Kısacası “Deccâliyet”, her gerçeği saptırma, olduğunun aksine gösterme ve kabul ettirme işlevidir’! .
2000 devrimini hayâllerinde, öteden bir balon olarak düşünenler, hâlâ o balonun gökten inmesini bekliyorlar… Ya da bir UFO’nun gelmesini… Devrimlerin tüm şiddetiyle başladığının farkında değil kimse, çünkü başka türlü hayâl ediliyor ve bekleniyordu! .
Önce gecenin zulmeti sonra günün aydınlığı gelir.
Şu değişime bir bakın ve görmeye çalışın...
Akı kara, karayı ak; doğruyu yanlış, yanlışı doğru; realiteyi sapma, sapıklığı realite; soyanı, sömüreni yüce, doğruları yazanı, hakkını arayanı ÖCÜ, “tukaka” gösteren DECCÂLİYET adamlarıyla her yanı sarmış, her şeye hâkim duruma gelmiş; hâlâ topraktan fırlayacak ya da uzaydan gelecek bir DECCAL bekliyorlar! ..
Gelecek olanı bundan daha ne beterini getirecek ki! .
Pes! …
Yuh OLSUN! …
Bu ne basiretsizlik! .
Bu, ne kadar hayâl dünyasında yaşamak! …
İnsanlık tarihinde değerlerin bu kadar ters-yüz edildiği bir devir yaşanmamıştır! .
Ruhlarını, varlıklarını, benliklerini böylesine “Deccâliyete” satan ya da kiralayan bir topluluk görülmemiştir! .
Deccal devrinde olacakları söylenenlerin neredeyse hepsi gerçekleşmiş… İnsanlar, cennet diye cehenneme davet ediliyor; cehennem cennet gösteriliyor; cennetse cehennem! …. Ve hâlâ daha, DECCAL bekleniyor! .
Dünya Mehdî’lerden geçilmiyor, belki de bunlardan biri gerçeği; biz hâlâ eli kılıçlı beyaz atlı Mehdi gelip yeldeğirmenleriyle savaşacak beklentisi içindeyiz!
Acaba gerçek Mehdi ya da nezir veya her ne isimle anılırsa anılsın o işlevde biri, böyle bir dünyada elinde kılıçla ortaya çıkıp yeldeğirmenleriyle savaşacak kadar salak bir savaşçı olabilir mi! .
Beyni iflas etmiş, düşünmesini unutmuş, emir-komuta ile denilenleri yayan yaşayan ölüler olan zombiler arasında kalmış beyin sahiplerine, iman ehline, Allah güç kuvvet, direnç, sabır ve yürek ihsan buyursun… Gerçekleri idrâk ettirsin.
Not: Hadiste 30 a yakın sahte Deccalden bahsediliyor gerçeği öncesi çıkacak dünyanın çeşitli ülkelerinde. Bu “deccaliyet”te olabilir kanâatimce.
Ahmed Hulusi'de kavramlar adlı kitaptan alıntıdır...
