Daha kaç geceler böyle sessiz, böyle sensiz yaşayacağım? Bilmiyor musun ki ey yar, beni ne çok mahvediyor uzaklığın, ne çok bölüyor kalbimi kalbin...
Bir gece daha başlıyor... Önümde upuzun yaşayacağım bir gecem, bir karanlığım daha var. Saatlere, saniyelere gireceğin; damarımdaki kanıma kadar işleyeceğin bir gecem daha başlıyor... Bir gecem, bir sevdam daha başlıyor ama yazık ki gözyaşları ma giren olmayacaksın yinede.
Beni artık acılarımla baş başa bıraktı ağlamalarım. Gözyaşlarım bile beni terketti.Sen geldiğinden, sen olduğundan beri tüm herşey beni terketti. Ben de tükettim onları zaten. Evet artık geceleri uyuyamıyorum. Karanlıklar başlar başlamaz başlıyor kalbimin aglamaları.Önceleri onları dinlemeye, onlara ses vermeye çalışıyordum. Farketmiyormuşum gibi davranıyordum. Sırf o karanlık geceyle yüz yüze gelmemek için.
Biliyordum o yalnızlığı yaşamam gerekiyordu. Bir insan arıyordum yanımda, geceyi bana unutturacak.
Onun iyi, güzel ve çirkin olması da önem taşımıyordu. Yeter ki olsun yanımda. Olsun ki gece üzerime üzerime gelmesin. Yanımda birini görüp vazgeçsin benden.Veya yanımda birileri olsun da unutayım istiyordum SENİ. Biliyordum ki geceyle yüz yüze kaldığım zaman Sevda dışında bir şey olmayacaktım. Sonra, sonra bu dönem de kayboldu. Yalnızlığı arayan, yalnızlığa özlem duyan oldum.O karanlık gecelerin ıssızlığına gömülmekten kaçamaz oldum. Çünkü onlar da seni buluyordum. Çünkü bana gündüzlerin veremediğini veriyordu geceler SENİ... Gündüzlerde yoktun, aydınlarda yanımda yürüyen değildin. Ama geceleri öyle miydi? Geceleri yüreğimde yürüyordun ve ben adımlarında yaşayandım. Artık uyuyamıyorum. Hem de hiç mi hiç Ne kadar çabalasam da olmuyor. Bir garip ağırlıkla kah seni bekleyerek kah gelmeyeceğinden emin olarak geçiriyordum saatleri.
Seni yaşıyordum. Gecelerde yüz yüze kalıyorduk seninle.Gece vefalı, fedakar bir anne gibi kucağına alıyor beni sabaha kadar götürüyordu. Zaman akıyormuydu, geçiyor muydu bilen değilim. Hiçbir zaman da bilen olmadım. Bu yaralarla, bu kanıma işleyen aşk yangınlarıyla sabaha nasıl kül olmadan varabiliyordum? Bilmiyorum gerçekten. Yanmaktan ateş olduğum bu gecelerde beni tüketmeyen neydi? Sevgin mi? Beni evirip çevirip kora getiren söndürmeyen neydi? Bağrımdaki yangından neden yok olmuyordum? Beni sabaha vardıran geceler miydi yoksa?
Geceler Benim gecelerim.... Senin gecelerin... Seni yaşadığım Geceler. Gönlümde bir derin yarasın sen! Bu gecelerde de çok şey istedim bir şeyler yapabilmeyi. Elime çoğu kez kalem kağıt alıp seni yazmayı istedim. Olmadı ama.Kalbim seninle öylesine doluydu ki her hareketim sönük kalıyordu. Ben çaresizliği kapılıp gidiyordum. Ne yaptığımı bilmiyordum. Saatlerce, saatlerce oturup seni düşünüyordum. Kalbimde bastırmaya çalıştığım duygularıma ilk olarak geceleri yaşama hakkı veriyordum. Herkesten gizlemeye çalıştığım o korları gecelere çıkartıyordum sanki. Gecelerden saklamıyordum hiçbirşeyi. Gecelerle paylaşıyordum, ve geceler sarıyordu beni. Beni alıp sensizliğin okyanusunda boğmuyordu. Beni sensizliğin zirvesinde, en uç noktasında aşkın sonsuzluğuna götürüyordu.
Artık bu geceleri sevmeye başlıyorum. Bana seni getiren geceler...Benim gecelerim onlar...Benim senlerim benim yalnızlıklarım, benim aşklarım diyebildiğim gecelerim.Evet artık uyuyamayan, ağlayamayan gözlerime ağlamıyorum. Gecelerimi de feda ediyorum sana. Gündüzlerde söyleyemediklerimi gecelerde haykırıyorum. Ve uçsuz bucaksız seviyorum seviyorum SEVİYORUM.
