Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Bora Aslan
Bora Aslan

GÖRMEK İNANMAKTIR,AMA ASIL GERÇEK...HİSSETMEKTİR.

  • susmak23.06.2008 - 19:22

    sesin çıkmaması, konuşamamak... ya da konuşmamak zorunda olmaktır...
    içe atmak, söyleyememek, söylenememek, hepsidir...
    bazen kırgınlıktan, bazen yorgunluktan, ama genelde sıkıntıdan, ağrıdandır..
    bağırmak isterken, haykırasın varken sesinin çıkmamasıdır...tıpkı kabuslarındaki gibi...
    söyleyecek onlarca şey birikirken içinde, içine akıtmaktır sözlerini...
    dolup dolup haykırmaktır sessizliğe.
    saklamak, saklanmak, tıkanmaktır...

    paylaşamadıklarını biriktirmektir...
    bir italyan atasözünde betimlediği gibi;
    'büyük acılar sessizdir'

  • Hipokondriyak23.06.2008 - 18:20

    son zamanlarda dinlediğim en iyi şarkılardan biri ki evet biraz gec kalınmış keşfedilmekte tarafımdan..adamı derin düşüncelere sürükleme yetisine sahip bir şey bu..ilk dinleyişte farkedemiyor insan bazı cümleleri ama iyi de oluyor, hepsini bir arada kaldıramayabilir çünkü bünye..

    kapım neden hiç çalmıyor artık?
    seni hiç terk etmediler mi?

    fazla geliyor biraz..

  • intihar mektubu20.06.2008 - 17:16

    son bir ciglik oluyor bu sanirim. intihar sebebine de bagli tabi ama cogu zaman gercekten son bir cilgiktir
    fakat az kisi duyar bu cigligi, az kisi irkilir...
    kilometrelerce uzaktan duyulmaz, varligi hissedilmez...

    o yuzden beyhude bir cabadir...

    sen ormanda agac olmussun, devirilirken ses cikarmissin... kim duyacak... hele hele devrilme sebebin o ana kadar sesini duyuramaman, mektubu yazmanin sebebi de son cigligini herkes duyacak gibi bir yanilgiya kapilmansa anlamsız bir çabadır aslında....
    ses cikar cikmasina ama sadece yakinindaki agaclarin kulaklarini sagir edersin. son bir darbe indireyim kahpe dunyaya derken farkinda olmadan sadece en yakin oldugunu, en sevdigini uzersin, kirarsin, incitirsin. sadece en yakindaki agaclarin içini yakar, onlarin kökünü kurutursun gözyaşlarıyla...

  • tutarsızlık20.06.2008 - 17:05

    insan doğasından bahsederken kullanılmasının pek de doğru olduğunu düşünmediğim bir sıfat. zira insan dediğin, bir başka insanın minik beyninin alamayacağı kadar karmaşık bir yapıda olabilir-ki, çoğu zaman da öyledir. gören için tutarsız olarak addedilen bir çizgi, görülen'in salt bünyesinde barındırdığı kendine özgü ve kendinden ötürü bir model olabilir.
    insanların neyi neden yaptığını, o insanın beynine giremeden nitelemek, bizi yanlış sonuçlara götürür. sadece betimleyici olmak, çoğu kez olanı olduğu gibi kabul etmek gören'i de görülen'i de özgürleştirir.

  • intihar mektubu20.06.2008 - 16:57

    yüzbinlerce çeşitlemesi olabilecek bir mektuptur.birincil dürtüden vazgeçmek kolay olmasa gerek hele intihar mektubu yazabilecek bir bilinç haliyle...bunu yapanların hayatı deli gibi sevdiğini düşünürüm ama yaşama inançlarının kalmadığını da...gerçekten soğukkanlılık gerektiren bir edim.
    şiirsel bir tabir kullanmak gerekirse 'intihar mektubu bir dilekçedir'.ben diyorum ama başkası da demiş olabilir.


    (ayrıca bknz; fade to black)

  • cengiz aytmatov20.06.2008 - 16:43

    sözün bittiği yerde duran üstad...


    birini yaşadığı süre içinde hatırlamayıp öldüğünde hakkında birşeyler yazmak üzücü olsa da, çocukluğumun bir çok gecelerinin arkadaşına bir şekilde veda etmek gerek.

    okurken icine girip anlatilan heryerede bulundugum, tarif edilen bütün geniz yakan kokulari hisettigim, en guzel ifadeler ile anlatilmis dumanlarin gozume kactigini farkettigim, gercek manada yaşayarak okunabilen, sıcaği ısıtan soğuğu üşüten cumlelerin bitmek bilmedigi, kolhoz, solhoz kelimelerini kafama kazimis muhtesem kitapların muhtesem yazari....

