***** OSMANLI ****** --Osmanlı Adını bir beyden almıştır. Osmanlı diye bir insan ırkı yoktur Osman beyin sülalesi vardır. Benim cümle gelmiş-geçmişim Türk oğlu Türk'tür. Ben Osmanlı torunu değilim. Benim Ceddim Osmanlı Devleti'nin vatandaşıdır. --Osmanlı da, Türk vardır, Kürt vardır, Laz, Çerkez, Gürcü ve beraberinde bir çok kabile vardır. Hepsi de Osmanlı Vatandaşıdır. Ayrıca Osmanlı olunmaz. Osmanlı doğulur. Onun içinde Osman oğullarından olmanız gerekir. Buda bir Millet değil Ailedir. --Kendi soyunu inkâr ederek taht sahibinin soyunu benimsemek bir tek bizim Yurdumuz da görülmektedir. Kendi kimliklerini yitirip, bir başka kimliğin boyunduruğu altına girmenin ve ona kul-köle olmanın mantığını anlamak mümkün değildir.1920 de Osmanlının nüfusu 12 milyondur. 11 milyon nüfus Köyler de yaşamaktadır. 40 bin Köyün 38 bininde okul yoktur. O zamanlar en aktif haberleşme okullar aracılığıyla gerçekleşmektedir. Okulu olmayan Köylerin Tamamı Devlet olarak ATABEG'leri tanımaktadır. Atabegler Köylüyü köle gibi kullanmaktadırlar. İlçelere atanan AYAN kişilerde kısa zaman da Atabegler'in adamı oluyor ve bütün rantları bölüşüyorlar. --Mevcut nüfusun okur-yazar oranı % 3 tür. Arapça-Farsça-Fransızca ve İtalyanca öğretilmiş, amma ve lakin Türkçe bir kenara itilmiştir. Köylü nüfusun % 70 i ahırlarda barınırken. Atabegler saraylar da yaşamakdadır. Köylü yoksulluktan oğul-uşağını evlendirip yuva kuramazken. Atabeglerin dörder Hatunu vardır. O çok beğendiğiniz Hünkâr Abduhamit'in 16 karısı vardır. Hepsi de ergen yaştadır. Abdulmecit'in tam 22 karısı vardır. İşte budur Osmanlı'nın Dini-imanı, Hukuk ve Adaleti...VESSELAM. ------BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN------
***** EYY CEMAAT-İ MÜSLİMİN ***** Cinsiyeti ne olursa olsun, Müstakbel Eşini aldatan mevcudiyetin medeni hali ŞEREFSİZ-liktir... Devlet ve Milletini aldatan cümle mahlukatlar VATAN Hainidir....VESSELAM --------OZAN ÇAKIROĞLU---------
***** EYY BEŞER KARDEŞİM ***** --Antoloji. Com, bütün şair, yazar ve okurlara Türk Ulusal Edebiyatmız, özellikle Şiir dalı tomurcuklanasın, elvan-elvan çiçek açsın diye böyle bir imkân sunmuştur. Özelikle NEDİR sayfalarında fikirsel bazda bir tartışma teatisine fırsat vermiştir. Bu fırsatı neden kişisel kibir ve egonuza alet ediyorsunuz? Neden başkalarının ticari maksatla çıkarmış oldukları CİDİ ve Kasetlerini paylaşıyorsunuz. Burası Sanatçının Reklam kulvarı değil ki? --Ayrıca yabancı bilim adamlarının ve metafizikçi filozofların deyimlerini paylaşıyorsunuz? Bu yabancı hayranlığınızın nedeni ne ola ki? Yoksa kendi benliğinizden ve Ulusal özünüzden bir şüpheniz mi vardır? Kendinize ait olan her bilgi bir velinimettir. Neden kıymetini, anlam ve önemini bilmiyorsunuz? Bu kadar sitatik-durağan ve sitabil olmanıza neden ne olabilir? --Eyy beşer kardeşim, önce kendin ol, kendini tanı, kendine güven, kendin üret ve kendi Milletinle tüket. Özellikle mütedeyyin kesim sözlerim sizedir. Mahşer-i Divan da sorgulanırken sizin yerinize suallara, o çok sevdiğiniz yabancı zırtapozla mı cevap verecekler...VESSELAM ---------OZAN ÇAKIROĞLU----------
**** KADINA ŞİDDET ve KADININ-KADINA ŞİDDETİ.**** --Kadına şiddet Hz. Adem'den beri vardır. Kabilin, Kardeşi Habil'i öldürmesiyle başlamıştır. ERİL'in, DİŞİL'e karşı şehvet-i duygular beslemesi ve sahip olma arzusuyla yaklaşması başlı-başına bir şiddettir. Ayrıca fiziksel gücüyle hükmetmesi ayrı bir şiddettir. --Kadına Şiddet, Tabiat Şartlarına ve Tarihsel yaşam biçimine göre şekil değiştirmiştir. Zaman-zaman Kadının doğurganlığı ve bazı özel durumları lanetli olarak görülmüştür. Daha sonraları, ANAERKİL le beraber Neolotik Toplumlar oluşmuştur. Neolotik Çağla birlikte Kadının-Kadına karşı rakip olması Hemcins muhalifliği şiddete, hatta zaman- zaman bu şiddetler zülüme dönüşmüştür. Taa ne zaman ki neslin Baba