Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Değil admin.. dünya 60 milyon yaşında ise yer çekimi de 60 milyon yıldır vardı.
Ve elmalar Newton’dan önce de yere düşüyordu. :))
Ya da su, Arşimet’den önce de tacı kaldırıyordu.. Kopernikten önce de güneş sabit ve gezegenler güneşin etrafında dönüyordu.v.s.
Demem o ki, adının konması (tanımlama) için ‘’bilgilerin ‘’ zaman içinde zincirleme olarak birbirini tetiklemesi, olgunlaşması ve gelişmesi (tekamülü) gerekiyordu.:P

Şimdilerde içim sıkılmıyor.. aksine neşem yerinde, sıkılırsa söylerim..
havalar buz keserken de içimizi ısındırana teşekkür :))))

bilmem ki kim nerede
belki beşi de bir yerde :))))

içim sıkılınca, hayatı tespih yapar 'sallarım' :))

bütün öksürüklerin altında ' bir gıcıklık' vardır.. öksürüyorum...

Sağda yaz gelsin bir hal ederiz köşesi
Solda soba ısıtsın köşesi
Ortada rapunzel inek göz neşesi
Acele acele söyle dili kesişesi :))))

Bekleyişlere adadığım anların gel-gitlerindeyim..
Seni senle, seni bir de kendimle kıyaslıyorum.
Acaba hangi sen zıt ruh ikizimsin, hangi sen akıl terazimsin, anlamaya çalışıyorum..
Ben kendi kıyımda, karanlık denize fenerimle ışık salarken
Sen orada ‘ışık düğümleme’ oyunu oynarken, gizemlisin…

heyy çengel tırnak, inek göz, sivri külah rapunzel..
egon-dilin-elin gibi 3 etkili silahın var kii insanı korunmasız bırakıyor..
‘’şovalye bile’’ tırsıyor mu? heee :)))

gitme kal orada..
kelimelerimi savurmayacağım üzerine.. içimde dalga dalga biriken sözlerimi daha iyi duyman için susuyorum.
sessizim, seni seninle bırakıp kendine bi şeyler söylemen için..
hırsım beni boğsun, içimdeki sirke küpü çatlatsın diye susuyorum..

bir kurşun sıkar ve tam da dilimden vurur..
bknz: keskin nişancı cowgril :)))