Artık uyuyamıyorum, evet. Uykular haram oldu bana senden sonra. Hem nasıl uyuyabilirim ki? Gözlerin var artık gecelerimde, senin gözlerin senin karanlık gözlerin.. Hiç görmediğim gözlerin.... Sanıyorum ki artık sana yalnız ben değil, geceler de vurgun! Beni böylesine koynuna alışı, karanlığında bunca aydınlatması neden? Evet sen öyle güzel, öyle güzelsin ki, geceler de seni sevdi.Öyle ki sana ihanet edip de seni yaşamıyormuşçasına uyumaya, gözlerimi yummaya çalıştığım zaman hemen giriveriyorlar içime ve seni getiriyorlar bana. Gözlerimi öyle bir açıyorlar ki bir dahasına kapayamıyorum bile...
Ve ağlayabilmeyi diliyorum bazı geceler. Bunu gecelerden sonsuza diliyorum. Ağlasam, doyasıya hıçkırırcasına ağlasam belki seni bir parçacık olsa unutur ve kendi içime gömülür birazcık gözlerimi yumabilirim diye düşünüyorum. Sabahları uykuda yakalayan olmaktan çıkıp, sabahları uykuda bulunan olmak istiyorum. Bunun için istiyorum ağlayabilmeyi. Sana olan özlemimi, içimde bir dağ kadar ululaşmış hasretini belki bir parça dindirebilirim diye düşünüyorum. Belki seni birazcık gömebilirim de yüreğime, rahatlarım diye umuyorum olmuyor.
Ağlamaya çalışıyorum, ağlamalarım bana isyanlar ediyor. Geceler bana bu isteğimi vermiyor. Ne zaman ağlasam yalnızca ve yalnızca bir iki gözyaşı olup kalıyorsun gözlerimlde. Gözlerimde donan birkaç damla yaş oluyorsun, o yaşları da sarıyor geceler. O yaşlarla birlikte alıyor yanına geceler beni... Geceler unutmamı istemiyor seni, geceler bana ihanet ediyor. Geceler senden yana sevdiğim, geceler seni yaşamamı istiyor. Sözümü dinlemiyor....
Güneşi özlediğim oluyor arada bir. Yeter diyorum bunca yıldızla arkadaş olduğum. Seni unutup da yıldızları gördüğüm anlar olursa tabii. Beni böyle gördükleri zaman anlamıyor insanlar. Nasıl böyle saatlerce kalabildiğimi sorup duruyorlar. Böyle tüm dünya uyku içindeyken benim nasıl karanlığın içinde bakışlarımı dayattığımın sırrını anlamıyorlar. Ve onlar bilmiyorlar ki içim bir kordur...Tüm dünya, tüm tabiat susmalarda ve uykulardadır belki ama benim yüreğimde gizlenmektedir tüm dünya... Ben içime tüm insanları,,, tüm milyarları almışım. Farkında değiller. Herkesi ve herşeyleri sığdırmışım içime. Bir sen sığmıyorsun, bir seni sığdıramıyorum kalbime, bilmiyorlar...Ve senin uzaklığın, ve senin gece kadar olan uzaklığın... Bana öyle uzak öyle yabancısın ki sevdiğim, seni senden istemeye korkuyorum. Geceleri bu yüzden seviyorum. Seni sevmeme engel olmuyor, seni bana getiriyor... ve seni gecenin karanlığında buluşumdandır seni gündüzleri istemeyişim. Evet sevdiğim bana her şeyden ve herkesten uzaksın. Herkesin yaşamına giriyor, her şeyi paylaşıyorsun insanlarla... Ama bana gelmiyorsun. Ama ama sitem bile etmiyorum... Sana söyleyecek söz bulamıyorum. Söyleyecek bir şeyler arasam ve bulsam biliyorum geceler alır onu elimden, dilimden de. Sana söyleyeceklerimin hesabını yapsam sabahlar buna izin vermez. Ve ben seni yaşıyorum. Olsa olsa sana BU SEVGİYİ YAŞA diyebilirim.Gel birlikte yaşayalım demeye dilim varmaz. Geceler bunu bırakmaz yanına. Kaybettiğim değilsin. Ben seni hiç yitirmedim. Çünkü içimde taşıdığımdın hep. Benden bir parça oldun sen. Ben kendimi yitirmediğim sürece sen de kaybolmayacaksın.
Evet, seni anlamakla, seni yaşamakla, seni sevmekle geçirdiğim bu gecelerde, sabahladığım bu gecelerde, benden çok uzaklarda bulunan sana uykularında bir rahatlık veriyorsa sevdam, ne mutlu bana. Gecelerim...Sarın yaralarımı geceler demiş bir şair.. Beni bu geceler mahvetti desem haksızlık mı ederim onlara. Beni sen mahvettim desem yalan olur bu. Ama beni bu geceler, geceleri de bana musallat eden sensin. Senin sevdanla başladı gecelere sevda yazmam. Sevda masalı okumam bundandı. Ben bu gecelerde tüm karanlıkları dağıtabilirim. Bana hüzünlerini, bana acılarını ver sevdiğim. Ver ki senin acılarını da ortak edeyim gecelerime. Ver ki gecelerle kavgalı olayım. Şimdi seni getirdikleri için onlara ses bile çıkarmıyorum. Sen yaşadığımsın, yaşatanımsın. Sevdamsın sen... Belki ben anlatamıyorum ama geceler bu sevdaya şahittir. Çünkü artık onlarda bu aşka ortak oldular. Belki benden bile çok seviyorlar seni. Ben seni hiç mi hiç gözlerimle bitirmek istemedim. Ve gecelerin içinde, gecelerle birlikte hep sevdim seni...VE HEP SEVECEĞİM...
