya yönelik bir çaba gösterdi. Abdullah Öcalan, yakalandıktan sonra verdiği ifadede görüşmeyi şöyle özetledi: Perinçek, bize ABD’nin ve Avrupa’nın peşinden gitmeyin. Bu yoldan bir yere varamazsınız. PKK’yi dağıtın, Türkiye’nin bütünlüğü içinde yer alın telkinlerinde bulundu (Apo’nun ifadeleri ve Hürriyet, 18 Mart 1999) .
Perinçek, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndaki siyasetini uyguladı
Büyük Devrimci Önder Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı başlarında İngiliz emperyalizminin Kürt sorununu kullanmasına karşı hangi siyaseti izlediyse, Perinçek de o siyaseti izledi. Perinçek de Atatürk gibi, Kürtlerin ‘Kürdistan Teali Cemiyeti’ gibi Batı güdümlü ayrılıkçı örgütlerde değil, Müdafaai Hukuk Cemiyeti gibi milli ve devrimci örgütlerde Türklerle birlikte örgütlenmesini savundu. Mustafa Kemal’in çeşitli Kürt liderleriyle ilişkilerinde ve yazdığı yazılardaki tavrı ne ise, Perinçek’in tavrı da, o’dur. Bu tutum, Amasya Tutanağı’nda, Erzurum ve Sivas Kongresi Nizamname ve Beyannameleri’nin birinci maddelerinde ifade edilen saptama ve politikalara dayanır. Türk ve Kürdü birleştirmek; Türkiye’ye yönelik tehditleri göğüsleme ve Cumhuriyet Devrimi’ni tamamlama görevinin gereğidir. Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı aynı zamanda Kürtleri kazandığı için başarmıştır.
Doğu Perinçek’in önderlik ettiği İşçi Partisi, her zaman halk kitleleri üzerindeki baskı ve eşitsizliklere karşı mücadele etti. Bu mücadeleyi, ABD emperyalizmine karşı bütün milletimizin birliği açısından yürüttü.
APO’NUN SHP LİSTESİNDEN DÖRT MİLLETVEKİLLİĞİ ÖNERİSİNİ PERİNÇEK REDDETTİ
(BELGELER)
MİLLİYET ve SABAH, 7 Aralık 1991
Bizzat Apo, Sabah ve Milliyet gazetelerine yaptığı açıklamalarda, Perinçek’e dört milletvekili önerdiğini ve parlamentoya girecek 21 milletvekilinin başına geçmesini rica ettiğini açıklamıştır (Milliyet ve Sabah, 7 Aralık 1991) .
GÜNDEM, 3 Mayıs 1993
APO: ‘PERİNÇEK TENEZZÜL ETMEDİ’
Apo, dört milletvekili önerisini, 3 Mayıs 1993 tarihli Gündem gazetesinde de anlatmış ve bu öneriyi reddettiğimi vurgulayarak birkaç kez vurgulayarak dile getirmiştir:
‘Sayın Doğu Perinçek de buraya geldi. İlk pratik politika önerim şu oldu. Dedim ki, bir devrim merkezi var, onun parlamenter sözcüsü ol. Bu güzel bir şey. Eğer bir parlamenter sözcüsü olsaydı, Kürt-Türk birlikteliği de çok iyi gelişebilirdi. Kim kardeşlik istemiyor. Bize ikide bir milliyetçi diyorsunuz. Seni kendi ülkesinde ve devrimin bir merkezinde milletvekili adayı önerecek kadar Enternasyonalizme yatkınlık gösteren bir hareket mi milliyetçidir, yoksa buna tenezzül etmeyen, kendini çok üstte gören bir anlayışın sahibi mi milliyetçidir? Ve ben fazla anlamlı bulamadım...Tenezzül etmediler.’ (Gündem, 3 Mayıs 1993)
HASAN CEMAL, 14 Nisan 1993
PKK Lideri Apo, Hasan Cemal’e 14 Nisan 1993 günü şöyle demiş: ‘Doğu Perinçek’e ‘Gel seni Şırnak milletvekili yapayım’ dedim’ (Kürtler, s. 39) .
