Mesela bendeniz de şiirlerimde insanın yaşadıklarından kaynaklı beyninlerinde oluşan insan enkazını mecazi anlamda ölüm’ü, ölüm çiçekleri olarak bilinen krizantem ile vermiş olduğum şiirde de asıl ölümlerin bedenlerde değil zihinlerde olduğunu. Bedenlerin yaşamsal döngüsünü tamamlayıp artık yok olmalarından ötürü duyulan yokluk üzgünlüğüyle, insan için ruhunda( aklında) herhangi sebepten dolayı meydana gelen ölümle çektiği acı bazen eşit bazen kişisel özelliklere göre daha da şiddetli hissedildiğini kapalı olarak söylemişim.
Bunu yaparken de hem aynı cümlede soruyu sorup cevabını da yine aynı cümle içerisinde düşündürmüşüm. Aynı zamanda şiiri incelediğinizde de hiçbir karmaşa olmadığını çok sade bir dille de yazıldığını görebilirsiniz.
Ah güzel Ahmet abim benim İnsan yaşadığı yere benzer O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer Suyunda yüzen balığa Toprağını iten çiçeğe Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine Konyanın beyaz Antebin kırmızı düzlüğüne benzer Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir Denize benzer ki dalgalıdır bakışları Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına Öylesine benzer ki Ve avlularına (Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi) Ve sözlerine (Yani bir cep aynası alım-satımına belki) Ve bir gün birinin adres sormasına benzer Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına Minibüslerine, gecekondularına Hasretine, yalanına benzer Anısı işsizliktir Acısı bilincidir Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan Gülemiyorsun ya, gülmek Bir halk gülüyorsa gülmektir Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
Selamlar Sn.Gül Kant örneğini vermemin sebebi asırlar öncesinde Hayyamın felsefi bir savı şiirlerinde ustalıkla işlemesine örnek verirken niyetim kesinlikle din, islam gibi konulara evirmek değildi. Şiirde felsefeyi nasıl işleyebiliriz idi asıl konumuz ve iki farklı konuyu aynı anda işlemek sağlıksız olacağından size hak veriyorum. Arkadaşımız açılan her konuyu dine ve islama evirmeyi kendisine görev edinmiş sanırım.
Ben tekrar konuya dönmek ve güne güzel bir örnek vererek başlamak istiyorum.
Bakınız Kavafis şehir şiirinde insanın belleğinde yer eden izlerle nasıl da hesaplaşır.
Şehir Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın. Bu şehir arkandan gelecektir. Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın. Aynı mahallede kocayacaksın; aynı evlerde kır düşecek saçlarına. Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda. Başka bir şey umma- Bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok. Ömrünü nasıl tükettiysen burada, bu köşecikte, öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.
Sevgili Nurgül insan, insanın ilacıymış. Gerek çevremde gerek burada kederime, sevincime ortak olan sana ve herkese çok teşekkürler. Diliyorum ki herkesin yüreğini mutluluk sarsın senin de. Sevgilerimle… Farkındayım çok geç oldu kusura bakma lütfen iyi geceler diliyorum.
Sayın gül, Sistemsel bir hata benim de başıma çok defa geldi hiç önemli değil. Sizinle fikir alışverişi beni ziyadesiyle memnun etti. Yeni yılda diliyorum ki güzel dilekleriniz tüm insanlık için kabul olsun. Ve kendi adıma da teşekkürlerimle kabul edip bilmukabele diyerek paylaşımınıza kant örneğini ilave etmek isterim. Kant, aydınlanmanın aklın korkusuzca kullanılmasına bağlamasıyla “ Ömer Hayyamın şiirlerini karşılaştırdığımda hayretler ve hayranlık içinde asırlar önce işlediği gerçeğini görürüz. Araştırmanın ve bütüncül bakmanın ve aklı layıkıyla kullanmanın sonucunda tüm düşüncelerin saygıdeğer olduğu bilinciyle, yeniliklere açık bilgiye aç penceremde harmanlamak ve ayıklamak en doğruya yaklaşmak çabasında olduğumu belirtmek isterim. Geçmişten günümüze yolumuza bir mum yakan bilgin ve düşünürlere saygıyla diyerek yazımı bitirmek istiyorum saygı ve sevgi benden de sizlere gelsin. Huzurlu geceler dilerim.
Bugün kucağına sığındığım gün annem Ne tesadüf ki, senin de kucağımdan gittiğin gün… Dünya nasıl dönüyor ki? Birini sevindirirken, diğerini aynı gün ağlatıyor anne? Bu nasıl bir arattır gittiğinden beri , gülüp sevineyim mi? Üzülüp ağlayayım mı? Bilemedim ben.
