-------MİZAÇ ve KARAKTER------- ----Karakter, kişiye ya da kişilere özgü davranışların bütünüdür. ----Karakter, bireyin bedensel duygusal ve zihinsel değer yargıların tümüdür. Mizaç ve karakter, ana kucağında semrilir ergenlikle beraber filizleşir, çevresel etkinliklerle demlenir, ulusal kültürle beslenir tabiat olaylarıyla şekillenir, sevgi, şefkat ve barış üçlüsüyle sosyalleşir. ----Bugün siteleri gezdiğimde oldukça yavan, kıt ve egolu yazılar okudum ayrıca şiir sitelerini gezinirken Türk ulusal vatandaşı olan sayın Hatice Olkuner'in şiirlerine göz gezdirdim. Hatice hanımefendiden izinsiz de olsa bir gönül şiirini buraya düş- mek istedim. Umarım kendileri bu tavrımı hoş görürler. . ---GÖNÜL İLE HASPİHAL--- Elvan güller açardı, ah şu gönül bağımda Her mevsimim bahardı-yazdı gençlik çağımda Erken düştü zemheri, kar erimez dağımda Üşüyorum ey gönül, mevsim kışa dönüyor. . Enhar-ı aşk çağlardı, bir zamanlar sinemde Yıldızlar parlıyordu, hiç sönmeden didemde Artık solar oldular hep goncalar gamzemde Kayboldukça umutlar, hüzün boşa dönüyor. . Batan güneş ömürden, bir gün daha çalacak Şu aciz bedenimde, bir gün Turâp olacak Ey gönül bu dünyada kim kaldı? sen kalacak Ölüm hak ve hakikat yıllar boşa dönüyor.
-----Hatice OLKUNER----- . ------Destansı Şiiri üç kez okudum. Şiir üç boyutlu olarak harmanlanmış, Sebep-sonuç ilişkisi Dünya,Hak ve hakikatle kombine edilmiş. Umarım bu ulvi Destan Tarihin devinimin de yerini alır. . -------Muhterem Hatice Olkuner'e sevgi ve saygılarımı sunarım..
-------Bireylerde mizaç ve karakter irsi değildir. İlk önce Ailede semrilmeye başlar, çevre faktöleriyle gelişir, yaşam tarzıyla evrimleşir ve bağlı olduğu Hiyerarşi sistemle sübuta erer...VESSELAM.
****Şahin, kartallar sülalesinden bir kuş türüdür. Evcilleştirilmesi mümkün değildir. Leşçil bir mahlukattır. Börtü böcek, solucan ve Kurbağalarla beslenirler. Genelde Ormanlık alanlar da ve yalnız yaşarlar. Aşık olma özellikleri yoktur. Sevgi, saygı ve şefkat nedir bilmezler. Her zaman ve her yerde başına buyrukturlar. Hep kendi benliklerinin kurbanı olurlar...VESSELAM.
--------Hz Adem'in Çocukları hem şekil (Tip) bakımından, hem de davranış bakımından biri-birilerine benzemezlerdi. Devri İnsan'da ilk kavgayı Adem'in oğlu Kabil başlatmıştır. O, yüzdendir ki Her Aile de, her Toplum da ve her Devlet'te iyi insan da vardır, kötü insan da vardır. Din'ler öncesi de kabile ve toplumlar da ayrışmalar, kaos ve kargaşalar vardı. Dinler savaşımı da asla ırksal olmamıştır. Din ve Mezhepler ırk ve renk ayrımı yapmazlar. Devri Alem de İslam Dini içerisinde her ırk ve renkleri barındırmaktadır. Asla ötekileştirme politikası gütmezler...VESSELAM.
-----Alem-i Devran da Uluslar arası diplomatik ilişkiler Din ve Mezheplerle sağlanamaz. Eğer ki Uluslar arası siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel ilişkilerde Dinler ana unsur olarak ele alındığında, birleşme ve anlaşma asla sağlanamaz. Ve bütün Diplomasi dumura uğrar. ------Genel de bu kürsüde yapılan yazışmaların tamamı Din üzerinden yapılmaktadır. Ve ne yazık ki hiç bir konu da hemfikir olunmamaktadır. Orta Çağ zamanların da kabileler mensubu olduğu Din kubbesi altında birleşmişlerdir. Ancak globallaşmış siyasi ve ekonomi ilişkilerde bu olası değıldir. Uluslar arası konjoktürel ilişkiler siyasi ve yönetimseldir. ------Din ve Dinler, Mezhep ve Mezhepler Tarihsel devinimde her zaman taraf olmuşlardır. Bağlı oldukları Kitap ve ayetler doğrultusunda bütün mensuplarını kendi usullerine göre şekillendirmişlerdir...Ancak bir üst akıl, Dinler arası diyaloglara her zaman ket vurmuştur...VESSELAM.