Yaratan Yüce Rabb'imiz, Sana hamd u senalar olsun. Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin ve sellim. Allah'ım lütfet ki gittiğimiz her yere barış götürelim; bölücü değil, bağdaştırıcı, birleştirici olabilelim. Nefret olan yere sevgi, yaralanma olan yere affedicilik, kuşku olan yere inanç, ümitsizlik olan yere ümit, karanlık olan yere aydınlık ve üzüntü olan yere sevinç saçıcı olmayı bize lütfet Ya Rabbi. Kusurları gören değil, kusurları örtenlerden; teselli arayanlardan değil, teselli edenlerden; anlayış bekleyenlerden değil, anlayış gösterenlerden; yalnız sevilmeyi isteyenlerden değil, sevenlerden olmamıza yardım et. Yağmur gibi hiçbir şeyi ayırt etmeyip her aktığı yere canlılık bahşedenlerden, güneş gibi hiçbir şey ayırt etmeyip ışığıyla tüm varlıkları aydınlatanlardan, toprak gibi her şey üstüne bastığı halde hiçbir şeyini esirgemeyip nimetlerini herkese verenlerden ve gece gibi bütün ayıpları sarıp örtenlerden olmayı bize lütfet. Alan değil veren ellerin, affedici olduğu için affedilenlerin, Hak ile doğan Hak ile yasayan ve Hak ile ölenlerin ve sonsuz yaşamda yeniden doğanların safına katılmayı bizlere nasip eyle. Amin. Allah'ım, Hz. Muhammed (s.a.s.) ve onun hanedan ve yararına olan selamın, yaratılanların sayısınca, hoşnutluğun nisbetinde, arşın ağırlığınca, kelimelerin mürekkebi miktarınca olsun. Allah'ım, bizleri sana tevekkül edip gönül bağlayanlardan eyle. Bizler fakir kullarız, Sen bizi zengin kıl. Bizler zayıflarız, Sen bizi kuvvetlendir. Bizler günahkarız. Sen bizi bağışla. Bizi razı olduğun din üzerine sabit kıl. Allah'ım, dünyada ibadet etme imkanını, günahlardan kaçma şuurunu, ahirette ise cennetini, cemalini görmeyi ve azabından selamette kalmayı diliyorum. Ey her garibin sahibi, benim hem dünyada, hem ahirette dert ortağım Sensin. Canımı Müslüman olduğum halde al, ıslah eyle. Dert ve şikayetlerin son durağı, isteklerin gayesi de Sensin. Sen şu isteklinin göz yaşına merhamet et. Rabb'im Sen yegane sahip iken ben kime sığmayım? Allah'ım, bize razı olduğun şeyleri yapmayı nasip et. Sana olan ibadetlerimiz ile bizleri diri eyle. Rabbim duamı reddetme, beni kendi güç ve kuvvetime terk etme, acizliğime merhamet et. Fakirlik ve perişanlığıma acı, bize layık olduğumuz şekilde muamele etme. Yüzümüzü Senden başkasına secde etmekten koruduğun gibi, ellerimizi de Senden başkasına açmaktan koru. Allah'ım, salat ve selam (Es-selamu aleyke eyyühen-Nebiyyü) Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 'e ve onun âl ve ashabına olsun. Öyle bir salat ki bizi her türlü korku, bela ve benzeri şeylerden korusun, kurtarsın. Bizi bütün ayıp ve kusurlardan, günah ve isyanlardan temizlesin ve bütün günahlarımızın affedilmesine sebep olsun. Amin. Allah'ım, azabından rızana, affına, Senden yine Sana sığınıyorum. Sen kendini yücelttiğin gibi ben Seni yüceltemem. Allah'ım, Doğu ile Batı'yı birbirinden uzak tuttuğun gibi beni de günahlardan uzak tut. Amin. Allah'ım, sonunda küfür olmayan iman ve yakin, dünya ve ahirette şerefini kazandıracak bir rahmet ihsan et. Allah'ım, bize bizimle günahlarımız arasında bir engel meydana getiren bir korku, cennete ulaştıracak bir itaat, dünya musibetlerim kolaylaştıracak bir inanç ver. Allah'ım, hayatımı her türlü hayrın artmasına, ölümümü her türlü kötülükten kurtuluşa vesile kıl. Allah'ım korkmayan kalpten, kabul edilmeyen duadan, doymayan nefisten, fayda vermeyen ilimden sana sığınırım. Allah'ım, bizleri hidayette olan ve hidayete ulaştıranlardan eyle. Ecele (boşa geçen) ömürden, cimrilikten, fakirlikten sana sığınırım. Sana ibadet etmede, sana şükretmede, Seni zikretmede bizlere yardımcı ol. Allah'ım Sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizleri de affet. Ey, evvellerin evveli, Ey ahirlerinin ahiri. Ey sağlam kuvvet ve güç sahibi, Ey yardım talep edenlerin Rahmanı, Ey merhametlilerin merhametlisi. Ey semaların ve göklerin benzersiz mucidi, Ey Celal ve ikram sahibi, beni ateşten koru. Ey Aziz, Ey Kerim, Rahman ve Rahim olan Allah'ım, beni şedit azaptan kurtar. Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala seyyidina Muhammedin ve sellim. Dualarımızın kabulü için Fatiha. Amin.