Ne kadar birlikte olamayacağımızı bilsem de Ben ve Gecelerim Hep seveceğiz seni...
sevgi okyanuslar kadar büyük ama hak etmeyenin alamıyacagı tadamıyacagı 1 damla kadarda önemli.sevgi karşılıksızsa ızdırap karşılıklıysa mutluluktır.herşeyden önemlisi sevgide karşılıklı ve saygılı olduğu süre içerisinde sevgidir.
Yalnizligin bu turlusunu hic yasamamistim ben. Oysa bu yalnizligin ilacinin sen oldugun biliyorum. Elimi uzatsam tutacagimi, kaygilarla dolu saatlerin bir anda yok olacagini biliyorum. Sandigin kadar guclu degilmisim demek ki. Konusmak istiyorum. 'Seni hic sevmemistim, demek istiyorum.'Ama cikmiyor bu sozcukler agzimdan. Tikanip kaliyor bogazimda.Nasil soyleyebilirim ki bunu? Seni dusunmenin bile bana heyecan verdigini, nasil inkar edebilirim? Seninleyken yuregimin deli bir irmak gibi cagladigini, hic bitmeyen bir coskunun icinde neseyle yasadigimi nasil saklayabilirim? 'Sen hayatimda degisik bir renktin. Degisiklik ariyordum, sen bana yaklasinca uzak kalamadim' demek istiyorum. Oysa renklerin guzelligini seninle kesfettim ben. Her renge senin adini verdim. Hayatimda bir degisiklik olduysabu seninle geldi. Senden uzak kalmayi hic dusunmedimki. Sana yakin olmanin verdigi hazzi baska hangi duygu tattirabilir bana? 'Alımlıydın, guzeldin. Bu yonunle etkiledin beni. Kisiligin, kulturun, zekan hic dikkatimi cekmedi'. Demek istiyorum. Bunun yalan oldugunu sen de biliyorsun. Sen yoktun. Sozlerin vardi, kendini anlatisin vardi, hayata bakis acin vardi. Ve ben senin olmadigin zamanlarda iste bunlarla yasadim. Simdi 'Beni sadece guzelligin etkiledi' dersem kendimi inkaretmis olmazmiyim? Ama kendimi kandiriyorum. Cunku ben yollari icimdeki o tarif edilmez heyecanla astim. Seni gordugumde yasadigim titremeyi gizleyebilmek icin ne yapacagimi sasirdim. 'Aslina bakarsan ben aska falan da inanmam ' demek istiyorum. Askin gucunun hayattaki baska hicbirseyden daha kuvvetli olmayacagina inanirken... Dogrulari yuregimin sesiyle bulurken... Insani insan yapan en onemli seyin ask oldugunu dusunurken... 'Aska inanmam' demek 'Ben hic yasamadim' demekle es anlamli... Hayat hep secenekler sunar insana. Ama her zaman dogrusunu secmek mumkun degil.
Musa Aleyhisselam bir gün: 'Ya Rabbı, Cennet'te benim komşum kim olacak, bana bildir de gidip onunla görüşeyim,' dedi. Musa Aleyhisselama şöyle vahiy geldi. 'Falan beldeye git! Orada·çarşının başında bir kasap dükkanı var.O dükkanın sahibi olan kasabı gör! O veli bir kulumdur. Yalnız bilesin ki,onun çok önemli bir işi vardır. Çağırırsan gelmez. İşte o senin cennetteki komşundur.' Musa Aleyhisselam hemen bildirilen yere gitti. Kasabı buldu ve ona: 'Ben sana misafir geldim', dedi. Kasap Musa Aleyhisselami tanımıyordu. Ona 'Hoş geldin' deyip bir kenara oturttu. Dükkandaki işi bitince de Alıp evine götürdü. Evinin baş kösesine oturtup çok ikramda bulundu. Musa Aleyhisselam, ev sahibini dikkatle takip ediyordu. Ev sahibi kasabın ocakta çömlek içinde, et pişirdiğini gördü. Et pişince çömlekteki eti küçük küçük parçalara ayırdı. Bunları bir tabağa koyup, bir kenara bırakti
Sonra bir et parçası daha çıkartıp, onu da misafiri Musa Aleyhisselam'a ikram ederek dedi ki: 'Benim önemli bir işim var. Sen beni bekleme yemeğini ye'! Sonra da yanından ayrıldı. Önemli bir isim var deyince, Musa Aleyhisselam,önemli işi nedir diye merak etti ve gizlice kasabı takip etti. Kasap Musa Aleyhisselam'in yanından ayrıldıktan sonra, yandaki odaya geçti. Duvarda asılı duran büyük bir zembili indirdi. Zembilde çok ihtiyar, mecalsız bir kadın vardı. Kadına küçük küçük parçaladığı etleri yedirdi. Karnını güzelce doyurduktan sonra, altındaki kirlenmiş bezleri aldı yerine temizlerini koydu. Sonra kirli bezleri yıkayıp astıktan sonra ellerini yıkayıp Musa Aleyhisselam'in yanına geldi, Daha yemeğe başlamadığını gören kasap sordu. 