tarafından devam ettiği anlaşılana kadar. Yani Bronz Çağın başlamasıyla ATAERKİL Toplumsal yapılaşmaya gidilmiştir... --İslamiyette Kadının Yeri: Bana göre İslamiyette KADININ yeri hiç olmadı. Hep hor görüldü, dışlandı, küçümsendi, aşağılandı, dövüldü ve REJM edildi. Ayrıca kılıf-kıyafetiyle KADINA En büyük işkence yapıldı. Bu şiddet ve zülümat Osmanlı zamanın da artarak devam etmiştir. Berdel, Kuma ve benzeri törelerle KADININ Anasını ağlatmışlardır. Erkeğe BOŞ ol yetkisi verilerek KADINI adeta köleleştirmiştir. Kadının Karnından sıpayı, Sırtından sopayı eksik etmeyeceksin sözünü adeta yasa haline getirmişlerdir. --Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Kutlu ve Hür Cumhuriyet kurunca, Devrim yasalarıyla birlikte KADIN Haklarını Türk Medeni Kanunla beraber hayata geçirmiştir. Resmi Nikâhla birlikte KADININ evliliğini güvence altına almıştır. Tek eşliliği zorunlu kılmıştır. Seçme ve seçilme hakkını vermiştir. Kamusal alanda Kadın-Erkek eşitlik ilkesini Memleket sathına yaymıştır. Ve bu gidişat Sarışın Güzel Başbakan Tansu Çiller Hanımefendi'yle birlikte zirve yapmıştır... Kıskanan yobaz, bağnaz, gerici aymazlar çatlasın????? --Son zamanlar da KADINA şiddet oldukça arttı. Bir tarafta cümle Tarikat ve Asitane Dergâhları İslamiyet gölgesi altında DİNİ bir zülfikâr Kılıç gibi kullanıp Kadınları o pis çirkef amellerine alet ediyorlar. Kılıf-kıyafetleriyle Kadını-Kadından ayrıştırıyorlar. Öte taraftan Avrupa Aşıkları ve Tekelci Burjuvazi Kadını Reklam ve Moda sektörüne Kurban ediyorlar. Genç neslin kafalarını bulandırıyorlar Bunu hayata geçirirken yine Kadını-Kadına karşı kullanıyorlar. Güzellik ve benzeri yarışmalar düzenliyorlar. Popçulları, Rapçıları sahnede Portakal gibi soyup genç nesile sunuyorlar. Türk Ulusal Medeniyet yapısını dejenere etmek için ellerinden ne gelirse onu uyguluyorlar. --SONUÇ: Cümle Tarikatlar Türk Ulusal Medeniyetine ne kadar zarar veriyorsa, diğer taraftan Tekelci Burjuvazi de bir o kadar zarar vermektedir......VESSELAM. --BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
**** KADINA ŞİDDET ve KADININ-KADINA ŞİDDETİ.**** --Kadına şiddet Hz. Adem'den beri vardır. Kabilin, Kardeşi Habil'i öldürmesiyle başlamıştır. ERİL'in, DİŞİL'e karşı şehvet-i duygular beslemesi ve sahip olma arzusuyla yaklaşması başlı-başına bir şiddettir. Ayrıca fiziksel gücüyle hükmetmesi ayrı bir şiddettir. --Kadına Şiddet, Tabiat Şartlarına ve Tarihsel yaşam biçimine göre şekil değiştirmiştir. Zaman-zaman Kadının doğurganlığı ve bazı özel durumları lanetli olarak görülmüştür. Daha sonraları, ANAERKİL le beraber Neolotik Toplumlar oluşmuştur. Neolotik Çağla birlikte Kadının-Kadına karşı rakip olması Hemcins muhalifliği şiddete, hatta zaman- zaman bu şiddetler zülüme dönüşmüştür. Taa ne zaman ki neslin Baba tarafından devam ettiği anlaşılana kadar. Yani Bronz Çağın başlamasıyla ATAERKİL Toplumsal yapılaşmaya gidilmiştir... --İslamiyette Kadının Yeri: Bana göre İslamiyette KADININ yeri hiç olmadı. Hep hor görüldü, dışlandı, küçümsendi, aşağılandı, dövüldü ve REJM edildi. Ayrıca kılıf-kıyafetiyle KADINA En büyük işkence yapıldı. Bu şiddet ve zülümat Osmanlı zamanın da artarak devam etmiştir. Berdel, Kuma ve benzeri törelerle KADININ Anasını ağlatmışlardır. Erkeğe BOŞ ol yetkisi verilerek KADINI adeta köleleştirmiştir. Kadının Karnından sıpayı, Sırtından sopayı eksik etmeyeceksin sözünü adeta yasa haline getirmişlerdir. --Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Kutlu ve Hür Cumhuriyet kurunca, Devrim yasalarıyla birlikte KADIN Haklarını Türk Medeni Kanunla beraber hayata geçirmiştir. Resmi Nikâhla birlikte KADININ evliliğini güvence altına almıştır. Tek eşliliği zorunlu kılmıştır. Seçme ve seçilme hakkını vermiştir. Kamusal alanda Kadın-Erkek eşitlik ilkesini Memleket sathına yaymıştır. Ve bu gidişat Sarışın Güzel