Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum İçimde patlama noktasına gelmiş volkanlar Bir bir bıraktığım canları canımda közlüyorum Delirmiş çıldırmış azgın dalgalar Teneşir ettikçe derin korkular Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum..Her acı çığ olmuş büyüyor bak içimde Dudaklarıma inen yaşları çaresizce izliyorum Kim derdi ki kılıç çekip savaşmak doğrularla Durduğum boşluğu mahşerden gizliyorum Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum.. Saf saf ayrılıyor insanlar t'inimden Mağlubiyeti aklımca dizginliyorum Tarumar ettikçe yılgın bakışlar Aynalardan asıl suretimi gizliyorum Ezmesin diye mağrur başımı tamah dolu taşlar Yılların altında yol arıyorum Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum.. Şuur göğsüme uzanmış gün gibi yatıyor görüyorum Boğazımdan geçmiyor yapılan haksızlıklar Esintiye bile bıçak çekiyorum Tazelendikçe merhumemin acıları içerliyorum Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum.. Oysa süt gibi beyazdı hislerim Abide gibi dolaşıyorum Gidenin ardından mecburen el sallıyorum Kılı kırk yaran hesabım ile hakikatten alkış alıyorum Nuh gibi tufanlara kafa tutacak gemiler inşa ediyorum Yalan fırtınalarına yenilmeyecek çiviler çakıyorum İçim bomboş içim benden istifa içim ebedi Fakat yine de Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum..
". Sevmediğin birine asla seni seviyorum deme . İçinde olmayan duygulardan varmış gibi söz etme..... Kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme... Sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme... Çünkü birine verebileceğin en büyük acı Aşık olmadığın birini kendine aşık etmektir... Vebalini ödeyemezsin...."
Yıllardır aradığım, umutlar bağladığım, Yollarına bakarak beklediğim o sensin, Varlığımın sebebi, hayatımın anlamı, Tutunduğum tek dalım, canım sevdiğim sensin...
Hangi dağlar dayanır, yol olur çıkıp gelsen, Denizler mi ki engel çöl olur sen istersen, Sensizken ne haldeyim beni bir görebilsen, Yüreğimdeki sevdam, içimdeki aşk sensin...
Bak yağmurlar benimle sensizliğe ağlıyor, Gözlerim uzaklara dalıp dalıp kalıyor, İçimde bir ateş var yüreğimi yakıyor, Bedenimi bu denli yakan özlemim sensin... ( Portakal çiçeğim)
Bu sana son seslenişim seni son kez çağırışım, Aşkımızın son dalını kırmamak için uğraşım, Boğuyor sensizlik beni bitiyor bak çırpınışım, Geleceksen şimdi çık gel birazdan geç olabilir…
Güneşim battı batıyor günler bir bir kararmakta, Baharım bitti gidiyor ömrü bulut kaplamakta, Zaman artık yaklaşıyor vakitlerde daralmakta, Geleceksen şimdi çık gel birazdan geç olabilir…
Ne kadar sevse de yürek bir gün gelip pes ediyor, Araya dizilen dağlar umutları tüketiyor, Gönülü dolduran hasret canı candan bezdiriyor, Geleceksen şimdi çık gel birazdan geç olabilir…
Anla artık şu yokluğun içimde dinmez acıdır, Anla artık sensizliğim dayanılmaz bir sancıdır, Bilirsin aşk yarasının bir tek vuslat ilacıdır, Geleceksen şimdi çık gel birazdan geç olabilir…
Beni anlar mısın bilmem; Gene de anlatacağım, Bilmen gereken her şeyi!
Yüreğimde ki tutkuyu anlatmaya, Ne lügatim yeter, Ne sözcükler, ne kelimeler! Seni tanıdığımdan beri, Ne yollar katettim, Gönül kervanıyla, Farkında değilsin sevgili!
Ay şavkı gibi vurdu yüzüme, Sevdan derinlerden geldi, Oturdu kor yüreğime. Silsile oldun benliğim de, Efil efil yelendin bende. Mekânı eylediğim gönül evinde, Kalmaya kararlıyım yitene kadar!...
Gönderime çekilen, gönül ufkum da, Yırttım eskiye dair bayraklarımı!... Aşk-ı Saadetim olacaksa senli, Himmet eyledim her dem kendime.
Füyuzat eylerse Rabbim! Sanadır dilek ve dualarım, sevgili sana. İştiyak eyler de her dem ruhuma, Ummanlardan daha derin! Kâinatın sırrından daha sır! Yürektir ki fizana sürülen.
Sanadır anlatılan sevgili, sana. Anlamasan da "canın sağolsun" der, Evrenim kapanır. Başka bir öte âlemde Ruh yeniden can bulur sevgili. Can bulur seninle...
Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum
İçimde patlama noktasına gelmiş volkanlar
Bir bir bıraktığım canları canımda közlüyorum
Delirmiş çıldırmış azgın dalgalar
Teneşir ettikçe derin korkular
Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum..Her acı çığ olmuş büyüyor bak içimde
Dudaklarıma inen yaşları çaresizce izliyorum
Kim derdi ki kılıç çekip savaşmak doğrularla
Durduğum boşluğu mahşerden gizliyorum
Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum..
Saf saf ayrılıyor insanlar t'inimden
Mağlubiyeti aklımca dizginliyorum
Tarumar ettikçe yılgın bakışlar
Aynalardan asıl suretimi gizliyorum
Ezmesin diye mağrur başımı tamah dolu taşlar
Yılların altında yol arıyorum
Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum..