'Niçin yemeğe başlamadınız'? Musa Aleyhisselam 'Sen bana zembildeki sırrı söylemedikçe birlokma bile yemem'. Dedi. 'Mademki merak ettin anlatayım': Ey misafir, bu zembildeki benim yaşlı annemdir. Çok yaşlı olduğu için takatten düstü. Evde bakacak başka kimsem de yok. Evleneceğim, fakat hanımım annemi incitir, onu üzer diye evlenemiyorum. İşe gittiğimde herhangi bir hayvanın kendisine zarar vermemesi için onu gördügün gibi bir zembile koydum. Her gün gelip iki ögün yemek yediriyorum.Diğer hizmetlerini de görüp gönül rahatlığıyla işime gidiyorum. Bunun üzerine Musa Aleyhisselam dedi ki: 'Ancak anlamadığım bir şey daha var. Sen annene yemek yedirip şu içirdikten sonra, dudaklarını kıpırdatıp birşeyler söyledi, sen de AMIN dedin. Annen ne söyledi ki amin dedin? ' Annem, her hizmet edişimde 'Allah seni Cennette Musa Aleyhisselam'a komşu eylesin diye dua eder. Ben, hiç ihtimal vermediğim halde, bu güzel duaya amin derim. Ben kimim ki, O büyük Peygamberle komşuluk edebileyim. Onunla komşuluk edebilecek ne amelim var ki? O zamana kadar kim olduğunu saklayan Musa Aleyhisselam, buyurdu ki: 'Ey Allahın sevgili kulu, ben Musa'yım. Beni sana Allah-u Tealâ gönderdi. Annenin rızasını kazandığın için Cennet-ı Â'lâyi ve orada bana Komşu olmayı kazandın'. Kasap hemen kalkıp Musa Aleyhisselamın elini öptü ve sevinç içinde yemeğini yedi. ' Allah-u Tealâ sizleri 'ANNE' şefkatinden mahrum etmesin ve ' ANNE bedduasından uzak kılsın. '
Hiç aklıma gelmezdi... Uyurken seyrederdim seni.. Geçen gün izlediğim filmde vardı öyle bi' sahne... Sabahları yatağın içinde geçirdiğim o cennet dakikaları geldi aklıma... Uyuduğun ve seni izlediğim ya da uyandığım ve seni o dünya güzeli gözlerinle beni izlerken bulduğum sabahlar... Hiç aklıma gelmezdi zaten...Ama özellikle sabahları hiç gelmezdi birgün çekip gidebileceğin... Bir sabah kafamı çevirip gözlerimi, açtığımda yanımdaki yastığı boş bulacağım o yeryüzü cenneti sabahlarda asla aklıma gelmezdi... Sen sevgilim dünyanın en güzel sabahlarıydın... Sen sevgilim evrende tınlayan en güzel sestin... Sen sevgilim ömrüm boyunca gördüğüm ve gittiğinde yokluğunun körlüğe yol açtığı en güzel renktin... Sen 'sevdiğim' din... Hala öylesin... Çay içiyorum sabahları deminde sen varsın... Yürüyorum yollarda adımlarımın arasında sen... Etraftaki herkes sen... Çok özlüyorum ben seni... Çok seviyorum... Yokluğuna alışamıyorum... Sen gidince bulutlarımı çaldılar, yağmur artık yağmıyor... Hep güneş, yakan kavuran içimi kurutan güneş... Kimse bu şehirden nefret ettiğimi, kimse yağmurları sevdiğimi, kimse sensizliğin iliklerimi kemirdiğini anlamıyor... Filmler izliyorum... İstiyorum ki kafamı yasladığımda omzunun o muhteşem yuvarlağına kavuşsun alnımın köşesi... İstiyorum ki elimi tut heyecanlanınca... Korkunç yerlerde gözlerimi kapat o dünyanın en güzel elleri ile... Sinemanın büyülü karanlığında senin o büyülü varlığınla buluşmayı hayal ediyorum yine.... Adının her harfi için ömrümden bir yıl alsalar... Aldıkları o yıllara karşılık bana sarılıp beni tutacağın 5 kısacık dakika verseler olmaz mı?
SENI SEVIYORUM! diyen dillere degil...Senin için AGLAYAN GÖZLERE inan
Şey, Tek başına HİÇ BİR ANLAM ifade etmeyen fakat cümle içinde HER ANLAMA gelen bir ŞEY dir
Sesi ve müziği güzel hepsi okadar. Karater olarak zayıf bir kişilik
Gözler yalan söylemez. Sen sus gözlerin konuşsun diyenler boşuna konuşmamışlar dimi :))
Daha kaç geceler böyle sessiz, böyle sensiz
yaşayacağım? Bilmiyor musun ki ey yar, beni ne çok
mahvediyor uzaklığın, ne çok bölüyor kalbimi kalbin...
