Kendinizi tamamen aciga vurmak..buna IMAN EYLEMI...İnsanlik icin bunu yapmak cok zordur, soyle diyebilmek: 'ISTE BEN BUYUM'... Cunku hepiniz kim oldugunuzu gosterecek olursaniz, birisinin sizi sevmeyeceginden ve bu yuzden duyacaginiz acinin sizi oldurecek kadar buyuk olacagindan muthis korkuyorsunuz..
Ama bakin, kim oldugunuzu GERCEKTEN gosterdiginiz zaman karsi konulmaz olursunuz. Bu sekilde INCINMEYE ACIK VE SAVUNMASIZ olmak demek, kendinizi oldugunuz gibi sevmektir.
İncinmeye acik ve savunmasiz olmak kesinlikle sizin evreninizdeki en guclu durumdur..Cunku hicbir sey size zarar veremez..
Binlerce kitaptaki her bir numarayi deneyebilirsiniz.. Fakat en dipte yatan esas, hayatinizda yarattiginiz herseyin sorumlulugunu ustlenmek, yargiyi hizaya getirmek(yargilamamak) ve duyguyu hissetmek, kendinizle harika bir ask iliskisi yasamaktir..
'Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli... Sarılınacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana sarılmalı.... Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı.. Dost dediğin; fanatik olmalı; Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli, Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli, Ve ağladığında, seninle ağlamalı... ama hepsinden daha çok; ' Dost matematiksel olmalı; Sevinci çarpmalı... Üzüntüyü bölmeli... Geçmişi çıkarmalı... Yarını toplamalı... Kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalı... Ve her zaman Bütün parçalardan daha büyük olmalı... İşi bitince seni bir tarafa ATMAMALI.............'
'Boğaz'da gezmenin zevki, büyük, tarihi ve bakımsız bir şehrin içinde hareket ederken derin, güçlü ve hareketli bir denizin özgürlük ve gücünü içinizde hissetmektir. Boğaz'ın akıntılı sularında hızla ilerleyen yolcu, çok kalabalık bir şehrin kirinin, dumanının, gürültüsünün ortasında denizin gücünün kendisine geçtiğini, bütün bu kalabalığın, tarihin, yapıların içinde hala bir başına ve özgür kalmanın mümkün olduğunu sezer.'
'Verdikce, alirsin.' Bu sadece sozlerden ibaret degildir; bu ilahi yasadir. Sen onu yasadikca ve onu eyleme doktukce, ne kadar harika bir sekilde isledigini de goreceksin. Sen sahip olduklarindan vermeye basladikca, sana fazlasiyla verildigini goreceksin.
Şairlerin hayat hikâyeleri yoktur. Eserleridir onların hayat hikâyeleri. Nitekim bu dünyanın gerçekliğinden kuşku duyan Pessoa da, kendisinin bu dünyada başından geçenleri bir kenara bırakıp, doğrudan şiirine yönelmemi mutlulukla karşılardı herhalde. Pessoa'nın hayatında hiçbir şey olağandışı değildir, şiirinden başka hiçbir şey. Ben zaten 'hayat öyküsünün' -ne yazık ki bu can sıkıcı, sevimsiz kelimeyi kullanmadan olmuyor- onun şiirini açıklayabileceğine inanmıyorum; ama bununla birlikte, şiirinin ışığında 'hayat öyküsü'nün tekdüze olmaktan uzaklaştığına da inanıyorum. Onun gizemi, adında saklıdır: Pessoa. Bu kelime Portekizce 'kişi' anlamında olup, Romalı oyuncunun maskesi olan 'persona'dan gelmektedir. Maske, hayali kişi, hiç kimse: Pessoa. Onun öyküsü, günlük hayatının gerçekdışılığı ile hayalinin gerçekliği arasındaki gidip gelmelere indirgenebilir. Bu hayaller, yarattığı şairler olan Alberto Caeiro, Alvaro de Campos ve Ricardo Reis ile Fernando Pessoa'nın kendisidir. İşte bu nedenle, hayatındaki önemli olayları hatırlamak pek faydasız olmamakla birlikte, bütün olaylarda bir gölgenin izlerinin olduğunu gözden kaçırmamak gerek. Gerçek Pessoa hep bir başkasıdır.'
Dalgın ve ötesiz berisiz Ve de tanımaksızın Yüzüyorum ölü denizinde Kendi varlığımın.
Suyu hissettiğimden Hissediyorum sıkıntıyı... Görüyorum seni, ey çalkantı, Hayat-huzursuzluk... Bana has yelkenler ki... Çark etmiş dümeni... İnsan sureti gibi soğuk Yıldızlı bir gökyüzü.
Gökyüzüyüm ben, rüzgârım... Gemiyim ve denizim... Hissediyorum ki BEN değilim... Yadsımak isterim onu.
Yalan söylemek kendinden kaçış sanatıdır. Kendini olduğu gibi kabul eden ve özgürce kendini yaşayabilen yalan mekanizmasına gerek duymaz. Yalan ile ikna etmeye çalıştığımız aslında kendimizden başkası değildir.
'Başka bütün zevkler boş.Hiç biri melankoli kadar zevkli değil.'
Robert Burton
Kendinizi tamamen aciga vurmak..buna IMAN EYLEMI...İnsanlik icin bunu yapmak cok zordur, soyle diyebilmek: 'ISTE BEN BUYUM'... Cunku hepiniz kim oldugunuzu gosterecek olursaniz, birisinin sizi sevmeyeceginden ve bu yuzden duyacaginiz acinin sizi oldurecek kadar buyuk olacagindan muthis korkuyorsunuz..
