Bu günlerde dalıp gidiyorum sensizliklere Kırlangıç olasım var, göç yollarına düşesim Ne kaldı şurada, yaz bitti, dayandı kapıya sonbahar Gökyüzünü süzüyor günlerdir yorgun kanatlarım Vakti geldi, uçlarından solmaya başladı yapraklar
Toparlamalı eski sevdalardan dökülenleri Çocukça gülüşlerini almalıyım bir tek yanıma Türküler, hesaplı sevmelerin ve çekip gitmeleri Senden ne kaldıysa geriye, ne yaşandıysa Kalan her şeyi silsin zaman, süpürsün rüzgârlar.
Sn. Ahde Vefa Beş altı gün önce rastlamıştım bir şiirinize, insan işte, savrulup duruyor oradan oraya, "unutma" idi o şiiriniz, unutmadım. Bu gün yazdığınız dörtlüğü görünce bunu söylemeliyim diye geçti aklımdan. Her iki şiiri de çok sevdim. Bazı şiirlerde çokça buluyorum kendimi, kadim zamanlar öğretisinin sonraki kuşaklara aktarılması gibi geliyor bana veya sadece ihtiyacı olanların duyacağı şekilde kulağa fısıldanması. Okuyunca geçmiyor şiir, zayıf yanlarımı onarıp güçlendiriyor. Teşekkür ediyorum.
Hiç dalga yok denizde, sakin Üzerine kirli bir çarşaf serilmiş sanki Ve pastel boyayla çizilmişçesine Siyah kalın bir çizgi kumsal boyunca Dalgaların kıyıya kadar sürüklediği Batık bir gemi, siyah, korkunç Suda sektirilen taş mesafesinde Bir petrol tankeri
elif hanım, ben de çok kullanırım çocuk lafını, ama ben de kahkaha atma isteği hiç oluşmadı, tuhaf değil mi. ben çocuk lafını çok sevdiklerime kullanıyorum. sizin gülmeniz güzel ama.
ipin ucunu takip etsek bulur muyuz tutan eli
hani uslu durursam bakacaktın şiirlerime, kaç saattir mal değneği gibi bekliyorum kapıda, gelen giden yok.
GÖÇ VAKTİ
Bu günlerde dalıp gidiyorum sensizliklere
Kırlangıç olasım var, göç yollarına düşesim
Ne kaldı şurada, yaz bitti, dayandı kapıya sonbahar
Gökyüzünü süzüyor günlerdir yorgun kanatlarım
Vakti geldi, uçlarından solmaya başladı yapraklar
Toparlamalı eski sevdalardan dökülenleri
Çocukça gülüşlerini almalıyım bir tek yanıma
Türküler, hesaplı sevmelerin ve çekip gitmeleri
Senden ne kaldıysa geriye, ne yaşandıysa
Kalan her şeyi silsin zaman, süpürsün rüzgârlar.
AŞK MAHALLİ
Cemre yağıyor ve yıldızlar üzerimize
Bir kuş kanat çırpıyor karanlıkta
Seviştikçe kısalıyor sanki ömrümüz
Uzuyor sarmaşıklar gibi dolandıkça
VAKİTSİZ GELEN AŞK
Küçük bir çocuktun sanki sen
Bir avuç kadardın sadece
Ki büyük göstersin diye yaşın
Uzatırdın saçlarını
Yetişebilmek için ömrüme
sonunda yanıldık
Sn. Ahde Vefa
Beş altı gün önce rastlamıştım bir şiirinize, insan işte, savrulup duruyor oradan oraya, "unutma" idi o şiiriniz, unutmadım. Bu gün yazdığınız dörtlüğü görünce bunu söylemeliyim diye geçti aklımdan. Her iki şiiri de çok sevdim. Bazı şiirlerde çokça buluyorum kendimi, kadim zamanlar öğretisinin sonraki kuşaklara aktarılması gibi geliyor bana veya sadece ihtiyacı olanların duyacağı şekilde kulağa fısıldanması. Okuyunca geçmiyor şiir, zayıf yanlarımı onarıp güçlendiriyor. Teşekkür ediyorum.
AĞUSTOS
Nasılda soğuk hava
Dudaklarınız morarır
Uyuşur ya elleriniz
İşte öylesine soğuk
Öylesine bir hava
ÖLÜ DENİZ
Hiç dalga yok denizde, sakin
Üzerine kirli bir çarşaf serilmiş sanki
Ve pastel boyayla çizilmişçesine
Siyah kalın bir çizgi kumsal boyunca
Dalgaların kıyıya kadar sürüklediği
Batık bir gemi, siyah, korkunç
Suda sektirilen taş mesafesinde
Bir petrol tankeri
elif hanım, ben de çok kullanırım çocuk lafını, ama ben de kahkaha atma isteği hiç oluşmadı, tuhaf değil mi. ben çocuk lafını çok sevdiklerime kullanıyorum. sizin gülmeniz güzel ama.