Bir gece daha başlıyor... Önümde upuzun yaşayacağım
bir gecem, bir karanlığım daha var. Saatlere,
saniyelere gireceğin; damarımdaki kanıma kadar
işleyeceğin bir gecem daha başlıyor... Bir gecem, bir
sevdam daha başlıyor ama yazık ki gözyaşları ma giren
olmayacaksın yinede.
Beni artık acılarımla baş başa bıraktı ağlamalarım.
Gözyaşlarım bile beni terketti.Sen geldiğinden, sen
olduğundan beri tüm herşey beni terketti. Ben de
tükettim onları zaten. Evet artık geceleri
uyuyamıyorum. Karanlıklar başlar başlamaz başlıyor
kalbimin aglamaları.Önceleri onları dinlemeye, onlara
ses vermeye çalışıyordum. Farketmiyormuşum gibi
davranıyordum. Sırf o
karanlık geceyle yüz yüze gelmemek için.
Biliyordum o yalnızlığı yaşamam gerekiyordu. Bir insan
arıyordum yanımda, geceyi bana unutturacak.
Onun iyi, güzel ve çirkin olması da önem taşımıyordu.
Yeter ki olsun yanımda. Olsun ki gece üzerime üzerime
gelmesin. Yanımda birini görüp vazgeçsin benden.Veya
yanımda birileri olsun da unutayım istiyordum SENİ.
Biliyordum ki geceyle yüz yüze kaldığım zaman Sevda
dışında bir şey olmayacaktım. Sonra, sonra bu dönem de
kayboldu. Yalnızlığı arayan, yalnızlığa özlem duyan
oldum.O karanlık gecelerin ıssızlığına gömülmekten
kaçamaz oldum. Çünkü onlar da seni buluyordum. Çünkü
bana gündüzlerin veremediğini veriyordu geceler
SENİ...
Gündüzlerde yoktun, aydınlarda yanımda yürüyen
değildin. Ama geceleri öyle miydi? Geceleri yüreğimde
yürüyordun ve ben adımlarında yaşayandım. Artık
uyuyamıyorum. Hem de hiç mi hiç Ne kadar çabalasam da
olmuyor. Bir garip ağırlıkla kah seni bekleyerek kah
gelmeyeceğinden emin olarak geçiriyordum saatleri.
Seni yaşıyordum. Gecelerde yüz yüze kalıyorduk
seninle.Gece vefalı, fedakar bir anne gibi kucağına
alıyor beni sabaha kadar götürüyordu. Zaman
akıyormuydu, geçiyor muydu bilen değilim. Hiçbir zaman
da bilen olmadım. Bu yaralarla, bu kanıma işleyen aşk
yangınlarıyla sabaha nasıl kül olmadan varabiliyordum?
Bilmiyorum gerçekten. Yanmaktan ateş olduğum bu
gecelerde beni tüketmeyen neydi? Sevgin mi? Beni evirip
çevirip kora getiren söndürmeyen neydi? Bağrımdaki
yangından neden yok olmuyordum? Beni sabaha vardıran
geceler miydi yoksa?
Geceler Benim gecelerim.... Senin gecelerin... Seni
yaşadığım Geceler. Gönlümde bir derin yarasın sen! Bu
gecelerde de çok şey istedim bir şeyler yapabilmeyi.
Elime çoğu kez kalem kağıt alıp seni yazmayı istedim.
Olmadı ama.Kalbim seninle öylesine doluydu ki her
hareketim sönük kalıyordu. Ben çaresizliği kapılıp
gidiyordum. Ne yaptığımı bilmiyordum. Saatlerce,
saatlerce oturup seni düşünüyordum. Kalbimde
bastırmaya çalıştığım duygularıma ilk olarak geceleri
yaşama hakkı veriyordum. Herkesten gizlemeye
çalıştığım o korları gecelere çıkartıyordum sanki.
Gecelerden saklamıyordum hiçbirşeyi. Gecelerle
paylaşıyordum, ve geceler sarıyordu beni. Beni alıp
sensizliğin okyanusunda boğmuyordu. Beni sensizliğin
zirvesinde, en uç noktasında aşkın sonsuzluğuna
götürüyordu.
Artık bu geceleri sevmeye başlıyorum. Bana seni
getiren geceler...Benim gecelerim onlar...Benim
senlerim benim yalnızlıklarım, benim aşklarım
diyebildiğim gecelerim.Evet artık uyuyamayan,
ağlayamayan gözlerime ağlamıyorum. Gecelerimi de feda
ediyorum sana. Gündüzlerde söyleyemediklerimi
gecelerde haykırıyorum. Ve uçsuz bucaksız seviyorum
seviyorum SEVİYORUM.