Ey sözünde durmayan insan! Ey erkek! Ey kadın tabiatlı erkek! Yazık sana! Sözünde durmadın. İstenilen noktaya varamadın. Vahdet, Teklik sarayına girmedin. Her türlü kayıttan uzak olan Allah’a kavuşamadın. Zira 'Hiç'lik Zirvesi'ne çıkmadın. Ey gâfil adam! İn bu yerlerden, git, in! Önünde diz çöktüğün, kendini ve ruhunu teslim ettiğin koca karıya, dünyaya git. Sen insanların ileri gelenlerinden değilsin. Sen bu meclisin eri değilsin. İn, git. Git ki, emel ejderhası ciğerlerini yesin. Git ki, aşırı arzu akrepleri Nemrut gibi beynini kemirsin. Git, git ki, dünya leşinden bir köpek eksilmiş olmasın. (Hüzünlü bir tavırla) Git, git ki, mert kimselerin gül bahçesi dolmasın. (Öfkeli bir tavırla) Git insaniyetsiz! İn.. İn.. İn...!
'Son hedef, ya Ef`al boyutunun sayısız mana dalgaları arasında çalkalanmak; ya Esma boyutunun sayısız manaları içinde kulaç atmak; ya Zati sıfatlarla vasıflanmış olarak kendindeki vasıfları seyretmek, ya da bunlarla birlikte kendi Zati Hiçliğinin sınırsızlığı ve sonsuzluğunda 'HİÇ' olmak! ! .'
Cehennem'in ne olduğunu bilmiyoruz şu anda. Hâliyle cehennem korkusu da kalktı! Cennet desen, cennetin de ne olduğunu bilmiyoruz! Kimi diyor 'birkaç köşkle birkaç hûri'… Gayet basit bir şeymiş gibi nitelendiriyor cenneti; kimi de 'aman ne olacak canım, cennet de ne imiş! ' diyor! Cennet için de yaptığımız bir şey yok! Nerden çıktı bu Ahmed Hulùsi, bizi diri diri mezara sokuyor! ! ! Eyvah, işte orası felâket.. Hiç ölüm korkusu falan da yoktu bizde; nerden geldi bu başımıza! Ahmed Hulùsi, mezara diri diri sokuyor bizi.. 'Ölüm' diye bir olay getirdi başımıza, ardından diri diri mezara konuyormuşuz! Biz ne güzel, mezara konucaz, kıyamette de artık her ne zamansa ayağa kalkıcaz, dirilicez.. Eh! ondan sonrası da Allah kerim deyip; gidiyorduk.. Bu adam geldi başımıza, dedi ki; 'ÖLÜM DİYE BİR OLAY YOK! Şu andaki aklınla, şuurunla, idrakınla DİRİ DİRİ O TOPRAĞIN ALTINA KONUYORSUN! Etrafını seyrede seyrede… Ve yaşamın, hiç kesilmeksizin devam ediyor, 'kabir âlemi' denen o boyutta! .. Eyvahh! Aldı mı sizi bir telâş! ... Ya dediği doğruysa, delil de gösteriyor; âyetler dediğini tasdik ediyor; hadisler dediğini tasdik ediyor; çeşitli duyduğumuz hikayeler kâbirde yaşamın devam ettiğini söylüyor.. O zaman gerçekten biz canlı canlı, diri diri, şuurlu bir şekilde beden hareket etmese de, felç gibi olsa da o mezara giriyoruz.. Şimdi bizi tanıyanların veya kitaplarımızı okumuş olanların veya kasetlerimizi dinlemiş olanların hemen hepsinde ortak olan bir bilgi var: 'ÖLÜM' DENEN OLAYIN BİR SON OLMADIĞI; bu olayın BOYUT DEĞİŞTİRME OLDUĞU; AYNI AKIL VE ŞUURLA YAŞAMIN BU DEĞİŞEN BOYUTTA DEVAM EDİP GİTTİĞİ! İnsanın doğru dürüst Cenneti, Cehennemi düşündüğü yok ama işin bu tarafı kesin,; bunu fark etti bizi okuyanların hepsi; şükürler olsun! Bu, her işin başı.. Bunu idrak, insanın bütün yaşamına yön veriyor… Artık gerisine nasıl yön verir, o, kişinin kendi sorunu ama; Ahmed Hulùsi isminin hemen yanında bir gerçek var, o da ölümle birlikte herkesin diri diri, şuurlu, aklıbaşında bir şekilde kabir âleminde yeni bir yaşama başladığını idrak etmesi!
