Bir toplumsal hadisenin belirleyici nedeni onu önceleyen olaylar içerisinde aranmalıdır. Bireysel bilinç durumlarında değil! Tarihsel gelişim süreçleri hesaba katılmalıdır. (Emile Durkheim)
Bu yıl beş kazananın seneye altıyı, daha sonraki sene için ise yediyi hedeflemesi ego için fırsat, benlik için tuzaktır. Neden olmasın deyip zenginlik hayalleri kuran şahıs, huzursuzluğun bedenine sinsice girdiğini fark edemez. İnsanın en büyük zaafıdır paranın yörüngesine kolayca girmek.
Evet pek aziz dostum. Dünya ölümden geçilmiyor. Kol geziyor her tarafta. Rastladığım her çitin üzerinde oturuyor ölüm. Her ağacın ardında dikilip duruyor. Duvarlarla çevirmişsiniz etrafınızı. Yatakhaneler, şapeller, kiliseler inşa etmişsiniz kaç para! Melek her pencereden izleyip gülüyor oysa! Tek tek her birinizi öyle yakından tanıyor ki! Gece yarısı pencere önlerinde onun kahkahasını işitiyor, isimlerinizi zikrettiğini duyuyorsunuz. Mezmurlarınızı söyleyin istediğiniz kadar. Mihrapta o canım mumlarınızı yakın. Akşam dualarınızı, sabah dualarınızı yapın. Şifalı otları toplayıp laboratuvarınızda biriktirin. Rafları kitaplarla tıka basa doldurun. Perhiz yapıyor musun dostum? Uykularını haram ediyor musun? Merak etme! Yuvanı yapacak ölüm meleği! Kemiklerine varıncaya dek soyup soğana çevirecek seni! Yine de koş sevgili dostum. O dağılıp gidecek kemiklerini bir arada tutmaya bak yine de! Ah o kemikler, o mide, o beyin. Hepsi de bırakıp gitmek istiyor bizi. Şeytanın malı olmak istiyorlar. (Hermann Hesse- Narziss ve Goldmund)
Özgür bir toplumda farklı fikirler, farklı inançlar, farklı ideolojileri savunmak, benimsemek suç değildir. Farklılığın olduğu yerde renklilik, ahenk vardır. Herkes aynı düşüncelere sahipse, herkes aynı inanca sahipse, herkes aynı bakış açısıyla yaklaşıyor ise olaylara, o toplulukta birey bulunmamaktadır. O bölgede bireyler değil, sadece itaat eden kuru kalabalıklar var demektir. İnsan denen varlığı belli kalıpların içine hapsetmek, x düşüncenin değişmez olduğunu savunmak ve herkesi de aynı yolda yürümeye mecbur etmek en büyük hatadır, insanlara vurulan en büyük darbedir. Medeniyet, farklı olanların farklılıklara rağmen iç içe yaşayabilmesidir. Hiçbir dinin, hiçbir düşüncenin tekelinde olmamaktır medeniyet. Parmak izlerinin farklı olması gibidir düşüncelerin, inançların farklı olması! Eğer kişi, farklılığını gizleme zorunluluğu hissediyorsa, omzunda baskı hissediyorsa orada özgürlük değil, bir tür kölelik hakim demektir.
Guernica, İspanya’nın Bask bölgesinde yer alan minik, şirin bir şehir olarak anlatılırdı bir zamanlar. Ne yazık ki savaştan yöre halkı da nasibini fazlasıyla almıştı sonradan. Ve bu küçük yer, yerle bir olmuştu. Pablo Picasso, gördüğü dehşeti resmetmek istemiş, o meşhur Guernica tablosunu çizmişti bu yüzden. Atölyesine giren bir nazi subayı tabloyu görür görmez hayran olmuştu. Çizimler nefisti çünkü. Subay dayanamayarak Picasso’ya: ‘’Bunu siz mi yaptınız?’’ diye sormuştu. Picasso da subaya: ‘’Hayır. Bunu siz yaptınız!’’ diye cevap vermiştir.
Yetenek inanılmaz derecede ucuz bir şeydir. Sofra tuzundan bile ucuzdur. Yetenekli ile başarılıyı ayıran bilinçli irade, çalışma, öğrenme ve sürekli bir biçimlendirme sürecidir. Eğer çalışma yoksa, bünyedeki irade de kontrolsüz ise yetenekli olmakla kalırsınız hatta birileri çıkıp sizin yeteneğinizden dahi şüphe ettiklerini söylerler. (Stephen King-Ölüm dansı)
Kubbealtı lugatında ‘’Yetenek’’ maddesinde şu yazar: Bir şeyi yapabilme gücü! Bir şey yapabilme gücü önemlidir ama kendi başına bir şey yapılacağını göstermez. Başka deyişle ‘’yapabilme gücü’’, yapmanın kendisi değildir. Bu gücü geliştirmek, doğru biçimde ortaya çıkarmak da lüzumludur. Bir işi doğru şekilde yapmak istiyorsanız, gerekli olan fiziksel ve mental özellikleri edinmek zorundasınız. Bunun için yeterince isteme, azim, çalışma ve tabi tüm bunları idare edecek bir disipline ihtiyacınız var demektir. Aksi halde bir şeyi yapabilme gücü olan yetenek, atıl kalır. Ne yazık ki dünyada pek çok yer, içinde yetenek olan fakat atıllıktan öteye geçemeyenler ile doludur.
En dolu yaşamlar, gidilmemiş yollardan gidenlerin veya kendi yolunu bizzat açanların yaşamıdır.
