Dudağımda yanık bir tat Gözümde dünden kalma rüyalar Gülkurusu bir akşam Antika pikaptan Kulaklarıma değen sevda makamı, ne bir gün, ne bir saniye eksiksiz Öylesine canlı, ve hala bugün… Aslı Birer
Duygular ve düşünceler iki farklı köşenin elemanları ve her defasında önüne gelenin, “ duygularını düşünce, düşüncelerini ise duygu gibi ifade edişleri de sinir bozucu.
Sıradanlıktan zafiyet geçiren aç kalmış duygu devinimlerine üst perdeden övgüler övgüler… içimde gezen hiçbir hücrede onlara yer bulamıyorum. O kadar da lavanta koltukları halde. Bu aymazlığı anlamak istemiyorum.
Çağlayıp coşmaktı yüreklice, ağlamak yerine uzanıp tutmaya bir gül için, eline diken battığında bile… yaşamak sorunsalını nefes nefese tırmanmak tepelere… ki, görebilmek kendinden büyük acıları. Aslı Birer
Kimmiş? kim değilmiş? Ölmüş zihinleri bir dolu yığın baştan aşağı, aşağıdan yukarı, hatta, sağdan sola, soldan sağa kara bir kaftan giyinmiş gibi gölgeleri yaprakların! Gölleri bulanmış çağlıyor şakır şakır hüzünlü bir buselik… Ne yana dönse çarpıyor eteklerine, yoksulluktan müptezel düşmüş, yitik çocuklar. Gülüşleri Ölü üstelik…
Dudağımda yanık bir tat
Gözümde dünden kalma rüyalar
Gülkurusu bir akşam
Antika pikaptan
Kulaklarıma değen sevda makamı,
ne bir gün, ne bir saniye eksiksiz
Öylesine canlı, ve hala bugün…
Aslı Birer
Kimseye kirli ayaklarıyla beyninizde gezme fırsatı vermeyin.
Gandhi
Duygular ve düşünceler iki farklı köşenin elemanları ve her defasında önüne gelenin, “ duygularını düşünce, düşüncelerini ise duygu gibi ifade edişleri de sinir bozucu.
Sanki kevserin tapusunu alıp kenarına şezlong açtılar.
Duygu çarkımın güncesi tiksintiyi gösteriyor bugün, yarına Allah Kerim olunca din tüccarlarının sürünmesini isteyeceğim ondan.
Sıradanlıktan zafiyet geçiren aç kalmış duygu devinimlerine üst perdeden övgüler övgüler… içimde gezen hiçbir hücrede onlara yer bulamıyorum. O kadar da lavanta koltukları halde. Bu aymazlığı anlamak istemiyorum.
Ne yapmalı ki
papatyalar çiğnenmeden eriştirmeli bahara
Vaveylası göğü inletse soluk soluğa serçenin
Göğün kaşları çatılır mı?
görse ağlayan bebekleri
Yıkasa toprağı annelerin tuzlu yağmurları
Paklanır mı dersin bu yer bu dünyalar?
Aymaz başların kirli rüyalarında
"dystopia"
Çağlayıp coşmaktı yüreklice, ağlamak yerine uzanıp tutmaya bir gül için, eline diken battığında bile… yaşamak sorunsalını nefes nefese tırmanmak tepelere… ki, görebilmek kendinden büyük acıları.
Aslı Birer
?si=YjBZ5VzgLH024ZHc
Abdest tutar mı o acımasız yüzlerde
bir çocuk susuzluktan ölüyorsa
Kimin umrunda?
başın her gün bin defa secdeye varsa.
Aslı Birer
Kimmiş? kim değilmiş?
Ölmüş zihinleri bir dolu yığın
baştan aşağı, aşağıdan yukarı,
hatta,
sağdan sola, soldan sağa kara bir kaftan giyinmiş gibi gölgeleri yaprakların!
Gölleri bulanmış çağlıyor şakır şakır hüzünlü bir buselik…
Ne yana dönse çarpıyor eteklerine, yoksulluktan müptezel düşmüş,
yitik çocuklar.
Gülüşleri
Ölü üstelik…
Aslı Birer
?si=fAoyw5RQoK4e-p8-