Başbakan Tansu Çiller Hanımefendi'yle birlikte zirve yapmıştır... Kıskanan yobaz, bağnaz, gerici aymazlar çatlasın????? --Son zamanlar da KADINA şiddet oldukça arttı. Bir tarafta cümle Tarikat ve Asitane Dergâhları İslamiyet gölgesi altında DİNİ bir zülfikâr Kılıç gibi kullanıp Kadınları o pis çirkef amellerine alet ediyorlar. Kılıf-kıyafetleriyle Kadını-Kadından ayrıştırıyorlar. Öte taraftan Avrupa Aşıkları ve Tekelci Burjuvazi Kadını Reklam ve Moda sektörüne Kurban ediyorlar. Genç neslin kafalarını bulandırıyorlar Bunu hayata geçirirken yine Kadını-Kadına karşı kullanıyorlar. Güzellik ve benzeri yarışmalar düzenliyorlar. Popçulları, Rapçıları sahnede Portakal gibi soyup genç nesile sunuyorlar. Türk Ulusal Medeniyet yapısını dejenere etmek için ellerinden ne gelirse onu uyguluyorlar. --SONUÇ: Cümle Tarikatlar Türk Ulusal Medeniyetine ne kadar zarar veriyorsa, diğer taraftan Tekelci Burjuvazi de bir o kadar zarar vermektedir......VESSELAM. --BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
**** KADINA ŞİDDET ve KADININ-KADINA ŞİDDETİ.**** --Kadına şiddet Hz. Adem'den beri vardır. Kabilin, Kardeşi Habil'i öldürmesiyle başlamıştır. ERİL'in, DİŞİL'e karşı şehvet-i duygular beslemesi ve sahip olma arzusuyla yaklaşması başlı-başına bir şiddettir. Ayrıca fiziksel gücüyle hükmetmesi ayrı bir şiddettir. --Kadına Şiddet, Tabiat Şartlarına ve Tarihsel yaşam biçimine göre şekil değiştirmiştir. Zaman-zaman Kadının doğurganlığı ve bazı özel durumları lanetli olarak görülmüştür. Daha sonraları, ANAERKİL le beraber Neolotik Toplumlar oluşmuştur. Neolotik Çağla birlikte Kadının-Kadına karşı rakip olması Hemcins muhalifliği şiddete, hatta zaman- zaman bu şiddetler zülüme dönüşmüştür. Taa ne zaman ki neslin Baba tarafından devam ettiği anlaşılana kadar. Yani Bronz Çağın başlamasıyla ATAERKİL Toplumsal yapılaşmaya gidilmiştir... --İslamiyette Kadının Yeri: Bana göre İslamiyette KADININ yeri hiç olmadı. Hep hor görüldü, dışlandı, küçümsendi, aşağılandı, dövüldü ve REJM edildi. Ayrıca kılıf-kıyafetiyle KADINA En büyük işkence yapıldı. Bu şiddet ve zülümat Osmanlı zamanın da artarak devam etmiştir. Berdel, Kuma ve benzeri törelerle KADININ Anasını ağlatmışlardır. Erkeğe BOŞ ol yetkisi verilerek KADINI adeta köleleştirmiştir. Kadının Karnından sıpayı, Sırtından sopayı eksik etmeyeceksin sözünü adeta yasa haline getirmişlerdir. --Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Kutlu ve Hür Cumhuriyet kurunca, Devrim yasalarıyla birlikte KADIN Haklarını Türk Medeni Kanunla beraber hayata geçirmiştir. Resmi Nikâhla birlikte KADININ evliliğini güvence altına almıştır. Tek eşliliği zorunlu kılmıştır. Seçme ve seçilme hakkını vermiştir. Kamusal alanda Kadın-Erkek eşitlik ilkesini Memleket sathına yaymıştır. Ve bu gidişat Sarışın Güzel Başbakan Tansu Çiller Hanımefendi'yle birlikte zirve yapmıştır... Kıskanan yobaz, bağnaz, gerici aymazlar çatlasın????? --Son zamanlar da KADINA şiddet oldukça arttı. Bir tarafta cümle Tarikat ve Asitane Dergâhları İslamiyet gölgesi altında DİNİ bir zülfikâr Kılıç gibi kullanıp Kadınları o pis çirkef amellerine alet ediyorlar. Kılıf-kıyafetleriyle Kadını-Kadından ayrıştırıyorlar. Öte taraftan Avrupa Aşıkları ve Tekelci Burjuvazi Kadını Reklam ve Moda sektörüne Kurban ediyorlar. Genç neslin kafalarını bulandırıyorlar Bunu hayata geçirirken yine Kadını-Kadına karşı kullanıyorlar. Güzellik ve benzeri yarışmalar düzenliyorlar. Popçulları, Rapçıları sahnede Portakal gibi soyup genç nesile sunuyorlar. Türk Ulusal Medeniyet yapısını dejenere etmek için ellerinden ne gelirse onu uyguluyorlar. --SONUÇ: Cümle Tarikatlar Türk Ulusal Medeniyetine ne kadar zarar veriyorsa, diğer taraftan Tekelci Burjuvazi de bir o kadar zarar vermektedir......VESSELAM. --BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
***** TOPLUMSAL SINIFLAR ***** --Toplumsal Sınıf kavramı, Medeniyetlerin Hiyerarşik konumlarına göre şekil bulmuştur. Sanayı Devrimleri öncesi Kabilelerin oluşmasında, Asiller ve sefiller, Hürler-Köleler ve Zenginler-yoksular arasında ki farkın açılmasıyla çekişme başlamıştır. Din ve Mezhep- lerin doğuşuyla birlikte yeni medeniyetler keşfedilmiştir. --1789 Fransa Demokratik Burjuva devrimiyle beraber, sıralı bir şekilde bütün Dünya'ya sirayet etmiştir. Kapitalist Rejim sistemleriyle Sınıflar ortaya çıkmış, akabinde Senyör ve Serfler, Patron-Puroletarya, Ezen-Ezilen, Yöneten ve yönetilen, Köylüler ve Kentliler arasında ki uçurum açıldıkça açılmıştır. Kapitalist ve Emperyalist Toplumların oluşmasında ve güç kazanmasında Devlet erki bir baskı aracı olarak kullanılmıştır. --Kapitalist Toplumlarda bu ayrıcalığa, haksızlığa, Hak-Hukuk ve Adaletsizliğe, Din-Dil-Irk Renk ve Cinsiyet ayrımcılığına son vermek için yeni bir Devlet ve yeni bir Rejim sistemi kuran tek ve son Lider ve Devlet Adamı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'tür. Bunu Büyük Millet Meclisini açmasıyla başlamış, ve 29-EKİM-1923 de Cumhuriyeti kurmuştur...VESSELAM. ------BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN------
Kardaşım, ben bu güne kadar hem zengin, hem de vicdanlı-merhametli birini hiç görmedim. Eğer ki gören varsa, o zengin mevcudiyetin birazcık kuyruğuna bassın bakalım, vicdan- merhamet diye bir şey kalıyor mu????
Hürriyet Kutsaldır, yaşanmaz onsuz Bu devran bozulur, sanma ki sonsuz Popçular sahnede, zıplıyor donsuz Amanın bizde ki, Modaya bakın. . Zaman mı bozuk, Nesil mi azıyor Avrupa sevdası, Ahlak bozuyor Sokakta Kadınlar, şortla geziyor Nazarla bakışan, Hıdoya bakın. . Saçları boyalı, Limon sarısı Al-açıkta kalmış, vücut yarısı Cakalar satıyor, Leydi karısı Nursuzun attığı, havaya bakın. . Bir kenara atmış, namusu-arı Urbadan ibaret, mülkiyet-varı Ne yuvası kalmış, ne de bir tarı Gölgesiz yürüyor, Hamoya bakın. . Şimdi ki Gençliğe kalmadı güman Hakikat bozuldu, yok oldu iman Setreni açıkta, giymiyor tuman Almana benzemiş, haykoya bakın. . Sübyan Kuma alır, Hoca'yla-Hacı Uyuşmuş Beyinler, duymuyor acı Ne Baba tanıyor, ne kardaş-bacı Nektarı Şaraptır, Saykoya bakın. . Saçını boyatmış, dönmüş Kadına Dövmeler yaptırmış, baldır-buduna Vezir ne söylesin, böyle oduna Sokakta sürünen, zankaya bakın... ------OZAN ÇAKIROĞLU------
***** ÖĞRETMEN ***** Öğretmendir Yurdun orta direği Kalem-Defteridir, Külüng-küreği Memleket aşkıyla, çarpar yüreği Sevgidir, Barıştır Yardır Öğretmen. . Ana-Ata gibi davranır candan Medeniyet çağlar damardan-kandan Onlarsız Memleket karanlık-zindan Hakikate varan, Yoldur Öğretmen. . Devlete Temeldir, nesile maya Kâşifler eğitir, gönderir Aya Bazen Süvari'dir, bazen de yaya İlim bahçesinde, Gül'dür Öğretmen. . Amacı İSTİKBAL, Seyreder Arşı Direnir Savaşır, yobaza karşı Okutur Sulh ile İSTİKLAL Marşı Lehçedir-Lisandır Dildir Öğretmen. . Nakış-nakış işler Bilimi özden Bayrak-Milletini düşürmez gözden Yola revan olur, Kemalist izden Ne sağdadır, ne de soldur Öğretmen. . Kimisi kadrolu, kimisi vekil Onlar verir medeniyete şekil Fecir'de Güneş'tir, Lamba da fitil Karanlığa irşat-Yoldur Öğretmen. . Der Vezir, onlardan aldım hidayet Hakikattır sözüm, değil rivayet Mevlam Yollarını, etsin selamet Hür Cumhuriyete, koldur Öğretmen, Arıdır, Nektardır, Baldır Öğretmen... ------OZAN ÇAKIROĞLU------ . T.C. Yasaları doğrultusunda görev yapan Cumhuriyet emanetçileri, Vatan'ın Aydın neferleri, yarınların irşad-i umutları Cümle Öğretmenlerimizin 24 Kasım Öğretmenler günü kulu olsun....ARTVİN'li VEZİR PEHLEVAN....
***** OSMANLI ******
--Osmanlı Adını bir beyden almıştır. Osmanlı diye bir insan ırkı yoktur
Osman beyin sülalesi vardır. Benim cümle gelmiş-geçmişim Türk oğlu
Türk'tür. Ben Osmanlı torunu değilim. Benim Ceddim Osmanlı Devleti'nin
vatandaşıdır.