Yarın sorarlarsa bana, 'orada ne yaptın? ' diye; diyeceğim ki; 'Böyle benim gibi diri diri aklı başında, şuurlu geleceklerini olabildiğince insana farkettirdim! . Yaptığım tek hizmet bu! Dünyada başka hiç birşey yapamadım; en büyük ihtimalle, ben batsam bile, bu gerçeği fark eden birçok insan buraya hazır gelecek.. İşte böyle hizmet ettim! '
varoluş ve görev ihtişâmı yanında, son derece cüce kalan beşer değer yargılarıyla O’na bakmaktan Allah’a sığınırım! .
O, ALLAH Hüviyetinin ABD’ı ve RASÛLÜ’dür! .
Görene, fark edene, anlayabilene! .
Bu gerçeği fark edemeyene ise elbette siyasî, iktisaî, askerî dedikodusu kalır işin! . Allah’ın Ahadiyetine iman etmek ve Muhammed Mustafa’nın “ABDU-HÛ” ve “RASÛLU-HÛ” oluşunu itiraf etmekten daha şerefli bir idrâk olamaz...
Ben MUHAMMEDÎ’yim! ...
Bu şerefi bahşeden Allah’a şükürden de âcizim...
AHMED HULÛSİ HZ.MUHAMMED MUSTAFA A.S. adlı kitabından alınmıştır..
HZ. MUHAMMEDİ çok güzel anlatan bu kitabı ücretsiz okumak ve pc. nize indirmek için ve İSlAM dinini bu güne kadar hiç okumadığınız yönleriyle ve sırlarıyla anlatan 30 un üzerinde kitaba ulaşmak için tıklayın: www.AHMEDHULUSI.com
DECCÂLİYET
Deccal kelimesini “Deccâliyet” olarak anlamak gerekir.
İşlevi; “akı kara”, “doğruyu yanlış”, “cenneti cehennem” göstermektir! .
Kısacası “Deccâliyet”, her gerçeği saptırma, olduğunun aksine gösterme ve kabul ettirme işlevidir’! .
2000 devrimini hayâllerinde, öteden bir balon olarak düşünenler, hâlâ o balonun gökten inmesini bekliyorlar… Ya da bir UFO’nun gelmesini… Devrimlerin tüm şiddetiyle başladığının farkında değil kimse, çünkü başka türlü hayâl ediliyor ve bekleniyordu! .
Önce gecenin zulmeti sonra günün aydınlığı gelir.
Şu değişime bir bakın ve görmeye çalışın...
Akı kara, karayı ak; doğruyu yanlış, yanlışı doğru; realiteyi sapma, sapıklığı realite; soyanı, sömüreni yüce, doğruları yazanı, hakkını arayanı ÖCÜ, “tukaka” gösteren DECCÂLİYET adamlarıyla her yanı sarmış, her şeye hâkim duruma gelmiş; hâlâ topraktan fırlayacak ya da uzaydan gelecek bir DECCAL bekliyorlar! ..
Gelecek olanı bundan daha ne beterini getirecek ki! .
Pes! …
Yuh OLSUN! …
Bu ne basiretsizlik! .