--------İNTERNET ve GOOGLE ÇILGINLIĞI------- ------İçinde bulunduğumuz bilişim çağında teknolojik devrim yaşanmaktadır. Yaşadığımızın Çağın getirdiği avantajlar ve dezavantajlar İnsanların fıtratını bozmaktadır. Zee kuşağı denilen genç neslimiz, Batıl ve Batı kültürü arasında Medcezir (Gelgitler) yaşamaktadır. ------Ülkemiz de İnternet'in hızlı yayılma sonucun da yüzeysel ve sanal kimlikleri ön plana çıkardı. Teknoloji ilerledikçe sosyal ve kültürel ilişkiler dumura uğradı. Sosyo ekonomik ve kültürel yozlaşma Televizyondan sonra, İnternetle ayyuka çıktı. Anadolu örfü kültürü erozyona uğradı. Ulusal düzey de Akrabalık bağları pasifize edildi. Özellikle Batı kültürünün etkisi altında kalan neslimiz, tamamen Aile kavramından ve geleneğinden uzaklaşıp başına buyruk kuralsız ve eylemsiz bir mahlukata dönüştü. -----Gençlerimiz Avrupa'nın adeta bir reklam aracına dönüştürüldü. Moda çılgınlığı Türk Ulusal Medeniyetimizi oldukça pasifize etti. Cadde ve sokaklara yabancı isimlerin verilmesi, Kılıf-kıyafet üzerindeki yabacı abuk-subuk yazılar, selamlaş- malar. Sanatçıların şarkılarını Batı Müziği tarzın da icra etmeleri Anadolu Mede- niyetine tuz-biber ekmiştir. -----Şair ve yazar cenahı da, adeta batı tarzın da yazar ve konuşur oldular. Yabancı yazarların Kitaplarını okumak ve sosyal iletişim de örneklemek bir hastalık haline dönüştü. -----Viladimir Lenin'i, Joset Stalin'i Mustafa Kemal Atatürk'ten daha iyi tanıyor ve daha çok örnekliyorlar. -----Dostoyevski'yi okumuş iyi tanıyor ve methediyor. Amma ve lakin Yaşar Kemal'i tanımıyor. ------Karl Marx'ı kırk kere okumuşlar. Çetin Altan'ı, Rıfat Ilgaz'ı,Behice Boranı Mahir Çayanı hiç tanımıyorlar. Yabancıların abuk-subuk Şiirlerini güncelliyorlar. Zira Ahmet Arif'ten, Fakir Baykurt'tan, Melahat Çetinkaya'dan, Hatice Olkuner'den hiç konuşmu- yorlar. Daha-daha nice-nice çok değerli yazarlarımız vardır. Amma ne okuyanımız ne de tanıyanımız vardır. Nedir bu yabacı kültüre özenti, nedir bu Avrupa merakı. Bizim Ulusal değerlerimizi Dünya'da emsali yoktur. Neden kendi kültürümüz koruyup ve geliştirmiyoruz anlamış değilim. -------OZAN ÇAKIROĞLU-----------
-------MİZAÇ ve KARAKTER-------
----Karakter, kişiye ya da kişilere özgü davranışların bütünüdür.
----Karakter, bireyin bedensel duygusal ve zihinsel değer yargıların tümüdür.
Mizaç ve karakter, ana kucağında semrilir ergenlikle beraber filizleşir, çevresel
etkinliklerle demlenir, ulusal kültürle beslenir tabiat olaylarıyla şekillenir, sevgi,
şefkat ve barış üçlüsüyle sosyalleşir.
----Bugün siteleri gezdiğimde oldukça yavan, kıt ve egolu yazılar okudum ayrıca
şiir sitelerini gezinirken Türk ulusal vatandaşı olan sayın Hatice Olkuner'in şiirlerine
göz gezdirdim. Hatice hanımefendiden izinsiz de olsa bir gönül şiirini buraya düş-
mek istedim. Umarım kendileri bu tavrımı hoş görürler.
.
---GÖNÜL İLE HASPİHAL---
Elvan güller açardı, ah şu gönül bağımda
Her mevsimim bahardı-yazdı gençlik çağımda
Erken düştü zemheri, kar erimez dağımda
Üşüyorum ey gönül, mevsim kışa dönüyor.
.
Enhar-ı aşk çağlardı, bir zamanlar sinemde
Yıldızlar parlıyordu, hiç sönmeden didemde
Artık solar oldular hep goncalar gamzemde
Kayboldukça umutlar, hüzün boşa dönüyor.