--Osmanlı da, Türk vardır, Kürt vardır, Laz, Çerkez, Gürcü ve beraberinde
bir çok kabile vardır. Hepsi de Osmanlı Vatandaşıdır. Ayrıca Osmanlı olunmaz.
Osmanlı doğulur. Onun içinde Osman oğullarından olmanız gerekir. Buda bir
Millet değil Ailedir.
--Kendi soyunu inkâr ederek taht sahibinin soyunu benimsemek bir tek bizim
Yurdumuz da görülmektedir. Kendi kimliklerini yitirip, bir başka kimliğin boyunduruğu
altına girmenin ve ona kul-köle olmanın mantığını anlamak mümkün değildir.1920 de
Osmanlının nüfusu 12 milyondur. 11 milyon nüfus Köyler de yaşamaktadır. 40 bin
Köyün 38 bininde okul yoktur. O zamanlar en aktif haberleşme okullar aracılığıyla
gerçekleşmektedir. Okulu olmayan Köylerin Tamamı Devlet olarak ATABEG'leri
tanımaktadır. Atabegler Köylüyü köle gibi kullanmaktadırlar. İlçelere atanan AYAN
kişilerde kısa zaman da Atabegler'in adamı oluyor ve bütün rantları bölüşüyorlar.
--Mevcut nüfusun okur-yazar oranı % 3 tür. Arapça-Farsça-Fransızca ve İtalyanca
öğretilmiş, amma ve lakin Türkçe bir kenara itilmiştir. Köylü nüfusun % 70 i ahırlarda
barınırken. Atabegler saraylar da yaşamakdadır. Köylü yoksulluktan oğul-uşağını
evlendirip yuva kuramazken. Atabeglerin dörder Hatunu vardır. O çok beğendiğiniz
Hünkâr Abduhamit'in 16 karısı vardır. Hepsi de ergen yaştadır. Abdulmecit'in tam
22 karısı vardır. İşte budur Osmanlı'nın Dini-imanı, Hukuk ve Adaleti...VESSELAM.
------BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN------
***** EYY CEMAAT-İ MÜSLİMİN *****
Cinsiyeti ne olursa olsun, Müstakbel Eşini aldatan mevcudiyetin medeni hali ŞEREFSİZ-liktir...
Devlet ve Milletini aldatan cümle mahlukatlar VATAN Hainidir....VESSELAM
--------OZAN ÇAKIROĞLU---------
***** EYY BEŞER KARDEŞİM *****
--Antoloji. Com, bütün şair, yazar ve okurlara Türk Ulusal Edebiyatmız, özellikle Şiir dalı
tomurcuklanasın, elvan-elvan çiçek açsın diye böyle bir imkân sunmuştur. Özelikle NEDİR
sayfalarında fikirsel bazda bir tartışma teatisine fırsat vermiştir. Bu fırsatı neden kişisel kibir
ve egonuza alet ediyorsunuz? Neden başkalarının ticari maksatla çıkarmış oldukları CİDİ
ve Kasetlerini paylaşıyorsunuz. Burası Sanatçının Reklam kulvarı değil ki?
--Ayrıca yabancı bilim adamlarının ve metafizikçi filozofların deyimlerini paylaşıyorsunuz?
Bu yabancı hayranlığınızın nedeni ne ola ki? Yoksa kendi benliğinizden ve Ulusal özünüzden
bir şüpheniz mi vardır? Kendinize ait olan her bilgi bir velinimettir. Neden kıymetini, anlam ve
önemini bilmiyorsunuz? Bu kadar sitatik-durağan ve sitabil olmanıza neden ne olabilir?
--Eyy beşer kardeşim, önce kendin ol, kendini tanı, kendine güven, kendin üret ve kendi
Milletinle tüket. Özellikle mütedeyyin kesim sözlerim sizedir. Mahşer-i Divan da sorgulanırken
sizin yerinize suallara, o çok sevdiğiniz yabancı zırtapozla mı cevap verecekler...VESSELAM
---------OZAN ÇAKIROĞLU----------
**** KADINA ŞİDDET ve KADININ-KADINA ŞİDDETİ.****
--Kadına şiddet Hz. Adem'den beri vardır. Kabilin, Kardeşi Habil'i öldürmesiyle başlamıştır.
ERİL'in, DİŞİL'e karşı şehvet-i duygular beslemesi ve sahip olma arzusuyla yaklaşması
başlı-başına bir şiddettir. Ayrıca fiziksel gücüyle hükmetmesi ayrı bir şiddettir.
--Kadına Şiddet, Tabiat Şartlarına ve Tarihsel yaşam biçimine göre şekil değiştirmiştir.
Zaman-zaman Kadının doğurganlığı ve bazı özel durumları lanetli olarak görülmüştür.
Daha sonraları, ANAERKİL le beraber Neolotik Toplumlar oluşmuştur. Neolotik Çağla
birlikte Kadının-Kadına karşı rakip olması Hemcins muhalifliği şiddete, hatta zaman-
zaman bu şiddetler zülüme dönüşmüştür. Taa ne zaman ki neslin Baba tarafından
devam ettiği anlaşılana kadar. Yani Bronz Çağın başlamasıyla ATAERKİL Toplumsal
yapılaşmaya gidilmiştir...