Bu, ne kadar hayâl dünyasında yaşamak! …
İnsanlık tarihinde değerlerin bu kadar ters-yüz edildiği bir devir yaşanmamıştır! .
Ruhlarını, varlıklarını, benliklerini böylesine “Deccâliyete” satan ya da kiralayan bir topluluk görülmemiştir! .
Deccal devrinde olacakları söylenenlerin neredeyse hepsi gerçekleşmiş… İnsanlar, cennet diye cehenneme davet ediliyor; cehennem cennet gösteriliyor; cennetse cehennem! …. Ve hâlâ daha, DECCAL bekleniyor! .
Dünya Mehdî’lerden geçilmiyor, belki de bunlardan biri gerçeği; biz hâlâ eli kılıçlı beyaz atlı Mehdi gelip yeldeğirmenleriyle savaşacak beklentisi içindeyiz!
Acaba gerçek Mehdi ya da nezir veya her ne isimle anılırsa anılsın o işlevde biri, böyle bir dünyada elinde kılıçla ortaya çıkıp yeldeğirmenleriyle savaşacak kadar salak bir savaşçı olabilir mi! .
Beyni iflas etmiş, düşünmesini unutmuş, emir-komuta ile denilenleri yayan yaşayan ölüler olan zombiler arasında kalmış beyin sahiplerine, iman ehline, Allah güç kuvvet, direnç, sabır ve yürek ihsan buyursun… Gerçekleri idrâk ettirsin.
Not: Hadiste 30 a yakın sahte Deccalden bahsediliyor gerçeği öncesi çıkacak dünyanın çeşitli ülkelerinde. Bu “deccaliyet”te olabilir kanâatimce.
Ahmed Hulusi'de kavramlar adlı kitaptan alıntıdır...
www.AHMEDHULUSI.org
Yolların Ayrımındaki Zat
http://www.gozyasi.com.tr/dergi/yollarinayrimindakizat.php
Yaratan Yüce Rabb'imiz, Sana hamd u senalar olsun. Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala ali seyyidina Muhammedin ve sellim.
Allah'ım lütfet ki gittiğimiz her yere barış götürelim; bölücü değil, bağdaştırıcı, birleştirici olabilelim. Nefret olan yere sevgi, yaralanma olan yere affedicilik, kuşku olan yere inanç, ümitsizlik olan yere ümit, karanlık olan yere aydınlık ve üzüntü olan yere sevinç saçıcı olmayı bize lütfet Ya Rabbi.
Kusurları gören değil, kusurları örtenlerden; teselli arayanlardan değil, teselli edenlerden; anlayış bekleyenlerden değil, anlayış gösterenlerden; yalnız sevilmeyi isteyenlerden değil, sevenlerden olmamıza yardım et.
Yağmur gibi hiçbir şeyi ayırt etmeyip her aktığı yere canlılık bahşedenlerden, güneş gibi hiçbir şey ayırt etmeyip ışığıyla tüm varlıkları aydınlatanlardan, toprak gibi her şey üstüne bastığı halde hiçbir şeyini esirgemeyip nimetlerini herkese verenlerden ve gece gibi bütün ayıpları sarıp örtenlerden olmayı bize lütfet.
Alan değil veren ellerin, affedici olduğu için affedilenlerin, Hak ile doğan Hak ile yasayan ve Hak ile ölenlerin ve sonsuz yaşamda yeniden doğanların safına katılmayı bizlere nasip eyle. Amin.
Allah'ım, Hz. Muhammed (s.a.s.) ve onun hanedan ve yararına olan selamın, yaratılanların sayısınca, hoşnutluğun nisbetinde, arşın ağırlığınca, kelimelerin mürekkebi miktarınca olsun.
Allah'ım, bizleri sana tevekkül edip gönül bağlayanlardan eyle. Bizler fakir kullarız, Sen bizi zengin kıl. Bizler zayıflarız, Sen bizi kuvvetlendir. Bizler günahkarız. Sen bizi bağışla. Bizi razı olduğun din üzerine sabit kıl.