Toplu olarak inanmanızı salık veren her söylem bir icattır. (Guy Debord)
Bir toplumsal hadisenin belirleyici nedeni onu önceleyen olaylar içerisinde aranmalıdır. Bireysel bilinç durumlarında değil! Tarihsel gelişim süreçleri hesaba katılmalıdır. (Emile Durkheim)
Bu yıl beş kazananın seneye altıyı, daha sonraki sene için ise yediyi hedeflemesi ego için fırsat, benlik için tuzaktır. Neden olmasın deyip zenginlik hayalleri kuran şahıs, huzursuzluğun bedenine sinsice girdiğini fark edemez. İnsanın en büyük zaafıdır paranın yörüngesine kolayca girmek.
Eleştirel düşünme, kişinin kendi önyargılarının köküne kuşku tohumu ekmesini sağlar.
Evet pek aziz dostum. Dünya ölümden geçilmiyor. Kol geziyor her tarafta. Rastladığım her çitin üzerinde oturuyor ölüm. Her ağacın ardında dikilip duruyor. Duvarlarla çevirmişsiniz etrafınızı. Yatakhaneler, şapeller, kiliseler inşa etmişsiniz kaç para! Melek her pencereden izleyip gülüyor oysa! Tek tek her birinizi öyle yakından tanıyor ki! Gece yarısı pencere önlerinde onun kahkahasını işitiyor, isimlerinizi zikrettiğini duyuyorsunuz. Mezmurlarınızı söyleyin istediğiniz kadar. Mihrapta o canım mumlarınızı yakın. Akşam dualarınızı, sabah dualarınızı yapın. Şifalı otları toplayıp laboratuvarınızda biriktirin. Rafları kitaplarla tıka basa doldurun. Perhiz yapıyor musun dostum? Uykularını haram ediyor musun? Merak etme! Yuvanı yapacak ölüm meleği! Kemiklerine varıncaya dek soyup soğana çevirecek seni! Yine de koş sevgili dostum. O dağılıp gidecek kemiklerini bir arada tutmaya bak yine de! Ah o kemikler, o mide, o beyin. Hepsi de bırakıp gitmek istiyor bizi. Şeytanın malı olmak istiyorlar. (Hermann Hesse- Narziss ve Goldmund)
Özgür bir toplumda farklı fikirler, farklı inançlar, farklı ideolojileri savunmak, benimsemek suç değildir. Farklılığın olduğu yerde renklilik, ahenk vardır. Herkes aynı düşüncelere sahipse, herkes aynı inanca sahipse, herkes aynı bakış açısıyla yaklaşıyor ise olaylara, o toplulukta birey bulunmamaktadır. O bölgede bireyler değil, sadece itaat eden kuru kalabalıklar var demektir. İnsan denen varlığı belli kalıpların içine hapsetmek, x düşüncenin değişmez olduğunu savunmak ve herkesi de aynı yolda yürümeye mecbur etmek en büyük hatadır, insanlara vurulan en büyük darbedir. Medeniyet, farklı olanların farklılıklara rağmen iç içe yaşayabilmesidir. Hiçbir dinin, hiçbir düşüncenin tekelinde olmamaktır medeniyet. Parmak izlerinin farklı olması gibidir düşüncelerin, inançların farklı olması! Eğer kişi, farklılığını gizleme zorunluluğu hissediyorsa, omzunda baskı hissediyorsa orada özgürlük değil, bir tür kölelik hakim demektir.
Guernica, İspanya’nın Bask bölgesinde yer alan minik, şirin bir şehir olarak anlatılırdı bir zamanlar. Ne yazık ki savaştan yöre halkı da nasibini fazlasıyla almıştı sonradan. Ve bu küçük yer, yerle bir olmuştu. Pablo Picasso, gördüğü dehşeti resmetmek istemiş, o meşhur Guernica tablosunu çizmişti bu yüzden. Atölyesine giren bir nazi subayı tabloyu görür görmez hayran olmuştu. Çizimler nefisti çünkü. Subay dayanamayarak Picasso’ya: ‘’Bunu siz mi yaptınız?’’ diye sormuştu. Picasso da subaya: ‘’Hayır. Bunu siz yaptınız!’’ diye cevap vermiştir.
Yetenek inanılmaz derecede ucuz bir şeydir. Sofra tuzundan bile ucuzdur. Yetenekli ile başarılıyı ayıran bilinçli irade, çalışma, öğrenme ve sürekli bir biçimlendirme sürecidir. Eğer çalışma yoksa, bünyedeki irade de kontrolsüz ise yetenekli olmakla kalırsınız hatta birileri çıkıp sizin yeteneğinizden dahi şüphe ettiklerini söylerler. (Stephen King-Ölüm dansı)
Kubbealtı lugatında ‘’Yetenek’’ maddesinde şu yazar: Bir şeyi yapabilme gücü! Bir şey yapabilme gücü önemlidir ama kendi başına bir şey yapılacağını göstermez. Başka deyişle ‘’yapabilme gücü’’, yapmanın kendisi değildir. Bu gücü geliştirmek, doğru biçimde ortaya çıkarmak da lüzumludur. Bir işi doğru şekilde yapmak istiyorsanız, gerekli olan fiziksel ve mental özellikleri edinmek zorundasınız. Bunun için yeterince isteme, azim, çalışma ve tabi tüm bunları idare edecek bir disipline ihtiyacınız var demektir. Aksi halde bir şeyi yapabilme gücü olan yetenek, atıl kalır. Ne yazık ki dünyada pek çok yer, içinde yetenek olan fakat atıllıktan öteye geçemeyenler ile doludur.