Artık uyuyamıyorum, evet. Uykular haram oldu bana
senden sonra. Hem nasıl uyuyabilirim ki? Gözlerin var
artık gecelerimde, senin gözlerin senin karanlık
gözlerin.. Hiç görmediğim gözlerin.... Sanıyorum ki
artık sana yalnız ben değil, geceler de vurgun! Beni
böylesine koynuna alışı, karanlığında bunca
aydınlatması neden? Evet sen öyle güzel, öyle güzelsin
ki, geceler de seni sevdi.Öyle ki sana ihanet edip de
seni yaşamıyormuşçasına uyumaya, gözlerimi yummaya
çalıştığım zaman hemen giriveriyorlar içime ve seni
getiriyorlar bana. Gözlerimi öyle bir açıyorlar ki bir
dahasına kapayamıyorum bile...
Ve ağlayabilmeyi diliyorum bazı geceler. Bunu
gecelerden sonsuza diliyorum. Ağlasam, doyasıya
hıçkırırcasına ağlasam belki seni bir parçacık olsa
unutur ve kendi içime gömülür birazcık gözlerimi
yumabilirim diye düşünüyorum. Sabahları uykuda
yakalayan olmaktan çıkıp, sabahları uykuda bulunan
olmak istiyorum. Bunun için istiyorum ağlayabilmeyi.
Sana olan özlemimi, içimde bir dağ kadar ululaşmış
hasretini belki bir parça dindirebilirim diye
düşünüyorum. Belki seni birazcık gömebilirim de
yüreğime, rahatlarım diye umuyorum olmuyor.
Ağlamaya çalışıyorum, ağlamalarım bana isyanlar
ediyor. Geceler bana bu isteğimi vermiyor. Ne zaman
ağlasam yalnızca ve yalnızca bir iki gözyaşı olup
kalıyorsun gözlerimlde. Gözlerimde donan birkaç damla
yaş oluyorsun, o yaşları da sarıyor geceler. O
yaşlarla birlikte alıyor yanına geceler beni...
Geceler unutmamı istemiyor seni, geceler bana ihanet
ediyor. Geceler senden yana sevdiğim, geceler seni
yaşamamı istiyor. Sözümü dinlemiyor....
Güneşi özlediğim oluyor arada bir. Yeter diyorum bunca
yıldızla arkadaş olduğum. Seni unutup da yıldızları
gördüğüm anlar olursa tabii. Beni böyle gördükleri
zaman anlamıyor insanlar. Nasıl böyle saatlerce
kalabildiğimi sorup duruyorlar. Böyle tüm dünya uyku
içindeyken benim nasıl karanlığın içinde bakışlarımı
dayattığımın sırrını anlamıyorlar. Ve onlar
bilmiyorlar ki içim bir kordur...Tüm dünya, tüm tabiat
susmalarda ve uykulardadır belki ama benim yüreğimde
gizlenmektedir tüm dünya... Ben içime tüm insanları,,,
tüm milyarları almışım. Farkında değiller. Herkesi ve
herşeyleri sığdırmışım içime. Bir sen sığmıyorsun, bir
seni sığdıramıyorum kalbime, bilmiyorlar...Ve senin
uzaklığın, ve senin gece kadar olan uzaklığın... Bana
öyle uzak öyle yabancısın ki sevdiğim, seni senden
istemeye korkuyorum. Geceleri bu yüzden seviyorum.
Seni sevmeme engel olmuyor, seni bana getiriyor... ve
seni gecenin karanlığında buluşumdandır seni
gündüzleri istemeyişim. Evet sevdiğim bana her şeyden
ve herkesten uzaksın. Herkesin yaşamına giriyor, her
şeyi paylaşıyorsun insanlarla... Ama bana gelmiyorsun.
Ama ama sitem bile etmiyorum... Sana söyleyecek söz
bulamıyorum. Söyleyecek bir şeyler arasam ve bulsam
biliyorum geceler alır onu elimden, dilimden de. Sana
söyleyeceklerimin hesabını yapsam sabahlar buna izin
vermez. Ve ben seni yaşıyorum. Olsa olsa sana BU
SEVGİYİ YAŞA diyebilirim.Gel birlikte yaşayalım demeye
dilim varmaz. Geceler bunu bırakmaz yanına.
Kaybettiğim değilsin. Ben seni hiç yitirmedim. Çünkü
içimde taşıdığımdın hep. Benden bir parça oldun sen.
Ben kendimi yitirmediğim sürece sen de
kaybolmayacaksın.
Evet, seni anlamakla, seni yaşamakla, seni sevmekle
geçirdiğim bu gecelerde, sabahladığım bu gecelerde,
benden çok uzaklarda bulunan sana uykularında bir
rahatlık veriyorsa sevdam, ne mutlu bana.
Gecelerim...Sarın yaralarımı geceler demiş bir şair..
Beni bu geceler mahvetti desem haksızlık mı ederim
onlara. Beni sen mahvettim desem yalan olur bu. Ama
beni bu geceler, geceleri de bana musallat eden
sensin. Senin sevdanla başladı gecelere sevda yazmam.
Sevda masalı okumam bundandı. Ben bu gecelerde tüm
karanlıkları dağıtabilirim. Bana hüzünlerini, bana
acılarını ver sevdiğim. Ver ki senin acılarını da
ortak edeyim gecelerime. Ver ki gecelerle kavgalı
olayım. Şimdi seni getirdikleri için onlara ses bile
çıkarmıyorum. Sen yaşadığımsın, yaşatanımsın.