.
Batan güneş ömürden, bir gün daha çalacak
Şu aciz bedenimde, bir gün Turâp olacak
Ey gönül bu dünyada kim kaldı? sen kalacak
Ölüm hak ve hakikat yıllar boşa dönüyor.
-----Hatice OLKUNER-----
.
------Destansı Şiiri üç kez okudum. Şiir üç boyutlu olarak harmanlanmış,
Sebep-sonuç ilişkisi Dünya,Hak ve hakikatle kombine edilmiş. Umarım
bu ulvi Destan Tarihin devinimin de yerini alır.
.
-------Muhterem Hatice Olkuner'e sevgi ve saygılarımı sunarım..
-------Bireylerde mizaç ve karakter irsi değildir. İlk önce Ailede semrilmeye
başlar, çevre faktöleriyle gelişir, yaşam tarzıyla evrimleşir ve bağlı olduğu
Hiyerarşi sistemle sübuta erer...VESSELAM.
****Şahin, kartallar sülalesinden bir kuş türüdür. Evcilleştirilmesi
mümkün değildir. Leşçil bir mahlukattır. Börtü böcek, solucan ve
Kurbağalarla beslenirler. Genelde Ormanlık alanlar da ve yalnız
yaşarlar. Aşık olma özellikleri yoktur. Sevgi, saygı ve şefkat nedir
bilmezler. Her zaman ve her yerde başına buyrukturlar. Hep kendi
benliklerinin kurbanı olurlar...VESSELAM.
--------Hz Adem'in Çocukları hem şekil (Tip) bakımından, hem de davranış
bakımından biri-birilerine benzemezlerdi. Devri İnsan'da ilk kavgayı Adem'in
oğlu Kabil başlatmıştır. O, yüzdendir ki Her Aile de, her Toplum da ve her
Devlet'te iyi insan da vardır, kötü insan da vardır. Din'ler öncesi de kabile ve
toplumlar da ayrışmalar, kaos ve kargaşalar vardı. Dinler savaşımı da asla
ırksal olmamıştır. Din ve Mezhepler ırk ve renk ayrımı yapmazlar. Devri
Alem de İslam Dini içerisinde her ırk ve renkleri barındırmaktadır. Asla
ötekileştirme politikası gütmezler...VESSELAM.
------Tamamen düşünülmeden ve bir olgu ya da bir fikir baz alınmadan
kurulmuş cümle??? VESSELAM.
-----Alem-i Devran da Uluslar arası diplomatik ilişkiler Din ve Mezheplerle
sağlanamaz. Eğer ki Uluslar arası siyasi, ekonomik, sosyal ve kültürel
ilişkilerde Dinler ana unsur olarak ele alındığında, birleşme ve anlaşma
asla sağlanamaz. Ve bütün Diplomasi dumura uğrar.
------Genel de bu kürsüde yapılan yazışmaların tamamı Din üzerinden
yapılmaktadır. Ve ne yazık ki hiç bir konu da hemfikir olunmamaktadır.
Orta Çağ zamanların da kabileler mensubu olduğu Din kubbesi altında
birleşmişlerdir. Ancak globallaşmış siyasi ve ekonomi ilişkilerde bu olası
değıldir. Uluslar arası konjoktürel ilişkiler siyasi ve yönetimseldir.
------Din ve Dinler, Mezhep ve Mezhepler Tarihsel devinimde her zaman
taraf olmuşlardır. Bağlı oldukları Kitap ve ayetler doğrultusunda bütün
mensuplarını kendi usullerine göre şekillendirmişlerdir...Ancak bir üst
akıl, Dinler arası diyaloglara her zaman ket vurmuştur...VESSELAM.
GÖNÜLDEN GÖRMEYİ ÖĞREN
Barışla Sağlanır, Toplumun Dengi
Her Kişi Nefsiyle, Ederse Cengi
Dolar Yüreklere, Aşk ile Sevgi
Devrani gönülden görmeyi öğren.
.
Müspet fen- bilimden gitme uzağa
Cahilden uzak dur, düşme tuzağa
Tarından düşürür, çeker tuzağa
Evreni Bilimle Görmeyi Öğren.
.
Yalancı Fetbazın Sözüne Kanma
Şeytana Uyup ta, Ateşte Yanma
Her Şapkalıyı da, Sosyalist sanma
Mürşitten Nasihat, Almayı Öğren
.
Der Vezir yobazdan kolla kendini
Cehalet tufandır, yıkar bendini
Üfrükle-Muskayla bozar fendini
Hakkı-Hakikatı Bilmeyi Öğren...
