Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Elif Key
Elif Key

Non fui, fui, non sum, non curo.

  • Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)12.03.2023 - 13:33

    şu kadere terk edilmiş halimiz de zulüm ve baskı" dedi berber.

    Yargıc senor carmichael, "ama dövmüyorlar bizi" diye cevap verdi .

    "bizi tanrı'ya havale etmek de bir çeşit dövmektir".


    ,
    Şer Saati

  • Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)12.03.2023 - 03:13


    Âh, bir güvercin gibi kanatlarım olsaydı
    Uçar ve huzurlu olurdum
    Çünkü şiddeti ve kavgaları gördüm
    Bu dünyada çok acı çektim.

    Bu dünya gebe ve haksızlık doğuruyor
    Allah'ım, senin gücün ve senin huzurun dışında
    Nereden sığınak bulurum?
    Eğer şafağın rüzgarlarına asılsam ve denizin derinliklerinde yaşasam
    Yine de elinin ağırlığını üzerimde hissederdim.
    Beni kararsızlıkla sarhoş ettin
    Senin yolların ne kadar gizemli
    Senin yolların ne kadar gizemli.

    Yüreğimin acısını söylüyorum
    Ruhumun yakıcılığını söylüyorum
    Sessizliğimi korurken, kemiklerim ufalıyor
    Çünkü elinin ağırlığı üzerimde.

    Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret
    Çöldeki bir pelikan gibiyim
    Ve bir serçe gibiyim, damda tek başına kalmış.
    Dökülmüş su gibiyim
    Ve ölüp gitmişler gibiyim
    Ve ölümün gölgesi, gözkapaklarımı kaplıyor
    Beni bırak, beni bırak; günlerim sadece bir nefes.
    Beni bırak, yolculuğuma başlamadan önce geri dönüşü olmayan yere,
    Ebedi karanlıklar ülkesine.

    Allah'ım,
    Güvercinin ruhunu vahşi hayvanlara emanet etme.

    Hatırla; hayatım bir soluktan ibaret
    Değirmenlerin gürültüsü
    Ve o acı dolu aylara
    Ve çevremi saran neşeli şarkılar
    Ve canlı ışıklar yitip gitti.
    Ne mutlu, bu zamanda hasat yapanlara
    Ve elleriyle başakları toplayabilene.

    Çölde şarkı söyleyen ruhları dinleyelim
    Âh edenlerin ve ellerini gökyüzüne açanların şarkısı, diyor ki:

    "Eyvah, yaralarım ruhumu hissizleştirdi! "

    Âh sen,
    Beline kadar inen saçların dökülürken,
    Kırmızı elbiseler giydiğin,
    Altından mücevherler taktığın zamanları hep unuttun.
    Gözlerine sürme çekerdin
    Hatırla; kendini boşu boşuna güzelleştirirdin,
    Çölde yalnız bir şarkı olduğun
    Ve arkadaşların seni terkettiği için.

    Zaman akıyor ve öğlenin gölgeleri uzamaya başlıyor
    Ve kuşlarla dolu bir kafes gibi,
    Hayatımız da iniltiyle dolu.

    İçimizde hiç kimse bilmiyor; ne kadar vakti kaldığını
    Hasat zamanı geçti, yaz artık bitmek üzere
    Ve bir kurtuluş bulamadık.
    Güvercinler gibi bağrışıyoruz adalet için
    Ama kimse duymuyor bizi.
    Ve karanlıkta, ışığı bekliyoruz.

    Ey sen, sevginin gücüyle taşan nehir
    Bize doğru gel
    Bize doğru gel.

    Füruğ Ferruhzad

  • Bana bir Gül ver11.03.2023 - 23:07

  • ama neden11.03.2023 - 22:36

    Çünkü ,

    Çünkü sesinin iyi geldiği yaralarım vardı.

  • Bana bir Gül ver11.03.2023 - 22:31

    Beyaz bir hayatın içinde siyah bir lekeyim ben. Kandırılmış, kanmış ve inançlarıyla oynanmış...
    Umut ektiği bahçeler susuz bırakılmış...
    Gülen gözleri, hatta biraz da gözlerinin içi,
    yalanlarla kandırılmış...
    Uyandığı her günde eğilimi biraz daha intihara kaymış...
    Beyaz bir hayalin içinde siyah bir yalanım ben.
    Beklediği her vapur, biraz önce limandan ayrılmış...
    İnanmayı beklediği her gün, bir insan daha kandırmış...
    Yaralarını sarmayı beklediği her kim ise
    bir kez daha kanatmış...
    Güvenmeyi beklediği herkes, duvarlarını yıkmış...
    Beyaz bir kâğıdın üstünde siyah bir mürekkebim ben.
    O kadar dağılmış,
    O kadar kırılmış,
    O kadar her parçam başka bir başka yerde ki Gözlerimi kapatıp, ölümü bile düşleyemiyorum...

    Ahmet Yavuz

  • Bana bir Gül ver11.03.2023 - 22:28

    iyiki silmemiş bizim gibi ..

    :) deli diyorlar bana desinler değişemem hatırladık kalmış

  • Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)11.03.2023 - 15:55

    Sen geçerken bir evin penceresinde bir dal çiçekleniyor

    <3



  • Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)11.03.2023 - 12:49

    Bir gün, hayatındaki engelleri aşamamaktan yakınan bir adam dostlarının da tavsiyesi üzerine kulübesinde yalnız başına yaşayan bir bilgenin yanına gelir ve “Efendim ben, önüme çıkan engellerin hiçbirini aşamıyorum. Ne yapmam gerekiyor?” diye sorar.

    Bunun üzerine bilge, adamı da yanına alarak pencerenin önüne kadar gelir. Camda kanatlarını açmış ve dışarı çıkmak için çırpınan bir kelebek vardır. Kelebek yorulmaksızın dışarıya çıkmaya çalışmakta, devamlı olarak cama çarparak yere düşmektedir. Bilge yavaşça, kelebeğin çıkışını kolaylaştırmak için camı açar. Ama bu da işe yaramaz. Kelebek çırpındıkça çırpınıyor ve her defasında cama çarpmaya devam ediyordur.

    Bunun üzerine bilge, yanındaki adama döner ve şunları söyler:

    “Kelebek dışarı çıkması için gerekli olan tek yolun, şeffaf oldukları için dışarıyı gösteren, ama gerçekte kapalı olan camlar olduğunu sanıyor. Oysa birazcık geri çekilip şöyle genel bir bakış

    açısıyla baksa, onun dışarı çıkması için kocaman bir açık pencerenin olduğunu görecektir. Ne var ki, bütünü göremeyip sadece bir noktaya odaklandığı için, kendisini odanın içinde tutsak kalmaya mahkûm ediyor. daha az

    Kinsun /yol senin içinde

  • Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)11.03.2023 - 11:44


  • Alıpbaşını uzaklara gitmek isteyenler kulübü ;)10.03.2023 - 16:29