Kültür Sanat Edebiyat Şiir

Vezir Pehlevan
Vezir Pehlevan

HER İNSAN BİR DEĞERDİR, KARŞILIKLI SEVGİ VE SAYGI İNSANLARIN EN BÜYÜK HAZİNESİDİR...

  • Yurtseverler Köşesi31.01.2024 - 15:22


    ******ESSELAMÜN ALEYKÜM DOSTLAR--YARENLER******
    -----Şiirlerini beğeni ile okuduğum, ve kendisine saygı duyduğum, ufku geniş,
    oldukça feraset sahibi ve Cumhuriyetimizin yetiştirdiği ender Şairelerimizden
    Hatice OLKUNER'in TUTUKLU GÜLÜŞLER adlı Şiir kitabı yayımlandı. Kitap
    160 sayfadan oluşmakta ve her muhteviyatta yazılıp kombine edilmiş Şiirler
    Kervanı Maşrıktan-Mağribe doğru yol almaktadır.
    -----Hatice Olkuner ustamızın, gönül sesiyle mısralara yansımış anlam ve çeki-
    ciliğiyle okurları mest eden Şiir Kitabı Vatana Millete hayırlı ve uğurlu olsun.
    -----Buradan muhteviyatı oldukça derin ve anlamlı bir eserini paylaşmaktan
    Şeref duyarım. Kendilerini hürmetle selamlarım.

    GİTTİ DERSİNİZ

    Heba oldu yıllar, bitti gençliğim
    Şefkatsiz gönülde bitmez hiçliğim
    Sevgiyeydi oysa bütün açlığım
    Gül değil dikeni tuttu dersiniz

    Aldandım o sahte gülen yüzlere
    Kanmışım asılsız bütün sözlere
    Şimdi pişmanlığım kalan izlere
    Sessizce kadere çattı dersiniz

    Yârendir gözyaşım uzun geceye
    Boyun eğdi sabrım onca acıya
    Can nasıl dayansın dinmez sancıya
    Çektikleri cana yetti dersiniz

    Kederdir umudu hayalden çalan
    Kullardır yaşamdan sevinci alan
    Var mıdır dünyada huzuru bulan
    Yavaşça tükendi bitti dersiniz

    Kırgın bu gönlümün ahları ağır
    Çığlığım yükselir vicdanlar sağır
    Hadi durma ömrüm eceli çağır
    Yaşamadan öldü gitti dersiniz

    Hatice Olkuner

  • Yurtseverler Köşesi30.01.2024 - 11:08


    ********ESSELAMÜN ALEYKÜM BEŞER ALEMİ*******
    ------ANADOLU KÜLRÜREL DEĞERLERİMİZ YOK OLMAYA DEVAM EDİYOR------
    ----Anadolumuzun Tarihsel köklü medeniyeti, 1980 ler den sonra hızla dejenerasyona
    uğradı. Özellikle Tekelci burjuvazinin Moda ve Filim sektörünü Ülke Sathına hızla yayıl-
    masıyla genç nesilde kafaların karışmasına neden oldu. Televizyonlar da güzellik yarış-
    malarının düzenlenmesi ve akabinde moda çılgınlığı Ar-edep, şeref-haysiyet ve bütün
    ahlak-i değerleri rafa kaldırıldı.
    ----Anadolu örfü kültürel değerleri bir- bir çökmeye başladı. ilk önce moda rezaletine yenik
    düştü. Gençlerimiz Maşrikten Mağribe doğru şuursuzca akın etmeye başladı. Ayrıca yanlış
    Siyasal politikalar sonucunda doğudan-Batıya doğru adeta kavimler göç kervanı katarları
    oluştu. Köy nüfusunun Şehirlere taşınma sonucunda Anadolu tarihsel köklü kültürümüz
    oldukça derin yaralar almıştır. Gençlerimiz Metropol Şehirlerde bir sokak kültürüyle yetiş-
    meye başlamıştır. Bu durum Baba ile oğul--Ana ile Kızı arasında mesafeler oluşturmuştur.
    Tekelci Burjuvazi bu çarpıklığın adını Kuşak farkı koymuştur???
    -----Artık yeni neslimiz Moda ve Filim sektörüne tamamen kayıtsız-şartsız teslim olmuştur.
    Genç Kızlarımız, Mürşid-i Arif Kadınlara değil, Banu Alkan, Hülya Avşar ve Sibel Canlara
    özenir olmuştur. Genç Erkeklerimiz Kadir İnanır, Tarık Akan, Yılmaz Güneylere özenir
    olmuşlardır. Ekranlarda, ben Dünyanın en Gozal ve en Se..si kadınıyam çığırtkanlığı bir
    virüs gibi yayılmaya başlamıştır. Sokak jargonu Meclis-i Ayan'a kadar ulaşır olmuştur...
    -----Hepsinden vahimi, Tevhid-i Tedrisat'ın rayından çıkmasıyla başlamıştır. Okullarda
    Kılık-Kıyafetin serbestliği eğitim ve öğretimde kuralsız ve mizansız neslin türemesine
    yol açmıştır. Anadolu Aile birliği kökünden sarsmıştır. Anadolu kültürel değerlerinden
    uzaklaşan yeni neslimiz şiddete meyilli kin, kibir ve nefret salgılar hale gelmiştir. Ve her
    gün bu olumsuz ve umutsuz gelişmeler hızlanarak artmaktadır.
    -----Mustafa Kemal Atatürk'ün çıkarmış olduğu TÜRK Medeni kanunu dumura uğradı.
    İlkelerinden bazıları pasifize edildi. Andımız kaldırıldı. San ki görünmez bir güç adeta
    Kutlu Cumhuriyetimizle dalga geçiyor. VE-VE-VE Zee kuşağı da kulaklarına küpe takıp,
    baldır-buduna dövmeler yaptırıp, bar-pavyon geziniyor...Yaradan Ulusal Devletimize
    zeval vermesin......VESSELAM.
    -----BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN------