PERİNÇEK’İN ANAYASA MAHKEMESİ’NDEKİ ANLATIMI (12 Mayıs 1992) : ‘SHP GİZLİ PROTOKOLLA PKK’YE 21 MİLLETVEKİLLİĞİ VERDİ. BİZ DÖRT MİLLETVEKİLLİĞİNİ REDDETTİK VE SHP-PKK SEÇİM İTTİFAKINA KATILMADIK’
Perinçek, PKK ile SHP arasındaki seçim ittifakını 12 Mayıs 1992 günü Anayasa Mahkemesi’nde yaptığı savunmasında anlattı. Doğu Perinçek’in bu savunması Anayasa Mahkemesi tutanağında aynen yer aldı. Aktarıyoruz:
‘Bugün koalisyonu paylaşan Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin listeleri içinde milletvekillikleri bize teklif edilmiştir. Bakın şimdi çok önemli bir şeyi açıklayacağım. PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan, Milliyet ve Sabah gazetelerine açıkladığı için ve gazetelerde yazıldığı için bunu söylüyorum. Orada diyor ki, ‘Sosyalist Parti’ye, bize SHP’den verilen milletvekilliklerinden 4 tanesini vermek istedik. Reddettiler bizi.’ Demek ki, SHP seçimlere girerken PKK’ya 21 tane milletvekilliği vermiştir. PKK da bunun 4 tanesini Sosyalist Parti’ye önermektedir. ‘Gelin 4 tane de size verelim, ayrı parti olarak girmeyin, hepimiz SHP olarak girelim’ demiştir. Sosyalist Parti bunu reddetmiştir. Demiştir ki, ‘ben ayrı, bağımsız bir partiyim, fikirlerim var, hiç kimsenin sırtından da Meclis’e girmem, ayrı kimliğimle ve kişiliğimle toplumun karşısına çıkarım’. Ben bunu niçin söyledim’... Bunu şunun için söyledim: En yasadışı olan PKK bile Türkiye’de yasal politik hayatın içine girmiştir. O kadar içine girmiştir ki, Parlamentoda sandalye pazarlığı yapabilmektedir. İktidar partileriyle anlaşmalar yapabilmektedir. İktidar partisi olacaklardan milletvekillikleri alabilmektedir ve o aldığı milletvekilliklerini sağa sola dağıtabilmektedir. Teklif de edebilmektedir. (...) Bugün ne olmaktadır’... Perde arkası kombinezonlar, perde arkası oyunlar, perde arkası mebusluk dağıtmalar ve ‘milli irade’ de ortada kalmıyor. Bir takım protokollerle milletvekillikleri paylaşılıyor, tespit ediliyor, milletvekilleri partilerden partilere veriliyor, burada dürüst davranan, bu kombinezonlara girmeyeni sistem cezalandırıyor. Bakın Sosyalist Parti’yi bir başkasının sırtından milletvekilliği almadığı için sistem bir kere cezalandırmıştır; dürüst davranıp SHP ile birlikte bu seçimlere girmediği için sistem cezalandırmaktadır.’
Hiç kimse Erdal İnönü’nün liderliğindeki SHP’nin PKK ile seçim ittifakı yaparak, Öcalan’a 21 milletvekilliği verdiği üzerinde durmaz. Çünkü o ittifak, ABD planları içindeydi. Ama ABD planlarını bozmaya kalkarsanız, tavır değişir.
DÖRT MİLLETVEKİLLİĞİ ÖNERİSİ NASIL OLDU
PKK’nin Avrupa temsilcisi, 1991 Genel Seçimi öncesinde Perinçek’i Ankara’daki evniden telefonla arayarak, Apo’nun Perinçek’in Partisine, SHP’nin bir protokolla HEP’e verdiği 21 milletvekilliğinden dördünü önerdiğini belirtti. Hatta bu öneride, Diyarbakır, Şırnak ve Mardin gibi illerin birinci sıra adaylığı da belirtildi. Perinçek, öneriyi parti organlarında tartışmaya bile gerek görmeden anında reddetti.