Öncelikle sayfaya uğramamızdan çok memnun ve mutlu oldum Sayın Gül. Hoşgeldiniz.
Gözlemlerime yaptığınız katkılar kıymetli ve yazınızın içeriğine atıf olarak da
Aşık Veysel’i örneklemek istiyorum. Aşık Veysel halk ozanı olmasına rağmen şiirlerini incelediğimde rastladığım; varoluşu ve yaşamı sorguladığını, Tanrı fikrini “mimar” metaforuyla verdiğini Platonun felsefi kavramları ile örtüştüğünü Ve hümanizm izleri taşıdığını da görüyoruz. Felsefe sorgulama ve bütüncül bakma becerisidir ve bunu da geliştirmek okumak ve gözlemlemek ve duyumsamak kişisel yetenekleriyle harmanlandığında ancak ortaya çıkabilecek vitrinin cazibesi ve değeri kabul görecektir sizin de belirttiğiniz gibi.
Korkulardan sıyrıldığında hayatı keşfetmenin hazzına bir başka varırsın gittiğin yerde. Ve filizlenir yeniden arzular yittiğin yerden… yeniden umut açar kuru dallar yeni güne tam bitti derken Aslı Birer
Korkulardan sıyrıldığında hayatı keşfetmenin hazzına bir başka varırsın gittiğin yerde. Ve filizlenir yeniden arzular yittiğin yerden… yeniden umut açar kuru dallar yeni güne tam bitti derken
Mesela bendeniz de şiirlerimde insanın yaşadıklarından kaynaklı beyninlerinde oluşan insan enkazını mecazi anlamda ölüm’ü, ölüm çiçekleri olarak bilinen krizantem ile vermiş olduğum şiirde de asıl ölümlerin bedenlerde değil zihinlerde olduğunu. Bedenlerin yaşamsal döngüsünü tamamlayıp artık yok olmalarından ötürü duyulan yokluk üzgünlüğüyle, insan için ruhunda( aklında) herhangi sebepten dolayı meydana gelen ölümle çektiği acı bazen eşit bazen kişisel özelliklere göre daha da şiddetli hissedildiğini kapalı olarak söylemişim.
Bunu yaparken de hem aynı cümlede soruyu sorup cevabını da yine aynı cümle içerisinde düşündürmüşüm. Aynı zamanda şiiri incelediğinizde de hiçbir karmaşa olmadığını çok sade bir dille de yazıldığını görebilirsiniz.
Ve Edip Cansever
Aynı temayı bakınız nasıl işler.
Ah güzel Ahmet abim benim
İnsan yaşadığı yere benzer
O yerin suyuna, o yerin toprağına benzer
Suyunda yüzen balığa
Toprağını iten çiçeğe
Dağlarının, tepelerinin dumanlı eğimine
Konyanın beyaz
Antebin kırmızı düzlüğüne benzer
Göğüne benzer ki gözyaşları mavidir
Denize benzer ki dalgalıdır bakışları
Evlerine, sokaklarına, köşebaşlarına
Öylesine benzer ki
Ve avlularına
(Bir kuyu halkasıyla sıkıştırılmıştır kalbi)
Ve sözlerine
(Yani bir cep aynası alım-satımına belki)
Ve bir gün birinin adres sormasına benzer
Sorarken sorarken üzünçlü bir görüntüsüne
Camcının cam kesmesine, dülgerin rende tutmasına
Öyle bir cıgara yakımına, birinin gazoz açmasına
Minibüslerine, gecekondularına
Hasretine, yalanına benzer
Anısı işsizliktir
Acısı bilincidir
Bıçağı gözyaşlarıdır kurumakta olan
Gülemiyorsun ya, gülmek
Bir halk gülüyorsa gülmektir
Ne kadar benziyoruz Türkiye'ye Ahmet Abi.
Selamlar Sn.Gül
Kant örneğini vermemin sebebi asırlar öncesinde Hayyamın felsefi bir savı şiirlerinde ustalıkla işlemesine örnek verirken niyetim kesinlikle din, islam gibi konulara evirmek değildi. Şiirde felsefeyi nasıl işleyebiliriz idi asıl konumuz ve iki farklı konuyu aynı anda işlemek sağlıksız olacağından size hak veriyorum.
Arkadaşımız açılan her konuyu dine ve islama evirmeyi kendisine görev edinmiş sanırım.