  • Yurtseverler Köşesi29.01.2024 - 10:12


    *******ESSELAMÜN ALEYKÜM DOSTLAR-YARANLER********
    -----Bu Devri Alem'de her türlü eylemsel tavır ve davranışlardan pişmanlık
    duyulabilinir...Ancak saygı, sevgi ve barıştan asla pişmanlık duyulmaz.....
    -----Sevgi olmadan saygı, saygı olmadan sadakat, sadakat olmadan huzur
    ve mutluluk olmaz, olamaz...Bütün bu olguların yaşamsal alanlarda payidar
    olması için, müspet bilimsel eğitimle Fikri hür, Vicdanı hür ve irfani hür bir
    nesil yetiştirilmesiyle sağlanabilir...
    -----Ekonomik, siyasal, sosyal ve kültürel alanlarda, Toplumsal temayülün
    menzili, Türk Ulusal Milletin barışa dayalı Anayasal haklarının korunup ve
    kollanmasıyla hür medeniyete kavuşur. Buda Hak, Hukuk ve Adalet Miza-
    nının adil bir şekilde çalışmasıyla mümkündür....VESSELAM.
    ---------BİR YORGUN DEMOKRAT KALEMİNDEN--------

  • Yurtseverler Köşesi28.01.2024 - 16:57


    ******EYVALLAH KARDEŞİM*****
    Oldukça ilginç ve Felsefi derinliği olan düşündücü bir tespitte bulunmuşsunuz???
    İNANIN Kİ, Ben bu tespitin neresindeyim? derinlemesine sorgulayıp ve düşüneceğim.

    Bahtınız açık, mevcudiyetiniz daim olsun.....SAYGILAR.

  • Yurtseverler Köşesi28.01.2024 - 11:35


    *****EYY CEMAATİ MÜSLİMİN******
    ----Bütün Fikri-düşünceler arasında ki farklılıkları kabul etmek, Toplumsal ve
    Kamusal alanlarda gerçek bir uyumun ve anlayışın kapılarını açar...
    ----Duygu ve düşünceler serbest olduğunda, Toplumsal, Siyasal, Sosyal ve
    kültürel alanlarda serbest rekabetin sevgi ve barış içerisinde yaşamsal pay-
    laşımlar hak-hukuk ve adalet mizanında sübuta erer.
    ----Her bireyin fikri-düşüncesine saygı göstermek Demokrasinin gereğidir...
    ----------OZAN ÇAKIROĞLU----------

  • Yurtseverler Köşesi28.01.2024 - 10:11


    ------HAYAT KERVANI-----
    Haddini Bilmeyen Ağalar-Beyler
    Hakikat Yolunda, Rahmeti Neyler
    Cahille Dost Olma, Sırrını Söyler
    Ağyarın Dilinde, Söze Gelirsin.
    .
    Bu Devranın Ahengine Aldanma
    Haramdan Uzak dur, narına yanma
    Garip Gurebanın, Ahını Alma
    Hakkın Divanında Köze Gelirsin.
    .
    Kimse Bu Dünya da Kalcı Değil
    Nefsine Kul Olma, Mevlaya Eğil
    Siyasi Akvama, Eyleme Meyil
    Baharı Görmeden Güze Gelirsin.
    .
    Efkâr Tepesine, Vurulmaz Kazma
    Rantiye Uğruna, Doğayı Bozma
    Kavim-Kardeşini, derinden üzme
    Meclis-i Akvam da, Göze gelirsin.
    .
    Çakıroğlu Yazdı, İşin Özünü
    Hazana Çevirdi, Bahar-yazını
    Yabana atmayın, onun sözünü
    Eser deli poyraz, Toza gelirsin...
    -----OZAN ÇAKIROĞLU----