Ama Apo’nun seçim ittifakı önerisini kabul edenler oldu. Erdal İnönü’nün liderliğindeki SHP, devlet politikası gereği 1991 seçimine PKK ile ittifak ederek girdi. Perinçek’in önderlik ettiği Parti ise, bu ittifaka katılmadı.
Perinçek açısından bu öneriyi kabul etmenin herhangi bir tehlikesi de yoktu. Perinçek ve arkadaşları, SHP listelerinden milletvekili olacaklardı. Ama Perinçek’ler için mesele, milletvekili veya bakan olmak değil, Türkiye emekçilerine bağlı bir çizgide ısrar etmekti. Kaynak: www.ip.org.tr
20 Ekim 1996 Tarihli Aydınlık Dergisi'nin Kapak Manşeti Geldi Aklıma, O da şu: 'Abromowitz Tayyip'i Erbakan'ın Yerine Hazırlıyor! ' Abromowitz Yahudi kökenli ABDli üst düzey dışişleri yetkilisi! İşte Tayyip Erdoğan'ın BOP eşbaşkanı olduğunu beyan ettiği videonun linki:
Ve 24 müslüman ülkenin sınırlarını değiştirmeyi amaçlayan bu projede Diyarbakır'ın merkez olabileceğini ifade ettiği video:
İşte belge, işte gerçekler! Herkes oyunu buna göre kullansın, ahirette vereceği hesabı unutmasın!
Abiyogenez Aristo'nun ortaya attığı bir kavramdır ve anlamı şudur: 'Cansız bir madde bellli bir süre belli şartlarda bekletildiğinde canlıya dönüşür! ' Aristo bu teorisini ispatlamak için kirli çamaşırları kullanmış ve belli bir süre açık havada bekletilen çamaşırların içinden sinekler ürediğini gözlemleyerek teorisini ispata çalışmıştır. Demiştir ki 'bu sinekler çamaşırdaki kirden meydana geldi! ' Halbuki bu düşünce yanlıştı ve bu yanlışlığı Pasteur bir deneyle ispatladı. kapalı bir kaba koydu çamaşırları ve bakteri girişine izin vermeyen eğri bir hava borusuyla da hava almasını sağladı. Ve sonuçta sinek oluşmadı. İşte biyogenez teorisi yani canlıdan canlı oluşması teorisi böylece ortaya çıktı.
Geleceğimize yapılan en güzel yatırım!
'Birgün yaşlı bir dede elindeki zeytin fidanını bahçesine dikiyormuş. Tam o sırada padişah adamlarıyla oradan geçiyormuş ve yaşlıyı ağaç dikerken görmüş ve yanına yaklaşıp sormuş: 'Sen bu ağacı dikiyorsun ama bu ağaç 20 yıldan önce meyve vermez ve senin de ömrün yetmez meyvasını yemeye, peki o zaman ne diye bu yaşlı halinle kendini yorup ağaç dikiyorsun? ' Yaşlı cevap vermiş:'Babalarımız, dedelerimiz dikti biz yedik, biz dikeceğizki torunlarımız yesin meyvesini! ' Cevabı çok beğenen padişah 'Aferin! ' demiş. Hemen bir kese altın vermişler yaşlıya! BUnun üzerine yaşlı: 'Bakın padişahım, ağacım daha şimdiden meyvesini verdi! ' Padişah yine 'aferin! ' demiş ve 1 kese altın daha almış. Uyanık yaşlı bu sefer de 'Padişahım, bu ne güzel bir ağaçmışki diğer ağaçlar senede 1 meyva verirken bu ağaç senede iki meyva birden veriyor! ' demiş ve padişah yine 'Aferin' dediği için bir kese daha almış! Vezir bakmışki yaşlı hazineyi boşaltacak, bir bahaneyle padişahı oradan uzaklaştırmış.
