Kardeşlik bırakma kendini, bak bir şairin annesi ne demiş
"İşte yaşamın reçetesi bu" Dedi annem Aldı beni kollarına gözyaşlarım akarken "Her yıl bahçene Ektiğin çiçekleri düşün Sana öğretecekler ki İnsanlar da Çiçek açmak için Solmak Köklenmek Ve büyümek Zorunda"
Kamuda yükselme Bilgisayar mühendisliği Yüksel tabi ne demek Başın göğe erer belki Mülakat heyeti soruyor “Bilgisayarın işlem yapabilmesi için En önemli şey”? Cevap veriyor mühendis “Elektürük” -Bildiiiinnnn !!! - Aferin -Yüksel hadi
Baktı Peş peşe üç nefes çekti sigarasından Şöyle bir savurdu dumanını yüzüme doğru Temmuz cehenneminde harman yerlerinde Başaklarından ayrıldı sanki buğday taneleri Döküldü avuçlarıma tek tek
Bazen de ölüm Ulaşılamayınca bırakılan Sesli bir mesajdır gibidir sadece Ve aynı tarife üzerinden Fiyatlandırılır Bir uyarı gelir sonra Hafıza kartı dolduğunda Ve her mesaj gibi Silinip gider sessizce Sanki hiç yaşamamışçasına
Neden Sahipsiz çocuklar Erken uyanırlar güne Ve erken batar hep Gözlerinde güneş
Unuttun değil mi?
Hikayesi Bir kadın sesi titreyerek konuşuyor telefonda “ Zordasın, her ay villalardan birinin kirasını göndereyim sana”. Adamın aklına, soğukta ve alaca karanlıkta bekleyişleri geliyor, açılmamış bir büfenin önünde, bir ekmek kamyonunu.
Diyelim ki Bir çiçek ölmüş Küsmüş belki hayata, solmuş Susuzluktan ölmüş belki de Veya her gün sulandığından Çürümüştür artık kökleri Bir kaktüsün ölmesi gibi yani Ölmüş işte ve öylece duruyor saksıda
Bir renk eksilmiştir artık resimlerden Buğday tarlalarından sarı başaklar Ve yıldızlar altında Mavi bir sevişme Eksilmiştir
Ve diyelim ki Kaybolup dudağının kıyılarında Yanaklarında Yeniden tomurcuklanan Utangaç bir kırmızı mesela Eksilmiştir artık Hayatımızda
Dağınık düşünceler Eskiden madalyalı olurdu sigaralar. Birinci, İkinci, Üçüncü gibi. Birinci’ye “köylü sigarası”da derlerdi. Paketin üzerindeki 20 rakamının uçlarını kalemle birleştirdiğinizde profilden köylü portresi çıkardı ortaya.
Çocukken “Servet abla” diye biri vardı sokağımızda, orta yaşlı bir kadın, aynı zamanda deli. Korkardık biraz kendisinden. Bakkaldan sigara aldırırdı bize, ince ve yassı gelincik sigarasından. Paketin üzerinde tek dal bir gelincik resmi. Acayip bir yetenek geliştirmişti bu kadın, sigara dişinde yapışık dururdu hep, konuşsa da ağzından hiç düşmezdi. Acayip bir kadındı.
Şimdi soracaksınız “nereye varacak bu yazının sonu” diye. Hiçbir yere, başı boş bir yazı işte, nereye çekersen oraya gelir. Dikkat edin yinede, çok ince anılarla bağlıdır sözcükler birbirlerine, tıpkı inci bir kolye gibi yani, çok asıldığınızda kopar gider.
Saklanıyoruz bir çiçeğin sesini duyunca Artık gölgemizden bile kaçar haldeyiz Nasıl da kısaldı sevdaların ömrü Sadece masallarda yaşar gibiyiz.
gerçekten de kısaldı sevdaların ömrü, "sevdacık" gibi bir şeye dönüştü sanki veya "sevda teşebbüsü", nerede o "tasarlayarak ve taammüden" eski sevdalar. Bu konu uzar gider böyle, kalkıp bir kahve yapayım bari.