  • Yurtseverler Köşesi27.01.2024 - 15:47


    -----TÜRK ULUSAL EDEBİYATIMIZ DA ŞİİR------

    .----ŞİİR: Duygu ve düşüncelerin imgelerle uyumlu, ölçülü ve kurallı bir
    şekilde kullanılmasıyla ortaya çıkan sözlü ya da yazılı edebi bir daldır.
    -----Kafiyeli ve ölçülü şiirler, zengin sembollerle, ritimli sözlerle seslerin
    uyumlu ve ahenkli kullanılmasıyla ortaya çıkan, hece ve durak bakımından
    denk ve kendi başına bir bütünlük oluşturan yazılı ve sözlü edebi bir eserdir.
    -----Serbest vezinle yazılan şiirler nesir gibi yan-yana değil de, alt-alta dizilmiş
    şeklidir. Yazılırken ne kural ne de bir ölçü baz alınır. Hatta Şiir Başlığından da
    bağımsız yazılabilir,. Yani tam anlamıyla hükümsüz ve kuralsız bir makale
    türüdür. Bu tarz şiirleri genelde tembel Şairler tercih etmektedirler...VESSELAM.
    ----------OZAN ÇAKIROĞLU KALEMİNDEN----------

  • Yurtseverler Köşesi26.01.2024 - 19:34

    ASLINI BİLMEYEN BERHUDAR OLMAZ
    .
    Ahbap Pazarında, Karıştı Çarşı
    Kankalar Çalıyor, Köroğlu Marşı
    Üçüzler Birleşti, Kudrete Karşı
    Dostluğu Bozana Ehtibar Olmaz.
    .
    Dostluklar sahteymiş, yarenlik bitmiş
    Birinin Gönlüne, Ayrılık Düşmüş
    Bilumum Sırları, Ağyara Satmış
    Aslını Bilmezden, Vefakâr Olmaz.
    .
    Poyrazdan Estiler Haftalar-Aylar
    Derinden bulandı, durulmaz çaylar
    Kılıçlar Çekildi, Gerildi Yaylar
    Ehilsiz Yoldaştan, Cefakâr olmaz.
    .
    Kin, Kibir Egoydu, Kavgaya Neden
    Evvelden Niyetli, Ayrılıp Giden
    Hangisi Peşinden, Ahuzar Eden
    Kervandan ayrılan, menzile varmaz.
    .
    Çakıroğlu Sözü, Uzatma Yeter
    Ocaksız bacada, duman mı tüter
    Üçü de Pusatlı, Orduya Yeter
    Bunlara dalaşan, berhudar olmaz...
    -----OZAN ÇAKIROĞLU-----

  • Yurtseverler Köşesi26.01.2024 - 13:28


    --------MEVLÂNÂ CELÂLLEDDİN RUMİ--------
    -----Mevlâna 1207 yılında Afganistan'da Dünyaya geliyor. 1273 yılında Konya'da
    ölüyor. Yaradan taksiratını af eylesin...Kendileri Fars tasavvufçu ve sufi bir şairdir.
    Şiirlerinde çok nadir olarak Türkçeyi kullanmıştır...
    -----Son zamanlar da, Antoloji sitelerinde şahsına ait olduğu sanılan, Şiirsel ve
    deyimsel sözleri sık-sık güncellenmektedir. Mevlana'ya ait olduğu düşünülen özlü
    ve bezeli sözler, Milattan önce yaşamış Hamurabi'ler döneminde de söylenilmiştir.
    Antik Yunan Filozofu Sokrates'in bir çok Tez ve söylevlerin de bulabilirsiniz.
    -----Dinler Tarihi ünlü Hocalarından Sayın Mikâil Bayram hoca yazılarında Mevlana
    Celaleddin Rumi için bir Moğol ajanıdır demiştir. Ve dahası onun tuhaf ilişkiler içeri-
    sinde olduğunu dile getirmiştir. Merak buyuran mevcudiyetler Mikâil Bayram hocanın
    yazılarında bulabilirler...
    -----Benim anlamadığım ve asla kabul edemediğim, Cumhuriyet döneminde yetişmiş
    bunca Metafizik ve Materyalist Felsefecilerimiz vardır. Onlardan neden bahsedilmiyor.
    Neden, Mustafa Kemal Atatürk'ün özlü ve irşadi sözleri güncellenmiyor???
    -----Ayrıca Mevlana'nın sözlerini güncelleyen bir çok Şair ve yazarların, daha da Mürşid-i
    Arif olduklarına gönülden inanmaktayım. Sonuç olarak o her gün paylaştığınız özlü ve
    bezeli sözler olmasaydı SİZLER hangi söz ve deyimleri kullanacaktınız??? VESSELAM.
    ---------OZAN ÇAKIROĞLU YORGUN KALEMİNDEN---------

  • serbest kürsü25.01.2024 - 23:10


    ---Cehalete kin, kibir nefret eklenince, kaos-kargaşa kaçınılmazdır...
    Nefisler terbiye edilmedikçe, onur-gurur, Şeref-haysiyet taşınılmazdır...
    Hilafet Rüzgârı batıldan estikçe, hür medeniyet düşünülmezdir...