Defol git benim yurdumdan
Amerika katil katil
Yıllardır bizi bitirdin
Amerika katil katil
Ne diye yutturur bizi
Katil düştük kuzu kuzu
Dünyanın büyük suçlusu
Amerika katil katil
Devleti devlete çatan
İt gibi pusuda yatan
Kan döktüren, silah satan
Amerika katil katil
Japonya'yı yiyen velet
Dünyadaki tek nedamet
İki yüzlü kahpe milet
Amerika katil katil
Güvenme sakın
İnsanlıkta ırk sarısı
Küstü dünyanın yarısı
Vietnam'ın pis karısı
Amerika katil katil
Bunca milletlere yazık
Sömürülmüş bağrı ezik
Seni sevenin kanı bozuk
Amerika katil katil
Mahzuni der Türk milleti
Çıksın gitsin elin it'i
Demedim mi bu bunlar kötü
Amerika katil katil
Aşık Mahzuni Şerif (Nur içinde yat ey güzel insan!)
ABD, filmleriyle beyinleri, ordusuyla ülkeleri, hamburgeriyle ve colasıyla mideleri, Malborosuyla da ciğerleri işgal ediyor ve kirletiyor. ABD=Allah'ın Belası Devlet
Zulüm, vahşet, şiddet, ahlaksızlık, siyonizm ve şeytanın bütün sıfatları geliyor aklıma! ABD, filmleriyle beyinleri, ordusuyla ülkeleri, hamburgeriyle ve colasıyla mideleri, Malborosuyla da ciğerleri işgal ediyor ve kirletiyor.
'Babam mert adamdı, mangal gibi yüreği, yufka gibi kalbi vardı...
Bir dikili ağacı olmadı belki ama kendisi onuruyla yaşayan koskoca bir çınardı...' Fatih Kısaparmak
Alüminyum hafifliğiyle son yıllarda öne çıkan bir metaldir. Tek kusuru aktif bir metal olması ve yiyecek konulan kaplar için uygun olmamasıdır.
Soran, sorgulayan, merak eden insanların çoğaldığı bir toplum gelişir, tekamül eder.? işareti olmayan kafalar boş kafalardır! ? işaretinden ve sormaktan korkmayalım. Cevap vermekten de...
ABD'nin harita uygulamasında yeni bir adım:
İŞÇİ PARTİSİ İNTERNET SİTESİNE SALDIRI!
İşçi Partisi'nin, ABD'nin Türkiyemizi parçalamaya yönelik BOP haritasına karşı Ankara'da görkemli bir mitingle başlattığı mücadele, ABD ve uşaklarının yüreklerine korku salmaya devam ediyor.
Bu korku, Türkiye düşmanı güçlerde telaşa ve psikolojik savaşın paslı silahları ile karşı saldırı hezeyanına yol açtı. ABD'nin kanatları altında bulunan Fetullah Gülen'in gazetesi Zaman'da 31.07.2006 günü yer alan Hristiyan misyoneri, MİT ve CİA taşeronu Zekeriya Öztürk'ün iftiraları ile düğmeye basıldı. 10 yılı aşkın süredir, İşçi Partisi ve lideri Doğu Perinçek'e karşı tek karalama malzemesi yapabildikleri, Sayın Perinçek'in, Abdullah Öcalan ile röportajı üzerinden kirli kampanya yeniden başlatıldı.
Son olarak da bu akşam (06.08.2006) saat 21.30 sularında İşçi Partisi İnternet Sitesi'ne saldırıldı. Ancak vatan ve milleti savunma aşkı, saldırının 10 dakika içinde püskürtülmesini sağladı ve sitemiz yarım saat içinde normal yayınına yeniden başladı. Saldırgan böcekler, siteye aynı kirli malzemeleri koymuşlar ancak hevesleri kursaklarında kalmıştır.
İşçi Partisi ve Genel Başkanı Sayın Perinçek'e karşı yürütülen psikolojik savaşın zavallı malzemesi olan anılan röportaja ilişkin, yıllardır bilinen ve yayınladığımız bilgileri tekrar dikkatine sunuyoruz. Öncelikle ifade etmek isteriz ki; ABD'nin BOP haritasını uygulamaya geçtiği bu günlerde bu röportajın anlam, önem ve gerekliliği bir kez daha ortaya çıkmıştır.