Şuur göğsüme uzanmış gün gibi yatıyor görüyorum
Boğazımdan geçmiyor yapılan haksızlıklar
Esintiye bile bıçak çekiyorum
Tazelendikçe merhumemin acıları içerliyorum
Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum..
Oysa süt gibi beyazdı hislerim
Abide gibi dolaşıyorum
Gidenin ardından mecburen el sallıyorum
Kılı kırk yaran hesabım ile hakikatten alkış alıyorum
Nuh gibi tufanlara kafa tutacak gemiler inşa ediyorum
Yalan fırtınalarına yenilmeyecek çiviler çakıyorum
İçim bomboş içim benden istifa içim ebedi
Fakat yine de
Kaybettiklerimin arasında en çok kendimi özlüyorum..
Canan Sergül
" Allah sevdiği kulunu
Kendine yaklaştırmak için
Kötülerle imtihan eder...
Sabret...."
". Sevmediğin birine asla seni seviyorum deme .
İçinde olmayan duygulardan varmış gibi söz etme.....
Kimsenin hayatına kalbini kırmak için girme...
Sevgi dolu bakan gözlere asla yalan söyleme...
Çünkü birine verebileceğin en büyük acı
Aşık olmadığın birini kendine aşık etmektir...
Vebalini ödeyemezsin...."
Kenter
Yıllardır aradığım, umutlar bağladığım,
Yollarına bakarak beklediğim o sensin,
Varlığımın sebebi, hayatımın anlamı,
Tutunduğum tek dalım, canım sevdiğim sensin...
Hangi dağlar dayanır, yol olur çıkıp gelsen,
Denizler mi ki engel çöl olur sen istersen,
Sensizken ne haldeyim beni bir görebilsen,
Yüreğimdeki sevdam, içimdeki aşk sensin...
Bak yağmurlar benimle sensizliğe ağlıyor,
Gözlerim uzaklara dalıp dalıp kalıyor,
İçimde bir ateş var yüreğimi yakıyor,
Bedenimi bu denli yakan özlemim sensin...
( Portakal çiçeğim)
Ersin Kayışlı
Eskiden kapı tokmaklarında "Ya FETTAH" yazarmış,
"Hayır kapılarını açanın,
Ve sıkıntıları giderenin ALLAH olduğu unutulmasın diye..."
". Anlaşılmak nimet
Anlayacak insanla karşılaşmak ise
Büyük kısmet..."
Şirazi
Ne meleksin ne şeytansın
Seni doğuran utansın
Sanki zehirli yılansın
Çıkma karşıma........
Bu sana son seslenişim seni son kez çağırışım,
Aşkımızın son dalını kırmamak için uğraşım,
Boğuyor sensizlik beni bitiyor bak çırpınışım,
Geleceksen şimdi çık gel birazdan geç olabilir…
Güneşim battı batıyor günler bir bir kararmakta,
Baharım bitti gidiyor ömrü bulut kaplamakta,
Zaman artık yaklaşıyor vakitlerde daralmakta,
Geleceksen şimdi çık gel birazdan geç olabilir…
Ne kadar sevse de yürek bir gün gelip pes ediyor,
Araya dizilen dağlar umutları tüketiyor,
Gönülü dolduran hasret canı candan bezdiriyor,
Geleceksen şimdi çık gel birazdan geç olabilir…
Anla artık şu yokluğun içimde dinmez acıdır,
Anla artık sensizliğim dayanılmaz bir sancıdır,
Bilirsin aşk yarasının bir tek vuslat ilacıdır,
Geleceksen şimdi çık gel birazdan geç olabilir…
Ersin Kayışlı
Sevgili
Sana hüzünler diyarı,
Gönül ellerinden, gurbetten yazıyorum.
Özlem bulutları yüklenmiş,
Cümle, cümle yağmaya hazır.
Beni anlar mısın bilmem;
Gene de anlatacağım,
Bilmen gereken her şeyi!
Yüreğimde ki tutkuyu anlatmaya,
Ne lügatim yeter,
Ne sözcükler, ne kelimeler!
Seni tanıdığımdan beri,
Ne yollar katettim,
Gönül kervanıyla,
Farkında değilsin sevgili!
Ay şavkı gibi vurdu yüzüme,
Sevdan derinlerden geldi,
Oturdu kor yüreğime.
Silsile oldun benliğim de,
Efil efil yelendin bende.
Mekânı eylediğim gönül evinde,
Kalmaya kararlıyım yitene kadar!...
Gönderime çekilen, gönül ufkum da,
Yırttım eskiye dair bayraklarımı!...
Aşk-ı Saadetim olacaksa senli,
Himmet eyledim her dem kendime.
Füyuzat eylerse Rabbim!
Sanadır dilek ve dualarım, sevgili sana.
İştiyak eyler de her dem ruhuma,
Ummanlardan daha derin!
Kâinatın sırrından daha sır!
Yürektir ki fizana sürülen.
Sanadır anlatılan sevgili, sana.
Anlamasan da "canın sağolsun" der,
Evrenim kapanır.
Başka bir öte âlemde
Ruh yeniden can bulur sevgili.
Can bulur seninle...
Gülden Taş
" Zaman en güzel ayraçtır;
Ayırır insan olanı da,
insanla oynayanı da..."