--İslamiyette Kadının Yeri: Bana göre İslamiyette KADININ yeri hiç olmadı. Hep hor görüldü,
dışlandı, küçümsendi, aşağılandı, dövüldü ve REJM edildi. Ayrıca kılıf-kıyafetiyle KADINA
En büyük işkence yapıldı. Bu şiddet ve zülümat Osmanlı zamanın da artarak devam etmiştir.
Berdel, Kuma ve benzeri törelerle KADININ Anasını ağlatmışlardır. Erkeğe BOŞ ol yetkisi
verilerek KADINI adeta köleleştirmiştir. Kadının Karnından sıpayı, Sırtından sopayı eksik
etmeyeceksin sözünü adeta yasa haline getirmişlerdir.
--Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Kutlu ve Hür Cumhuriyet kurunca, Devrim yasalarıyla
birlikte KADIN Haklarını Türk Medeni Kanunla beraber hayata geçirmiştir. Resmi Nikâhla
birlikte KADININ evliliğini güvence altına almıştır. Tek eşliliği zorunlu kılmıştır. Seçme ve
seçilme hakkını vermiştir. Kamusal alanda Kadın-Erkek eşitlik ilkesini Memleket sathına
yaymıştır. Ve bu gidişat Sarışın Güzel Başbakan Tansu Çiller Hanımefendi'yle birlikte
zirve yapmıştır... Kıskanan yobaz, bağnaz, gerici aymazlar çatlasın?????
--Son zamanlar da KADINA şiddet oldukça arttı. Bir tarafta cümle Tarikat ve Asitane
Dergâhları İslamiyet gölgesi altında DİNİ bir zülfikâr Kılıç gibi kullanıp Kadınları o pis
çirkef amellerine alet ediyorlar. Kılıf-kıyafetleriyle Kadını-Kadından ayrıştırıyorlar.
Öte taraftan Avrupa Aşıkları ve Tekelci Burjuvazi Kadını Reklam ve Moda sektörüne
Kurban ediyorlar. Genç neslin kafalarını bulandırıyorlar Bunu hayata geçirirken
yine Kadını-Kadına karşı kullanıyorlar. Güzellik ve benzeri yarışmalar düzenliyorlar.
Popçulları, Rapçıları sahnede Portakal gibi soyup genç nesile sunuyorlar. Türk Ulusal
Medeniyet yapısını dejenere etmek için ellerinden ne gelirse onu uyguluyorlar.
--SONUÇ: Cümle Tarikatlar Türk Ulusal Medeniyetine ne kadar zarar veriyorsa, diğer
taraftan Tekelci Burjuvazi de bir o kadar zarar vermektedir......VESSELAM.
--BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
**** KADINA ŞİDDET ve KADININ-KADINA ŞİDDETİ.****
--Kadına şiddet Hz. Adem'den beri vardır. Kabilin, Kardeşi Habil'i öldürmesiyle başlamıştır.
ERİL'in, DİŞİL'e karşı şehvet-i duygular beslemesi ve sahip olma arzusuyla yaklaşması
başlı-başına bir şiddettir. Ayrıca fiziksel gücüyle hükmetmesi ayrı bir şiddettir.
--Kadına Şiddet, Tabiat Şartlarına ve Tarihsel yaşam biçimine göre şekil değiştirmiştir.
Zaman-zaman Kadının doğurganlığı ve bazı özel durumları lanetli olarak görülmüştür.
Daha sonraları, ANAERKİL le beraber Neolotik Toplumlar oluşmuştur. Neolotik Çağla
birlikte Kadının-Kadına karşı rakip olması Hemcins muhalifliği şiddete, hatta zaman-
zaman bu şiddetler zülüme dönüşmüştür. Taa ne zaman ki neslin Baba tarafından
devam ettiği anlaşılana kadar. Yani Bronz Çağın başlamasıyla ATAERKİL Toplumsal
yapılaşmaya gidilmiştir...
--İslamiyette Kadının Yeri: Bana göre İslamiyette KADININ yeri hiç olmadı. Hep hor görüldü,
dışlandı, küçümsendi, aşağılandı, dövüldü ve REJM edildi. Ayrıca kılıf-kıyafetiyle KADINA
En büyük işkence yapıldı. Bu şiddet ve zülümat Osmanlı zamanın da artarak devam etmiştir.
Berdel, Kuma ve benzeri törelerle KADININ Anasını ağlatmışlardır. Erkeğe BOŞ ol yetkisi
verilerek KADINI adeta köleleştirmiştir. Kadının Karnından sıpayı, Sırtından sopayı eksik
etmeyeceksin sözünü adeta yasa haline getirmişlerdir.
--Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Kutlu ve Hür Cumhuriyet kurunca, Devrim yasalarıyla
birlikte KADIN Haklarını Türk Medeni Kanunla beraber hayata geçirmiştir. Resmi Nikâhla
birlikte KADININ evliliğini güvence altına almıştır. Tek eşliliği zorunlu kılmıştır. Seçme ve
seçilme hakkını vermiştir. Kamusal alanda Kadın-Erkek eşitlik ilkesini Memleket sathına
yaymıştır. Ve bu gidişat Sarışın Güzel Başbakan Tansu Çiller Hanımefendi'yle birlikte
zirve yapmıştır... Kıskanan yobaz, bağnaz, gerici aymazlar çatlasın?????