Sevdamsın sen... Belki ben anlatamıyorum ama geceler
bu sevdaya şahittir. Çünkü artık onlarda bu aşka ortak
oldular. Belki benden bile çok seviyorlar seni. Ben
seni hiç mi hiç gözlerimle bitirmek istemedim. Ve
gecelerin içinde, gecelerle birlikte hep sevdim
seni...VE HEP SEVECEĞİM...
Ne kadar birlikte olamayacağımızı bilsem de Ben ve
Gecelerim Hep seveceğiz seni...
sevgi okyanuslar kadar büyük ama hak etmeyenin alamıyacagı tadamıyacagı 1 damla kadarda önemli.sevgi karşılıksızsa ızdırap karşılıklıysa mutluluktır.herşeyden önemlisi sevgide karşılıklı ve saygılı olduğu süre içerisinde sevgidir.
KONUSAMIYORUM...
Yalnizligin bu turlusunu hic yasamamistim ben.
Oysa bu yalnizligin ilacinin sen oldugun biliyorum.
Elimi uzatsam tutacagimi, kaygilarla dolu saatlerin bir anda yok
olacagini biliyorum.
Sandigin kadar guclu degilmisim demek ki.
Konusmak istiyorum.
'Seni hic sevmemistim, demek istiyorum.'Ama cikmiyor bu sozcukler
agzimdan. Tikanip kaliyor bogazimda.Nasil soyleyebilirim ki bunu? Seni
dusunmenin bile bana heyecan verdigini, nasil inkar edebilirim?
Seninleyken yuregimin deli bir irmak gibi cagladigini, hic bitmeyen bir
coskunun icinde neseyle yasadigimi nasil saklayabilirim?
'Sen hayatimda degisik bir renktin. Degisiklik ariyordum, sen bana
yaklasinca uzak kalamadim' demek istiyorum.
Oysa renklerin guzelligini seninle kesfettim ben. Her renge senin adini
verdim. Hayatimda bir degisiklik olduysabu seninle geldi. Senden uzak
kalmayi hic dusunmedimki. Sana yakin olmanin verdigi hazzi baska hangi
duygu tattirabilir bana?
'Alımlıydın, guzeldin. Bu yonunle etkiledin beni. Kisiligin, kulturun,
zekan hic dikkatimi cekmedi'. Demek istiyorum.
Bunun yalan oldugunu sen de biliyorsun. Sen yoktun. Sozlerin vardi,
kendini anlatisin vardi, hayata bakis acin vardi. Ve ben senin olmadigin
zamanlarda iste bunlarla yasadim. Simdi 'Beni sadece guzelligin etkiledi'
dersem kendimi inkaretmis olmazmiyim?
Ama kendimi kandiriyorum. Cunku ben yollari icimdeki o tarif edilmez
heyecanla astim. Seni gordugumde yasadigim titremeyi gizleyebilmek icin
ne yapacagimi sasirdim.
'Aslina bakarsan ben aska falan da inanmam ' demek istiyorum.
Askin gucunun hayattaki baska hicbirseyden daha kuvvetli olmayacagina
inanirken...
Dogrulari yuregimin sesiyle bulurken...
Insani insan yapan en onemli seyin ask oldugunu dusunurken...
'Aska inanmam' demek 'Ben hic yasamadim' demekle es anlamli...
Hayat hep secenekler sunar insana.
Ama her zaman dogrusunu secmek mumkun degil.
Hayatta zor diye bişey yoktur, İmkansız ise insanı biraz uğraştırır
ANNE DUASI..
Musa Aleyhisselam bir gün:
'Ya Rabbı, Cennet'te benim komşum kim olacak, bana bildir de gidip
onunla
görüşeyim,' dedi.
Musa Aleyhisselama şöyle vahiy
geldi.
'Falan beldeye git! Orada·çarşının başında bir kasap dükkanı var.O
dükkanın
sahibi olan kasabı gör! O veli bir kulumdur. Yalnız bilesin
ki,onun çok önemli bir işi vardır. Çağırırsan gelmez.
İşte o senin cennetteki komşundur.'
Musa Aleyhisselam hemen bildirilen yere gitti. Kasabı buldu ve ona:
'Ben sana misafir geldim', dedi. Kasap Musa Aleyhisselami tanımıyordu.
Ona 'Hoş geldin' deyip bir kenara oturttu. Dükkandaki işi bitince de
Alıp evine götürdü. Evinin baş kösesine oturtup çok ikramda bulundu.
Musa Aleyhisselam, ev sahibini dikkatle takip ediyordu. Ev sahibi
kasabın ocakta çömlek içinde, et pişirdiğini gördü. Et pişince çömlekteki eti
küçük küçük parçalara ayırdı. Bunları bir tabağa koyup, bir kenara bırakti
Sonra bir et parçası daha çıkartıp, onu da misafiri Musa
Aleyhisselam'a ikram ederek dedi ki: 'Benim önemli bir işim var. Sen
beni bekleme yemeğini ye'!
