Okuyorum, duyuyorum. Hayır, hiçbir şey değişmiyor. Kim insanların, devirlerin değiştiğini söylüyorsa yalan söylüyor. Her şey olduğu gibi. Bizim zamanımızda da böyleydi. Kan akıyordu, insanlar ölüyordu, köyler yanıyordu, çığlıklar göğe yükseliyordu. İnsanlar kin ve nefretin içinde boğuluyordu. Aynen bugün olduğu gibi...
Ey benim saçlari deniz kokan kadinim... ... demiş erkek kadina... Ve kadinda saçlarının deniz koktuğuna inanmış o günden sonra... Ne zamana kadar biliyormusun..? ... Sabah saat 7'de çalan alarm sesine kadar...
Ben SENsizliğim kadarım Ondandır bu hüzün... Hasretin öyle bir çöktüki Yüreğime... Nefes aldırmaz, gecemi ağlatır Yanar şehir... ...demiş Kadın erkeğe...
öpüyorsam ayrılığı gözünden söküyorsam yüreğimi göğsümden geçiyorsam gözlerinin içinden sana olan sevdamdandır bilesin geçiyorsam bir çiçeğin özünden sana olan sevdamdandır bilesin
meğer ne yalnızız insan olmuşsak yaprak gibi dalda sessiz solmuşsak yeri gelmiş acıya da gülmüşsek sana olan sevdamdandır bilesin yeri gelmiş ayrılığa gülmüşsek sana olan sevdamdandır bilesin
biliyorum sen yine parmak uçlarında üşüyorsun. aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat, ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını, ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun. sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda. apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel! bütün parmakların tıkır tıkır işliyor. iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda delice bir yangın parmaklarının buzulunda ah şahrud, her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli!
karşılıksız sevebilmekse sevda gerçek seven küle dönmüş her çağda elim kolum bağlanmışsa kıyında sana olan sevdamdandır bilesin seydunayım gebermişsem kıyında sana olan sevdamdandır bilesin...
Okuyorum, duyuyorum. Hayır, hiçbir şey değişmiyor. Kim insanların, devirlerin değiştiğini söylüyorsa yalan söylüyor. Her şey olduğu gibi. Bizim zamanımızda da böyleydi. Kan akıyordu, insanlar ölüyordu, köyler yanıyordu, çığlıklar göğe yükseliyordu. İnsanlar kin ve nefretin içinde boğuluyordu. Aynen bugün olduğu gibi...
Ey benim saçlari deniz kokan kadinim...
... demiş erkek kadina...
Ve kadinda saçlarının deniz koktuğuna inanmış o günden sonra...
Ne zamana kadar biliyormusun..?
... Sabah saat 7'de çalan alarm sesine kadar...
Uzaktan sevilmez!
Uzaktan hasret çekilir...
?iir yazılır,
Türkü söylenir,
Çay demlenir...
... demiş Kadın erkeğe...
Ben SENsizliğim kadarım
Ondandır bu hüzün...
Hasretin öyle bir çöktüki
Yüreğime...
Nefes aldırmaz, gecemi ağlatır
Yanar şehir...
...demiş Kadın erkeğe...
Sonra farkettim ki;
Su akıyor, rüzgar esiyor, yağmur yağıyor...
Her şey yine ve aynı şekilde oluyor...
Öyle bir yere geldim ki;
Sıcak ve soğuk, aşk ve nefret, savaş ve barış...
Üşümek ve sonra ısınmak gibi...
Gitsem ayrılık olur, kalsam çöl..
Gidersem bende hasret olur ve belki beni sevenler de özler;
Ama anladım ki; özlemden hiç kimse ölmüyor.
Ama ben ölüyorum...
Nefes alıyorum, önemsiyorum ve gitmek istiyorum.
Anladım ki; hasret yeni bir aşka kadar sürüyor.
Sevdiklerim ve beni sevenler, bağışlayın...
Su akıyor ve ben gidiyorum…
LA FEMME/JIN/KADIN
LA VIE/JİYAN/YAŞAM
LA LİBERTÉ/AZADİ/ÖZGÜRLÜK
Bugün 8 Mart'ya
En güzelini demiş bilge insan
'Kadın savaştıkça özgürleşir
Özgürleştikçe güzelleşir
Güzelleştikçe sevilir'
Indila 'Dernière Danse'
öpüyorsam ayrılığı gözünden
söküyorsam yüreğimi göğsümden
geçiyorsam gözlerinin içinden
sana olan sevdamdandır bilesin
geçiyorsam bir çiçeğin özünden
sana olan sevdamdandır bilesin
meğer ne yalnızız insan olmuşsak
yaprak gibi dalda sessiz solmuşsak
yeri gelmiş acıya da gülmüşsek
sana olan sevdamdandır bilesin
yeri gelmiş ayrılığa gülmüşsek
sana olan sevdamdandır bilesin
biliyorum sen yine
parmak uçlarında üşüyorsun.
aramızda kıvrılıp yatan uzaklığa inat, ayaklarınla kasıklarımın kasırgasını,
ellerinle yüreğimde yaktığın ateşi düşlüyorsun.
sularımız sızıp karışıyor ay karanlıkta
ve çırılçıplak bir ırmağa dönüşüyoruz yatağımızda.
apansız pencerende gülümsüyor güneş, ne güzel!
bütün parmakların tıkır tıkır işliyor.
iştahla biliyorsun, yaşamaktır aşk
geceyle gündüzün sessiz geçişimidir bir uyku boyunda
delice bir yangın parmaklarının buzulunda
ah şahrud,
her yerimiz nasıl da şaşırıp kalmaya istekli!
karşılıksız sevebilmekse sevda
gerçek seven küle dönmüş her çağda
elim kolum bağlanmışsa kıyında
sana olan sevdamdandır bilesin
seydunayım gebermişsem kıyında
sana olan sevdamdandır bilesin...
Annesinden dayak yediği haIde, yine ‘Anne’ diye ağIayan bir çocuktur aşk…