--Son zamanlar da KADINA şiddet oldukça arttı. Bir tarafta cümle Tarikat ve Asitane
Dergâhları İslamiyet gölgesi altında DİNİ bir zülfikâr Kılıç gibi kullanıp Kadınları o pis
çirkef amellerine alet ediyorlar. Kılıf-kıyafetleriyle Kadını-Kadından ayrıştırıyorlar.
Öte taraftan Avrupa Aşıkları ve Tekelci Burjuvazi Kadını Reklam ve Moda sektörüne
Kurban ediyorlar. Genç neslin kafalarını bulandırıyorlar Bunu hayata geçirirken
yine Kadını-Kadına karşı kullanıyorlar. Güzellik ve benzeri yarışmalar düzenliyorlar.
Popçulları, Rapçıları sahnede Portakal gibi soyup genç nesile sunuyorlar. Türk Ulusal
Medeniyet yapısını dejenere etmek için ellerinden ne gelirse onu uyguluyorlar.
--SONUÇ: Cümle Tarikatlar Türk Ulusal Medeniyetine ne kadar zarar veriyorsa, diğer
taraftan Tekelci Burjuvazi de bir o kadar zarar vermektedir......VESSELAM.
--BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
**** KADINA ŞİDDET ve KADININ-KADINA ŞİDDETİ.****
--Kadına şiddet Hz. Adem'den beri vardır. Kabilin, Kardeşi Habil'i öldürmesiyle başlamıştır.
ERİL'in, DİŞİL'e karşı şehvet-i duygular beslemesi ve sahip olma arzusuyla yaklaşması
başlı-başına bir şiddettir. Ayrıca fiziksel gücüyle hükmetmesi ayrı bir şiddettir.
--Kadına Şiddet, Tabiat Şartlarına ve Tarihsel yaşam biçimine göre şekil değiştirmiştir.
Zaman-zaman Kadının doğurganlığı ve bazı özel durumları lanetli olarak görülmüştür.
Daha sonraları, ANAERKİL le beraber Neolotik Toplumlar oluşmuştur. Neolotik Çağla
birlikte Kadının-Kadına karşı rakip olması Hemcins muhalifliği şiddete, hatta zaman-
zaman bu şiddetler zülüme dönüşmüştür. Taa ne zaman ki neslin Baba tarafından
devam ettiği anlaşılana kadar. Yani Bronz Çağın başlamasıyla ATAERKİL Toplumsal
yapılaşmaya gidilmiştir...
--İslamiyette Kadının Yeri: Bana göre İslamiyette KADININ yeri hiç olmadı. Hep hor görüldü,
dışlandı, küçümsendi, aşağılandı, dövüldü ve REJM edildi. Ayrıca kılıf-kıyafetiyle KADINA
En büyük işkence yapıldı. Bu şiddet ve zülümat Osmanlı zamanın da artarak devam etmiştir.
Berdel, Kuma ve benzeri törelerle KADININ Anasını ağlatmışlardır. Erkeğe BOŞ ol yetkisi
verilerek KADINI adeta köleleştirmiştir. Kadının Karnından sıpayı, Sırtından sopayı eksik
etmeyeceksin sözünü adeta yasa haline getirmişlerdir.
--Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk Kutlu ve Hür Cumhuriyet kurunca, Devrim yasalarıyla
birlikte KADIN Haklarını Türk Medeni Kanunla beraber hayata geçirmiştir. Resmi Nikâhla
birlikte KADININ evliliğini güvence altına almıştır. Tek eşliliği zorunlu kılmıştır. Seçme ve
seçilme hakkını vermiştir. Kamusal alanda Kadın-Erkek eşitlik ilkesini Memleket sathına
yaymıştır. Ve bu gidişat Sarışın Güzel Başbakan Tansu Çiller Hanımefendi'yle birlikte
zirve yapmıştır... Kıskanan yobaz, bağnaz, gerici aymazlar çatlasın?????
--Son zamanlar da KADINA şiddet oldukça arttı. Bir tarafta cümle Tarikat ve Asitane
Dergâhları İslamiyet gölgesi altında DİNİ bir zülfikâr Kılıç gibi kullanıp Kadınları o pis
çirkef amellerine alet ediyorlar. Kılıf-kıyafetleriyle Kadını-Kadından ayrıştırıyorlar.
Öte taraftan Avrupa Aşıkları ve Tekelci Burjuvazi Kadını Reklam ve Moda sektörüne
Kurban ediyorlar. Genç neslin kafalarını bulandırıyorlar Bunu hayata geçirirken
yine Kadını-Kadına karşı kullanıyorlar. Güzellik ve benzeri yarışmalar düzenliyorlar.
Popçulları, Rapçıları sahnede Portakal gibi soyup genç nesile sunuyorlar. Türk Ulusal
Medeniyet yapısını dejenere etmek için ellerinden ne gelirse onu uyguluyorlar.
--SONUÇ: Cümle Tarikatlar Türk Ulusal Medeniyetine ne kadar zarar veriyorsa, diğer
taraftan Tekelci Burjuvazi de bir o kadar zarar vermektedir......VESSELAM.
--BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN--
***** TOPLUMSAL SINIFLAR *****
--Toplumsal Sınıf kavramı, Medeniyetlerin Hiyerarşik konumlarına göre şekil bulmuştur.