Allah'ım, dünyada ibadet etme imkanını, günahlardan kaçma şuurunu, ahirette ise cennetini, cemalini görmeyi ve azabından selamette kalmayı diliyorum.
Ey her garibin sahibi, benim hem dünyada, hem ahirette dert ortağım Sensin. Canımı Müslüman olduğum halde al, ıslah eyle. Dert ve şikayetlerin son durağı, isteklerin gayesi de Sensin. Sen şu isteklinin göz yaşına merhamet et. Rabb'im Sen yegane sahip iken ben kime sığmayım?
Allah'ım, bize razı olduğun şeyleri yapmayı nasip et. Sana olan ibadetlerimiz ile bizleri diri eyle. Rabbim duamı reddetme, beni kendi güç ve kuvvetime terk etme, acizliğime merhamet et. Fakirlik ve perişanlığıma acı, bize layık olduğumuz şekilde muamele etme. Yüzümüzü Senden başkasına secde etmekten koruduğun gibi, ellerimizi de Senden başkasına açmaktan koru.
Allah'ım, salat ve selam (Es-selamu aleyke eyyühen-Nebiyyü) Efendimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) 'e ve onun âl ve ashabına olsun. Öyle bir salat ki bizi her türlü korku, bela ve benzeri şeylerden korusun, kurtarsın. Bizi bütün ayıp ve kusurlardan, günah ve isyanlardan temizlesin ve bütün günahlarımızın affedilmesine sebep olsun. Amin.
Allah'ım, azabından rızana, affına, Senden yine Sana sığınıyorum. Sen kendini yücelttiğin gibi ben Seni yüceltemem.
Allah'ım, Doğu ile Batı'yı birbirinden uzak tuttuğun gibi beni de günahlardan uzak tut. Amin.
Allah'ım, sonunda küfür olmayan iman ve yakin, dünya ve ahirette şerefini kazandıracak bir rahmet ihsan et.
Allah'ım, bize bizimle günahlarımız arasında bir engel meydana getiren bir korku, cennete ulaştıracak bir itaat, dünya musibetlerim kolaylaştıracak bir inanç ver.
Allah'ım, hayatımı her türlü hayrın artmasına, ölümümü her türlü kötülükten kurtuluşa vesile kıl.
Allah'ım korkmayan kalpten, kabul edilmeyen duadan, doymayan nefisten, fayda vermeyen ilimden sana sığınırım.
Allah'ım, bizleri hidayette olan ve hidayete ulaştıranlardan eyle. Ecele (boşa geçen) ömürden, cimrilikten, fakirlikten sana sığınırım. Sana ibadet etmede, sana şükretmede, Seni zikretmede bizlere yardımcı ol. Allah'ım Sen affedicisin, affetmeyi seversin, bizleri de affet.
Ey, evvellerin evveli, Ey ahirlerinin ahiri. Ey sağlam kuvvet ve güç sahibi, Ey yardım talep edenlerin Rahmanı, Ey merhametlilerin merhametlisi. Ey semaların ve göklerin benzersiz mucidi, Ey Celal ve ikram sahibi, beni ateşten koru.
Ey Aziz, Ey Kerim, Rahman ve Rahim olan Allah'ım, beni şedit azaptan kurtar.
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala seyyidina Muhammedin ve sellim.
Dualarımızın kabulü için Fatiha. Amin.
Hacı Ahmed Kayhan
http://www.ahmetkayhan.com/
Hep ikilik, birlik için
Bak iki göz, bir görüyor!
Birlik ise dirlik için
Bak iki göz bir görüyor!
Rûh-ü ceset, arş-ü felek
İns-ü peri, cinn-ü melek!
Birlik için hep bu emek
Bak iki göz, bir görüyor!
Şirkten eyle hazer
Vaktini boş etme güzer!
Âleme bir eyle nazar
Bak iki göz, bir görüyor
Sen de seni, sen de seni
Bil ki budur ALLEMENÎ!