Ben tekrar konuya dönmek ve güne güzel bir örnek vererek başlamak istiyorum.
Bakınız Kavafis şehir şiirinde insanın belleğinde yer eden izlerle nasıl da hesaplaşır.
Şehir
Yeni bir ülke bulamazsın, başka bir deniz bulamazsın. Bu şehir arkandan gelecektir. Sen gene aynı sokaklarda dolaşacaksın. Aynı mahallede kocayacaksın; aynı evlerde kır düşecek saçlarına. Dönüp dolaşıp bu şehre geleceksin sonunda.
Başka bir şey umma-
Bineceğin gemi yok, çıkacağın yol yok.
Ömrünü nasıl tükettiysen burada,
bu köşecikte,
öyle tükettin demektir bütün yeryüzünde de.
Konstantinos Kavafis
Sevgili Tuba güzel duaya amin diyorum
Sevgiler çokça hayırlı geceler dileklerimle.
Sevgili Nurgül insan, insanın ilacıymış. Gerek çevremde gerek burada kederime, sevincime ortak olan sana ve herkese çok teşekkürler. Diliyorum ki herkesin yüreğini mutluluk sarsın senin de.
Sevgilerimle…
Farkındayım çok geç oldu kusura bakma lütfen iyi geceler diliyorum.
Sayın gül,
Sistemsel bir hata benim de başıma çok defa geldi hiç önemli değil. Sizinle fikir alışverişi beni ziyadesiyle memnun etti.
Yeni yılda diliyorum ki güzel dilekleriniz tüm insanlık için kabul olsun. Ve kendi adıma da teşekkürlerimle kabul edip bilmukabele diyerek paylaşımınıza kant örneğini ilave etmek isterim. Kant, aydınlanmanın aklın korkusuzca kullanılmasına bağlamasıyla “ Ömer Hayyamın şiirlerini karşılaştırdığımda hayretler ve hayranlık içinde asırlar önce işlediği gerçeğini görürüz. Araştırmanın ve bütüncül bakmanın ve aklı layıkıyla kullanmanın sonucunda tüm düşüncelerin saygıdeğer olduğu bilinciyle, yeniliklere açık bilgiye aç penceremde harmanlamak ve ayıklamak en doğruya yaklaşmak çabasında olduğumu belirtmek isterim. Geçmişten günümüze yolumuza bir mum yakan bilgin ve düşünürlere saygıyla diyerek yazımı bitirmek istiyorum saygı ve sevgi benden de sizlere gelsin.
Huzurlu geceler dilerim.
Bugün kucağına sığındığım gün annem
Ne tesadüf ki, senin de kucağımdan gittiğin gün…
Dünya nasıl dönüyor ki?
Birini sevindirirken, diğerini aynı gün ağlatıyor anne?
Bu nasıl bir arattır gittiğinden beri , gülüp sevineyim mi? Üzülüp ağlayayım mı?
Bilemedim ben.
Öncelikle sayfaya uğramamızdan çok memnun ve mutlu oldum Sayın Gül.
Hoşgeldiniz.
Gözlemlerime yaptığınız katkılar kıymetli ve yazınızın içeriğine atıf olarak da
Aşık Veysel’i örneklemek istiyorum. Aşık Veysel halk ozanı olmasına rağmen şiirlerini incelediğimde rastladığım; varoluşu ve yaşamı sorguladığını, Tanrı fikrini “mimar” metaforuyla verdiğini Platonun felsefi kavramları ile örtüştüğünü
Ve hümanizm izleri taşıdığını da görüyoruz. Felsefe sorgulama ve bütüncül bakma becerisidir ve bunu da geliştirmek okumak ve gözlemlemek ve duyumsamak kişisel yetenekleriyle harmanlandığında ancak ortaya çıkabilecek vitrinin cazibesi ve değeri kabul görecektir sizin de belirttiğiniz gibi.
Saygı ve sevgilerimle…
Korkulardan sıyrıldığında hayatı keşfetmenin hazzına bir başka varırsın gittiğin yerde. Ve filizlenir yeniden arzular yittiğin yerden… yeniden umut açar kuru dallar yeni güne tam bitti derken
Aslı Birer
Korkulardan sıyrıldığında hayatı keşfetmenin hazzına bir başka varırsın gittiğin yerde. Ve filizlenir yeniden arzular yittiğin yerden… yeniden umut açar kuru dallar yeni güne tam bitti derken
?si=7n8WtmEslMf721jV