Kardeşlik bırakma kendini, bak bir şairin annesi ne demiş
"İşte yaşamın reçetesi bu"
Dedi annem
Aldı beni kollarına gözyaşlarım akarken
"Her yıl bahçene
Ektiğin çiçekleri düşün
Sana öğretecekler ki
İnsanlar da
Çiçek açmak için
Solmak
Köklenmek
Ve büyümek
Zorunda"
Rupi Kaur / Güneş ve onun çocukları
HİKAYEMİZ
Hesabı görülmüş bir aşkın
Çoktan Silinmiş izlerini
Arar gibiyiz
Ve gitmek
Düşülmüş son dip notudur artık
Hikayemizin
Hikayesi / Temmuz / 2014
MÜLAKAT
Kamuda yükselme
Bilgisayar mühendisliği
Yüksel tabi ne demek
Başın göğe erer belki
Mülakat heyeti soruyor
“Bilgisayarın işlem yapabilmesi için
En önemli şey”?
Cevap veriyor mühendis
“Elektürük”
-Bildiiiinnnn !!!
- Aferin
-Yüksel hadi
Hayatımız
Bir film gibiydi sanki
“dar alanda kısa paslaşmalar”
Ön Kapışma
Baktı
Peş peşe üç nefes çekti sigarasından
Şöyle bir savurdu dumanını yüzüme doğru
Temmuz cehenneminde harman yerlerinde
Başaklarından ayrıldı sanki buğday taneleri
Döküldü avuçlarıma tek tek
Buğdaylar yeniden başağa durdu
ZAMAN AŞIMI
Bazen de ölüm
Ulaşılamayınca bırakılan
Sesli bir mesajdır gibidir sadece
Ve aynı tarife üzerinden
Fiyatlandırılır
Bir uyarı gelir sonra
Hafıza kartı dolduğunda
Ve her mesaj gibi
Silinip gider sessizce
Sanki hiç yaşamamışçasına
Neden
Sahipsiz çocuklar
Erken uyanırlar güne
Ve erken batar hep
Gözlerinde güneş
Unuttun değil mi?
Hikayesi
Bir kadın sesi titreyerek konuşuyor telefonda “ Zordasın, her ay villalardan birinin kirasını göndereyim sana”. Adamın aklına, soğukta ve alaca karanlıkta bekleyişleri geliyor, açılmamış bir büfenin önünde, bir ekmek kamyonunu.
ÇİÇEKLER ÖLÜRSE
Diyelim ki
Bir çiçek ölmüş
Küsmüş belki hayata, solmuş
Susuzluktan ölmüş belki de
Veya her gün sulandığından
Çürümüştür artık kökleri
Bir kaktüsün ölmesi gibi yani
Ölmüş işte
ve öylece duruyor saksıda
Bir renk eksilmiştir artık resimlerden
Buğday tarlalarından sarı başaklar
Ve yıldızlar altında
Mavi bir sevişme
Eksilmiştir
Ve diyelim ki
Kaybolup dudağının kıyılarında
Yanaklarında
Yeniden tomurcuklanan
Utangaç bir kırmızı mesela
Eksilmiştir artık
Hayatımızda
Dağınık düşünceler
Eskiden madalyalı olurdu sigaralar. Birinci, İkinci, Üçüncü gibi. Birinci’ye “köylü sigarası”da derlerdi. Paketin üzerindeki 20 rakamının uçlarını kalemle birleştirdiğinizde profilden köylü portresi çıkardı ortaya.
Çocukken “Servet abla” diye biri vardı sokağımızda, orta yaşlı bir kadın, aynı zamanda deli. Korkardık biraz kendisinden. Bakkaldan sigara aldırırdı bize, ince ve yassı gelincik sigarasından. Paketin üzerinde tek dal bir gelincik resmi. Acayip bir yetenek geliştirmişti bu kadın, sigara dişinde yapışık dururdu hep, konuşsa da ağzından hiç düşmezdi. Acayip bir kadındı.
Şimdi soracaksınız “nereye varacak bu yazının sonu” diye. Hiçbir yere, başı boş bir yazı işte, nereye çekersen oraya gelir. Dikkat edin yinede, çok ince anılarla bağlıdır sözcükler birbirlerine, tıpkı inci bir kolye gibi yani, çok asıldığınızda kopar gider.
Saklanıyoruz bir çiçeğin sesini duyunca
Artık gölgemizden bile kaçar haldeyiz
Nasıl da kısaldı sevdaların ömrü
Sadece masallarda yaşar gibiyiz.
gerçekten de kısaldı sevdaların ömrü, "sevdacık" gibi bir şeye dönüştü sanki veya "sevda teşebbüsü", nerede o "tasarlayarak ve taammüden" eski sevdalar. Bu konu uzar gider böyle, kalkıp bir kahve yapayım bari.