Birliğe gör can-u teni
Bak iki göz bir görüyor
bu şuun, âlem
bîsebat-u bîkidem
nerde havva, adem?
varsa aklın ey dedem
dem bu demdir, dem bu dem!
dem bu demdir, dem bu dem!
yâd-i mâzi bahşeder
hayf-u âlâm-ü keder
olma meşgul-i kader
kimse kalmaz hep gider.
dem bu demdir, dem bu dem!
dem bu demdir, dem bu dem!
sen gibi bir saile
heyf degil mi gaile?
olma meşgul hâl ile
derd-i istikbal ile.
dem bu demdir, dem bu dem!
dem bu demdir, dem bu dem!
bu hayatta yok vefa
her günü derd-ü cefa
sen, ey müştak-i sefa
ömrünü etme heba.
dem bu demdir, dem bu dem!
dem bu demdir, dem bu dem!
kim bilir ethem imiş
bilmeyen sersem imiş
gayesi bir dem imiş
maâdasi hem imiş
dem bu demdir, dem bu dem!
dem bu demdir, dem bu dem!
Ey sözünde durmayan insan! Ey erkek! Ey kadın tabiatlı erkek! Yazık sana! Sözünde durmadın. İstenilen noktaya varamadın. Vahdet, Teklik sarayına girmedin. Her türlü kayıttan uzak olan Allah’a kavuşamadın. Zira 'Hiç'lik Zirvesi'ne çıkmadın. Ey gâfil adam! İn bu yerlerden, git, in! Önünde diz çöktüğün, kendini ve ruhunu teslim ettiğin koca karıya, dünyaya git. Sen insanların ileri gelenlerinden değilsin. Sen bu meclisin eri değilsin. İn, git. Git ki, emel ejderhası ciğerlerini yesin. Git ki, aşırı arzu akrepleri Nemrut gibi beynini kemirsin. Git, git ki, dünya leşinden bir köpek eksilmiş olmasın. (Hüzünlü bir tavırla) Git, git ki, mert kimselerin gül bahçesi dolmasın. (Öfkeli bir tavırla) Git insaniyetsiz! İn.. İn.. İn...!
'Son hedef, ya Ef`al boyutunun sayısız mana dalgaları arasında çalkalanmak; ya Esma boyutunun sayısız manaları içinde kulaç atmak; ya Zati sıfatlarla vasıflanmış olarak kendindeki vasıfları seyretmek, ya da bunlarla birlikte kendi Zati Hiçliğinin sınırsızlığı ve sonsuzluğunda 'HİÇ' olmak! ! .'
Ahmed Hulûsi
www.AHMEDHULUSI.com
Cehennem'in ne olduğunu bilmiyoruz şu anda. Hâliyle cehennem korkusu da kalktı!
Cennet desen, cennetin de ne olduğunu bilmiyoruz! Kimi diyor 'birkaç köşkle birkaç hûri'… Gayet basit bir şeymiş gibi nitelendiriyor cenneti; kimi de 'aman ne olacak canım, cennet de ne imiş! ' diyor!
Cennet için de yaptığımız bir şey yok! Nerden çıktı bu Ahmed Hulùsi, bizi diri diri mezara sokuyor! ! !
Eyvah, işte orası felâket..
Hiç ölüm korkusu falan da yoktu bizde; nerden geldi bu başımıza! Ahmed Hulùsi, mezara diri diri sokuyor bizi..
'Ölüm' diye bir olay getirdi başımıza, ardından diri diri mezara konuyormuşuz!
Biz ne güzel, mezara konucaz, kıyamette de artık her ne zamansa ayağa kalkıcaz, dirilicez.. Eh! ondan sonrası da Allah kerim deyip; gidiyorduk..
Bu adam geldi başımıza, dedi ki;
'ÖLÜM DİYE BİR OLAY YOK! Şu andaki aklınla, şuurunla, idrakınla DİRİ DİRİ O TOPRAĞIN ALTINA KONUYORSUN! Etrafını seyrede seyrede… Ve yaşamın, hiç kesilmeksizin devam ediyor, 'kabir âlemi' denen o boyutta! ..