Perinçek Abdullah Öcalan ile niçin görüştü?
Görüşme ne zaman oldu?
Perinçek, 1989 Ekim ayında ve 1991 Nisan ayında Abdullah Öcalan ile iki kez görüştü. Perinçek, o zaman İP Genel Başkanı değil, 2000’e Doğru dergisinin Genel Yayın Yönetmeni idi. Türkiye’nin hemen hemen bütün önde gelen gazetecileri Apo ile görüşmeler yaptı. Ancak bir tek Doğu Perinçek’in görüşmesi, SüperNATO merkezli psikolojik savaşın sürekli görevi oluyor. Bu da anlamlı. Çünkü bir tek Perinçek’in görüşmesi, ABD ve Avrupa’nın Kürt sorununa müdahalesine çomak sokmuştur.
Perinçek, Apo ile niçin görüştü?
Perinçek’in amacı, Batı devletlerinin, özellikle ABD’nin Körfez Savaşı öncesi ve başlangıcında, Kürt sorununa müdahale zeminlerini daraltmaktı. Nitekim görüşme bu eksen üzerinde cereyan etmiştir. Görüşmeden sonra yayınlanan çeşitli yazılarda ‘Apo Perinçekçi olmuş’ yorumları yapıldı. Apo’nun bu görüşmelerdeki vurguları şöyleydi: Bende Kürtlük aşkı yok. Türkiye’nin Aydınlanma hareketinin bir parçasıyız. Başlangıçta TC düşmanlığı yok. Bulgaristan’ın Türklere baskısı. Eski Genelkurmay Başkanı Üruğ’a suikast. Mustafa Kemal’in Kürtlere müracaatı. Avrupa bana tapulansa da... Amerika gitsin okyanusun ötesine. Tıpış tıpış Sevr’e yürüyorlar, Amerika varsa özgürlük olamaz, Sevr’in hortlatılmasında AT, Özal ve diğerleri, Evet Keloğlan’la birleşeceğiz, Özgürlüğe sarılan Türkiye özlemi, Birliği devrimle gerçekleştirmek vb.
Özetle Perinçek, ABD’nin Yeni Dünya Düzeni projesiyle bölgemizde milliyetleri ve mezhepleri birbirine düşürmek istedikleri koşullarda, onların manevra alanını daraltmaya yönelik bir çaba gösterdi. Abdullah Öcalan, yakalandıktan sonra verdiği ifadede görüşmeyi şöyle özetledi: Perinçek, bize ABD’nin ve Avrupa’nın peşinden gitmeyin. Bu yoldan bir yere varamazsınız. PKK’yi dağıtın, Türkiye’nin bütünlüğü içinde yer alın telkinlerinde bulundu (Apo’nun ifadeleri ve Hürriyet, 18 Mart 1999) .
Perinçek, Atatürk’ün Kurtuluş Savaşı’ndaki siyasetini uyguladı
Büyük Devrimci Önder Mustafa Kemal Atatürk, Kurtuluş Savaşı başlarında İngiliz emperyalizminin Kürt sorununu kullanmasına karşı hangi siyaseti izlediyse, Perinçek de o siyaseti izledi. Perinçek de Atatürk gibi, Kürtlerin ‘Kürdistan Teali Cemiyeti’ gibi Batı güdümlü ayrılıkçı örgütlerde değil, Müdafaai Hukuk Cemiyeti gibi milli ve devrimci örgütlerde Türklerle birlikte örgütlenmesini savundu. Mustafa Kemal’in çeşitli Kürt liderleriyle ilişkilerinde ve yazdığı yazılardaki tavrı ne ise, Perinçek’in tavrı da, o’dur. Bu tutum, Amasya Tutanağı’nda, Erzurum ve Sivas Kongresi Nizamname ve Beyannameleri’nin birinci maddelerinde ifade edilen saptama ve politikalara dayanır. Türk ve Kürdü birleştirmek; Türkiye’ye yönelik tehditleri göğüsleme ve Cumhuriyet Devrimi’ni tamamlama görevinin gereğidir. Atatürk, Kurtuluş Savaşı’nı aynı zamanda Kürtleri kazandığı için başarmıştır.
