aynalar bakmayın yüzüme dik dik işte yakalandık kelepçelendik çıktınız umulmaz anda karşıma başımın toprağı indi başıma suratımda her suç bir ayrı imza benmişim kendime en büyük ceza ey dipsiz berraklık ulvi mahkeme acı hapsettiğin sefil gölgeme nur topu günlerin kanına girdim kutsi emaneti yedim bitirdim doğmaz güneşlere bağlandı vade dişlerinde köpek nefsin irade günah günah hasat yerinde demet merhamet suçumdan aşkın merhamet olur mu dünya ya indirsem kepenk göz yaşı döksem nuh tufanına denk
çıkamam aynalar aynalar zindan bakamam aynada aynada vicdan beni beklmeyin o bir hevesti gelemem aynalar yolumu kesti
ebedi taze
bir yer var ki orada sayı üstü endaze
ne solmak ne yıpranmak her şey ebedi taze
hasret
hasretim her tümseğin her çatının ardında
kelimenin üstünde cümlelerin altında
boş ufuklar
ne kervan kaldı ne at hepsi silinip gitti
iyi insanlar iyi atlara binip gitti
nimet
dünyada her nimeti bıraksam ne çıkar ki
orda o varken burda bıarakılmaz ne var ki
geçen dakikalarım
kimbilir nerdesiniz
geçen dakikalarım
kimbilir nerdesiniz
yıldızların korkarım
düştüğü yerdesiniz
geçen dakikalarım
acaba tütsü yaksam
görünür mü yüzünüz
acaba tütsü yaksam
siz benim yüzümsünüz
eğilip suya baksam
görünür mü yüzünüz
gitti bütün güzeller
sararmış biri kaldı
gitti bütün güzeller
gün geldi saat çaldı
aranızda verin yer
sararmış biri kaldı
..
zaman
nedir zaman nedir
bir su mu bir kuş mu
nedir zamna nedir
iniş mi yokuş mu
bir sese benziyor
arkanız hep zifir
bir sese benziyor
önünüz tüm kabir
belki de bir hırsız
izi lekesi var
belkide bir hırsız
o yok gölgesi var
annesi azabın
sonsuzluk şarkısı
annesi azabın
cinnetin tıpkısı
içimde bir nokta
dönüyor aleve
içimde bir nokta
beynimde bir güve
akrep ve yelkovan
varlığın nabzında
akrep ve yelkovan
yokluğun ağzında
zamanın çarkları
sizi yürütüyor
zamanın çarkları
beni öğütüyor
zaman her yerde ve
her şeyin içinde
zaman her yerde ve
acemde ve çinde
kime kaçsam ondan
ha yakın ha ırak
kime kaçsam ondan
ya sema ya toprak
nakarat
küçükken derdi ki dadım
çoğu gitti azı kaldı
büyüdüm ihtiyarladım
çoğu gitti azı kaldı
vur kazmayı dağa ferhat
çoğu gitti azı kaldı
kişne kır at kişne kır at
çoğu gitti azı kaldı
doğar bir gün benim günüm
çoğu gitti azı kaldı
kırk gün kırk gece düğünüm
çoğu gitti azı kaldı
ektik ektik yetişecek
çoğu gitti azı kaldı
büütn yollar bitişecek
çoğu gitti azı kaldı
bir gün anlaşılır şiir
çoğu gitti azı kaldı
ekmek gibi azizleşir
çoğu gitti azı kaldı
şöhret
bir baltada indirdin
ağacından dalımı
bana zehir yedirdin
elaleme balımı
istemem ne dil ne mal
bana ne verdinse al
sazını kafana çal
ver bana kavalımı
aynalar yolumu kesti
aynalar bakmayın yüzüme dik dik
işte yakalandık kelepçelendik
çıktınız umulmaz anda karşıma
başımın toprağı indi başıma
suratımda her suç bir ayrı imza
benmişim kendime en büyük ceza
ey dipsiz berraklık ulvi mahkeme
acı hapsettiğin sefil gölgeme
nur topu günlerin kanına girdim
kutsi emaneti yedim bitirdim
doğmaz güneşlere bağlandı vade
dişlerinde köpek nefsin irade
günah günah hasat yerinde demet
merhamet suçumdan aşkın merhamet
olur mu dünya ya indirsem kepenk
göz yaşı döksem nuh tufanına denk
çıkamam aynalar aynalar zindan
bakamam aynada aynada vicdan
beni beklmeyin o bir hevesti
gelemem aynalar yolumu kesti
koşu
hakikat değişiyor daha bitmeden cümle
koşuyorum yetişmek için bütün gücümle