Haberin var mı taş duvar? Demir kapı, kör pencere, Yastığım, ranzam, zincirim, Uğruna ölümlere gidip geldiğim, Zulamdaki mahzun resim, Haberin var mı? Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş, Karanfil kokuyor cigaram Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
Ne güzel çizmiş tutsaklığın resmini aklının içinden umuda göndermiş güvercinlerini.. Zira aklı hiçbir güç tutsak edemez. (İnsanın kendisinden başka) işte üstat bu şiirle bana da. Amaann be arif, bedenin tutsak olsa ne olur? Aklın o kadar özgür ki! Dedirtiverdi. Üstat Arif’e…
Siz hakaret ediyorsunuz, konuşmak istemiyorum sizinle ne meselem olacak benim? Lafı evirip çevirmeye gerek yok Sizin ne meseleniz var da herkese samanaltı hakaret ediyorsunuz? Ne demek bu böyle, bilgi dağarcığı çatur çutur? Hem benim sözlerimi yazılarımdan alıntılamak size mi kaldı? Vezir bey hakikaten sabrımı sınamasın artık kimse herkesi saygıya davet ediyorum. Kimin dağarcığında ne varsa onu paylaşır. Kimsenin haddine değil yargı dağıtmak. Yazılarımın dilini hiç incelediniz mi? O kadar mütevazi ki ünlem bile kullanmıyorum sıklıkla. Çok sıkıldım herkes kendine dönsün. İnsanlara laf sokmak hoş değildir. Herkesin aklı fikri kendine yetiyor. Cevap vermek gerekmiyor okuyunuz ve siliniz mümkünse. Bir de kimsenin özeline yazmam ben. Gerek de görmüyorum.
. Ben de derim ki Hay-hay neden olmasın. Zira biri daha var, mütemadiyen yabancı zırtapozların söz ve deyimlerini güncelleyen. Çünkü onun da bilgi dağarcığı çatur-çuturdan ibaret...
Vezir pehlivan benim asabımı bozma seni o çatur çuturun arasına gömerim. Kimle ne tartışıyorsan arada bana neden hakaret ediyorsun? Sen hayırdır?
Ya işte o ıstakoz seviciler yerel halkı yönetiyor diyecektim. Kendileri Monako prensesi.
Not; yerel halk biz Türk milleti oluyoruz edenim.
Öyle deme ama gücenir böcekk. Önce canlı canlı kaynar suya basıcan sonra kral sofrasına koyup çekiçle de kaburgasını kıracan.
?si=x-91fQjs77FJYXA2
Hehheyy :))
Öyle salaş bir yerde değil canım, prensesler gibi:))
Siz hiç ıstakoz yediniz mi?
Serçenin de kalbi var.
?si=BdYiRY1OnSFhI70M
Rica ederim sevgili Feriha bazı şiirleri sayfada yorumlamaya çalışıyorum.
Ahmed Arif
Haberin var mı taş duvar?
Demir kapı, kör pencere,
Yastığım, ranzam, zincirim,
Uğruna ölümlere gidip geldiğim,
Zulamdaki mahzun resim,
Haberin var mı?
Görüşmecim, yeşil soğan göndermiş,
Karanfil kokuyor cigaram
Dağlarına bahar gelmiş memleketimin...
Ne güzel çizmiş tutsaklığın resmini aklının içinden umuda göndermiş güvercinlerini.. Zira aklı hiçbir güç tutsak edemez.
(İnsanın kendisinden başka) işte üstat bu şiirle bana da.
Amaann be arif, bedenin tutsak olsa ne olur? Aklın o kadar özgür ki! Dedirtiverdi. Üstat Arif’e…
Siz hakaret ediyorsunuz, konuşmak istemiyorum sizinle ne meselem olacak benim? Lafı evirip çevirmeye gerek yok Sizin ne meseleniz var da herkese samanaltı hakaret ediyorsunuz? Ne demek bu böyle, bilgi dağarcığı çatur çutur? Hem benim sözlerimi yazılarımdan alıntılamak size mi kaldı?
Vezir bey hakikaten sabrımı sınamasın artık kimse herkesi saygıya davet ediyorum. Kimin dağarcığında ne varsa onu paylaşır. Kimsenin haddine değil yargı dağıtmak. Yazılarımın dilini hiç incelediniz mi? O kadar mütevazi ki ünlem bile kullanmıyorum sıklıkla. Çok sıkıldım herkes kendine dönsün. İnsanlara laf sokmak hoş değildir. Herkesin aklı fikri kendine yetiyor.
Cevap vermek gerekmiyor okuyunuz ve siliniz mümkünse. Bir de kimsenin özeline yazmam ben. Gerek de görmüyorum.
Kimsenin dolduruşuna gelmem ben, bana söylediğiniz de gayet aşıkar. Yeter ama artık. Pess doğrusu!!
. Ben de derim ki
Hay-hay neden olmasın. Zira biri daha var, mütemadiyen yabancı zırtapozların söz ve
deyimlerini güncelleyen. Çünkü onun da bilgi dağarcığı çatur-çuturdan ibaret...
Vezir pehlivan benim asabımı bozma seni o çatur çuturun arasına gömerim. Kimle ne tartışıyorsan arada bana neden hakaret ediyorsun? Sen hayırdır?