Sanayı Devrimleri öncesi Kabilelerin oluşmasında, Asiller ve sefiller, Hürler-Köleler ve
Zenginler-yoksular arasında ki farkın açılmasıyla çekişme başlamıştır. Din ve Mezhep-
lerin doğuşuyla birlikte yeni medeniyetler keşfedilmiştir.
--1789 Fransa Demokratik Burjuva devrimiyle beraber, sıralı bir şekilde bütün Dünya'ya
sirayet etmiştir. Kapitalist Rejim sistemleriyle Sınıflar ortaya çıkmış, akabinde Senyör ve
Serfler, Patron-Puroletarya, Ezen-Ezilen, Yöneten ve yönetilen, Köylüler ve Kentliler
arasında ki uçurum açıldıkça açılmıştır. Kapitalist ve Emperyalist Toplumların oluşmasında
ve güç kazanmasında Devlet erki bir baskı aracı olarak kullanılmıştır.
--Kapitalist Toplumlarda bu ayrıcalığa, haksızlığa, Hak-Hukuk ve Adaletsizliğe, Din-Dil-Irk
Renk ve Cinsiyet ayrımcılığına son vermek için yeni bir Devlet ve yeni bir Rejim sistemi
kuran tek ve son Lider ve Devlet Adamı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'tür. Bunu Büyük
Millet Meclisini açmasıyla başlamış, ve 29-EKİM-1923 de Cumhuriyeti kurmuştur...VESSELAM.
------BİR YORGUN DEMOKRATIN SOLGUN KALEMİNDEN------
Kardaşım, ben bu güne kadar hem zengin, hem de vicdanlı-merhametli birini
hiç görmedim. Eğer ki gören varsa, o zengin mevcudiyetin birazcık kuyruğuna
bassın bakalım, vicdan- merhamet diye bir şey kalıyor mu????
*** BİZDEKİ MODAYA BAKIN ***
Hürriyet Kutsaldır, yaşanmaz onsuz
Bu devran bozulur, sanma ki sonsuz
Popçular sahnede, zıplıyor donsuz
Amanın bizde ki, Modaya bakın.
.
Zaman mı bozuk, Nesil mi azıyor
Avrupa sevdası, Ahlak bozuyor
Sokakta Kadınlar, şortla geziyor
Nazarla bakışan, Hıdoya bakın.
.
Saçları boyalı, Limon sarısı
Al-açıkta kalmış, vücut yarısı
Cakalar satıyor, Leydi karısı
Nursuzun attığı, havaya bakın.
.
Bir kenara atmış, namusu-arı
Urbadan ibaret, mülkiyet-varı
Ne yuvası kalmış, ne de bir tarı
Gölgesiz yürüyor, Hamoya bakın.
.
Şimdi ki Gençliğe kalmadı güman
Hakikat bozuldu, yok oldu iman
Setreni açıkta, giymiyor tuman
Almana benzemiş, haykoya bakın.
.
Sübyan Kuma alır, Hoca'yla-Hacı
Uyuşmuş Beyinler, duymuyor acı
Ne Baba tanıyor, ne kardaş-bacı
Nektarı Şaraptır, Saykoya bakın.
.
Saçını boyatmış, dönmüş Kadına
Dövmeler yaptırmış, baldır-buduna
Vezir ne söylesin, böyle oduna
Sokakta sürünen, zankaya bakın...
------OZAN ÇAKIROĞLU------
***** ÖĞRETMEN *****
Öğretmendir Yurdun orta direği
Kalem-Defteridir, Külüng-küreği
Memleket aşkıyla, çarpar yüreği
Sevgidir, Barıştır Yardır Öğretmen.
.
Ana-Ata gibi davranır candan
Medeniyet çağlar damardan-kandan
Onlarsız Memleket karanlık-zindan
Hakikate varan, Yoldur Öğretmen.
.
Devlete Temeldir, nesile maya
Kâşifler eğitir, gönderir Aya
Bazen Süvari'dir, bazen de yaya
İlim bahçesinde, Gül'dür Öğretmen.
.
Amacı İSTİKBAL, Seyreder Arşı
Direnir Savaşır, yobaza karşı
Okutur Sulh ile İSTİKLAL Marşı
Lehçedir-Lisandır Dildir Öğretmen.
.
Nakış-nakış işler Bilimi özden
Bayrak-Milletini düşürmez gözden
Yola revan olur, Kemalist izden
Ne sağdadır, ne de soldur Öğretmen.
.
Kimisi kadrolu, kimisi vekil
Onlar verir medeniyete şekil
Fecir'de Güneş'tir, Lamba da fitil
Karanlığa irşat-Yoldur Öğretmen.
.
Der Vezir, onlardan aldım hidayet
Hakikattır sözüm, değil rivayet
Mevlam Yollarını, etsin selamet
Hür Cumhuriyete, koldur Öğretmen,
Arıdır, Nektardır, Baldır Öğretmen...
------OZAN ÇAKIROĞLU------
.
T.C. Yasaları doğrultusunda görev yapan Cumhuriyet emanetçileri, Vatan'ın
Aydın neferleri, yarınların irşad-i umutları Cümle Öğretmenlerimizin 24 Kasım
Öğretmenler günü kulu olsun....ARTVİN'li VEZİR PEHLEVAN....