-----------------------------------------
------OZAN ÇAKIROĞLU------
--------MERHABA ANADOLU------
Savaşlar Sulh olsun, Zülüm olmasın
Masum Yüreklere, Matem Dolmasın
Umut Bahçesin de, Güller Solmasın
İnsani Seven Her Kul-a Merhaba.
.
Yok Olsun çürüsün toplar-tüfekler
Özgürlüğe Doğsun, yeni ufuklar
Vuslata Açılsın Seher-Şafaklar
Ilgıt-ılgıt Esen Yele Merhaba.
.
Devlet-e güç-kuvvet versin Yaradan
Kin-kibir kargaşa, kalksın aradan
Türk Ulusu asildir, Değil Sıradan
Dostluğa Uzanan, Ele Merhaba.
.
Terör değil Kurt ulusun Dağlarda
Haramiler kol gezmesin yollarda
Elvan-elvan çiçek açsın bağlarda
Bülbülün Aşkıdır, Gül'e Mrhaba.
.
Der Vezir zülümler mazide kalsın
Yurdumuza bolluk-bereket gelsin
Ümmeti Muhammad huzura ersin
Barışla Çağlayan, Sele Merhaba...
------------------------------------------
------OZAN ÇAKIROĞLU-------
--------İNTERNET ve GOOGLE ÇILGINLIĞI-------
------İçinde bulunduğumuz bilişim çağında teknolojik devrim yaşanmaktadır.
Yaşadığımızın Çağın getirdiği avantajlar ve dezavantajlar İnsanların fıtratını
bozmaktadır. Zee kuşağı denilen genç neslimiz, Batıl ve Batı kültürü arasında
Medcezir (Gelgitler) yaşamaktadır.
------Ülkemiz de İnternet'in hızlı yayılma sonucun da yüzeysel ve sanal kimlikleri
ön plana çıkardı. Teknoloji ilerledikçe sosyal ve kültürel ilişkiler dumura uğradı.
Sosyo ekonomik ve kültürel yozlaşma Televizyondan sonra, İnternetle ayyuka
çıktı. Anadolu örfü kültürü erozyona uğradı. Ulusal düzey de Akrabalık bağları
pasifize edildi. Özellikle Batı kültürünün etkisi altında kalan neslimiz, tamamen
Aile kavramından ve geleneğinden uzaklaşıp başına buyruk kuralsız ve eylemsiz
bir mahlukata dönüştü.
-----Gençlerimiz Avrupa'nın adeta bir reklam aracına dönüştürüldü. Moda çılgınlığı
Türk Ulusal Medeniyetimizi oldukça pasifize etti. Cadde ve sokaklara yabancı
isimlerin verilmesi, Kılıf-kıyafet üzerindeki yabacı abuk-subuk yazılar, selamlaş-
malar. Sanatçıların şarkılarını Batı Müziği tarzın da icra etmeleri Anadolu Mede-
niyetine tuz-biber ekmiştir.
-----Şair ve yazar cenahı da, adeta batı tarzın da yazar ve konuşur oldular. Yabancı
yazarların Kitaplarını okumak ve sosyal iletişim de örneklemek bir hastalık haline
dönüştü.
-----Viladimir Lenin'i, Joset Stalin'i Mustafa Kemal Atatürk'ten daha iyi tanıyor ve
daha çok örnekliyorlar.
-----Dostoyevski'yi okumuş iyi tanıyor ve methediyor. Amma ve lakin Yaşar Kemal'i
tanımıyor.
------Karl Marx'ı kırk kere okumuşlar. Çetin Altan'ı, Rıfat Ilgaz'ı,Behice Boranı Mahir
Çayanı hiç tanımıyorlar. Yabancıların abuk-subuk Şiirlerini güncelliyorlar. Zira Ahmet
Arif'ten, Fakir Baykurt'tan, Melahat Çetinkaya'dan, Hatice Olkuner'den hiç konuşmu-
yorlar. Daha-daha nice-nice çok değerli yazarlarımız vardır. Amma ne okuyanımız
ne de tanıyanımız vardır. Nedir bu yabacı kültüre özenti, nedir bu Avrupa merakı.
Bizim Ulusal değerlerimizi Dünya'da emsali yoktur. Neden kendi kültürümüz koruyup
ve geliştirmiyoruz anlamış değilim.
-------OZAN ÇAKIROĞLU-----------
Aşk Bir Araçtır Beşer Alemine
Şafak'ta Çalan, Borazan Gibi,
Sevda Oruç'tur, Bazen Ölümüne
İftarı Olmayan Ramazan Gibi...
-----OZAN ÇAKIROĞLU------