Eyvahh! Aldı mı sizi bir telâş! ...
Ya dediği doğruysa, delil de gösteriyor; âyetler dediğini tasdik ediyor; hadisler dediğini tasdik ediyor; çeşitli duyduğumuz hikayeler kâbirde yaşamın devam ettiğini söylüyor.. O zaman gerçekten biz canlı canlı, diri diri, şuurlu bir şekilde beden hareket etmese de, felç gibi olsa da o mezara giriyoruz..
Şimdi bizi tanıyanların veya kitaplarımızı okumuş olanların veya kasetlerimizi dinlemiş olanların hemen hepsinde ortak olan bir bilgi var:
'ÖLÜM' DENEN OLAYIN BİR SON OLMADIĞI; bu olayın BOYUT DEĞİŞTİRME OLDUĞU; AYNI AKIL VE ŞUURLA YAŞAMIN BU DEĞİŞEN BOYUTTA DEVAM EDİP GİTTİĞİ!
İnsanın doğru dürüst Cenneti, Cehennemi düşündüğü yok ama işin bu tarafı kesin,; bunu fark etti bizi okuyanların hepsi; şükürler olsun! Bu, her işin başı.. Bunu idrak, insanın bütün yaşamına yön veriyor… Artık gerisine nasıl yön verir, o, kişinin kendi sorunu ama; Ahmed Hulùsi isminin hemen yanında bir gerçek var, o da ölümle birlikte herkesin diri diri, şuurlu, aklıbaşında bir şekilde kabir âleminde yeni bir yaşama başladığını idrak etmesi!
Yarın sorarlarsa bana, 'orada ne yaptın? ' diye; diyeceğim ki;
'Böyle benim gibi diri diri aklı başında, şuurlu geleceklerini olabildiğince insana farkettirdim! . Yaptığım tek hizmet bu! Dünyada başka hiç birşey yapamadım; en büyük ihtimalle, ben batsam bile, bu gerçeği fark eden birçok insan buraya hazır gelecek.. İşte böyle hizmet ettim! '
AHMED HULÛSİ
Cuma Sohbetleri kitabındna alınmıştır..
www.AHMEDHULUSI.com
ALLAH RASÛLÜ MUHAMMED MUSTAFA!
O eşsiz bilinç! …
O muhteşem hüviyet! …
O hârikulâde devrimci kişilik! …
O'nu seven, Allah'ı sevmiş olur!
O'na şükreden Allah'a şükretmiş olur!
O'ndan yüzçeviren, Allah'tan yüz çevirmiş olur!
O büyük bir siyaset adamıydı...
O büyük bir devlet adamıydı...
O büyük bir önderdi...
O büyük bir komutandı...
O büyük bir toplumbilimci idi...gibi,
varoluş ve görev ihtişâmı yanında, son derece cüce kalan beşer değer yargılarıyla O’na bakmaktan Allah’a sığınırım! .
O, ALLAH Hüviyetinin ABD’ı ve RASÛLÜ’dür! .
Görene, fark edene, anlayabilene! .
Bu gerçeği fark edemeyene ise elbette siyasî, iktisaî, askerî dedikodusu kalır işin! .
Allah’ın Ahadiyetine iman etmek ve Muhammed Mustafa’nın “ABDU-HÛ” ve “RASÛLU-HÛ” oluşunu itiraf etmekten daha şerefli bir idrâk olamaz...
Ben MUHAMMEDÎ’yim! ...
Bu şerefi bahşeden Allah’a şükürden de âcizim...
AHMED HULÛSİ
HZ.MUHAMMED MUSTAFA A.S. adlı kitabından alınmıştır..
HZ. MUHAMMEDİ çok güzel anlatan bu kitabı ücretsiz okumak ve pc. nize indirmek için ve İSlAM dinini bu güne kadar hiç okumadığınız yönleriyle ve sırlarıyla anlatan 30 un üzerinde kitaba ulaşmak için tıklayın: www.AHMEDHULUSI.com