Doğu Perinçek’in önderlik ettiği İşçi Partisi, her zaman halk kitleleri üzerindeki baskı ve eşitsizliklere karşı mücadele etti. Bu mücadeleyi, ABD emperyalizmine karşı bütün milletimizin birliği açısından yürüttü.
APO’NUN SHP LİSTESİNDEN DÖRT MİLLETVEKİLLİĞİ ÖNERİSİNİ PERİNÇEK REDDETTİ
(BELGELER)
MİLLİYET ve SABAH, 7 Aralık 1991
Bizzat Apo, Sabah ve Milliyet gazetelerine yaptığı açıklamalarda, Perinçek’e dört milletvekili önerdiğini ve parlamentoya girecek 21 milletvekilinin başına geçmesini rica ettiğini açıklamıştır (Milliyet ve Sabah, 7 Aralık 1991) .
GÜNDEM, 3 Mayıs 1993
APO: ‘PERİNÇEK TENEZZÜL ETMEDİ’
Apo, dört milletvekili önerisini, 3 Mayıs 1993 tarihli Gündem gazetesinde de anlatmış ve bu öneriyi reddettiğimi vurgulayarak birkaç kez vurgulayarak dile getirmiştir:
‘Sayın Doğu Perinçek de buraya geldi. İlk pratik politika önerim şu oldu. Dedim ki, bir devrim merkezi var, onun parlamenter sözcüsü ol. Bu güzel bir şey. Eğer bir parlamenter sözcüsü olsaydı, Kürt-Türk birlikteliği de çok iyi gelişebilirdi. Kim kardeşlik istemiyor. Bize ikide bir milliyetçi diyorsunuz. Seni kendi ülkesinde ve devrimin bir merkezinde milletvekili adayı önerecek kadar Enternasyonalizme yatkınlık gösteren bir hareket mi milliyetçidir, yoksa buna tenezzül etmeyen, kendini çok üstte gören bir anlayışın sahibi mi milliyetçidir? Ve ben fazla anlamlı bulamadım...Tenezzül etmediler.’ (Gündem, 3 Mayıs 1993)
HASAN CEMAL, 14 Nisan 1993
PKK Lideri Apo, Hasan Cemal’e 14 Nisan 1993 günü şöyle demiş: ‘Doğu Perinçek’e ‘Gel seni Şırnak milletvekili yapayım’ dedim’ (Kürtler, s. 39) .
PERİNÇEK’İN ANAYASA MAHKEMESİ’NDEKİ ANLATIMI (12 Mayıs 1992) : ‘SHP GİZLİ PROTOKOLLA PKK’YE 21 MİLLETVEKİLLİĞİ VERDİ. BİZ DÖRT MİLLETVEKİLLİĞİNİ REDDETTİK VE SHP-PKK SEÇİM İTTİFAKINA KATILMADIK’
Perinçek, PKK ile SHP arasındaki seçim ittifakını 12 Mayıs 1992 günü Anayasa Mahkemesi’nde yaptığı savunmasında anlattı. Doğu Perinçek’in bu savunması Anayasa Mahkemesi tutanağında aynen yer aldı. Aktarıyoruz:
‘Bugün koalisyonu paylaşan Sosyal Demokrat Halkçı Parti’nin listeleri içinde milletvekillikleri bize teklif edilmiştir. Bakın şimdi çok önemli bir şeyi açıklayacağım. PKK Genel Sekreteri Abdullah Öcalan, Milliyet ve Sabah gazetelerine açıkladığı için ve gazetelerde yazıldığı için bunu söylüyorum. Orada diyor ki, ‘Sosyalist Parti’ye, bize SHP’den verilen milletvekilliklerinden 4 tanesini vermek istedik. Reddettiler bizi.’ Demek ki, SHP seçimlere girerken PKK’ya 21 tane milletvekilliği vermiştir. PKK da bunun 4 tanesini Sosyalist Parti’ye önermektedir. ‘Gelin 4 tane de size verelim, ayrı parti olarak girmeyin, hepimiz SHP olarak girelim’ demiştir. Sosyalist Parti bunu reddetmiştir. Demiştir ki, ‘ben ayrı, bağımsız bir partiyim, fikirlerim var, hiç kimsenin sırtından da Meclis’e girmem, ayrı kimliğimle ve kişiliğimle toplumun karşısına çıkarım’. Ben bunu niçin söyledim’... Bunu şunun için söyledim: En yasadışı olan PKK bile Türkiye’de yasal politik hayatın içine girmiştir. O kadar içine girmiştir ki, Parlamentoda sandalye pazarlığı yapabilmektedir. İktidar partileriyle anlaşmalar yapabilmektedir. İktidar partisi olacaklardan milletvekillikleri alabilmektedir ve o aldığı milletvekilliklerini sağa sola dağıtabilmektedir. Teklif de edebilmektedir. (...) Bugün ne olmaktadır’... Perde arkası kombinezonlar, perde arkası oyunlar, perde arkası mebusluk dağıtmalar ve ‘milli irade’ de ortada kalmıyor. Bir takım protokollerle milletvekillikleri paylaşılıyor, tespit ediliyor, milletvekilleri partilerden partilere veriliyor, burada dürüst davranan, bu kombinezonlara girmeyeni sistem cezalandırıyor. Bakın Sosyalist Parti’yi bir başkasının sırtından milletvekilliği almadığı için sistem bir kere cezalandırmıştır; dürüst davranıp SHP ile birlikte bu seçimlere girmediği için sistem cezalandırmaktadır.’
Hiç kimse Erdal İnönü’nün liderliğindeki SHP’nin PKK ile seçim ittifakı yaparak, Öcalan’a 21 milletvekilliği verdiği üzerinde durmaz. Çünkü o ittifak, ABD planları içindeydi. Ama ABD planlarını bozmaya kalkarsanız, tavır değişir.
DÖRT MİLLETVEKİLLİĞİ ÖNERİSİ NASIL OLDU
PKK’nin Avrupa temsilcisi, 1991 Genel Seçimi öncesinde Perinçek’i Ankara’daki evniden telefonla arayarak, Apo’nun Perinçek’in Partisine, SHP’nin bir protokolla HEP’e verdiği 21 milletvekilliğinden dördünü önerdiğini belirtti. Hatta bu öneride, Diyarbakır, Şırnak ve Mardin gibi illerin birinci sıra adaylığı da belirtildi. Perinçek, öneriyi parti organlarında tartışmaya bile gerek görmeden anında reddetti.
Ama Apo’nun seçim ittifakı önerisini kabul edenler oldu. Erdal İnönü’nün liderliğindeki SHP, devlet politikası gereği 1991 seçimine PKK ile ittifak ederek girdi. Perinçek’in önderlik ettiği Parti ise, bu ittifaka katılmadı.
Perinçek açısından bu öneriyi kabul etmenin herhangi bir tehlikesi de yoktu. Perinçek ve arkadaşları, SHP listelerinden milletvekili olacaklardı. Ama Perinçek’ler için mesele, milletvekili veya bakan olmak değil, Türkiye emekçilerine bağlı bir çizgide ısrar etmekti.
Kaynak: www.ip.org.tr
20 Ekim 1996 Tarihli Aydınlık Dergisi'nin Kapak Manşeti Geldi Aklıma, O da şu: 'Abromowitz Tayyip'i Erbakan'ın Yerine Hazırlıyor! ' Abromowitz Yahudi kökenli ABDli üst düzey dışişleri yetkilisi!
İşte Tayyip Erdoğan'ın BOP eşbaşkanı olduğunu beyan ettiği videonun linki:
Ve 24 müslüman ülkenin sınırlarını değiştirmeyi amaçlayan bu projede Diyarbakır'ın merkez olabileceğini ifade ettiği video:
İşte belge, işte gerçekler! Herkes oyunu buna göre kullansın, ahirette vereceği hesabı unutmasın!