  • cemil meriç19.06.2008 - 20:44

    kitapları arasında yalpalayarak, hayret içinde ve mütebessim, olup biten herşeye, gözümün önünden akan her cilde aynı heyecan ve merakla şükür yarabbi şükür. bugün cemil meriç'in kitapları arasında bir ikindi geçirdim. bizim kumaşımız ne güzel ne güzelsin yarabbi. deri ciltlerin, altı çizili satırların, taşbaskıların, bizi soluksuz bırakan cümlelerin tam ortasındayım. dünyanın tüm ikindileri birleşsin, böyle dua dolu, böyle güzel, böyle kitap olsun isterdim.

  • alıntı kitap cümleleri19.06.2008 - 20:42

    'başlamadan biten bir oyun bu, güldürmeyen, ağlatmayan bir oyun. kader bazan çok ahmak bir rejisör. biz de rollerimizi beceremiyoruz galiba. güller ıtır olur dağılmadan. acılar hatıralaşınca güzelleşir. şair 'kendi rüyamı çaldım kalbinin boşluğunda' diyor. rüyalarımızı çalacak gitar? ışığa borcumuz yok, o bizim için doğmuyor ki, güneş bizi ısıttığının farkında bile değil, ırmağa teşekkür borçlu değiliz. şükrün bir şuurun, bir niyetin, bir fedâkârlığın aksi sedasıdır? şair, 'ben kadehimi diktiğim zaman ziyafet sona erdi, şarap kalmışsa uşaklar içsin,' diyor. boş bir kadehi dudaklarına götürmek. hazin olan bu. kadehte bir cür'a bile yok. hatta kadeh de yok ortada. hem kadeh, hem bade, hem bir şuh sakidir gönül. içtiğin hayal kadehindeki rüyalarındır. neden bu rüyaları sen de görmedin? yaşamak yaralanmaktır. yaralanmak da güzel.'

    cemil meriç, jurnal

  • marjinal19.06.2008 - 20:39

    zekayla, ne etik değerlerle, ne de yaşam biçimiyle doğrudan belirlenebilen bir sıfat...marjin'de olan, kümenin dışında kalan işte, bayılır insanlar bu kavramları dallandırıp budaklandırmaya...kendini marjinal diye tanımlayan bir kitle kayda değer bir nüfusa ulaşmış, hatta kendi aralarında alt kültür oluşturmuşsa kendi merkezini ve kümesini yaratmıştır zaten...boşunadır anlatmaya çalışmak...

  • laiklik18.06.2008 - 23:07

    Laikliğin deneyini yapacağız
    laiklik için gerekli olan denekler
    başörtülü bir kız, vicdansız bir lider
    başörtü ve laiklik ana malzemeler
    lider sayıklamalara başlar
    kızım, çıkar başörtünü tak laikliği başına
    çıkar laikliği, tak başörtünü
    karanlık odaya gir kızım sessiz ol
    insanlığımı duyamayacak kadar sessiz
    hadi kızım sinir harbi geçirmene gerek yok vanda, istanbulda,orda,burda, şurda.
    daha mahkemeye çıkacağız
    asıl deney orda kızım
    bir kez daha laik ülkeye karşı başörtülü kızları kullanacağız
    susma kızım insanlığımı hatırlatma bana
    laiklik, başörtülü kızların başında aranır
    çıplak vücutların başında ise çağdaşlık.
    ağlama kızım başörtülü denekler ağlamaz, yemez, içmez, nefes almaz, okula gitmez

    deneyler türkiyenin figuranlarına yaradı
    piyanocuya, çağdaşım diye geçinen kemalist manifestolarına
    deneyin sonucunu merak mı diyorsunuz?
    neden ki bu merak
    sonuç ayan
    bu ülkede çetelerin olaylarını örtbas eden başörtülü kızlar var.
    laikliğimizi gölgeleyen kızlar.
    gece gündüz çalışıp zekalarıyla bir adım önde yürüyen kızlar
    bir de cumhuriyet kadınları diye geçinenler var
    sabah akşam erkek kadın eşitliğini savunan kadınlar
    gelin görün ki bu kadınlar başörtülü kızların haklarına gelince sus pus olurlar
    aman efendim çağdaşlık sarmış her biryerlerini
    tezatlık sarmış hayatlarını
    kurtarmak da mümkün değil.

    deney tamamlandı
    yine kaybetti ülkem
    tek kaybetmeyen başörtülü kızlardır
    onlar hep kazandılar ve hep kazanmaya devam edicekler
    laikliği kafamıza geçirmeyin beyler!
    özgürlük olmadan bir beden büyük gelir
    ruhuma laiklik.