Sonra da yanından ayrıldı. Önemli bir isim var deyince, Musa
Aleyhisselam,önemli işi nedir diye merak etti ve gizlice kasabı takip etti.
Kasap Musa Aleyhisselam'in yanından ayrıldıktan sonra, yandaki odaya
geçti.
Duvarda asılı duran büyük bir zembili indirdi. Zembilde çok ihtiyar,
mecalsız bir kadın vardı. Kadına küçük küçük parçaladığı etleri
yedirdi.
Karnını güzelce doyurduktan sonra, altındaki kirlenmiş bezleri aldı
yerine temizlerini koydu. Sonra kirli bezleri yıkayıp astıktan sonra ellerini
yıkayıp Musa Aleyhisselam'in yanına geldi, Daha yemeğe başlamadığını
gören kasap sordu. 'Niçin yemeğe başlamadınız'?
Musa Aleyhisselam 'Sen bana zembildeki sırrı söylemedikçe birlokma
bile yemem'. Dedi.
'Mademki merak ettin anlatayım': Ey misafir, bu zembildeki benim yaşlı
annemdir. Çok yaşlı olduğu için takatten düstü. Evde bakacak başka
kimsem de yok. Evleneceğim, fakat hanımım annemi incitir, onu üzer diye
evlenemiyorum. İşe gittiğimde herhangi bir hayvanın kendisine zarar
vermemesi için onu gördügün gibi bir zembile koydum. Her gün gelip iki
ögün yemek yediriyorum.Diğer hizmetlerini de görüp gönül rahatlığıyla işime
gidiyorum.
Bunun üzerine Musa Aleyhisselam dedi ki: 'Ancak anlamadığım bir şey
daha var. Sen annene yemek yedirip şu içirdikten sonra, dudaklarını
kıpırdatıp birşeyler söyledi, sen de AMIN dedin. Annen ne söyledi ki
amin dedin? '
Annem, her hizmet edişimde 'Allah seni Cennette Musa Aleyhisselam'a
komşu eylesin diye dua eder. Ben, hiç ihtimal vermediğim halde, bu
güzel duaya amin derim. Ben kimim ki, O büyük Peygamberle komşuluk
edebileyim.
Onunla komşuluk edebilecek ne amelim var ki?
O zamana kadar kim olduğunu saklayan Musa Aleyhisselam, buyurdu ki:
'Ey Allahın sevgili kulu, ben Musa'yım. Beni sana Allah-u Tealâ
gönderdi.
Annenin rızasını kazandığın için Cennet-ı Â'lâyi ve orada bana Komşu
olmayı kazandın'.
Kasap hemen kalkıp Musa
Aleyhisselamın elini öptü ve sevinç içinde
yemeğini yedi.
' Allah-u Tealâ sizleri 'ANNE' şefkatinden mahrum etmesin ve ' ANNE
bedduasından uzak kılsın. '
Hiç aklıma gelmezdi...
Uyurken seyrederdim seni.. Geçen gün izlediğim filmde vardı öyle bi' sahne... Sabahları yatağın içinde geçirdiğim
o cennet dakikaları geldi aklıma... Uyuduğun ve seni izlediğim ya da uyandığım ve seni o dünya güzeli gözlerinle
beni izlerken bulduğum sabahlar...
Hiç aklıma gelmezdi zaten...Ama özellikle sabahları hiç gelmezdi birgün çekip gidebileceğin... Bir sabah kafamı
çevirip gözlerimi, açtığımda yanımdaki yastığı boş bulacağım o yeryüzü cenneti sabahlarda asla aklıma gelmezdi...
Sen sevgilim dünyanın en güzel sabahlarıydın... Sen sevgilim evrende tınlayan en güzel sestin... Sen sevgilim
ömrüm boyunca gördüğüm ve gittiğinde yokluğunun körlüğe yol açtığı en güzel renktin... Sen 'sevdiğim' din...
Hala öylesin...
Çay içiyorum sabahları deminde sen varsın... Yürüyorum yollarda adımlarımın arasında sen... Etraftaki herkes
sen...
Çok özlüyorum ben seni... Çok seviyorum... Yokluğuna alışamıyorum... Sen gidince bulutlarımı çaldılar, yağmur
artık yağmıyor... Hep güneş, yakan kavuran içimi kurutan güneş... Kimse bu şehirden nefret ettiğimi, kimse
yağmurları sevdiğimi, kimse sensizliğin iliklerimi kemirdiğini anlamıyor...
Filmler izliyorum... İstiyorum ki kafamı yasladığımda omzunun o muhteşem yuvarlağına kavuşsun alnımın köşesi...
İstiyorum ki elimi tut heyecanlanınca... Korkunç yerlerde gözlerimi kapat o dünyanın en güzel elleri ile...
Sinemanın büyülü karanlığında senin o büyülü varlığınla buluşmayı hayal ediyorum yine....
Adının her harfi için ömrümden bir yıl alsalar... Aldıkları o yıllara karşılık bana sarılıp beni tutacağın 5 kısacık
dakika verseler olmaz mı?