Ama bakin, kim oldugunuzu GERCEKTEN gosterdiginiz zaman karsi konulmaz olursunuz. Bu sekilde INCINMEYE ACIK VE SAVUNMASIZ olmak demek, kendinizi oldugunuz gibi sevmektir.
İncinmeye acik ve savunmasiz olmak kesinlikle sizin evreninizdeki en guclu durumdur..Cunku hicbir sey size zarar veremez..
Binlerce kitaptaki her bir numarayi deneyebilirsiniz.. Fakat en dipte yatan esas, hayatinizda yarattiginiz herseyin sorumlulugunu ustlenmek, yargiyi hizaya getirmek(yargilamamak) ve duyguyu hissetmek, kendinizle harika bir ask iliskisi yasamaktir..
'Sevilecek biri olmadığın zamanlarda bile Seni Sevmeli...
Sarılınacak biri olmadığın zamanlarda bile Sana
sarılmalı....
Dayanılmaz olduğun zamanlarda bile Sana Dayanmalı..
Dost dediğin; fanatik olmalı;
Bütün dünya seni üzdüğünde Sana moral vermeli,
Güzel haberler aldığında seninle dans etmeli,
Ve ağladığında, seninle ağlamalı...
ama hepsinden daha çok; '
Dost matematiksel olmalı;
Sevinci çarpmalı...
Üzüntüyü bölmeli...
Geçmişi çıkarmalı...
Yarını toplamalı...
Kalbinin derinliklerinde ihtiyacı hesaplamalı...
Ve her zaman Bütün parçalardan daha büyük olmalı...
İşi bitince seni bir tarafa ATMAMALI.............'
Hz. Mevlana
'Boğaz'da gezmenin zevki, büyük, tarihi ve bakımsız bir şehrin içinde hareket ederken derin, güçlü ve hareketli bir denizin özgürlük ve gücünü içinizde hissetmektir. Boğaz'ın akıntılı sularında hızla ilerleyen yolcu, çok kalabalık bir şehrin kirinin, dumanının, gürültüsünün ortasında denizin gücünün kendisine geçtiğini, bütün bu kalabalığın, tarihin, yapıların içinde hala bir başına ve özgür kalmanın mümkün olduğunu sezer.'
Orhan Pamuk / İstanbul Hatıralar ve Şehir
'Verdikce, alirsin.' Bu sadece sozlerden ibaret degildir; bu ilahi
yasadir. Sen onu yasadikca ve onu eyleme doktukce, ne kadar harika
bir sekilde isledigini de goreceksin. Sen sahip olduklarindan
vermeye basladikca, sana fazlasiyla verildigini goreceksin.
Alemin özeti.
'Pessoa hep bir başkasıdır'
Şairlerin hayat hikâyeleri yoktur. Eserleridir onların hayat hikâyeleri. Nitekim bu dünyanın gerçekliğinden kuşku duyan Pessoa da, kendisinin bu dünyada başından geçenleri bir kenara bırakıp, doğrudan şiirine yönelmemi mutlulukla karşılardı herhalde. Pessoa'nın hayatında hiçbir şey olağandışı değildir, şiirinden başka hiçbir şey. Ben zaten 'hayat öyküsünün' -ne yazık ki bu can sıkıcı, sevimsiz kelimeyi kullanmadan olmuyor- onun şiirini açıklayabileceğine inanmıyorum; ama bununla birlikte, şiirinin ışığında 'hayat öyküsü'nün tekdüze olmaktan uzaklaştığına da inanıyorum. Onun gizemi, adında saklıdır: Pessoa. Bu kelime Portekizce 'kişi' anlamında olup, Romalı oyuncunun maskesi olan 'persona'dan gelmektedir. Maske, hayali kişi, hiç kimse: Pessoa. Onun öyküsü, günlük hayatının gerçekdışılığı ile hayalinin gerçekliği arasındaki gidip gelmelere indirgenebilir. Bu hayaller, yarattığı şairler olan Alberto Caeiro, Alvaro de Campos ve Ricardo Reis ile Fernando Pessoa'nın kendisidir. İşte bu nedenle, hayatındaki önemli olayları hatırlamak pek faydasız olmamakla birlikte, bütün olaylarda bir gölgenin izlerinin olduğunu gözden kaçırmamak gerek. Gerçek Pessoa hep bir başkasıdır.'
Dalgın ve ötesiz berisiz
Ve de tanımaksızın
Yüzüyorum ölü denizinde
Kendi varlığımın.
Suyu hissettiğimden
Hissediyorum sıkıntıyı...
Görüyorum seni, ey çalkantı,
Hayat-huzursuzluk...
Bana has yelkenler ki...
Çark etmiş dümeni...
İnsan sureti gibi soğuk
Yıldızlı bir gökyüzü.
Gökyüzüyüm ben, rüzgârım...
Gemiyim ve denizim...
Hissediyorum ki BEN değilim...
Yadsımak isterim onu.
Fernando Pessoa
Yalan söylemek kendinden kaçış sanatıdır. Kendini olduğu gibi kabul eden ve özgürce kendini yaşayabilen yalan mekanizmasına gerek duymaz. Yalan ile ikna etmeye çalıştığımız aslında kendimizden başkası değildir.
'Görme konuşmadan önce gelmiştir.Çocuk konuşmaya başlamadanönce bakıp tanımayı öğrenir.'
John Berger / Görme Biçimleri